İran'ın eski Şahı'nın oğlu rejimin birkaç ay içerisinde çökmesini bekliyor

Rıza Pehlevi, Washington’da basın toplantısı gerçekleştirdi (AFP)
Rıza Pehlevi, Washington’da basın toplantısı gerçekleştirdi (AFP)
TT

İran'ın eski Şahı'nın oğlu rejimin birkaç ay içerisinde çökmesini bekliyor

Rıza Pehlevi, Washington’da basın toplantısı gerçekleştirdi (AFP)
Rıza Pehlevi, Washington’da basın toplantısı gerçekleştirdi (AFP)

İran’ı 1979 yılına kadar yöneten Pehlevi ailesinin veliahtı Rıza Pehlevi, Tahran rejimin birkaç ay içerisinde çökmesini beklediğini söyledi. Pehlevi ayrıca Batılı güçlere, İran rejimi ile müzakerede bulunmama çağrısı yaptı.
Pehlevi dün yaptığı açıklamalarda geçen kasım ayında patlak veren ve Ukraynalı bir yolcu uçağının düşürülmesinin ardından bu ay yeniden başlayan protestoların 1979 yılında babasının devrilmesine neden olan gösterileri hatırlattığını kaydetti.
Pehlevi, sürgüne gönderildiği Washington’da gerçekleştirdiği basın toplantısında durumun zirve noktasına ulaşmasının artık bir an meselesi olduğuna işaret etti. Hatta bu noktaya artık ulaştıklarını düşündüğünü aktardı.
Rejimin kısa bir sürede çökmesini beklediğini ifade eden Pehlevi “İçinde bulunduğumuz durum 1979 yılında gerçekleşen devrimden önceki son üç aydan farklı değil” dedi.
Sürgündeki İranlı aktivistler rutin olarak rejimin çökmesini beklediklerini belirten açıklamalarda bulunuyorlar. Fakat Pehlevi, İran halkının 40 yıl içerisinde ilk kez olarak bu fırsata bu kadar yaklaştıklarını söyledi.
Genç bir delikanlıyken İran’dan ayrılan ve bir daha geri dönmeyen 59 yaşındaki Rıza Pehlevi, protestocuların yaşadığı korkunun azalmış olmasına güvendiğini ifade etti.
Reformistlerin kendilerini bu radikal rejimden olabildiğince uzak tutmaya başlamasının da buna kanıt olduğunu kaydetti.
Pehlevi, Hudson Enstitüsü’nde yaptığı konuşmada ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’a uyguladığı sert yaptırımlarla rejimi izole etmeye yönelik ‘azami baskı’ hamlesini desteklediğinin altını çizdi. Ayrıca önceki müzakerelerin başarısızlıklar sonuçlandığına dikkat çekti.
Pehlevi konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı;
“Bu rejimin normal olmadığını ve davranışlarını değiştirmeyeceğini anlamanın zamanı geldi. İran vatandaşları, devrilmesi gereken bu rejimde reform gerçekleştirilemeyeceğini anladı. Dünyanın manevi destekten daha fazlasını göstermesi gerekiyor. Diplomasi ve müzakerelerle ihanete uğramak istemiyorlar.”
Trump, daha önce yaptığı açıklamada müzakere umudunu dile getirmişti. Ancak İran Devrim Muhafızları'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin ardından son dönemlerde müzakereler ile ilgilenmediğinin altını çizdi.
Veliahtın babası Şah Muhammed Rıza Pehlevi, ABD’nin güvenilir bir müttefikiydi.
Kraliyet rejimin geri dönüşünün uzak bir ihtimal olduğunu belirten Pehlevi, bütün İranlıları temsil edip edemeyeceği sorusuna “Bu benimle ilgili değil, İran halkına kalmış bir durum” yanıtını verdi.



İsrailliler için yeni ‘vaat edilmiş toprak’: Kıbrıs

Kıbrıs Rum Kesimi'ndeki  Limasol kentindeki bir konut kompleksinin genel görünümü (Şarku’l Avsat)
Kıbrıs Rum Kesimi'ndeki Limasol kentindeki bir konut kompleksinin genel görünümü (Şarku’l Avsat)
TT

İsrailliler için yeni ‘vaat edilmiş toprak’: Kıbrıs

Kıbrıs Rum Kesimi'ndeki  Limasol kentindeki bir konut kompleksinin genel görünümü (Şarku’l Avsat)
Kıbrıs Rum Kesimi'ndeki Limasol kentindeki bir konut kompleksinin genel görünümü (Şarku’l Avsat)

Bugün Kıbrıs'ta yaklaşık 15 bin İsrailli yaşıyor ve bu kişilerin varlığı medya ve siyaset çevrelerinde hararetli tartışmalara yol açıyor. Bu çevreler, olanların küçük adada ‘İsrail yerleşim yerleri’ kurulmasına yakın olduğunu düşünüyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Kıbrıs’a yerleşen İsraillilerin büyük bir kısmı emlak, tıp, teknoloji ve ticaret alanlarında başarılı kişiler olup, Kıbrıs'ta yaşamayı İsrail'de yaşamaktan daha iyi buluyorlar ve yakın zamanda ülkelerine dönmeyi düşünmüyorlar. Bu göç, okulları, sinagogları, koşer restoranları, yüksek binaları ve ana şehirlerde çoğunluğu İsraillilerden oluşan mahalleleri olan bir topluluk oluşturdu ve artık bir Yahudi mezarlığı da var.

Bazı Kıbrıslılar bu durumdan rahatsızlık duyuyor ve ‘İsrailliler için İsrail dışında istikrarlı bir yer bulma yönünde organize bir eğilim’ olduğunu düşünüyorlar. İsrailliler ise bunu şaşkınlıkla karşılıyor ve ‘antisemitizm’ olarak değerlendiriyor.

Ancak dikkat çekici olan, eleştirilerin refah ve güvenlik arayışıyla adada yaşamayı seçen kişilere odaklanması, İsrail'in güvenlik ve askeri varlığı ile son İran savaşında açıkça ortaya çıkan stratejik iş birliğine odaklanmamasıdır.