​Umman'da bayraklar indirildi ancak başlar dik

Umman Sultanı Kabus bin Said (AFP_Arşiv)
Umman Sultanı Kabus bin Said (AFP_Arşiv)
TT

​Umman'da bayraklar indirildi ancak başlar dik

Umman Sultanı Kabus bin Said (AFP_Arşiv)
Umman Sultanı Kabus bin Said (AFP_Arşiv)

*Kuveyt'in eski Enformasyon Bakanı Saad bin Tifle el-Acmi
Umman Sultanı Kabus bin Said resmi bir görüşme gerçekleştirmek için Kuveyt’te bulunuyordu. Benimle bir röportaj yapması için yüzsüzce ısrarcı olmuştum.
Sonunda görüşebildiğim Umman Sultanı Kabus’a ülkesini Orta Çağ ülkesi görünümünden, tüm dünyanın saygı duyduğu, müreffeh, istikrarlı ve güvenli bir ülke haline getirmeyi nasıl başardığını sordum.
Sultan Kabus entelektüellerde rastlanan bir tevazuyla,
“Konuşmaktan çok icraat yapmayı seviyorum”
Bu sözleri söyleyerek, röportaj teklifimi geri çevirdi.
Israrcı bir dille şöyle söyledim;
“Makamınıza tüm saygımla beraber, Umman’ı kısıtlı imkânlarla şimdiki haline getirme başarınız sadece sizi ilgilendirmez. Bu iftihar tüm Arapların ve Körfez ülkeleri vatandaşlarınındır. Dolayısıyla bizleri, bu başarı hikâyenizden mahrum etmeyin.”
Rahmetli gülümseyerek, “Eğer bir röportaj vereceksem emin ol bu seninle olacaktır” dedi.
Aralık 2009'da yaşanan bu olay, 11 Ocak 2020 Cumartesi günü erken saatlerde hayatını kaybeden Sultan Kabus’a dair bir hatıra olarak zihnime kazınmış durumdadır.
Eski Kuveyt Milli Eğitim Bakanı dostum Ahmed Rebi’nin de anlattığı benzer bir olay vardı.
İslam Felsefesi Profesörü olan Rebi şunları söylemişti;
“Maskat’ı 1992'de Kuveyt Milli Eğitim Bakanı olarak ziyaret ettim. 1973'ten beri ilk ziyaretimdi. Bu kente en son geldiğimde tutuklanmıştım. Umman ve Arap Körfezi Halk Kurtuluş Cephesi içinde yer aldığım için tutuklandığım Umman’dan bombalama olaylarına karıştığım gerekçisiyle Kuveyt’e iadem gerçekleştirilmişti.”
Kaderin bir cilvesi olarak 20 yıl önce gardiyanım olanlar beni bir misafir olarak karşıladı. Hiç unutmuyorum Sultan Kabus’a şöyle demiştim; “Sayın Sultan; devrimimizin başarılı olduğu Kuveyt’ten, devrimimizin başarısız olduğu Maskat’a geliyorum. Allah’a hamdolsun ki buradaki yönetimi devirememişiz.” Sultan Kabus bu sözlerim üzerine gülümseyerek hoş geldin dedi.
Umman Dışişleri Bakanı Yusuf bin Alevi’nin anlattığı bir vakıada beni çok etkilemiştir. Alevi şunları söylemişti;
“Umman Kurtuluş Cephesi’nin aktif bir üyesiydim, 1960’larda Kuveyt’teki eğitimimi tamamlamış ardından orduya girmiştim. Kuveyt ordusunun 35. Tugayı’ndan örgütün manifestolarını yazıyordum. Sultan Kabus, altyapı, eğitim, sağlık ve iş fırsatı taleplerimizi yerine getireceğini taahhüt etti. Biz de ülkemizle barışıp geri döndük. Kabus’un bu yaklaşımı sayesinde şimdi dışişleri bakanıyım.”
Majesteleri Sultan Kabus ile son görüşmem, rahmetlinin nasıl sağlam bir karaktere sahip olduğunu gösterir nitelikteydi. Medya spotları altında reklam yapmaya asla tenezzül etmiyor, ülkesi ve halkı için özveriyle çalışıyordu. Umman halkı onun döneminde refah ve istikrara kavuştu, gerilimden uzak bir hayat sürme imkanına kavuştu.
Ahmed Rebi’nin kelepçelerle ayrıldığı Umman’a bakan olarak dönüş hikayesi ise Umman’ın gelişimini gözler önüne serer nitelikte. Güney Yemen’de başarılı olan devrim, bu ülkede de başarılı olsaydı, muhtemelen şu an gördüğümüz Umman da Yemen’e benzeyecekti. Yemen’in Aden kenti, kuzey ve güney arasındaki savaşlardan yorgun düşmüş, adeta bir harabeye dönüşmüştü. O zamanlar Güney Yemen’e hâkim olan sosyalistler de kendi aralarında çatışıyordu. Yemen’deki ve başka Arap ülkelerindeki ‘devrimlerin’ nasıl felaketlere yol açtığı düşünülürse, Umman’ın kendini tüm bu çatışma ortamının dışında tutabilmiş olması, başlı başına bir başarı hikâyesi sayılır.
Yusuf bin Alevi’nin de bir devrimciden rejimin dış diplomasinin başındaki kişiye dönüşmesi, rahmetli Sultan Kabus’un ne kadar da ileri görüşlü biri olduğunu gösteriyor. Kabus, muhalefeti asla yok saymadı, kendisine silahlı başkaldırıda bulunanları ne öldürdü ne de göçe zorladı. Nadir görülen bir yönetici anlayışıyla, toplumun tüm kesimlerinin saygısını kazanmayı başarabildi. Kendisi aleyhine başlayan halk hareketinin, talepler yerine getirilirse yumuşayacağının bilincindeydi.
Sultan Kabus bu dünyayı terk etti, geride 50 yıllık özverili bir hayatın izleri kaldı. Umman’da bayraklar indirildi ancak başlar dik. Umman halkı böyle bir yöneticileri olduğu için ne kadar gurur duysa az. Yukarıda anlattığım üç olay, Sultan Kabus’un ihtişamlı yaşam hikayesinin yalnızca bir kısmını göz önüne seriyor. Umman halkının, sultanlarının hoşgörülü ve ülke çıkarlarını önceleyen anlayışını sürdüreceğine olan inancım tamdır.
*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevirilmiştir.



