Muhammed bin Raşid: Dubai, yeni ekonominin küresel başkenti olacak

Fotoğraf (WAM)
Fotoğraf (WAM)
TT

Muhammed bin Raşid: Dubai, yeni ekonominin küresel başkenti olacak

Fotoğraf (WAM)
Fotoğraf (WAM)

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Başkan Yardımcısı ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Mektum, Dubai Konseyi’nin ikinci toplantısına başkanlık ettiği sırada, “Gelecek İçin Dubai Bölgesi”  projesini başlattığını duyurdu.
Dubai’deki gelecek ekonomisinin en büyük bölgesi olması için başlatılan proje, benzeri görülmemiş finansman ve yasama olanaklarını da içeriyor. Muhammed bin Raşid, Dubai’nin petrol dışı dış ticaret hacminin beş yıl içinde 2 trilyon dirheme (545 milyar dolar) ulaşması ve Dubai’ye ticaret, turizm ve yatırım teşvik etmek için dünya çapında 50 ülkede 50 ofis açarak, Dubai’yi yurtdışında tanıtmak ve pazarlamak için çabaları yoğunlaştırmak ve birleştirmeye yönelik yeni bir hedef belirledi.
Ayrıca, “Gelecek için Dubai” kapsamında yeni ekonomi şirketlerini desteklemek için 1 milyar dirhem (272 milyon dolar) fon oluşturulması gerektiğini belirtti. Yeni bölge, Dubai Emirliği’ni özellikle yeni ekonomi alanında olağanüstü tesisler içeren bir iş ve entegre yatırım ortamına dönüştürmeyi amaçlayan birçok inisiyatif ve proje ile Dubai’nin çeşitli sektörlerde küresel yetenekler, deneyimler ve girişimciler için tercih edilen bir yer olarak konumunu iyileştirmek için çalışacak.
Şeyh Muhammed bin Raşid Al Mektum, Dubai Konseyi’nin ikinci toplantısına başkanlık ederken yaptığı açıklamada, “Yeni proje, önümüzdeki beş yıl içinde ulaşmak istediğimiz 50 hedefin gündemine odaklanacak. Dubai, yeni ekonominin küresel başkenti olacak” dedi.
Ayrıca, “Dubai Konseyi, emirlik için yeni ekonomik sektörler açmaya ve mevcut sektörlerinde dönüşümlere odaklanacak. Lojistik, yasama ve hizmet araçlarını canlandırarak ve sürekli geliştirerek ve yeni uluslararası ortaklıklar geliştirerek, Dubai’nin dış ticaretinde büyük bir sıçrama arayışındayız.  Ticari ve turizm teşviği için elli Dubai ofisi beş kıtada olacak ve dış çabaların birleşmesi Dubai ekonomisi için daha iyi sonuçlar getirecektir” ifadelerini kullandı.
Nehyan, “Yolumuzda olumlu dönüşümler elde etmek için doğrudan kalkınma önerilerini yükseltmek amacıyla emirlikteki tüm departman müdürlerine ve kamu kişilerine mesajların gönderilmesini istedim” dedi.
Son olarak Nehyan sözlerine şunları ekledi:
“2020, büyük bir kalkınma sıçramasının başlangıcı olacak ve bizi gelecek yirmi yıl boyunca tam güçle taşıyacak olan büyük değişim yılı olacak.”
Şeyh Muhammed bin Raşid Al Mektum, önümüzdeki beş yıl içinde petrol dışı dış ticaret hacmi için 2 trilyon dirhem tutarında yeni bir hedef belirledi ve “DP World” Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Ahmed bin Süleyman’i bu dosyanın sorumluluğu için belirledi ve Emirlik için yeni dış pazarlar açarak, lojistik sistemini geliştirmek ve yerel ihracatın rekabet gücünü artırmak, tüm teşvik ve tanıtım araçlarıyla bu dosyayı yönetmek ve istenen hedeflere ulaşmak için bir komite oluşturulmasını istedi.
Komite, toplanmasından sonraki 30 gün içinde, Dubai dış ticaretine yeni pazarlar açmak için vizyon oluşturmayı, uluslararası stratejik ortaklıklar kurmayı, yerel ihracatın rekabet gücünü artırmayı, yeni ihracat sektörleri yaratmayı, emirlikteki lojistik sistemini geliştirmeyi ve emirlik tarafından yönetilen uluslararası nakliye hatlarının yeteneklerini oluşturmayı içeren bir araştırmayı içeren bir plan sunacak.
“Gelecek İçin Dubai Bölgesi” girişimi, Şeyh Muhammed bin Raşid Al Mektum tarafından ilan edilen ve Dubai Emirliği’ni geliştirmeye devam etme sözü verdiği 4 Ocak 2020 belgesinin çıktılarını tercüme etmek üzere başlatılacak bir grup ortak projenin şemsiyesi olacak. Ulusal ve küresel girişimciler ve yeni başlayanlar için istihdam ve finansman olanakları sağlayan yeni ortaklıklar kurmak ve yeni şirketlerin kurulmasını kolaylaştırmak ve gelecekteki ekonomi tasarımı alanında yenilikçi fikirler başlatmak için birçok teşvik girişimi benimsenecek.
