Ukrayna’dan İran’a yalanlama: Düşürülen uçak uyarılmadı

Ukrayna Havayollarından bir yetkili, parçalanan uçağın rotasından saptığına dair İran’ın iddialarına yanıt veriyor (AP)
Ukrayna Havayollarından bir yetkili, parçalanan uçağın rotasından saptığına dair İran’ın iddialarına yanıt veriyor (AP)
TT

Ukrayna’dan İran’a yalanlama: Düşürülen uçak uyarılmadı

Ukrayna Havayollarından bir yetkili, parçalanan uçağın rotasından saptığına dair İran’ın iddialarına yanıt veriyor (AP)
Ukrayna Havayollarından bir yetkili, parçalanan uçağın rotasından saptığına dair İran’ın iddialarına yanıt veriyor (AP)

Ukrayna Uluslararası Havayolları (UIA) şirketi, İranlı yetkililerin düşürülen uçağa önceden uyarı yapıldığına dair iddialarını yalanladı.
İran yönetimi, 8 Ocak Çarşamba günü düşürülen yolcu uçağına, yola çıkmadan önce güvenliğine yönelik muhtemel bir tehdit olduğuna ilişkin Tahran İmam Humeyni Havalimanı’ndan bir uyarı yapıldığını iddia etmişti.
İran Ordusu’nun, uçağın Devrim Muhafızları Ordusu’na ait hassas bir askeri noktaya yakın uçtuğuna dair yaptığı açıklamanın ardından UİA Genel Müdürü ve Genel Müdür Yardımcısı Ihor Sosnovsky, Ukrayna Uluslararası Havayolları’nın uçağın normal rotasından saptığına yönelik iddiaları yalanladılar.
İki yetkili, uçakta bulunan kabin ekibinin uygun bir şekilde hareket etmediğine dair işaretler olduğunu söyleyen İran'a karşı kızgınlıklarını ifade ettiler.
Aynı zamanda iki yetkili, İran’ı olayın sorumluluğunu tamamen üstlenmeye davet etti ve İranlı yetkililerin havaalanını kapatması gerektiğini ifade ettiler.
UIA Genel Müdür Yardımcısı Sosnovsky yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Savaşta hareket ettiğinizde istediğiniz şekilde hareket edebilirsiniz ancak yakında siviller vardı ve onların hayatlarını korumanız gerekirdi. Eğer oradan oraya füze atıyorlarsa havaalanını kapatmak zorundalar. Zorundalar. Ardından ne isterlerse yapabilirler.”
Sosnovsky, uçağın 6 bin feet yüksekliğe çıktıktan sonra Hava Trafik Kontrol kulesinin talimatlarına uyarak 15 derece sağa döndüğünü belirtti.
Ukrayna Hükümeti’nin istatistiklerine göre, uçak kazasında aralarında mürettebattaki 9 kişinin de olduğu 11 Ukraynalı hayatını kaybetti. Ukrayna vatandaşlarının yanısıra Uçakta 82 İranlı ve 63 Kanadalının yanı sıra İsveç, Afganistan, Almanya ve İngiltere vatandaşları vardı.
UIA, düşen uçağın kalkış yaptığı sırada Tahran Havaalanı’nın normal bir şekilde çalıştığını söyledi. Şirket başkanı ve CEO’su Yevhenii Dykhne, uçağın geç kalkmasının sebebi hakkındaki sorulara yanıt olarak ise uçağa gereğinden fazla eşya yüklendiği için pilotun bazı çantaların indirilmesine karar verdiğini söyledi.
Ukrayna uluslararası Havayolları'na ait PS752 uçuşu, Tahran'ın İmam Humeyni Uluslararası Havalimanı'ndan yerel saatle 06:12'de kalktı. Çok kısa bir süre sonra da düştü. İran rejimi olaydan sorumlu olduğunu önce reddetmiş 3 gün sonra uçağın “insani hata” sonucu düşürüldüğünü itiraf etmişti.



İsrail’in önemli isimleri alışılmışın dışına çıkarak İran'a yönelik saldırıların durdurulmasını istedi

Tel Aviv'in güneyindeki Bat Yam'da dün İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazı altında kayıp kişileri arayan İsrail askerleri (AP)
Tel Aviv'in güneyindeki Bat Yam'da dün İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazı altında kayıp kişileri arayan İsrail askerleri (AP)
TT

İsrail’in önemli isimleri alışılmışın dışına çıkarak İran'a yönelik saldırıların durdurulmasını istedi

Tel Aviv'in güneyindeki Bat Yam'da dün İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazı altında kayıp kişileri arayan İsrail askerleri (AP)
Tel Aviv'in güneyindeki Bat Yam'da dün İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazı altında kayıp kişileri arayan İsrail askerleri (AP)

İsrail toplumunda Başbakan Binyamin Netanyahu'nun İran'a karşı başlattığı savaşı destekleyenler arasında neredeyse tam bir fikir birliği olmasına ve muhalefet partilerinin de bu savaşı desteklemesine rağmen, savaşın devam etmemesi konusunda uyarıda bulunan farklı sesler de çıkmaya başladı. Bu sesler, ABD'den savaşa katılmasını talep etmek yerine, savaşı sona erdirmek için bir yol bulmasını istiyor.

