Irak'taki fotoğrafı doğru okumak

İran yanlısı Haşdi Şabi üyeleri, ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği binasının kurşun geçirmez camını kırmaya çalışıyor (AFP)
İran yanlısı Haşdi Şabi üyeleri, ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği binasının kurşun geçirmez camını kırmaya çalışıyor (AFP)
TT

Irak'taki fotoğrafı doğru okumak

İran yanlısı Haşdi Şabi üyeleri, ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği binasının kurşun geçirmez camını kırmaya çalışıyor (AFP)
İran yanlısı Haşdi Şabi üyeleri, ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği binasının kurşun geçirmez camını kırmaya çalışıyor (AFP)

Sabah Nahi
ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği’ne yapılan baskın, 1979’da İran’da yaşanan benzer olayı hatırlattı. Ancak iki fotoğraf arasında fark bulunuyor. Biri Tahran’da devrimci mollaların eliyle gerçekleşirken, diğeri Irak’ta geçen günlerde Haşdi Şabi’ye düzenlenen hava saldırılarının intikamını alma iddiasında bulunan dini partilerce düzenlendi.
Dünyanın en büyük Büyükelçilik yerleşkesi
Bağdat’ta yabancı misyonların ve büyükelçilik binalarının bulunduğu korunaklı Yeşil Bölge’ye yönelik baskın, Irak Silahlı Kuvvetler Komutanı unvanıyla Başbakan Adil Abdulmehdi’nin emrindeki silahlı gruplarca düzenlendi. Abdulmehdi, büyükelçilik binasına baskın düzenlenip kapılarının ateşe verilmesinden saatler sonra yaptığı açıklamada, eylemcilere bölgeyi derhal terk etmeleri çağrısında bulundu. Ancak onca olaydan sonra bu çağrının pek bir ehemmiyeti kalmamıştı yani olan olmuştu.  ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği, üzerinde kurulduğu alan olarak dünyanın en büyük, elçilik yerleşkesi unvanına sahip. Buradaki binlerce personelin çoğu baskın öncesinde Washington’dan gelen talimatla Bağdat dışına çıkmış ve Erbil’e geçmişlerdi.
Milislerin bombalanmasına tepki
Irak’ta Kerkük yakınlarındaki bir üsse düzenlenen roket saldırısında bir Amerikan vatandaşının ölmesinin ardından ABD ordusuna ait savaş uçakları Pazar günü Irak ve Suriye'de İran destekli Hizbullah Tugayları'na (Ketaib Hizbullah) ait 5 noktaya hava saldırısı düzenledi.
ABD’nin Irak'taki hava saldırısında en az 25 unsurun öldüğü ve 55 kişinin de yaralandığı aktarıldı.
Büyükelçilik baskını, bu olayların akabinde Haşdi Şabi destekçileri tarafından gerçekleştirildi. Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta bulunuyor. O nokta ise ABD Savunma Bakanı Mark Esper’in saldırı haberini olaydan saatler öncesinde Abdulmehdi’ye bildirmesi. Abdulmehdi, açıklamasında, Esper’in saldırı haberini kendisine bildirdiğini ancak hükümet politikası gereği bunu silahlı grupla paylaşamadığını ifade etti. Bu ifadeler, ABD tarafının beşeri zayiat vermeyi hedeflemediği şeklinde yorumlanabilir. Nitekim Iraklı gözlemciler, Abdulmehdi’ye yapılan bilgilendirmenin örgütün sadece silah depolarının hedef alınacağı yönünde olabileceğine işaret ediyor.
Devlet içinde devlet
İran yanlısı siyasi gruplar, Irak’ta artık devlet içinde devlet oluşturmuşlar. Bu gruplara bağlı askeri grupların tek bir görevi var: 2003’ten bu yana ve özellikle 2011’de ABD’nin Irak’tan çekilmesi sonrasında etkisini ülke içinde giderek artıran İran çıkarları için çalışmak.
ABD Büyükelçiliği’ne yönelik baskın, bu görevi daha da belirginleştirdi. Bu gelişmeyle birlikte milis güçlerin ajandalarını alenen hayata geçirmek için yeni bir aşamaya geçtikleri görülüyor. Ancak askeri açıdan ABD ile çatışma seviyesinde olmayan İran’ın bu yaptığı, sadece silahlı araçlarla siyasi mesaj vermek olabilir.
Irak halkıyla uluslararası toplumun karşı karşıya getirilmesi hedefleniyor
İran yanlısı grupların eliyle yapılan bu girişim, Irak toplumu ile sivil dinamiklerin uluslararası toplumla karşı karşıya getirilmesi hedefleniyor. Hatta bunun da ötesinde elçilik baskınından duyduğu endişeyi dile getiren gözlemciler, ‘sorumsuzluk’ diye nitelediği bu durumun BM Antlaşması’nın 7. Bölümü’nde öngörülen uluslararası müdahaleye zemin hazırlayabileceğine işaret ediyor. ABD, 2003’te Şii güçlere Irak kapılarını açarak, ülkeyi altın tepside İran’a sundu. Nitekim İran’ın eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad da, ABD’nin Irak’tan çekilmesinden önce yaptığı açıklamada, ülkesinin ‘oluşan boşluğu dolduracağını’ ifade etmişti. Bu durum hem ABD hem de Iraklılar tarafından reddedildi. Ancak İran Irak’a koyduğu Truva atları sayesinde ülkeye sızdı ve Haşdi Şabi çatısı altındaki milis güçleri aracılığıyla kontrolü ele geçirdi. Örgüte eleman toplarken de şu iki gerekçeyi kullandı: Irak’ı DEAŞ’tan kurtarmak ve iş fırsatı oluşturmak.
Elçilik baskınından en büyük zararı barışçıl göstericiler gördü
Milislerin büyükelçiliği basmasından en büyük zararı, başkent Bağdat başta olmak üzere güney ve orta kentlerde değişim için iki ayı aşkın süredir meydanları terk etmeyen barışçıl göstericiler gördü. Göstericiler, elçilik baskınında yaşananları, protestolarının sonlandırılması hedefiyle düzenlenen bir ‘tiyatro’ şeklinde nitelendirdi. ABD Büyükelçiliği’nin bulunduğu Yeşil Bölge’ye girmeye çalışan barışçıl göstericiler yüzlerce kurban verirken, elçiliği basan Haşdi Şabi üyeleri ve destekçileri Yeşil Bölge’ye deyim yerindeyse ‘elini kolunu sallayarak’ girdiler. Kapılar birden açıldı ve söz konusu kişiler hiçbir zorlukla karşılaşmadan ABD Büyükelçilik binasına kadar ulaştı.
Iraklılar ve umut kırıntısı
Umarız 2020 senesi, bölge ve özellikle Irak için yeni bir dönem olur. Silahlı milislerin kükremesine rağmen Başbakan Abdulmehdi görevinden istifa etti. Göstericiler, siyasi partilerin gösterdikleri adaylara karşı güçlü bir şekilde tepkilerini yükseltiyor. Meydanlar, İran renklerini reddediyor. Halk, servetlerinin yağmalanmasına karşı duruyor.
*Bu analiz Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevirilmiştir.