Önümüzdeki dönemde, bölgede ve dünyada türünün en iyi ve en çekici örneği olan yatırım, teknik, yasal, hizmet ve motivasyonel ortamını sağlayarak gelecekteki ekonomiyi desteklemek için on girişim başlatılacak.
10 girişimin ayrıntıları şu şekilde;
-Dubai Gelecek Ekonomisi Fonu
Gelişmekte olan teknoloji şirketleri için, özellikle ilk kuruluş aşamalarında gerekli her türlü destek ve tesisi sağlamak amacıyla, Dubai ve bölgedeki geleceğin ekonomisinin liderlerine yönelik bir milyar dirhemlik fon (272 milyon dolar).
Fon, Dubai’nin gelecekteki ekonomi şirketlerini kurmak, gelecekteki ekonomi şirketlerinin GSYİH’ya katkısını artırmak ve iş fırsatları sağlamanın yanı sıra Dubai’deki gelecek ekonomi şirketlerine özel sektör yatırımını ve yabancı yatırımı desteklemede, Dubai’nin bölgedeki tercih edilen bir hedef olarak konumunu geliştirmeyi amaçlıyor.
-Gelecekteki ekonomi şirketlerinin ofisi
Gelecekteki ekonomi şirketlerine beş yıllık bir süre için gelecekteki girişimcilere özel konutlar vermek üzere bir ofis kurulacak, aynı zamanda yenilikçi proje lisanslarının verilmesi için hizmetler sunacak; gelecekteki ekonomi öncüleri için bankacılık olanakları sağlamanın yanı sıra, uluslararası standartlara sahip girişimciler için yasal hizmetler sunma ve esnek çalışma alanları sunarak, eğitim hizmetleri ve atölye çalışmaları sağlayacak.
-Gelecekteki ekonomi teknolojilerinde inovasyon ve deney yapmak için yasal lisanslar
Bu girişim kapsamında, Yasama Laboratuvarı ve 2071 bölgesi aracılığıyla gelecekteki ekonomik öncüler, pilot alan olarak görev yapacak belirli alanlarda yeniliklerini test etmek için yasal lisanslar alabilecek. Bu pilot alanlar Dubai Emirliği ekonomisinin desteklenmesine katkıda bulunacak.
-Gelecekteki ekonomistler için düşük fiyatlı konut seçenekleri
Bu girişim kapsamında, geleceğin ekonomistleri birim başına ayda 3 bin dirhemden (817 dolar) daha düşük bir fiyata mevcut konut seçeneklerinden yararlanabilecek. Bu amaçla, Bölge 2071, hedef fiyata konut seçenekleri sunmak için emlak geliştiricileri ile ortaklık kuracak.
-Gelecekteki ekonomik liderlerin finansmanı ve danışmanlığı için ortak pencere
Bu girişim yoluyla, gelecekteki ekonomideki birçok girişimci, uzman ve yatırımcı için 2071 bölgesinde bir alan olarak bir alan tahsis edilecek, böylece gelecekteki ekonomi şirketleri bu pencereden faaliyetlerini başlatmak ve genişletmek için gerekli fonları ve istişareleri elde edebilecek.
-Gelecekteki ekonomi şirketleri için yeni bir borsa
Dubai Uluslararası Finans Merkezi çatısı altındaki borsa, daha esnek bir sisteme göre finansman elde etmesine ve sermaye artırmasına izin verecek.
Bu borsa, yatırımcıları hisse senetlerini yatırım ve ticaret yapmaya motive ederken, yatırım hisselerini satma yöntemlerini kolaylaştırmayı, gelecekteki ekonomi şirketleri için finansman sağlamak ve ilk halka arz prosedürlerinin yükünü azaltmak için gerekli altyapıyı sağlamayı amaçlıyor.
– Gelecekteki ekonomi şirketleri için makineler ve hızlandırıcıları için en geniş alanlar
Bu, ortaklar ve mevcut tesisler ağından yararlanma fırsatı sunmanın yanı sıra, inovasyon konusunda eğitim vererek ve prototipler geliştirerek gelecekteki ekonomi şirketlerine ilk kuruluş aşamalarında yardımcı olmak için MENA bölgesindeki türünün en büyük inkübatörü olacak.
-Gelecek için Ekonomi Araştırmaları Merkezi
Gelecek için Ekonomi Araştırmaları Merkezi, robotik, yapay zeka ve diğer alanlarda uzmanlaşmış laboratuvarlar aracılığıyla uygulamalı araştırmaların tasarımına katkıda bulunacak ve böylece merkez, hükümet ve özel sektör ile bilimsel araştırma ve ortak işbirliği için bir platform oluşturacak.
