Mısır, Kızıldeniz'in en büyük askeri üssün açılışını gerçekleştirdi

Mısır, Kızıldeniz'in en büyük askeri üssün açılışını gerçekleştirdi
TT

Mısır, Kızıldeniz'in en büyük askeri üssün açılışını gerçekleştirdi

Mısır, Kızıldeniz'in en büyük askeri üssün açılışını gerçekleştirdi

Bölgedeki gerilimler yükselmeye devam ederken Mısır, dün rekor sürede bitirdiği Kızıldeniz'deki en büyük askeri üssün açılışını yaptı. Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bessam Radi, “Kara, deniz ve havada vurucu askeri güç” olarak nitelediği bu üssün açılışını “Bölgesel ve uluslararası gelişmelerle” ilişkilendirdi.  Berenice Askeri Üssü, Kızıldeniz sahilinde yer alıyor.
Mısır silahlı kuvvetleri, bu ayın başından beri, deniz, hava ve kara askeri tatbikatlara ve farklı bölgelerdeki güçlerin yeniden konuşlandırılması yoluyla geniş bir alarma tanık oluyor. Bu alarm, Doğu Akdeniz bölgesindeki enerji hususunda Türkiye ile artan gerilimlere, Libya'daki ve Mısır'ın Etiyopya ile Nahda Barajı konusundaki tökezleyen müzakerelerine denk geliyor.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, dün, Arap ülkeleri ve çeşitli ülkelerinin huzurunda Berenice Askeri Üssü’nün açılışını gerçekleştirdi. Açılışa Suudi Savunma Bakan Yardımcısı Halid bin Selman, Ermenistan Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan, Abu Dabi Veliaht Prensi ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Silahlı Kuvvetleri Başkomutan Yardımcısı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan katıldı.
Üssün bu kadar kısa sürede açılışı şaşırtıcıydı. Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bessam Radi, bu konuda yaptığı açıklamada, “Askeri üssün inşaatı, stratejik güney tarafındaki Mısır askeri kalelerinden birisi olması için rekor süreyle birkaç ay içinde tamamlandı” ifadelerinde bulundu. Bu açılışı bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilişkilendiren Radi, Mısır silahlı kuvvetlerinin uluslararası sıralamadaki yerinin yükseltilmesi arzusuna da değindi.
Açıklamalara göre Mısır, bu üs sayesinde güney kıyılarını emniyet altına almayı, ekonomik yatırımlarını ve doğal kaynaklarını korumayı ve Kızıldeniz'deki güvenlik sorunlarıyla yüzleşmeyi hedefliyor. Aynı zamanda Süveyş Kanalı’na ve ilgili ekonomik alanlara doğru Kızıldeniz'deki hareket ekseni boyunca küresel deniz trafiğini sağlamak da bu amaçlardan bazıları.
150 bin dönümlük bir alana inşa edilmiş olan Berenice, deniz ve hava üssün yanı sıra askeri hastane, savaş ve idari birimler, atış poliganları ve tüm silahların kullanıldığı eğitim alanları kapsıyor. Aynı zamanda içerisinde bir ticari rıhtım, yolcu terminali, ticari malların depolandığı peronlar, konteynırların depolandığı alanlar, Berenice Uluslararası Havaalanı ve deniz suyu arıtma tesisi de yer alıyor.
Üssün açılışı, Kuzey Mısır'daki Muhammed Necip Askeri Üssü’nün açılmasından iki yıl sonra gerçekleşti. Bessam Radi, açıklamalarına “Bu üs, Mısır silahlı kuvvetlerinin stratejik güney yönündeki tüm görevlere hazır olduğunu beyan etmek için kapsamlı gelişimi ve modernizasyonu stratejisi çerçevesinde inşa edilmiştir” sözlerini ekleyerek devam etti.
Cumhurbaşkanı Sisi’yi açılıştan dolayı tebrik eden Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu açıklamalarda bulundu;
“Berenice Askeri Üssü ve sivil havaalanı, Mısır'ın Arap güvenlik sistemindeki ve bölgesel istikrarın sağlanmasındaki kilit rolünü pekiştiriyor. Mısır silahlı kuvvetleri, sadece Mısır'ın hayati bir damarı değil, aynı zamanda tüm Arap dünyasının gücüdür. Güçlü ve gelişmiş silahlı kuvvetleriyle Mısır, bölgedeki istikrarı ve barışı temsil ediyor.”
Prens Muhammed bin Zayed, BAE ve Mısır arasındaki kardeşlik ilişkilerinin, liderlerinin uyumlu vizyonları ışığında, hem stratejik hem de resmi ve halk düzeylerinde derin ve köklü olduğunu belirtti. Aynı zamanda amaç ve kaderin birliğine inanan bu iki ülkenin; bölgesel ve uluslararası meseleler ve zorluklar hakkında sürekli danışma için ortak endişe duyduklarını da vurguladı.
Burada bulunan gelişmiş ekipmanların Mısır askeri yeteneklerini temsil ettiğini belirten Abu Dabi Veliaht Prensi, aynı zamanda bu üs sayesinde Kızıldeniz’deki seyir ve güvenlik özgürlüğünün desteklenmesi yanı sıra iskele, havaalanı ve su arıtma tesisiyle kalkınma projelerinde de hizmet verilmesinden dolayı övgüde bulundu.
Prens bin Zayed, Arap ve Ortadoğu bölgesinin tüm dünyanın güvenliği ve çıkarları için ciddi stratejik bir öneme sahip olduğunu da vurguladı.
Açılışta, Cumhurbaşkanı Sisi ve misafirleri; tüm stratejik yönlerde, Kızıldeniz ve Akdeniz'de günlerdir gerçekleşen “Kadir 2020” askeri tatbikatının kapanışına da şahit oldu. Bu tatbikata Mistral helikopter gemisi, saldırı helikopterleri, savaş gemileri, denizaltılar, yüzergezer kuvvetler, çeşitli görevlerdeki savaşçılar ve hava kuvvetleri de yer aldı.
Mısır ile Türkiye arasında son birkaç aydır Akdeniz’deki gaz ve petrol keşifleriyle ilgili gerginlik yaşanıyor. Türkiye’nin Trablus’taki Libya Hükümeti’yle bir anlaşmaya varması ise hem Libya’daki durumu körüklemiş, hem de bu anlaşmazlıkları devam ettirmişti.  Öte yandan Mısır Petrol Bakanı Tarık el-Molla, dün bir gazeteye yaptığı açıklamada, Mısır’ın ilk kez Akdeniz’de petrol keşfi çalışmaları yapacak olan şirketleri önümüzdeki günlerde açıklayacağını belirtmişti.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.