Suudi Arabistan Veliaht Prensi, konut sahipliğini desteklemek için bir milyar riyal bağışladı

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, konut sahipliğini desteklemek için bir milyar riyal bağışladı

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan’ın çeşitli bölgelerinde vatandaşlara konut sağlamayı amaçlayan girişimleri ve projeleri destekleyerek onlara iyi bir yaşam sunmaya yönelik sürekli desteğinin bir parçası olarak, hak sahibi ailelerin konut sahibi olmalarını desteklemek üzere Jood Eskan tarafından temsil edilen Sakan’a bir milyar riyallik bağışta bulundu.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Suudi Arabistan’ın çeşitli bölgelerinde konut sahipliğini desteklemek amacıyla yaptığı bağış tamamen kendi mal varlığından sağlandı. Bu bağış, herhangi bir destek ya da finansman sorunu olmayan mevcut ve gelecekteki konut projelerinden tamamen ayrı.

Muhammed bin Selman, bağış kapsamında tahsis edilen konut projelerinin 12 ayı aşmayan bir süre içerisinde tamamlanması ve ulusal şirketler tarafından hayata geçirilmesi talimatını verdi. Ayrıca, tüm konutların bir yıl içinde teslim edilmesini sağlamak amacıyla, mülkiyetin ilerleyişine ilişkin aylık raporlar sunulması talimatını verdi.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi'nin bağışı, bu projelerin, konut toplulukları için en iyi insani modelleri dikkate alan yararlanıcılar için farklı bir deneyim sağlamak üzere projelerin inşası ve işletilmesindeki en iyi uygulamalara uygun olarak uygulanmasını sağlama isteğinden kaynaklanıyor. Bu aynı zamanda vatandaşlara iyi bir yaşam sunma arzusundan ve binlerce ailenin sosyal istikrarı ve üyelerinin gelişimi üzerinde büyük bir rolü ve etkisi olduğu için genel olarak konut dosyasına ve özellikle de hak sahibi aileleri barındırmaya yönelik konut projelerine duyduğu yoğun ilginin bir uzantısı olarak ortaya çıkıyor.

Muhammed bin Selman'ın 1 milyar riyal tutarındaki bağışı, Veliaht Prens'in hayır işleri, programlar, girişimler, projeler ve kar amacı gütmeyen derneklere yaptığı sürekli harcamaların bir yansımasıdır.

Suudi Arabistan Belediyeler ve İskân Bakanı Macid el-Hakil ise bağışından dolayı Veliaht Prens'e teşekkür etti.

El-Hakil X platformundaki hesabından, “Bu cömert bağış, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın vatandaşların ihtiyaçlarına olan duyarlılığını ve iyi işleri destekleme konusundaki sürekli cömert girişimlerinin bir parçası olarak iyi bir yaşam sağlama ve sosyal istikrarı sağlama konusundaki istekliliğini yansıtıyor” diye yazdı.

Sakan, X platformu üzerinden şu paylaşımı yaptı: “Bu, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın en iyi uygulamalara göre yönetilen ve hak sahibine yaşam kalitesini artıran bir konut deneyimi sağlayan konut projelerini hayata geçirme konusundaki istekliliğini somutlaştıran bir girişim.”

Sakan, aralarında Jood Eskan’ın da bulunduğu yenilikçi girişimler aracılığıyla toplumsal katılımı teşvik etmeyi amaçlayan bir sivil toplum kuruluşudur. Sakan, sürdürülebilir çözümler sunmak üzere kâr amacı gütmeyen konut sektörüne öncülük etmek ve bu sektörü güçlendirmek için çalışmaktadır.