Merkezin şemsiyesi altında uzmanlaşmış laboratuvarlara örnek olarak, ana kuruluşların devlet ve özel sektörler için bilgisayar bilimi ve robotik sektörlerini geliştirme çabalarını desteklemeyi ve birleştirmeyi amaçlayan Robotik Sistemler Laboratuvarı verilebilir.
-Ulusal üniversitelerden gelecek ekonomi şirketlerini mezun etmek
Girişimcilik kültürünü pekiştirmeyi ve ülkedeki hem devlet hem de özel üniversite öğrencilerini ekonomik şirketler kurmaya teşvik etmeyi amaçlayan bir program olacak.
Program, çalışma alanlarının tahsisi, rehberlik, eğitim ve öğretim materyalleri sağlanması, özel ve devlet kurumlarından hibe alma ve finansman sağlama fırsatları da dahil olmak üzere yenilikçi öğrencileri desteklemek için birçok destek hizmeti sağlayacak.
-Ekonomi ve gelecekteki şirketler üzerine uluslararası konferanslar
Gelecek için Dubai Bölgesi, gelecekteki ekonomi liderlerinin iletişim kurmaları ve keşfetmeleri ve projelerini daha geniş bir kitleye sunmaları için küresel platformlar sağlamak isteyen en büyük ve en önemli uluslararası etkinliklere ve konferanslara ev sahipliği yapacak.
-Girişimciler için en iyi entegre alan
Gelecek için Dubai Bölgesi projesi Dubai’de Dubai Dünya Ticaret Merkezi, Emirates Towers bölgesi ve Dubai Uluslararası Finans Merkezi’ni içeren üç önemli alanı içeriyor ve bunların hepsi kuruluşundan bu yana Dubai ekonomisi ve BAE ekonomisinde büyük başarılar elde etmeye katkıda bulundu.
-Dubai Dünya Ticaret Merkezi – gelecek için bir vizyon
Dubai Dünya Ticaret Merkezi, Dubai’nin ticaret ve turizm sektörlerini geliştirme ve emirlikteki ekonomik faaliyetleri çeşitlendirme konusundaki başarısının bir kanıtı oldu. Merkez, Gelecek için Dubai Bölgesi girişimini destekleyen, konut ve ofisler için uygun seçenekler sunarak girişimcilere bir dizi teşvik sağlamayı da içeren gelecek planları ve projeleri duyurdu.
Merkez yakın zamanda 1979’dan beri kırkıncı yılını kutladı. 29 katıyla bölgenin en yüksek binası oldu ve “100 dirhem” banknotunda Emirlik simgesi haline geldi. Dubai Dünya Ticaret Merkezi’nin toplam alanı 1,3 milyon metre kare. Bugüne kadar açılmasından bu yana, Dubai Emirliği’ndeki gayri safi yurtiçi hasılaya 200 milyardan fazla dirhem (yaklaşık 54 milyon dolar) ekledi ve 5 binden fazla çeşitli iş faaliyetine ev sahipliği yaptı ve son yıllarda 12 milyonu küresel pazarlardan olan 30 milyondan fazla ticari ziyaretçi çekti.
-Emirates Towers – resmi ve yenilikçi bir destinasyon
1999’da Emirates Towers’ın açılışı Dubai’de önemli bir kilometre taşı oldu ve Emirates Towers yakın zamanda entegre bir çalışma alanına dönüştü ve geleceği yaratmaya katılmak için devlet kurumlarını, uluslararası ve gelişmekte olan şirketleri, yatırımcıları, gençleri ve halkı birleştirmek için özel olarak tasarlandı.
Emirates Towers, Dubai’nin teknoloji ve yenilik sektörlerindeki küresel liderliğe doğru ilerlemesine önemli bir katkı sağlayan 3D baskı teknolojisi ile yapılan Muhammed bin Raşid Hükümet İnovasyon Merkezi, Bölge 2071, Gelecek Müzesi ve Geleceğin Ofisi gibi birçok devlet kurumunu ve öncü girişimleri içeriyor. Ayrıca, Gelecek için Dubai Bölgesi’’nin genel merkezini de içeriyor.
-Dubai Uluslararası Finans Merkezi – 15 yıllık başarılar
DIFC, on beşinci yıldönümünü finansal hizmetler sektöründeki yeni eğilimleri keşfetmedeki kuruluş ve başarısı ile Ocak ayında kutladı. Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Güney Asya’daki en önemli finans merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor ve şu anda 2 binden fazla şirkette 23 binden fazla çalışanı bulunmakta.
Dubai Uluslararası Finans Merkezi, Dubai’nin modern teknolojiyi benimseme konusundaki liderliğini artırma, finansal kurumları, devlet kurumlarını, teknoloji şirketlerini ve yaratıcı işadamlarını bölgedeki finans sektörünün değişen ihtiyaçlarını karşılayan yenilikçi teknolojiler geliştirme konusunda bir araya getirme çabalarının bir parçası olarak 2017 yılında FinTech Hive’ı başlattı.



