​Prens Harry ve Megan İngiliz Kraliyet Ailesi'nden neden ayrıldı?

Prens Harry ve eşi Meghan Markle çiftinin bir yanlarında Kraliçe 2.Elizabeth diğer yanlarında ise Prens William ve eşinin olduğu bir kare (AP)
Prens Harry ve eşi Meghan Markle çiftinin bir yanlarında Kraliçe 2.Elizabeth diğer yanlarında ise Prens William ve eşinin olduğu bir kare (AP)
TT

​Prens Harry ve Megan İngiliz Kraliyet Ailesi'nden neden ayrıldı?

Prens Harry ve eşi Meghan Markle çiftinin bir yanlarında Kraliçe 2.Elizabeth diğer yanlarında ise Prens William ve eşinin olduğu bir kare (AP)
Prens Harry ve eşi Meghan Markle çiftinin bir yanlarında Kraliçe 2.Elizabeth diğer yanlarında ise Prens William ve eşinin olduğu bir kare (AP)

Sussex Dükü Prens Harry ve ABD’li eşi Düşes Meghan Markle’ın İngiliz Kraliyet Ailesi’nden ayrılma nedenlerinin Prens William ve eşi Kate Middleton'ın onlara karşı davranış biçimleri olduğu belirtildi. Bu iddia isminin açıklanmasını istemeyen İngiliz bir kaynak tarafından yapıldı.
Hatırlanacağı üzere Harry ve Meghan, geçtiğimiz Çarşamba günü Kraliyet Ailesi’nin üst düzey üyeliğinden vazgeçtiklerini, görevlerini bırakacaklarını ve zamanlarının bir kısmını Kuzey Amerika’da bir kısmını ise İngiltere’de geçireceklerini duyurmuşlardı.
The Times gazetesine konuşan isminin açıklanmasını istemeyen kaynak, Prens Harry’e eşiyle birlikte Kraliyet Ailesi’nin üyeleri gibi davranamayacaklarını hissettikten sonra aileden ayrılmak istediklerini açıklama kararını aldıranın Meghan olduğunu söyledi.
Meghan’ın Harry’nin aldığı kararda büyük rolü olduğunu belirten kaynak, Prens Harry’nin Kraliçe’yi ve ülkesini sevdiğini ancak aynı zamanda eşine de aşık olduğunu, Kraliyet Ailesi ile eşi arasında bir seçim yapmak zorunda kaldığını ifade etti. Kraliyet Ailesi’nden ayrılma kararının Prens Harry’e oldukça ağır geldiğine inandığını vurgulayan kaynak, “Bunu gerçekten istediğini düşünmüyorum. Sadece herkesin razı olacağı bir çözüm bulmak istiyordu” ifadelerini kullandı.
Harry ve Meghan çiftinin, Cambridge Dükü Prens William ve eşi Düşes Kate Middleton'ın onları ‘rakip’ olarak gördüklerini hissettiğini söyleyen kaynak, “Başından beri Sussex Dükü ve Düşesi'ni kraliyet ailesinden dışlamakta kararlıydılar” diye konuştu.
Buna karşın, Kraliyet Ailesi’ne yakın kaynaklar, iddiaların yanlış olduğunu vurgulayarak, Harry'nin ‘daha ​​önce asla ayrılamadığı kardeşi William'ı düşünmeden’ ailenin üyeliğinden ayrılma kararı almasının ailenin üst düzey üyelerini büyük bir hayal kırıklığına uğrattığını söyledi. Kaynaklar, Harry’nin kendi problemlerinden dolayı gözünün döndüğünü ve aldığı kararların başkalarını nasıl etkileyeceğini düşünmediğini belirtti.
Öte yandan Prens William, kardeşiyle arasındaki bağları koparan gerginlikten duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Sunday Times'ın haberine göre Prens William arkadaşlarından birine şunları söyledi;
“Hayatım boyunca kardeşimi koruyup kolladım. Ancak artık bunu yapamam. Bağlarımız koptu, üzgünüm. Tüm yapabileceğimiz ve yapabileceğim tek şey, onları (Harry ve Meghan) desteklemeye çalışmak. Hepimiz yeniden bir takım olarak çalışmaya devam edeceğimiz günün geleceğini umuyoruz.”
The Times'a konuşan güvenilir bir kaynak, ‘Harry'nin eksikliği nedeniyle diğer aile üyelerinin üzerinde artan iş yükünün’ Prens William'ı endişelendirdiğini ve üzdüğünü belirtti.
Diğer yandan İngiltere Kraliçesi'nin bugün torunu Prens Harry ile Sandringham Sarayı'nda bir araya gelmesi ve eşi Meghan ile birlikte aldığı resmi görevlerini bırakma kararını görüşmesi bekleniyor.
Görüşmeye Prens Harry ve Prens William’ın yanı sıra babaları Prens Charles da katılacak.
Çiftin, Instagram’daki kişisel hesaplarından açıkladıkları kararı Kraliçe veya Prens Charles'a danışmamaları, Avrupa tarihinde bin yıllık kökleri olan aile için uygunsuz ve acele edilmiş bir adım olarak görüldü.
Harry ve Megan ise yeni ve ilerici bir rol üstlenmek istediklerini ve ‘maddi bağımsızlıkları’ için çalışmaya karar verdiklerini söylediler.
Bununla birlikte Meghan oğlu Archie ile hala altı hafta önce Noel tatilinin başlamasıyla gittiği Kanada'da bulunuyor.
Meghan’ın İngiltere’ye dönüp dönmeyeceği, dönerse ne zaman döneceği veya Prens Harry'nin Kanada'ya onun yanı mı gideceği ise bilinmiyor.



