​İran: Uçak kazasının nedenleri kasıtlı gizlenmedi

Ukrayna uçağının enkazına ait bir parça (AFP)
Ukrayna uçağının enkazına ait bir parça (AFP)
TT

​İran: Uçak kazasının nedenleri kasıtlı gizlenmedi

Ukrayna uçağının enkazına ait bir parça (AFP)
Ukrayna uçağının enkazına ait bir parça (AFP)

İran Radyo Televizyon Kurumu’nun (IRIB) aktardığına göre, İranlı üst düzey bir güvenlik yetkilisi, dün yaptığı açıklamada, ülkesinin Ukrayna uçağının İran ordusu tarafından düşürülmesini kasten gizlemediğini belirtti.
Reuters haber ajansının aktardığına göre, İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani, “Başından beri kazanın nedenlerini gizleme niyeti yoktu. Zaten kazanın doğası ve teknik özellikleri pratik olarak kazanın gizli kalmasını imkânsız kılıyor” açıklamasında bulundu.
İranlı protestocular, Pazar günü sokaklara dökülerek uçak kazası nedeniyle rejime sert tepki gösterdi. Protestocular, ordunun yanlışlıkla bir Ukrayna yolcu uçağını düşürdüğünü itiraf etmesinin ardından üst düzey yetkilileri istifaya çağırdı. Yetkililer, bir yandan protestoları bastırmaya çalışırken, bir yandan da olası ABD saldırılarından endişe duyuyor.
Twitter'da paylaşılan videolarda Tahran'daki bir üniversitenin önünde toplanan onlarca protestocunun, "Düşmanımızın Amerika olduğunu söyleyerek yalan konuşuyorlar. Düşmanımız burada" sloganı attığı görüldü. Yayınlanan videolarda ayrıca diğer şehirlerde de çok sayıda protestocunun sokaklara akın ettiği görüldü.
Rejime yakın medya kuruluşları, İran ordusunun Ukrayna uçağını yanlışlıkla düşürdüğünü açıklayıp özür dilemesinden sonra, Cumartesi günü, protestoların patlak verdiğini bildirdi. Ukrayna uçak kazasında uçağın içerisinde bulunan 176 kişinin tamamı hayatını kaybetmişti.
Reuters'a demeç veren bir İranlı, "Polis, dün (Pazar) başkentte varlığını artırdı. İran ordusunun uçak kazasının sorumluluğunu birkaç gün boyunca reddedip daha sonra kabul etmesinin ardından gerilim tırmanmıştı. İran’ın itirafından önce, Kanada ve ABD uçağın bir füze tarafından düşürüldüğünü iddia etmişti" dedi.
İran’da yayın yapan “İtimad” gazetesi manşetinde, "Özür dileyin ve istifa edin," ifadelerine yer verdi ve halkın uçak krizinin kötü yönetilmesi sebebiyle sorumluların istifa etmesini talep ettiğini aktardı.
Yüksek yakıt fiyatlarına karşı düzenlenen protesto gösterilerini bastırmak için Kasım ayında kanlı bir operasyona imza atan yetkililer, şimdi de son uçak krizi sebebiyle patlak veren yeni protesto dalgasıyla mücadele ediyor. Öte yandan Tahran yönetimi, ABD yaptırımları sebebiyle eli kolu bağlanan İran ekonomisinin çöküşünü engellemek için de büyük çaba gösteriyor.
Ukrayna Havayolları'na ait yolcu uçağı, Çarşamba günü, Tahran'dan ayrıldıktan dakikalar sonra İran ordusu tarafından düşürüldü.
İran ordusu, Tahran’ın misillemesine cevap olarak ABD’nin karşı bir saldırı yapacağı bilgisine ulaşmasının ardından teyakkuza geçmiş ve Ukrayna yolcu uçağı da bu olağanüstü askeri durumun ardından “yanlışlıkla” düşürülmüştü.
Uçakta Kanada pasaportuna sahip 57 yolcunun bulunduğu ifade edilirken, yolcular arasında çifte vatandaşlığı olan çok sayıda İranlının da olduğu aktarıldı.



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”