Wagner'in Mali'den çekilmesi ne anlama geliyor?

Gece saatlerinde bomba yüklü bir aracın infilak etmesinin ardından Gao'da yıkılmış bir binanın yanında duran Malili askerler, 13 Kasım 2018 (AFP)
Gece saatlerinde bomba yüklü bir aracın infilak etmesinin ardından Gao'da yıkılmış bir binanın yanında duran Malili askerler, 13 Kasım 2018 (AFP)
TT

Wagner'in Mali'den çekilmesi ne anlama geliyor?

Gece saatlerinde bomba yüklü bir aracın infilak etmesinin ardından Gao'da yıkılmış bir binanın yanında duran Malili askerler, 13 Kasım 2018 (AFP)
Gece saatlerinde bomba yüklü bir aracın infilak etmesinin ardından Gao'da yıkılmış bir binanın yanında duran Malili askerler, 13 Kasım 2018 (AFP)

Rabia Abdusselam

Mali’de son günlerde dramatik gelişmeler yaşandı. Rus özel askeri grup Wagner, ‘3,5 yıl boyunca bölgede savaştıktan ve buradaki görevini tamamladıktan sonra Mali'den ayrılacağını’ açıkladı. Söz konusu gelişmelerin en önemlilerinden biri ise Rus Lejyonu’nun bölgede kalacağını açıklamasıydı.

