Trump, Senato'daki duruşmasının sona erdirilmesi çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump, seçim kampanyası kapsamında perşembe günü Ohio’daydı (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, seçim kampanyası kapsamında perşembe günü Ohio’daydı (AFP)
TT

Trump, Senato'daki duruşmasının sona erdirilmesi çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump, seçim kampanyası kapsamında perşembe günü Ohio’daydı (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, seçim kampanyası kapsamında perşembe günü Ohio’daydı (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, azil prosedürlerini durdurma çağrısıyla Cumhuriyetçileri şaşırttı.
Başkan Trump, konuyla ilgili Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;
“Birçoğu senatoda delil veya suç olmadan yapılacak olan yargılamanın ve sahte azil prosedürlerinin, Demokratların cadı avına sahip olmadığı güvenilirliği vereceğini zannediyor. Katılıyorum! Azil prosedürlerinde ilerlemeye izin verilmemelidir. Zirâ ben yanlış bir şey yapmadım. Cumhuriyetçilerin olmadığı partizan bir oylamaydı. Daha önce böyle bir şey yaşanmamıştı!”
Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ise “Biz, işimizi yaparak ABD anayasasını savunduk. Umarım Senato da bizim adımlarımızı takip eder” açıklamasında bulundu. ABC (Amerikan Yayıncılık Şirketi) ile röportaj yapan Pelosi, Temsilciler Meclisi’nin Senato duruşmasına bakılmaksızın ABD Başkanı’nı sonsuza dek azlettiğini duyurdu. Trump ise kendisini çıldırtan bu ifadelere “Yanlış bir şey yapmadığım halde adım niçin azledilmekle bağdaştırılsın? Konuşmaların deşifrelerini okuyun! Bu yapılan, on milyonlarca seçmene haksızlık!” sözleriyle cevap verdi. 
Trump, ilk defa Senato’yu duruşma düzenlememeye çağırdı. Zirâ daha önce Cumhuriyetçileri, yargılanmasının en kısa sürede bitirilmesine çağıran Trump genellikle Pelosi’ye saldırmakla meşgul oluyordu. Öyle ki Pelosi’yi ABD tarihinde bugüne kadarki en kötü Temsilciler Meclisi Başkanı olarak nitelemişti.
Trump'ın stratejisinde bu tür bir değişik beklemeyen Cumhuriyetçiler ise geçen hafta Pelosi’nin yaptığı açıklamayla rahat bir nefes almıştı. Pelosi, bu hafta azil maddelerini açıklayacağını söylemişti. Senato’daki Cumhuriyetçi liderler ise meclisin dosyayı teslim alması öncesinde tarihi duruşmaya hazırlanmaya başladı. Pelosi, cuma günü meclisin Trump’ın azline yönelik iki maddenin Senato’ya gönderilmesi için oy kullanılacağını duyurmuştu. Aynı gün meclisteki Demokratlara yazdığı bir mektupta da şunları söylemişti:
“Adalet Komitesi Başkanı Jerrold Nadler'den duruşmaya temsilci atanması ve söz konusu iki maddenin Senato’ya gönderilmesi için karar taslağı çıkarmasını talep ettim.”
Pelosi’nin açıklamaları, Senato Çoğunluk Lideri Cumhuriyetçi Mitch McConnell’in Temsilciler Meclisi kararını alır almaz Trump’ın yargılanma prosedürlerine başlayabileceğine işaret ediyor. Pelosi, duruşma öncesi ABD yönetiminden tanıkların çağrılması konusunda McConnell’e baskı yapmaya çalışıyor, McConnell ise bu kararın duruşma sonrasına alınmasını isteyerek reddediyordu.
McConnell, azil maddelerinin meclise gönderilmesi ve Başkan Trump’ın yargılanma sürecinin başlaması için Pelosi'ye bu haftanın sonuna kadar mühlet vermişti. Pelosi, bu konuda Demokrat Parti’den de bir baskıyla karşı karşıya kalmıştı. Müttefiklerinden olan Temsilciler Meclisi Üyesi ve Silahlı Kuvvetler Komisyonu Başkanı Adam Smith de Pelosi’ye maddeleri Senato’ya göndermesi çağrısında bulunduğu açıklamasında şunları söylemişti;