Gazze'de ateşkes için ihtiyatlı iyimserlik… ABD'nin oynayacağı role güven

İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazını arayan Filistinliler (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazını arayan Filistinliler (AFP)
TT

Gazze'de ateşkes için ihtiyatlı iyimserlik… ABD'nin oynayacağı role güven

İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazını arayan Filistinliler (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazını arayan Filistinliler (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın önümüzdeki günlerde gerçekleştireceği bölge turu, Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varılması olasılığı açısından merakla bekleniyor. İsrail'de savaşın sona erdirilmesi yönünde büyük gösteriler düzenlenirken, Kahire temasların varlığını, öneri ve fikir alışverişinde bulunulduğunu teyit ediyor ve Washington'un rolüne güveniyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre Trump'ın Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) kapsayan turu öncesindeki bu büyük ivme, ABD'nin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya açık bir şekilde baskı yapması halinde bir anlaşmayla sonuçlanabilir. Hamas'ın ABD'nin kapsamlı bir çözüm garantisi vermesi halinde, ateşkesi kabul etmesi muhtemel.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre Papa 14. Leo, 8 Mayıs'ta seçildikten sonra Aziz Petrus Meydanı'nda düzenlediği ilk pazar ayininde Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması ve tüm esirlerin serbest bırakılması çağrısında bulundu.

‘Askeri çözüm yok’

Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul dün Kudüs'te yaptığı açıklamada, ‘ateşkes için ciddi müzakerelere geri dönülmesi’ çağrısında bulunarak, ‘Gazze Şeridi'ndeki çatışmanın askeri yollarla çözülemeyeceğini ve siyasi bir çözümün odak noktası olması gerektiğini’ vurguladı.

Görsel kaldırıldı.İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazı arasında oturan protez bacaklı bir Filistinli (AFP)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bir televizyon röportajında, Gazze konusunda günlük temasların ve karşılıklı önerilerin varlığını teyit ederek, gerilimin sona erdirilmesi için baskı yapılmasında ABD'nin rolünden yararlanmanın önemini vurguladı. Trump yönetiminin göreve gelmeden önceki tutumunun ateşkesin istikrar kazanmasına yardımcı olduğunu ve mevcut ABD yönetiminin de aynı güçle mevcut çabaların başarısına katkıda bulunacağını umduğunu ifade etti. Abdulati, “Kapsamlı bir ateşkese ulaşmak için ABD ve Katar'ın başını çektiği uluslararası ortaklarla iş birliği içinde Mısır'ın yoğun girişimleri devam ediyor” dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Samuel Warburg dün Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Trump'ın ziyaretinin, Gazze Şeridi'ndeki gelişmeler de dahil olmak üzere çeşitli dosyalarda ‘koordinasyonu artıracağını’ doğruladı, ancak bir ateşkes anlaşmasına varılıp varılmayacağı konusunda bilgi vermedi.