Wagner'in misyonunun sona erdiği gerekçesiyle aldığı çekilme kararı, mantıklı cevaplar arayan temel sorularla karşı karşıya. Bu sorulardan ilki, özellikle bu kararın Mali'de ordu ile silahlı gruplar arasındaki çatışmaların yoğunlaşmasıyla aynı zamana denk gelmesinden dolayı arkasındaki nedenler ve Bamako'daki geçici askeri yetkililer ile tüm bölge üzerindeki etkileriyle ilgili. Bu çatışmalardan biri olarak Mali ordusu ile yaklaşık bir hafta önce düzenlediği saldırıda insansız hava araçları (İHA) kullandığını ve bu sayede Mali ordusuna ait çok amaçlı askeri teçhizatı ele geçirdiğini açıklayan Cemaat Nusret el-İslam vel-Müslimin (CNIM) arasındaki gerginlikten bahsedilebilir.

İkinci soru, özellikle Wagner'in Afrika Lejyonu olarak yoluna devam edeceğinden söz edildiği bir dönemde Rusya’nın bölgedeki varlığının niteliğiyle ilgili. Bu varlık, diyalog ve karşılıklı güven yoluyla toplumsal uyumu korumayı savunan Cezayir'in yaklaşımıyla uyumlu mu? Afrika ülkelerindeki çatışmaların ve anlaşmazlıkların sona erdirilmesinde yabancı müdahaleyi reddeden Cezayir, bu tutumunu sık sık yineliyor.  Mali ve Libya örneklerinde yabancı müdahalesi birçok kez tekrar etmişti. Son olarak ise Rusya ve Cezayir arasında Sahel bölgesindeki gelişmelerle ilgili tartışmaların niteliği ve olası sonuçları ile bu aşamanın Cezayir sürecinden doğan barış ve uzlaşı anlaşmasının uygulanması için ‘yeni bir fırsat’ olup olmadığı konusunda üçüncü bir soru gündeme geliyor.

Arka planlar

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Wagner’in Mali'den çekilme kararının arkasındaki nedenler arasında Cezayir'in doğrudan baskısı da yer alıyor. Burada, iki önemli gelişmeye dikkati çekilebilir. Bunlardan ilki, ABD ile askeri iş birliğinin geçtiğimiz ocak ayında Cezayir'in başkenti Cezayir'de ABD Afrika Kuvvetleri (AFRICOM) Komutanı General Michael Langley ve Cezayir Genelkurmay Başkanı General Said Şangariha tarafından imzalanan iş birliği mutabakatı ile güçlendirilmesidir.

Sahadaki durum ve Wagner’in aldığı ağır darbeler ve çalışmalarının dağınık hale gelmesi de Rus paralı asker grubunun Mali'den çekilmesinin nedenleri arasında sayılabilir.

İkinci gelişme ise Cezayir'in Moskova'ya Wagner güçlerinin varlığını kesin olarak reddettiğini belirten bir mesaj iletmesiyle ilgili. Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf, geçtiğimiz ocak ayında düzenlenen bir basın toplantısında bunu açıkça ifade etti. Attaf, “Rus dostlarımıza, (Mali'nin kuzeyindeki Azavad hareketlere atıfla), siyasi hareketlerin terörist gruplar gibi muamele görmesine izin vermeyeceğimizi ve kabul etmeyeceğimizi bildirdik. Ayrıca, Afrika'nın Sahel bölgesindeki sorunların çözümünde Cezayir'in öncü deneyimini onlara sunduk ve askeri operasyonların tek başına kalıcı barışa yol açmayacağını belirttik” ifadelerini kullandı.

f0p
Fransız ordusu tarafından dağıtılan, ancak tarih verilmeyen fotoğrafta, Mali'nin kuzeyinde bir helikoptere binen Rus paralı askerler görülüyor (AP)