“Tıpkı Demokratların Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu teşkil ettiği gibi Cumhuriyetçiler de Senato'da çoğunluğa sahip. Azil maddelerini Senato’ya gönderme ve sorumluluğu Çoğunluk Lideri Cumhuriyetçi Mitch McConnell’a devretme vakti geldi.”
Demokrat senatörlerden de bu konuda Pelosi’ye seslenenler olmuştu. Öyle ki Senato Yargı Komisyonu'nun Demokrat kanattaki kıdemli üyesi Dianne Feinstein, “Bu konuyu ne kadar uzatırsak acilliği de bir o kadar azalır. Mesele ciddi ve acil ise artık maddeleri bize gönderin. Değilse göndermeyin” demişti. Demokratlar, eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ın ifade vermeye hazır olduğunu açıklamasının McConnell’ın tanıkları çağırma konusundaki fikrinin değişmesine sebep olacağını umuyordu. Ancak beklenen olmadı.
Şaşırtıcı bir hamleyle bu maddeleri Senato'ya göndermeme kararı alan Pelosi ise “Oyladığımız maddeleri duruşma kadrolarına göz atmadan Senato’ya göndermeyeceğim” demişti. Böylece azil dosyasını ertelemek için Temsilciler Meclisi'nin anayasal prosedürlerinden yararlanmıştı.
Pelosi’nin söz konusu kararına sinirlenen McConnell ise mecliste şu açıklamada bulundu;
“Demokratların dayandığı prosedürler  ABD İç Savaşı’ndan bu yana ilk kez partizan bir azil sürecine yol açtı. Demokratlar, azil dosyasını Senato’ya teslim etmekten korkuyor. Çünkü bunu hazırlarken saçma sapan bir iş çıkardılar.”
Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer ise Beyaz Saray Genel Sekreter Vekili Mick Mulvaney, Bolton, Robert Blair ve Beyaz Saray Yönetim ve Bütçe Ofisi’nden Michael Duffy gibi tanıkların çağrılması konusunda yeniden ısrar etti. Tanıkların çağrılması için çaba göstereceğini belirten Schumer, söz konusu çağrıların Anayasa Mahkemesi Başkanı John Roberts’ın çıkaracağı celplerle gerçekleşeceğini söylemişti.
Söz konusu talepleri reddeden McConnell ise şu ifadeleri kullandı;
“Biz azil prosedürleri oluşturmayız. Aksine onları yargılarız. Temsilciler Meclisi’nin görevi ABD seçmenlerinin iradesini bozacak bir konuyu araştırıp incelemektir. Senato’nun görevi ise deliller ve Başkan’ı kınamanın yollarını bulmaya çalışmak değildir.”
McConnell bu sözleriyle aslında anayasanın hem meclis hem de Senato için belirlediği rollere atıfta bulundu. Temsilciler Meclisi'nin görevi delil toplayıp başkanı azletmek için oy kullanmakken
Senato'nun görevi ise başkanın karşı karşıya kaldığı suçlamalar nedeniyle görevden alınmasının gerekip gerekmediğini belirlemek için duruşma düzenlemek olarak belirtildi.
Ancak anayasa, mahkeme kadrolarını belirlemeyi Senato Çoğunluk Lideri’ne bırakıyor. Schumer ise bu konuda oylama yapılmasını istiyor. Bu da Demokrat saflarına bazı ılımlı Cumhuriyetçilerin katılması gerektiği anlamına geliyor. Söz konusu oylama gerçekleşir ve oylar eşit kalırsa son söz tarihi duruşma oturumlarına başkanlık edecek olan Anayasa Mahkemesi Başkanı John Roberts’a kalacak.
Söz konusu duruşmalarda jüri rolünü üstlenecek olan Senato üyeleri, azil dosyasından sorumlu olanların ifadelerini dinleyecek. Meclis üyeleri ise bu duruşmalarda doğrudan soru soramayacak. Bu nedenle soruları yazılı bir şekilde Başsavcı’ya iletecek. Bu oturumların son bulmasının ardından meclisteki üçte ikilik bir oy çoğunluğuyla Başkan’ın azledilmesine ya da aklanmasına karar verilecek.
ABD Başkanı Donald Trump daha önce defalarca eski Başkan Yardımcısı Joe Biden ve oğlu Hunter Biden’ın yargılanmasını talep etti. Bunu reddeden Biden ise Trump’ın azil meselesine yoğunlaşan dikkatleri dağıtmaya çalışmakla suçlamıştı.