Pezeşkiyan, Washington ile müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısında bulunarak muhafazakarları kızdırdı

Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
TT

Pezeşkiyan, Washington ile müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısında bulunarak muhafazakarları kızdırdı

Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)

Siyasi ve askerî açıdan hassas bir dönemde, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini bombalamasına rağmen İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Washington'a diplomatik bir zeytin dalı uzatmayı tercih etmesi, bu açıklamaları bir tür ‘aşırı yumuşaklık’ olarak gören muhafazakâr hareketin öfkesine yol açtı. Ancak Pezeşkiyan'ın destekçileri, medya söyleminin İran'ın içini hedef almadığını, daha ziyade dış dünya ile bir anlayış penceresi açmaya çalıştığını vurguluyor.

İran ekonomisini boğan yaptırımların kaldırılması için Batı ile diyaloğu yeniden canlandırma sözü veren Mesud Pezeşkiyan, Donald Trump'a yakın ABD’li muhafazakâr yayıncı Tucker Carlson'a bir röportaj verdi.

Pezeşkiyan dün yayınlanan röportajda, ABD'nin İran'a karşı savaşında İsrail'i desteklemek için haziran ayında İran'ın nükleer tesislerine yönelik hava saldırılarına rağmen Washington'la görüşmelere yeniden başlamanın ‘sorun olmadığını’ söyledi.

Muhafazakâr Milletvekili Emir Hüseyin Sabiti, X platformunda Pezeşkiyan'a yüklenerek şunları söyledi: “Amerikalı gazeteciye verdiğiniz zayıf cevaplar ulusal birliğe aykırı ve utanç vericiydi. Görünen o ki ABD ile daha önce yaptığınız mantıksız ve dürüst olmayan müzakerelerden henüz ders almamışsınız ve yeniden kandırılmak istiyorsunuz.”

Sabiti, cumhurbaşkanını parlamentoyla karşı karşıya gelmekle tehdit ederek, “Hükümetin dış politikaya yaklaşımı değişmezse, parlamentonun hükümete karşı tutumu değişecektir” dedi.