Sahadaki durum ve Wagner’in aldığı ağır darbeler ve çalışmalarının dağınık hale gelmesi de Rus paralı asker grubunun Mali'den çekilmesinin nedenleri arasında sayılabilir. Bu konuda güvenlik uzmanı Ekrem Harif, Al Majalla’ya yaptığı değerlendirmede Wagner'in Mali'nin engebeli tepeler ve dağlarla başa çıkmakta büyük zorluk çektiğini söyledi. Wagner'in Bölgenin doğasını ve engebeli arazisini iyi bilen yerel halk karşısında başarısız olduğunu ve yerel halkın bu sayede Wagner’e büyük yenilgiler yaşattığını belirten Harif, geçtiğimiz yıl temmuz ayında yaşanan çatışmaların buna bir örnek olarak gösterilebileceğini vurguladı. Ayrıca, Mali'nin kuzeyindeki Tuareg halkı, bu özel askeri oluşumların kendilerine uyguladığı ihlallere ve şiddete karşı koymak için ittifak kurdu. Cezayir, daha önce Wagner’e atıfla özel askeri oluşumları takip etmek için uluslararası olarak harekete geçilmesi çağrısında bulunmuştu. Geçtiğimiz yıl 27 Ağustos'ta Cezayir'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Ammar bin Cami, BM Güvenlik Konseyi (BMGK) oturumunda Cezayir’in Mali sınırı yakınlarındaki köyleri bombalamak için insansız hava araçları (İHA) kullanan tarafların hesap vermesi gerektiğini söyledi. Cezayirli yetkili, “Bu saldırılar için düğmeye basanlar hiçbir tarafa karşı sorumlu değil” diye ekledi.

Jeopolitik durum, Kremlin'i Afrika Lejyonu olarak da bilinen ve esasen özel bir şirket olan Wagner’in yönetimini devralmaya yönelik taktiksel değişiklikler yapmaya itti.

Cezayir, son aylarda dikkat çekici bir diplomatik hareketlilik yaşadı. Rusya Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkan Yardımcısı ve Cezayir-Rusya Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Yuri Valyaev, üst düzey bir heyetle birlikte Cezayir'i ziyaret etti. Valyaev ve heyeti burada Cezayir Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri General Muhammed Salah Bin Bişe tarafından karşılandı.

Cezayir Genelkurmay Başkanı General Şangariha, geçtiğimiz yıl kasım ayında Rusya Savunma Bakan Yardımcısı General Aleksandr Fomin'i kabul etti. Ardından, Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Johannesburg'da düzenlenen G20 Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın oturum aralarında bir araya geldi. Görüşmede, ‘çatışmaların uluslararası hukukun kabul görmüş ilkelerine dayanan siyasi ve diplomatik yollarla hızlı bir şekilde çözülmesi için dış politikada yakın iş birliği yapılması’ vurgulandı. Geçtiğimiz aralık ayında, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Rusya Devlet Başkanı'nın Ortadoğu ve Afrika Özel Temsilcisi Mihail Bogdanov Cezayir'i ziyaret etti. Ziyaret, Moskova ile Cezayir arasında, Wagner'in Mali'deki varlığı ve faaliyetleri nedeniyle gizli bir gerginlik olduğuna dair bazı işaretlerin ortaya çıkmasıyla aynı döneme denk geldi.

Rusya'nın Afrika kıyılarındaki nüfuzuna ne olacak?

Bugün jeopolitik durumun Kremlin'i, Afrika Lejyonu olarak da bilinen ve esasen özel bir şirket olan Wagner’in yönetimini devralmaya yönelik taktiksel değişiklikler yapmaya ittiği kesin. Rusya Savunma Bakanlığı tarafından kurulan ve Savunma Bakan Yardımcısı Yunus-bek Yevkurov tarafından yönetilen Afrika Lejyonu, Wagner ile karşılaştırıldığında, Libya, Mali, Burkina Faso, Nijer ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerde Rusya'ya yakın yerel hükümetlerle isyanla mücadelede askeri destek, eğitim ve iş birliği sağlama yönüyle öne çıkıyor.