Bu seslerin başında gelenlerden biri de eski Başbakan Ehud Barak oldu. İsrail’de savunma bakanlığı, içişleri bakanlığı ve dışişleri bakanlığı gibi birçok önemli görevde bulunan Barak, ordunun genelkurmay başkanlığı görevini de üstlenmişti.

Şarku’l Avsat’ın Haaretz gazetesinden aktardığına göre Barak açıklamasında, “Bu savaş, ABD katılsa bile İran'ın nükleer programını ortadan kaldıramayacak, aksine Tahran'ı bu konuda çabalarını ikiye katlamaya itecek” değerlendirmesinde bulundu.

Sokaklarda, televizyon programlarında ve Netanyahu'nun İran'ın nükleer tehdidini ortadan kaldıracağına dair açıklamasında ‘coşkulu bir hava’ olmasını eleştiren Barak, “Bu kutlama zamansız ve gerçeklerden uzak” dedi.

fgtyuı
Dün Tel Aviv'in merkezinde sirenlerin çalmasının ardından otoyolda beton parçalarının arkasına sığınan İsrailliler (Reuters)

Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in ‘kibirden kaçınılması ve gerçeklerin gerektirdiği alçakgönüllülüğün korunması gerektiği’ şeklindeki sözlerine övgüde bulunan Barak, “Biz gerçekten ağır, uzun ve acı verici bir sınavla karşı karşıyayız ve hepimiz bunu göğüslemeliyiz” ifadelerini kullandı.

Barak, İsrailli liderlerden ‘bu sınavı yönetirken mantıklı davranmalarını ve sorumluluklarını üstlenmelerini’ istedi.

ABD Başkanı Donald Trump, 2018 yılında, İsrail'in etkisiyle önceki nükleer anlaşmadan çekildiğinde, İran’ın nükleer silah geliştirmesine yaklaşık 18 ay kalmıştı.

Barak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İran’ın nükleer tesislerini hedef aldık ve diğer tesisleri ve üsleri de hedef alacağız. Ancak İran'ın nükleer silaha ulaşma kapasitesini birkaç haftadan fazla ertelemedik ve ertelemeyeceğiz. Çünkü ellerinde yaklaşık on bomba yapmak için gerekli ayrışmış madde var ve bunları nasıl kullanacaklarını biliyorlar. Yeni nesil tesisler yerin 800 metre derinliğinde inşa edildi.

‘Yıpratma savaşı’ uyarısı

Haaretz gazetesi, başyazısında savaşın devam etmesi ve bir yıpratma savaşına dönüşmesi, hedeflerinin değiştirilmesi ve rejimin devrilmesi düşüncesinin ortaya çıkması konusunda uyardı.

Söz konusu yazıda şu ifadeler yer aldı:

“İsrail, siyasi kazançlarının ne olduğunu kendisi belirlemeli. Stratejik hedef, Tahran'daki rejimi devirmek değil, İsrail sınırlarını korumaktır. Gazze'de acı verici bir savaşın devam ettiğini, Gazze'deki rehinelerin kaybolduğunu ve insani durumun kötüye gittiğini unutmamalıyız. Savaşlar bir amaç değildir ve daha geniş çaplı bir savaşa ya da uzun süreli bir yıpratma savaşına sürüklenmemeliyiz. İran halen askeri güce sahip ve savaşı bölgesel bir boyuta taşıyabilir.”

o90
Kudüs'te sirenlerin çalmasının ardından dün yer altı otoparkına sığınan İsrailliler (AP)

Öte yandan Hamas tarafından alıkonulan İsrailli rehinelerin aileleri de yakınlarının davasını gölgeleyen İran ile savaşın devam etmemesini istedi.

Cumartesi akşamı yaklaşık bin kişinin katıldığı, internet üzerinden yapılan toplantıda, geçtiğimiz hafta cenazeleri geri getirilen iki rehinenin anısına meşaleler yakıldı.

İç Cephe Komutanlığı'nın güvenlik talimatları nedeniyle haftalık toplantılarını bu kez video konferans şeklinde gerçekleştiren katılımcılar, rehineler arasındaki yakınlarının genel gündemden dışlanmasını reddettiklerini açıkladı.

Rehineler ve Kayıp Aileler Forumu'nun 7 Ekim saldırılarında öldürüldüğünü ve cesedinin Gazze'ye götürüldüğünü duyurduğu Lior Rudaeff’in kızı Noam Katz Rudaeff, “Sadece biz rehine ve kayıp aileleri değil, tüm ülke 617 gündür bilinmezlik karşısında korku içindeyiz” dedi.

Noam Katz Rudaeff, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Rehineleri kamuoyunun gündeminde tutmak şimdi her zamankinden daha zor. Ekranlar manşetlerle dolu, ancak onların yüzleri neredeyse hiç görünmüyor.”

Rehinelerden biri olan Omri Miran'ın eşi Lishay Miran, ‘en cesur kararı alarak tüm rehineleri geri getirecek bir anlaşma imzalama’ çağrısında bulundu. Lishay Miran, “Başka cepheler olsa bile, dramatik ve belki de tarihi savaşlar olsa bile, kalplerimiz (sevdiklerimiz için) endişelenmekten vazgeçmiyor” ifadelerini kullandı.