Libya: UMH Suheyrat Anlaşması'na göre meşruiyetini koruyor

(Arşiv)
(Arşiv)
TT

Libya: UMH Suheyrat Anlaşması'na göre meşruiyetini koruyor

(Arşiv)
(Arşiv)

Libya’da ‘siyasi çözüm’ çağrıları artarken, başkent Trablus savaşı da tırmanmaya devam ediyor. Bu gelişmelerle birlikte uluslararası açıdan tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) ilişkin birçok soru ortaya çıkarken, Türkiye hükümetiyle anlaşma imzalaması sonrasında da UMH, içeriden ve dışarıdan çok sayıda tepki aldı.
Ancak UMH, Bingazi merkezli Libya Temsilciler Meclisi’nin iptal edildiğini ilan etmesine rağmen, 2015 yılı sonlarında Fas’ta imzalanan ‘Suheyrat Anlaşması’ ile sağlanmış meşruiyetine bağlılığını koruyor. Bu hafta başlarında Mısır başta olmak üzere Arap ülkeleri, UMH’yi Libya halkını temsil eden bir hükümet olarak tanımaktan geri çekildi. Libya’nın başkenti Trablus’a her ekseninden kurşunlar yağarken, Arap Birliği de hala Suheyrat Anlaşması’nı, ipin ‘siyasi sürecin parçalanmışlığını toplayan tarafı’ olarak görmeye devam ediyor. Arap Birliği Genel Sekreteri Yardımcısı Husam Zeki, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Suheyrat’ta yapılan Libya siyasi anlaşması, hala siyasi olarak geçerlidir ve UMH de dahil, mevcut kurumlar için yasal dayanak olduğu göz önüne alındığında Arap Birliği tarafından tanınmaktadır” ifadelerini kullandı.
Başkanlık Konseyi ve hükümetinin ‘mevcut sahnedeki varlığını güçlendirmek’ amacıyla ortaya koyduğu ‘uluslararası meşruiyeti onaylamak’ için uluslararası taraflarca, Berlin’de Libya krizi hususunda konferans düzenlemek üzere çabalar sarf ediliyor. Durum, Birleşmiş Milletler’in (BM) UMH’yi iktidara getirerek siyasi sahneyi karmaşıklaştırdığına inanan Libya’nın doğusundaki muhaliflerin pek hoşuna gitmiyor.
Daha bütünsel bir bakış açısıyla, birçok taraf ‘meşruiyete’ itiraz ederken, bugün aynı zamanda ‘silahların meşruiyeti’ ya da ‘gücün meşruiyeti’ üzerinde de bir bahis oynanıyor. Eski Dışişleri Bakanı Yardımcısı Cemal Bayumi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Libya Temsilciler Meclisi, UMH’yi tanımaktan geri adım attı. Şu önemli noktaya dikkat edilmelidir; Devrimler zamanında anayasalar ve yasalar geride kalırken, güç egemen unsur haline geldi” ifadelerini kullandı.
Bayumi, “Zemindeki güç, durumu tersine çeviren ve çözümü kolaylaştıran görüntüyü tepe taklak eden dış müdahaleler başta olmak üzere bugün Libya meselesinde meşruiyet yatağı haline dönüştü. Birçok yabancı tarafça desteklenen taraf var. Bu nedenle çözüm zor” dedi.
Cemal Bayumi, özellikle de başkent Trablus’taki savaşın tırmanması ve yabancı silahlıların gelişiyle şekillenen Libya’daki mevcut durumun, ‘gücün, meşruiyetin yatağı’ olduğunu gösterdiğini söyledi.
Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu’nu (LUO) destekleyen Mısır’ın tavrı hususunda ise Mısır Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Sekreteri Yardımcısı Tarık el-Huli, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, UMH’nin ‘Suheyrat Anlaşması’na dayalı olsa bile süresinin dolduğu göz önüne alındığında’ yasadışı olduğunu vurguladı. Huli, “Bunun sonucunda, Fayiz es-Serrac liderliğindeki UMH ve Türkiye arasında imzalanan anlaşma da yasadışıdır. Zira süresi sona eren bir hükümet tarafından ortaya koyuldu” dedi.
Türkiye’nin Libya’ya yönelik bu açık işgaline karşı uyarıda bulunan Tarık el-Huli, “UMH’nin meşruiyeti için yasal bir dayanak yok. Mısır parlamentosunda bir dış ilişkiler komitesi olarak, meşru bir organ sıfatıyl Libya parlamentosuna desteğimizi teyit ediyoruz. Recep Tayyip Erdoğan hükümeti ve Fayiz es-Serrac hükümeti tarafından işlenen uluslararası yasalara karşı ihlalleri, NATO ve Akdeniz havzası ülkelerine hitaben hazırlayacağımız raporlara dahil etmeye karar verdik” dedi.
Akdeniz havzasında Libya’ya komşu ülkeler arasında Libya krizini dış gündeminin zirvesine taşıyan İtalya öne çıkıyor. İtalyan haber ajansı Nova’da gazeteci Massimiliano Pocolini, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Suheyrat Anlaşması uyarınca UMH, Temsilciler Meclisi ve Ulusal Meclis’e meşruiyet verildiği kanaatindeyim. Ancak durum şu an değişti” ifadelerini kullandı.
Pocolini, İtalya’nın UMH’yi meşru bir hükümet olarak gördüğünü söyledi. Türkiye’nin Libya’ya müdahalesine de değinen Pocolini, “İtalya ve Türkiye arasındaki fark, Roma’nın Libya’ya bir bütün olarak önem vermesidir. Roma’nın politikası, Müslüman Kardeşler düşüncesi gibi ideolojik meselelerden etkilenmemektedir” dedi. İtalya ve aynı zamanda Avrupa Birliği (AB), her zaman Libya krizine çözümün, silah zoruyla değil siyasi yollarla sağlanacağını düşünüyor.



