Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ni çevreleyen Arap ve Afrika Devletleri Konseyi tehlikelerle mücadele edecek

Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ni çevreleyen Arap ve Afrika ülkelerinin dışişleri bakanları Riyad’da bir araya geldi (Saad el-Dusuri)
Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ni çevreleyen Arap ve Afrika ülkelerinin dışişleri bakanları Riyad’da bir araya geldi (Saad el-Dusuri)
TT

Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ni çevreleyen Arap ve Afrika Devletleri Konseyi tehlikelerle mücadele edecek

Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ni çevreleyen Arap ve Afrika ülkelerinin dışişleri bakanları Riyad’da bir araya geldi (Saad el-Dusuri)
Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ni çevreleyen Arap ve Afrika ülkelerinin dışişleri bakanları Riyad’da bir araya geldi (Saad el-Dusuri)

Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ni çevreleyen Arap ve Afrika Devletleri Konseyi’nin kurulması, küresel ekonomi için en önemli su yollarından biri olan Kızıldeniz bölgesi ve Aden Körfezi'nin stratejik önemini gözler önüne serdi.
Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ni çevreleyen Arap ve Afrika Devletleri Konseyi kuruluş anlaşması Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad'da sekiz Arap ve Afrika ülkesinin dışişleri bakanları tarafından imzalandı.
Uzmanlar, bölgenin oynadığı siyasi, ekonomik, askeri ve tarihi rolün boyutları kapsamında yaptıkları değerlendirmede söz konusu anlaşmayı imzalamanın stratejik önemini vurguladı.
Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ni çevreleyen Arap ve Afrika Devletleri Konseyi, söz konusu uluslararası su yolunda güvenlik, siyasi ve yatırım çıkarlarına yönelik çabaları artırma ve deniz seyrüsefer özgürlüğünü güvence altına almayı amaçlıyor.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, konuya ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi;
“Konseyin kuruluş sözleşmesinin imzalanması, sekiz ülke liderliğinin bu hayati su yolu konusunda koordinasyona ve istişareye verdiği önemi gösteriyor. Kızıldeniz, Doğu Asya ülkeleri ile Avrupa arasındaki dünya ticaretinin ana geçiş noktası olarak kabul edilerek küresel ekonomi için ticari ve yatırım bağlamında oldukça önemli bir konumu temsil ediyor. Bölgede artan sorun ve tehditlerin ışığında, ülkelerimiz arasındaki çaba ve koordinasyonu iki katına çıkarmamız gerekiyor. Bu konseyi güvenlik ve istikrarı korumakla birlikte refahı temin edecek şekilde kalkınmayı gerçekleştirmek amacıyla kurduk.” 
Şarku’l Avsat’a demeç veren araştırmacı Dr. Muhammed el-Harbi, Kızıldeniz ve Arap Körfezi’nin dünyanın kalbi ve Suudi Arabistan’ın bağlantısıyla stratejik ağırlık merkezi olduğunu dile getirdi.
El-Harbi açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Kızıldeniz ve Arap Körfezi, tek bir siyasi birim olarak stratejik derinlik oluşturan iki coğrafi bölgedir. Bölge, on yıllardır birçok ülkenin ilgisini çekti. İran petrol rafinelerinin yanı sıra bazı Afrika ülkelerinin limanlarına saldırdı. Türkiye bazı Afrika ülkelerine 100 milyar dolar tutarındaki projeler ile girdi. Sekiz ülke de Arap ulusal güvenliğinin üzerinde etkisi olacak tehlikeyi hissetti.”
Dimuma Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Turki el-Goblan da “Kızıldeniz'in önemi, küresel ticaret için bir kanal olması gibi ekonomik yönlere ek olarak Asya ve Afrika kıtalarını ayırması gerçeğinden kaynaklanmaktadır" dedi.
Kızıldeniz'in tarihsel önemine vurgu yapan Goblan değerlendirmesini şöyle sürdürdü;
“Tarih, bu su yolundaki birçok ülkenin hamlelerine tanıklık ediyor. Özellikle yüzyıllardır İran ve deniz ipek hattının Türkiye üzerinden Çin'den Avrupa'ya geçmesi için Karadeniz ve Akdeniz arasındaki İstanbul kanalını açmayı hedefleyen Türkiye gibi... Ayrıca bölgede korsanlık gibi riskler de mevcut.”