Pezeşkiyan'a yakın olan gazeteci Ali Asgar Şefiiyan, Sabiti'ye cevaben, “Bu röportajın hedef kitlesi siz değildiniz” dedi. Bu eleştiriler, İran'a yönelik son saldırılar sırasında Azerbaycan'ın topraklarından İsrail insansız hava araçlarının (İHA) kalkışına izin verdiği yönündeki suçlamaları görmezden gelerek geçtiğimiz cuma günü Bakü'ye yaptığı ziyaretin ardından ‘siyasi beceriksizlik’ gerekçesiyle İran Cumhurbaşkanı'na yönelik güvensizlik oylaması çağrılarının yapıldığı bir dönemde geldi.

Batı'ya düşmanlığı ve nükleer programla ilgili müzakerelere karşıtlığıyla bilinen İran gazetesi Kayhan, “Diplomasiye bomba yağdıranlarla tekrar koşulsuz olarak aynı masaya oturmak adil mi?” diye sordu.

Nisan ayından bu yana İran'la nükleer programı konusunda görüşmeler yürüten ABD, 22 Haziran'da Tahran'ın güneyindeki Fordo'da bulunan yeraltı uranyum zenginleştirme tesisini ve İsfahan ile Natanz'daki iki nükleer tesisi bombaladı. Bu tesislerdeki hasarın gerçek boyutu henüz bilinmiyor.

Genel yayın yönetmeni ülkede son sözü söyleyen İran Dini Lideri Ali Hamaney tarafından atanan Kayhan gazetesinde şu ifade yer aldı: “Elleri tamamen halkımızın kanıyla lekelenmiş bir düşman karşısında sertlikten başka bir çözüm var mı?”

Kayhan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Şeriatmedari, “Bu röportajda söylenenler rejimin pozisyonlarıyla uyumlu değil” dedi.

Pezeşkiyan'ın “ABD müzakere masasını havaya uçuruyor” ifadesini kullanmasına atıfta bulunan Şeriatmedari, Tahran'ın müzakere yoluna devam etmeye açık olduğunu vurguladı. Şeriatmedari, “Eğer masa havaya uçurulduysa, masaya yeniden dönmek ABD'nin işlediği suçun inkârından ve aldatma tuzağının yeni bir kabulünden başka bir anlama gelir mi?” diye sordu.

Şeriatmedari şöyle devam etti: “ABD, nükleer tesislerimizi hedef aldığını resmen kabul etmedi mi? İsfahan, Natanz ve Fordo tesislerini yok etmek için onlarca bomba atmadı mı? Trump'ın kendisi bile bununla övündü! ABD'yi temize çıkarma konusundaki bu tuhaf ısrarınız neden? Sanki onunla müzakerelere dönebilmek için sakinleşmesini bekliyormuşsunuz gibi… İsrail'i Washington'a şikâyet etmeye ve neden olduğu krizden yakınmaya mı gidiyorsunuz?”

Gazete ayrıca, İran Cumhurbaşkanı'na danışman ekibini değiştirmesi çağrısında bulundu: “Danışmanlarınızı gözden geçirin ve onlara ABD ile müzakerelerin ihanet değilse bile siyasi ahmaklık olduğunu açıkça söyleyin. Hem kendi iyiliğiniz hem de ülkenin iyiliği için çevrenizi bunlardan arındırın.”

İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) yakın Cevan gazetesi, ‘yumuşak ve nazik’ sözleri kınayarak, “Amerikalı bir yayıncıyla diyaloğun gerçek anlamı, halkın hoşnutsuzluğunu ve ABD'ye olan tam güvensizliğini dile getiren sözlerde ortaya çıkar” dedi.

İran'da reformist çizgide yayın yapan Ham Mihan gazetesi ise Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın ‘olumlu gidişatını’ övdü. Gazete şöyle yazdı: “Bu röportaj uzun zaman önce yapılmalıydı. İranlı yetkililer ne yazık ki uzun zamandır Amerikan ve uluslararası medya sahnesinde yoklar.”

İranlı yetkililer tarafından açıklanan yeni bilançoya göre İran ve İsrail arasında 12 gün süren savaşta bin 60 kişi hayatını kaybetti. ABD, İran'ın nükleer programındaki kilit tesislere düzenlediği saldırılarla savaşa katıldı.