Sudan ordusu Hafter güçlerini HDK'yı desteklemekle suçladı

Sudan'daki çatışma bölgesinde devriye gezen HDK üyeleri (arşiv - Reuters)
Sudan'daki çatışma bölgesinde devriye gezen HDK üyeleri (arşiv - Reuters)
TT

Sudan ordusu Hafter güçlerini HDK'yı desteklemekle suçladı

Sudan'daki çatışma bölgesinde devriye gezen HDK üyeleri (arşiv - Reuters)
Sudan'daki çatışma bölgesinde devriye gezen HDK üyeleri (arşiv - Reuters)

Sudan ordusu dün Libya'daki Halife Hafter'e bağlı güçleri, Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından Libya sınırı yakınlarındaki bir bölgeyi ele geçirmek amacıyla düzenlenen saldırıya katılmakla suçladı. Sudan Ordu Sözcülüğü Ofisi’nden yapılan açıklamada bu hamlenin ‘Sudan'a, topraklarına ve halkına karşı bariz bir saldırganlık’ olduğu vurgulandı.

Açıklamada Halife Hafter güçlerinden Selefi Taburu’nun HDK ile birlikte bu saldırıya doğrudan katılmasının Sudan'a, topraklarına ve halkına karşı açık bir saldırganlık olduğu ve dünyanın gözü önünde Sudan’a karşı yürütülen uluslararası ve bölgesel komplonun bir uzantısı olduğu ifade edildi.

Açıklamada ayrıca “Sudan halkı ve ordusunun bu bariz saldırganlığa şiddetle karşı çıkacağını ve ülkemizi ve ulusal egemenliğimizi savunacağını teyit ediyoruz” ifadeleri yer aldı.

HDK doğruladı

Öte yandan HDK, Ortak Kuvvetler (Sudan ordusuyla birlikte savaşan silahlı hareketler) tarafından kontrol edilen Sudan-Libya sınırı yakınlarında stratejik bir dağlık bölgenin Libya-Sudan-Mısır sınırı yakınlarındaki çölde meydana gelen çatışmalar çerçevesinde ele geçirildiğini duyurdu. HDK unsurları yayınladıkları videolarda Sudan-Libya-Mısır sınırı yakınlarında bulunan Cebel Kisu bölgesinin kontrolünü ordu yanlısı güçleri ünlü Cebel Uveynat'a kadar kovaladıktan sonra yeniden ele geçirdiklerini söylediler.

Geçtiğimiz cuma günü Sudan ve Libya arasındaki sınır bölgesi, Sudan ordusuyla müttefik olan Ortak Kuvvetler ile Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu'na (LUO) bağlı Sebil el-İslam Taburu arasında şiddetli çatışmalara sahne oldu. Ortak Kuvvetler tarafından yapılan basın açıklamalarına göre her iki tarafta da ölenler ve yaralananlar oldu. Basında yer alan haberlere göre Ortak Kuvvetler, Libyalı güçlerin Cebel Uveynat yakınlarında Sudan topraklarına üç kilometreden fazla ‘sızdığını’, bunun üzerine Libyalı güçleri püskürtmek için müdahale ettiklerini ve HDK'ya silah kaçırmak için Sudan sınırına sızan Sebil el-İslam Taburu’ndan bir gücü imha ettiklerini duyurdu.

Öte yandan General Halife Hafter liderliğindeki LUO tarafından cuma günü yapılan açıklamada Sudan’daki Ortak Kuvvetlerin Libya sınırları içinde kendi taburlarından biri olan Sebil el-İslam Taburu’ndan bir devriyeye saldırarak LUO’ya ait teçhizata el koyduğunu bildirdi. Bunun üzerine takviye kuvvetler gönderildiği belirtilen açıklamada, takviye güçlerin müdahalesi sonucu Ortak Kuvvetlerin teçhizat ve can kaybına uğradığı ifade edildi.