Suudi Arabistan BRICS Zirvesi’nde Gazze'deki acıların sona erdirilmesi gerektiğini vurguladı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ülkesinin daha fazla fırsat ve ortak kalkınmayla dolu bir gelecek için çok taraflı platformlar aracılığıyla verimli bir iş birliği kurma arzusunu dile getirdi. (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ülkesinin daha fazla fırsat ve ortak kalkınmayla dolu bir gelecek için çok taraflı platformlar aracılığıyla verimli bir iş birliği kurma arzusunu dile getirdi. (SPA)
TT

Suudi Arabistan BRICS Zirvesi’nde Gazze'deki acıların sona erdirilmesi gerektiğini vurguladı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ülkesinin daha fazla fırsat ve ortak kalkınmayla dolu bir gelecek için çok taraflı platformlar aracılığıyla verimli bir iş birliği kurma arzusunu dile getirdi. (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ülkesinin daha fazla fırsat ve ortak kalkınmayla dolu bir gelecek için çok taraflı platformlar aracılığıyla verimli bir iş birliği kurma arzusunu dile getirdi. (SPA)

Suudi Arabistan, 17. BRICS Zirvesi'nin ikinci gününün ilk oturumunda Gazze'de yaşanan insani acıların göz ardı edilemeyeceğini ve uluslararası toplumun bu krizi sona erdirmek ve uluslararası hukuka uygun olarak iki devletli çözüme dayalı herakes için kalıcı ve kapsamlı bir barışa ulaşmak için ciddi bir şekilde çalışması gerektiğini vurguladı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman adına Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan dün Brezilya'nın Rio de Janeiro kentinde düzenlenen ve Suudi Arabistan'ın davetli ülke olarak katıldığı zirvenin ikinci gününün ilk oturumuna katıldı. Oturum ‘Çevre, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı (COP30) ve Küresel Sağlık’ başlığını taşıyordu.

Oturum sırasında bir konuşma yapan Prens Faysal bin Ferhan, Gazze Şeridi'ndeki feci duruma atıfta bulunarak, dünyadaki vahim krizlerin herkese ortak sorumlulukları ve çatışmaların yayılmasını önlemek için gerilimi artırmaktan kaçınma ihtiyacını hatırlattığını vurguladı. İsrail'in sağlık altyapısına yönelik saldırılarının ve sivilleri hedef almasının uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlali ve yasalar ile normlara dayalı uluslararası sisteme doğrudan bir meydan okuma olduğunu belirterek, uluslararası toplumu insani erişimin sağlanması ve sivillerin korunması için sorumluluklarını üstlenmeye çağırdı. Faysal bin Ferhan, Gazze'de yaşanan insani acıların göz ardı edilemeyeceğini ve uluslararası toplumun bu krizi sona erdirmek ve uluslararası hukuka uygun olarak iki devletli çözüme dayalı herkes için kalıcı ve kapsamlı bir barışa ulaşmak için ciddi bir şekilde çalışması gerektiğini vurguladı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı konuşmasının başında ülkesinin BRICS Zirvesi’ne ev sahipliği yapan ve bu yıl grubun başkanlığını yürüten Brezilya'ya takdirlerini ifade ederek, Suudi Arabistan'ın daha fazla fırsat ve ortak kalkınmayla dolu bir gelecek için çok taraflı platformlar aracılığıyla verimli bir iş birliği inşa etme arzusunu dile getirdi.

Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan'ın Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Paris Anlaşması'na olan bağlılığını vurgulayarak, iklim ve sağlık alanlarında iş birliğinin geliştirilmesinin önemini vurguladı ve farklı ülkelerin farklı koşullarını dikkate alan pratik ve dengeli bir yaklaşım çağrısında bulundu.

Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı'na (COP30) ev sahipliği yapacak olan Brezilya'ya Krallık'ın tebriklerini ileterek, Suudi Arabistan'ın iklim değişikliği sorunlarının ele alınmasında somut sonuçlar elde edilmesinde başarı dileklerini ifade etti.

Prens Faysal bin Ferhan, su kıtlığı çeken ülkelerden biri olarak Suudi Arabistan'ın çevresel zorlukları ve su kaynaklarını yönetmek için ileri yöntemler ve teknolojiler geliştirdiğini ve bu hayati kaynağa eşit erişimi sağlamayı amaçlayan Dünya Su Örgütü'nün kurulmasına yol açan çabalara öncülük ettiğini açıkladı.

Sağlık sektörü konusunda ise Vizyon 2030'un önleme ve entegre bakıma odaklanan kapsamlı reformlar içerdiğini belirterek, Suudi Arabistan'ın Hac ve Umre gibi büyük organizasyonları yönetme, planlama ve erken uyarı sistemleri geliştirme konusundaki uzmanlığını vurguladı. Kuşkusuz bu, Suudi Arabistan'ın uluslararası standartlara uygun olarak sağlık acil durumlarına hazırlık ve müdahale konusunda bölgesel bir merkez olma konumunu güçlendiriyor.

Oturuma Suudi Arabistan'ın Brezilya Büyükelçisi Faysal Gulam, Dışişleri Bakanlığı Ofisi Genel Müdürü Velid es-Semail, Dışişleri Bakan Danışmanı Muhammed el-Yahya ve Uluslararası Kuruluşlar Genel Müdürü Şahir el-Huneyni katıldı.