Baskılar artıyor

Mısırlı strateji uzmanı Tümgeneral Semir Ferec, Trump'ın ziyaretinden önce ya da ziyaretiyle birlikte bir anlaşmaya varılacağı beklentisiyle savaşın sona erdirilmesi için büyük beklentiler, baskılar ve uluslararası taleplerin arttığını söyledi. Mısır'ın Trump'ın rolüne güvenmesinin doğru bir tutum olduğunu ve özellikle Gazze dosyasının yaklaşan tur sırasında güçlü bir şekilde masada olacağı için anlaşmanın sağlanmasına önemli ölçüde katkıda bulunabileceğini belirtti.

Hamas'a yakın bir Filistinli siyasi analist olan İbrahim el-Medhun'a göre ise ‘tüm olasılıklar halen masada, ancak İsrail ateşkesi garanti eden ya da Filistin halkına karşı devam eden soykırımı durduran herhangi bir anlaşmayı reddetmekte ısrar ediyor.’

Görsel kaldırıldı.İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları nedeniyle yerlerinden edilen Filistinlilerin kaldığı çadırlar (Reuters)

Öte yandan Hamas, maliyeti ne olursa olsun herhangi bir kısmi anlaşmaya girmeyi reddediyor. Kapsamlı bir anlaşmaya varmak istediğini vurguluyor, ancak aşılamayacak net koşullar ve kırmızı çizgiler belirliyor.

El-Medhun'a göre kırmızı çizgiler üç yönlü; ‘İlk olarak hiçbir koşul altında silahların teslim edilmesinden söz edilmiyor, zira direniş için silahlar hayatta kalmanın garantisi ve caydırıcılık aracıdır. İkinci olarak ister liderler ister sıradan insanlar olsun, Filistinlilerin yerinden edilmesi reddediliyor. Son olarak, saldırganlığın kapsamlı bir şekilde durdurulmasına, kuşatmanın kaldırılmasına ve esirlerin serbest bırakılmasına yol açmayan her türlü kısmi anlaşmaya karşı çıkılıyor.’

El-Medhun, “Hamas kısa süre önce İsrail'in değiştirilmiş bir teklifini reddetti. Çünkü bu teklif kabul edilemeyecek kırmızı çizgilere dokunan noktalar içeriyordu. Ancak hareket diyaloğa açık olmakla birlikte silahları teslim etmeyecek, mevcut koşullar altında gelecekteki herhangi bir hükümette yer almayacak ve herhangi bir kısmi anlaşmayı kabul etmeyecek” ifadelerini kullandı.

İsrail Kanal 12 televizyonuna göre cumartesi akşamı binlerce İsrailli, savaşın sona erdirilmesi ve tüm esirlerin geri dönmesi talebiyle Savunma Bakanlığı yakınlarında gösteri yaptı. Bu gelişme, cumartesi günü Gazze Şeridi'nde hayatta olan iki İsrailli esirden birinin Gazze Şeridi'nde devam eden savaşın sona erdirilmesi çağrısında bulunduğu videonun Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları tarafından yayınlanmasıyla aynı zamanda gerçekleşti.

Hamas'ta iyimserlik

Hamas kaynakları dün Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, Katar ve Mısır'ın katıldığı, ABD'li ve İsrailli yetkililerin yakından takip ettiği görüşmelerde ‘bu kez bir anlaşmaya varılabileceğine dair iyimserliğe tanık olunduğunu’ belirterek, ‘şu anda önerilenler üzerinde anlaşmaya varılması halinde önümüzdeki 48 saat içinde bir anlaşmanın ilan edileceğini’ öne sürdü.

Kaynaklar, ‘ABD tarafının kısmi bir anlaşmaya varmaya odaklandığını, hareketin liderliğinin ise anlaşmanın açık ve net bir metin taşımasını, Başkan Trump'ın garantisini içermesini, İsrail'in ilk aşamada olduğu gibi anlaşmaları ihlal etmeden savaşı sona erdirecek ikinci bir aşamaya geçilmesini talep ettiğini’ açıkladı.

Görsel kaldırıldı.İsrail'in dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlediği saldırıda öldürülen bir çocuğun cenazesini taşıyan Filistinli (Reuters)

‘Hamas'ın ateşkesi hızlandırmak ve Trump yönetimine net bir mesaj göndermek için ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander da dahil olmak üzere tüm esirleri serbest bırakmaya istekli olduğunu’ belirten el-Medhun, “Şimdi parola, soykırımı durdurmak, insani yardımın girişine izin vermek ve savaşın kapsamlı bir şekilde durdurulması için işgal hükümetine gerçek bir baskı yapma sorumluluğuna sahip olan ABD yönetiminin elinde” dedi.

Trump'ın bölgeye yapacağı ziyaret sırasında Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmenin yollarını açıklayacağı bir anlaşmanın çerçevesini duyurmasını bekleyen Ferec, önümüzdeki saatlerin ABD'nin tutumunu, takas anlaşmasının tamamlanma şansını ve yardım girişini duyurmak açısından belirleyici olacağını öne sürdü.