Kevin Smith: Joker'in final sahnesinin şok edici bir alternatifi vardı

Hasılat rekorları kılan filmin son sahnesi akıllarda soru işaretleri bırakmıştı (IMDb)
Hasılat rekorları kılan filmin son sahnesi akıllarda soru işaretleri bırakmıştı (IMDb)
TT

Kevin Smith: Joker'in final sahnesinin şok edici bir alternatifi vardı

Hasılat rekorları kılan filmin son sahnesi akıllarda soru işaretleri bırakmıştı (IMDb)
Hasılat rekorları kılan filmin son sahnesi akıllarda soru işaretleri bırakmıştı (IMDb)

Kevin Smith, Todd Philips’in yönetmenliğini yaptığı Joker’in final sahnesinin daha şok edici bir alternatifi olduğunu iddia etti.
Filmin orijinal versiyonu, akıl hastanesine kapatılan Arthur Fleck’in (Joaquin Phoenix) yeni terapistini öldürdüğü izlenimi uyandıran sahneyle son buluyor.
Üretken bir film yapımcısı ve bağımsız aktör olan Smith, Fatman Beyond programında sıkı bir DC Comics hayranı sıfatıyla film hakkında yorumda bulundu.
“Sektörde çalışan” birinin filmin son sahnesi hakkında kendisine bilgi verdiğini belirten Smith, “güvenilir bulduğu bilginin”, “paylaşılmayacak kadar aşırı iyi olduğunu” ve “bunun doğru olduğunu umduğunu” söyledi.
"Aslında hastanedeki final sahnesi farklıydı" iddiasında bulunan Smith, sözlerini şöyle sürdürdü:
Joker hastanede, gülüyor, kıkırdıyor ve ‘Komik bir şeyler düşünüyordum’ diyor (…) Olması beklenen şuydu: Thomas ve Martha Wayne’in ölümüne dönüyorsunuz. Thomas'la Marthna Wayne’i öldüren o (Joker). Çocuk çığlık atıp ağlıyor, o sırtını çevirip gidiyor, sonra dönüyor, omuzlarını silkip çocuğu vuruyor ve kapanış jeneriği geliyor.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, Joker, böyle bir final sahnesiyle sona ermediği için seyirciler ve eleştirmeler arasında epey tartışmaya neden olmuştu.
Bununla birlikte Joker, 2020 Altın Küre’de En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu (Phoenix) ve En İyi Yönetmen (Phillips) dahil birçok dalda aday gösterildi.



Ünlü oyuncu psikopat bir karakteri canlandırmak istiyor

Dakota Johnson, son filmi Tam Bana Göre'de "mükemmel eşle kusurlu eski sevgilisi arasında kalan" bir çöpçatanı canlandırıyor (A24)
Dakota Johnson, son filmi Tam Bana Göre'de "mükemmel eşle kusurlu eski sevgilisi arasında kalan" bir çöpçatanı canlandırıyor (A24)
TT

Ünlü oyuncu psikopat bir karakteri canlandırmak istiyor

Dakota Johnson, son filmi Tam Bana Göre'de "mükemmel eşle kusurlu eski sevgilisi arasında kalan" bir çöpçatanı canlandırıyor (A24)
Dakota Johnson, son filmi Tam Bana Göre'de "mükemmel eşle kusurlu eski sevgilisi arasında kalan" bir çöpçatanı canlandırıyor (A24)

Daha önce bir hippiyi de canlandırdı bir cadıyı da... Hatta kör ve medyum bir mutanta bile hayat verdi... Dakota Johnson bu kez de kanlı bir karakterin peşinde.

35 yaşındaki ABD'li oyuncu, şu sıralar Celine Song'un romantik komedisi Tam Bana Göre'deki (Materialists) performansıyla kariyerinin en iyi eleştirilerini alıyor. 

Yakında Michael Angelo Covino'nun Cannes'da büyük ilgi gören komedisi Splitsville'de de seyirci karşısına çıkacak.

Aksiyona göz kırpıyor

Hafta sonu katıldığı bir etkinlikte konuşan Johnson, bir "psikopatı" oynamaya hevesli olduğunu söyledi. Ayrıca bir aksiyon filminde rol almayı da çok istediğini belirtti:

Her şeye açığım. Sadece bazı şeylerin bir araya gelmesi gerekiyor.

Johnson bu açıklamayı, Çekya'daki Karlovy Vary Film Festivali'ne katıldığı sırada yaptı. Festivalde kendisine prestijli Başkanlık Ödülü verildi.

Johnson'ın annesi Melanie Griffith ve babası Don Johnson da kariyerleri boyunca psikopat diye tanımlanabilecek karakterlere hayat verdi. Griffith, Brian De Palma imzalı Sahte Vücutlar (Body Double) ve Jonathan Demme'nin yönettiği Vahşi Bir Şey (Something Wild) gibi filmlerde akıl sağlığı sorgulanabilir karakterleri canlandırmıştı. 

Babası Don Johnson ise 1993 yapımı gerilim filmi Günahkarlar'da (Guilty as Sin) intikamcı bir tehdit unsuru, Ustura'da (Machete) ise acımasız bir adalet savaşçısı rolünde karşımıza çıkmıştı.

Johnson'ın büyükannesi Tippi Hedren da Alfred Hitchcock'un iki filminde başrol oynamıştı: Kuşlar (The Birds) ve Hırsız Kız (Marnie).

Dakota Johnson şimdiye dek farklı türlerdeki rollerde gösterdiği başarısıyla dikkat çekse de tam anlamıyla kötü bir karakteri henüz canlandırmadı. Johnson, psikopat bir karaktere en çok korku klasiği Suspiria'nın Luca Guadagnino uyarlamasında yaklaşmıştı. Filmde Berlin’deki gizemli Markos Dans Akademisi'ne katılan genç bir dansçıyı canlandıran Johnson, kendisini büyücülük, komplolar ve cinayetlerle örülü karanlık bir dünyanın içinde buluyor. 

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Hollywood Reporter, Variety