Sudan'da Ömer el-Beşir'in partisine bağlı kurumlara el koyuldu

Sudan'da Ömer el-Beşir'in partisine bağlı kurumlara el koyuldu
TT

Sudan'da Ömer el-Beşir'in partisine bağlı kurumlara el koyuldu

Sudan'da Ömer el-Beşir'in partisine bağlı kurumlara el koyuldu

Sudan makamları, devrik lider Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’e bağlı olan Ulusal Kongre Partisi’nin başkentteki ve diğer eyaletlerdeki hesaplarına ve mülklerine el koydu. Ayrıca partiye ait olan kanalları ve gazeteleri kapatarak, partiye bağlı olan Kur'an-ı Kerim Cemiyeti’ni ise Diyanet İşleri Bakanlığı’na devretti.
Sudan’daki geçiş hükümeti 29 Kasım'da, el-Beşir’in liderliğini yaptığı Ulusal Kongre Partisi’nin feshini, mal ve mülklerine el konulmasını ve siyasi faaliyetlerinin askıya alınmasını öngören Kurtuluş Rejiminin Dağıtılması Kanunu çıkardı. Ayrıca çıkarılan kanun kapsamında egemenlik konseyi üyelerinden birinin başkanlığında rejimin tasfiyesine ilişkin bir komite oluşturuldu. Bu çalışmaların amacı, önceki rejimin devlet kurumlarından sökü çıkarılması, rejimin sembol isimlerinin yargılanması ve bu isimlerin geçiş dönemi boyunca siyasi eylemlerde bulunmasının engellenmesiydi.
Sudan Egemenlik Konseyi Üyesi ve Kurtuluş Rejiminin Dağıtılması Komitesi Başkanı Muhammed el-Fekki Süleyman, istihbarat servisinin komiteye devlet organlarında yaşanan yolsuzluklara ilişkin bir dizi dosya teslim ettiğini ve bunlar arasında eş-Şuruk gibi basın organlarının yanı sıra bir dizi kanalın bağlı olduğu Endülüs Ağ Grubu dosyalarının bulunduğunu söyledi. Dün düzenlediği basın toplantısı sırasında komitenin bu kurumların varlıklarına ve hesaplarına el koyulması yönünde karar aldığını dile getiren el-Fekki, bu karar kapsamında işçilerin zarar görmemesine özen gösterileceğini belirtti. Ayrıca komitenin el koyduğu tüm fonların ve varlıkların Maliye Bakanlığı’na devredileceğini belirterek, komitesinin bu dosyalarla hassas bir şekilde ilgilendiğini ifade ederek, bu çalışmaların ülke lehine tek partili bir devletin tasfiyesi olduğunu söyledi.
Komitesi Başkanı el-Fekki’nin açıklamalarına göre komite, rejimin hâkim olduğu 30 yıl içerisinde haksız bir şekilde el konulduğunun tespit edilmesi halinde para, toprak, taşınır mal veya görevleri halka iade etmeye çalışacak. Komitenin herhangi bir hükümet veya parti organının yanı sıra azledilen partinin kendi lehine kullandığı herhangi bir oluşumu feshetme yetkisinin bulunduğunu belirten el-Fekki, komite kararlarının uygulanmasının önünde durmaya çalışacak herkese karşı alınacak yasal önlemler olduğunu vurguladı. Ayrıca bu kararların geri döndürülemez olduğunu ve temyiz kararları alınıncaya kadar bunun yürürlükte kalacağını söyledi.
Egemenlik Konseyi Üyesi Salah Mana, dün verilen ve bundan sonra çıkacak kararların İslami Cephe’nin yönetimi süresince halka karşı suçlu olan herkesi hedefleyeceğini söyledi. Komitenin Ulusal Kongre Partisi’nin rolüne son verdiğini ve bütün varlıklarına el koyduğunu belirten Mana, bu varlıkların Maliye Bakanlığı’na devredildiğini belirtti. Bazı sendika liderlerinin malvarlıklarını ve taşınır malları komiteye teslim etmeyi reddetme girişimlerine karşı uyarıda bulunan Mana, onlara karşı cezai yasal önlemlerin alınacağını taahhüt etti. Yolsuzlukla Mücadele Komitesi'nin çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulunan Mana, komitenin yasadışı yollardan kazanç elde eden herkesi çağırma hakkında sahip olduğunu belirtti ve vatandaşlara gerek partiyle gerekse de rejimin sembol isimleri ve mülkleriyle ilgili olarak her türlü bilgiyi sağlamaları çağrısında bulundu.
Öte yandan Ulusal Kongre Partisi'nin Fesih Komitesi Başkanı Avukat Taha Osman, komitesinin partinin merkezlerini devraldığını, banka hesaplarını kısıtladığını, varlıklarına ve taşınır mallarına el koyduğunu açıkladı. Ayrıca bu kapsamda Kur'an-ı Kerim Cemiyeti’nin feshedildiğini ve varlıklarına devlet çıkarına el konulduğunu kaydeden Osman, Kur'an-ı Kerim Cemiyeti’nin idari olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlandığını söyledi. Bununla birlikte komite, Haziran 1989'dan bu yana hiçbir şekilde muhasebeye tabi tutulmayan Uluslararası Afrika Üniversitesi’nin hesaplarını denetleme kararı aldı.



Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
TT

Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)

Suriye hükümeti tarafından dün yapılan açıklamada federal sistemin reddedildiği bir kez daha ifade edilirken Kürt güçlerine orduya katılmaları çağrısı yapıldı. Kürt ve resmi Suriye kaynaklarına göre bu karar Cumhurbaşkanı Ahmed Şer'in Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Abdi ile ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın katıldığı bir toplantıda alındı.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre Suriyeli bir Kürt yetkili, Şara ve Abdi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni (KDSÖY)Suriye devletine entegre etme çabalarını görüşmek üzere bir araya geldiğini ifade etti.

Kimliğinin gizli tutulması şartıyla konuşan yetkili, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack'ın da toplantıya katıldığını söyledi.

Toplantının, ‘KDSÖY ile Şam hükümeti arasındaki ilişkiler ile ekonomik ve askeri konuların’ görüşülmesi için düzenlendiğini de sözlerine ekledi.

Bu toplantı, Şara ve Abdi arasında henüz uygulanmayan bir ikili anlaşmanın imzalanmasından dört ay sonra gerçekleşti.

Şara’nın 10 Mart'ta ABD’nin himayesinde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Abdi ile imzaladığı anlaşma, ‘Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır geçişleri, havaalanı, petrol ve gaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devletinin yönetimi altına alınmasına’ ilişkin maddeler içeriyordu.

Ancak KDSÖY, anayasal bildirinin ardından hükümetin çeşitliliği yansıtmadığını söyleyerek yönetimi eleştirdi. Kürt güçler geçtiğimiz ay ‘merkezi olmayan demokratik’ bir devlet talebinde bulunmuş, Şam ise buna ülkede ‘bölünme girişimlerini’ reddettiğini vurgulayarak yanıt vermişti.

Suriye hükümetinden bir kaynak dün devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Suriye devleti, ‘tek Suriye, tek ordu, tek hükümet’ ilkesine sıkı sıkıya bağlı olduğunu yineler ve Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne aykırı her türlü bölünme veya federalizm biçimini kesin bir şekilde reddeder” ifadelerini kullandı.

Kaynak, “Suriye ordusu, tüm vatandaşları birleştiren ulusal bir kurumdur. Devlet, SDG'den Suriyeli savaşçıların anayasal ve yasal çerçeve içinde ordunun saflarına katılmasını memnuniyetle karşılıyor” dedi.

Kaynak ayrıca, ‘imzalanan anlaşmaların uygulanmasındaki herhangi bir gecikmenin ulusal çıkarlara hizmet etmeyeceği, aksine durumu karmaşıklaştıracağın ve Suriye'nin tüm bölgelerinde güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanmasına yönelik çabaları engelleyeceği’ uyarısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Şara, geçtiğimiz yıl aralık ayında İslamcı grupların ittifakının başında eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimini devirerek Şam'da iktidarı ele geçirdi. O tarihten bu yana Şara, Suriye'deki tüm askeri grupların lağvedilmesini savunuyor.

Ancak Suriyeli Kürtler, on binlerce erkek ve kadından oluşan askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Suriye'nin birliğini korumak ve ülkede güvenliği yeniden tesis etmek, yeni yetkililer için başlıca zorluklar arasında yer alıyor.

On yıllardır ötekileştirilmeye ve dışlanmaya maruz kalan Suriyeli Kürtler, bugün yeni iktidarın karar alma sürecini merkezileştirme ve geçiş döneminin yönetiminden önemli unsurları dışlama çabalarını eleştiriyorlar.

SDG lideri Abdi, mayıs ayı sonlarında bir televizyon röportajında “Şam ile yaptığımız anlaşmaya bağlıyız ve şu anda uygulama komiteleri aracılığıyla bu anlaşmayı hayata geçirmeye çalışıyoruz” dedi. Ancak ‘Suriye'nin merkezi olmayan, tüm bileşenlerinin tüm haklarına sahip olduğu ve kimsenin dışlanmadığı bir ülke olması’ konusunda kararlı olduğunu da vurguladı.

Şara, Şam’da iktidarı devralmasının ardından tüm silahlı grupların feshedileceğini açıklamasına rağmen, ABD destekli Kürtler, DEAŞ’ı 2019 yılında son kalesinden de kovana kadar mücadelede etkinliğini kanıtlamış olan organize askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Kürt özyönetim, Suriye'nin kuzeyinde ve doğusunda, Şam’daki kaynaklara ihtiyaç duyduğu en önemli petrol ve doğalgaz sahalarını da içeren geniş bir alanı kontrol ediyor. Aralarında binlerce yabancının da bulunduğu DEAŞ üyelerini de kamplarda ve gözaltı merkezlerinde tutuyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani daha önce yaptığı bir açıklamada, KDSÖY’le imzalanan anlaşmanın maddelerinin uygulanmasında ‘oyalanmanın ülkedeki kaosu uzatacağını’ söylemişti.