Mezun olduğu liseden Netanyahu'ya tepki: "Adını silin"

Öğrenciler, Netanyahu'nun lise fotoğrafı ve adının onur köşesinden kaldırılmasını istiyor (Jewish Telegraphic Agency/Reuters)
Öğrenciler, Netanyahu'nun lise fotoğrafı ve adının onur köşesinden kaldırılmasını istiyor (Jewish Telegraphic Agency/Reuters)
TT

Mezun olduğu liseden Netanyahu'ya tepki: "Adını silin"

Öğrenciler, Netanyahu'nun lise fotoğrafı ve adının onur köşesinden kaldırılmasını istiyor (Jewish Telegraphic Agency/Reuters)
Öğrenciler, Netanyahu'nun lise fotoğrafı ve adının onur köşesinden kaldırılmasını istiyor (Jewish Telegraphic Agency/Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun adının, ABD'de mezun olduğu lisedeki onur köşesinden kaldırılması isteniyor.

Pensilvanya eyaletindeki Cheltenham Lisesi'nden en az 200 öğrenci, 1967'de mezun olan Netanyahu'nun adının ve fotoğrafının onur köşesinden kaldırılması için imza toplayarak okul yönetimine dilekçe verdi. 

Öğrenciler, talepleri için Netanyahu hakkındaki yolsuzluk soruşturmalarını ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) çıkardığı yakalama kararını gerekçe gösterdi.

UCM, "Gazze'de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan ötürü" Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki kararını 21 Kasım 2024'te duyurmuştu.

New York Times'ın (NYT) aktardığına göre imzacı iki öğrencinin, lisenin mezunlar derneğine gönderdiği e-postada şu ifadelere yer veriliyor: 

Öğrenciler her gün onur köşesinde bu mezunları gördüğünde, onların örnek alınması gereken kişiler olduğunu anlıyor ve bir gün onlar gibi olmak için çaba gösteriyor. Bu nedenle, onun adının bu köşede yer almasının doğru olmadığını düşünüyoruz.

Okuldaki öğrencilerin yaklaşık yüzde 15'i dilekçeyi imzaladı. New York Times'ın aktardığına göre okul yönetimi dün toplantı düzenledi ancak henüz bir karar verilmedi. 

İsrail başbakanının ailesi, 1956-1958 ve 1963-1967'de Pensilvanya'daki Cheltenham bölgesinde yaşamıştı. Benjamin Netanyahu 1967'de, abisi Yonathan Netanyahu da 1964'te Cheltenham Lisesi'nden mezun olmuştu. İki kardeş de mezuniyetin ardından İsrail'e dönerek orduya katılmıştı.

İsrail Başbakanlık Ofisi'nden NYT'ye gönderilen açıklamada, "Başbakan Netanyahu, Cheltenham Lisesi'nde aldığı mükemmel eğitimi çok takdir ediyordu" dendi ancak dilekçeye dair bir şey söylenmedi. 

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Times