Basında yer alan haberler, Wagner üyelerinin çoğunun yarı askeri bir hükümet oluşumuna yeniden dahil edilerek kuzeyde, özellikle Cezayir sınırındaki Kidal bölgesinde tutulacağına dair eğilimi ortaya koydu.

Bu değişiklik, Moskova'nın Afrika kıyılarında yeni bir politika izleme arzusunu açıkça ortaya koyuyor. Güvenlik uzmanı Ekrem Harif, bununla ilgili değerlendirmesinde Wagner'in bölgeden ayrılmasının olumlu bir gelişme olduğunu, çünkü milislerin kontrol altında olmadığını ve Bamako'nun emirlerine tabi olduğunu, bu emirlerin çoğunun kuzeydeki nüfusun çoğunluğunun terörist olarak değerlendirilmesi gerektiğini öngördüğünü söyledi. Ancak bu değişikliğin, siyasi meselelere yönelik askeri çözümlerin tamamen sona erdiği anlamına gelmediğini belirten Harif, “Afrika Lejyonu’nun görevlerinin sadece danışmanlıkla sınırlı kalacağını sanmıyorum, terörle mücadele için sahaya da gireceği kesin. Bu da Cezayir'in istediği şeyle tamamen çelişiyor” yorumunda bulundu.

kıo
Bamako'daki Cezayir Büyükelçiliği önünde düzenlenen protesto gösterisinde ‘Cezayir = Terör’ yazılı bir pankart taşıyan bir protestocu, 8 Nisan 2025 (AFP)

Basında yer alan ve diplomatik bir kaynaktan bilgiler aktaran haberler, Wagner üyelerinin çoğunun yarı askeri bir hükümet oluşumuna yeniden dahil edilerek kuzeyde, özellikle Cezayir sınırındaki Mali'nin en az gelişmiş bölgesi olan Kidal bölgesinde tutulmasının planlandığına işaret etti. Bu da, geçici askeri yetkililerin bu ülkedeki zulmüne kurumsal bir nitelik kazandırma eğiliminde olduklarını gösteriyor. Bu eğilim, Malili askeri bir kaynağın Fransız Haber Ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada ortaya çıktı. Kaynak, Wagner ve diğer kuruluşlarla Rusya ile askeri iş birliğinin devam edeceğini ve Moskova'nın Bamako'nun askeri iş birliği alanında stratejik ortağı olmaya devam edeceğini vurguladı.

Aynı eğilimi, ‘her stratejik dönüşümü egemenlik kararı olarak gerekçelendirmeyi’ reddeden Azavad Kurtuluş Cephesi (FLA) de benimsedi. Wagner’le ilgili açıklamayı ‘medya oyunu ve içerikte değil, biçimde bir değişiklik’ olarak nitelendiren FLA, bunun ‘silahlı bir terör örgütünün başka bir terör örgütüyle değiştirilmesi, yani Wagner’den Afrika Lejyonu’na geçilmesinden ibaret’ olduğunu belirtti. Yaklaşık bir yıldır Mali’nin kuzey halkını temsil eden ve çıkarlarını savunan tek bir çatı altında birleşen örgüt liderlerine göre bu çekilme bir kopuş değil, baskıya dayalı bir modelin, sistematik insan hakları ihlallerinin ve yerel halkın aşağılanmasının devamı niteliğinde. Bu uygulamaların ‘belgelenmiş ve yaygın olarak kınanmış’ olduğunu belirten örgüt liderleri, söz konusu adımın ‘hiçbir şekilde siyasi veya askeri bir dönüm noktası olmadığını, aksine içeride yetersiz ve uluslararası alanda aşağılanmış, güvenliği sağlayamayan ve temsil ettiğini iddia ettiği halklara hizmet edecek en ufak bir kalkınma vizyonu olmayan askeri yönetimin içinde bulunduğu çıkmazı ortaya koyduğunu’ vurguladılar.