Nahda Barajı anlaşmasına ilişkin görüşmeler sürüyor

Sisi ve Pompeo dün Dün Berlin’de bir araya geldi. (DPA)
Sisi ve Pompeo dün Dün Berlin’de bir araya geldi. (DPA)
TT

Nahda Barajı anlaşmasına ilişkin görüşmeler sürüyor

Sisi ve Pompeo dün Dün Berlin’de bir araya geldi. (DPA)
Sisi ve Pompeo dün Dün Berlin’de bir araya geldi. (DPA)

Mısır, Etiyopya ve Sudan temsilcileri Etiyopya’da inşa edilen Nahda (Rönesans) Barajı’nın doldurulması ve işletilmesi ile ilgili kurallara ilişkin kapsamlı bir anlaşma yapmak için önümüzdeki günlerde bşr araya gelmeye hazırlanıyor. Anlaşmanın aşağı havza ülkeleri olan Mısır ve Sudan’ın görebileceği zararları azaltması bekleniyor. Müzakerelerde ABD gözetiminde ilerleme kaydedildiği bildirilmesine rağmen sorunların üstesinden gelmek için tüm tarafların esneklik göstermesi gereken bazı engeller mevcut. Yine de Washington’da gerçekleştirilecek toplantılarda nihai bir anlaşmaya varılması bekleniyor. Anlaşmada, Mısır’ın kullanacağı minimum su miktarının belirlenmesi, uzun süren susuzluk ve kuraklık dönemlerinde izlenecek yol ve alınacak önlemlerin yer alması hedefleniyor. Ayrıca Washington’daki toplantılarda anlaşmanın uygulanmasını sağlamak için açık mekanizmaların oluşturulması da planlanıyor.
Mısır, Sudan, Etiyopya, ABD ve Dünya Bankası tarafından geçen çarşamba günü yapılan ortak açıklamada, barajın doldurulması ve işletilmesi ile ilgili kapsamlı bir nihai anlaşmaya ulaşmak için kilit noktalarda fikir birliğine varıldığı bildirildi. Açıklamada söz konusu ülkelerin temsilcilerinin 28-29 Ocak tarihlerinde anlaşmanın imzalanmasının önündeki engelleri aşmak üzere Washington’da bir araya geleceği belirtildi.
Hartum yönetimi, 22-23 Ocak tarihlerinde üç ülkenin temsilcilerinin katılacağı ‘yasal ve teknik’ toplantılara ev sahipliği yapacak. Söz konusu toplantılarda nihai anlamanın taslak metninin hazırlanması bekleniyor.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo dün Almanya’nın başkentinde gerçekleştirilen Libya konulu Berlin Konferansı’nın oturum arasında Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile gerçekleştirdiği görüşmede müzakerelerin ‘olumlu ve adil’ bir şekilde sonuçlanacağına dair söz verdi. Mısır ve tüm tarafların çıkarlarının gözetilmesi taahhüdünde bulundu.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bessam Radi, söz konusu görüşmede ‘Nahda Barajı’ konusunun ele alındığını bildirdi. Radi, görüşmede Sisi’nin ABD’nin müzakereleri gözetim çabalarına da övgüde bulunduğunu kaydetti. Radi ayrıca ABD’nin Mısır’ın Nil suları üzerindeki tarihi hakkını koruyacak kapsamlı bir anlaşmaya varmayı sağlayacağına dair umudunu dile getirdi.
Bessam Radi’nin açıklamasına göre Pompeo “ABD yönetiminin istek ve çabası, müzakerelerden Mısır ve tüm tarafların haklarını koruma ve olumlu sonuçlar çıkması yönünde” ifadelerini kullandı. Ayrıca ABD yönetiminin Mısır ile çeşitli alanlardaki iş birliğinin güçlendirilmesi, sürekli ve kapsamlı bir gelişim göstermesi ve Ortadoğu’daki krizlerin sonlandırılması konularında da istekli olduğunu vurguladı.
Etiyopya, elektrik üretimi için Mavi Nil suları üzerine kurduğu Nahda Barajı’nın inşaatını 2011 yılında başlatmıştı. Mısır, yılda 55,5 milyar metreküp miktarındaki payının etkilenmesinden endişeli.
Kahire Üniversitesi Siyaset Bilimleri bölümündeki Prof. Dr. Hamdi Abdurrahman, daha önce birçok kez başarısızlıkla sonuçlanan müzakerelerin seyrinde büyük bir dönüşüm yaşanmasına rağmen kilit noktalar üzerinde fikir birliğine varılmasının tüm anlaşmazlık yaşanan konuların sona erdiği anlamına gelmediğini vurguladı. Ayrıntılar konusunda halen belirsizlik yaşandığını kaydetti.
Şarku'l Avsat’a açıklamalarda bulunan Abdurrahman, yapılacak teknik müzakerelerde Nil sularının hidrolojik durumunu ve Etiyopya’nın Sudan ve Mısır’a düşen su payının kuraklık döneminde etkilenmemesi için alınacak önlemlerin ayrıntılı olarak belirlenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Üç ülke tarafından yayınlanan ortak açıklamada barajın Temmuz- Eylül aylarını kapsayan yağmur mevsimi boyunca kademeli olarak iş birliği içinde doldurulacağı belirtildi.
Mısır’ın eski Su Kaynakları Bakanı Muhammed Ebu Zeyd, Mısır ve Etiyopya temsilcilerinin işinin zor olduğuna ancak ayrıntılar üzerinde anlaşmaları gerektiğine işarette bulundu. Anlaşmada, barajın doldurulması konusunda herhangi bir zaman çizelgesi bulunmuyor.
Baraj rezervuarını doldurmanın ilk aşamasında deniz seviyesinden 595 metre yüksekliğe ulaşılması ve elektrik üretmeye başlanması hedefleniyor. Barajın sonraki doldurma aşamaları, uzun süreli kuraklıklar sırasında suyun tahliye edilmesine olanak sağlayacak.



BM raporu: Ortadoğu'da kaçak göçmenler arasındaki ölümler azalıyor

Uluslararası Göç Örgütü, mağdur sayısına ilişkin bilgi eksikliğini vurguladı (IOM)
Uluslararası Göç Örgütü, mağdur sayısına ilişkin bilgi eksikliğini vurguladı (IOM)
TT

BM raporu: Ortadoğu'da kaçak göçmenler arasındaki ölümler azalıyor

Uluslararası Göç Örgütü, mağdur sayısına ilişkin bilgi eksikliğini vurguladı (IOM)
Uluslararası Göç Örgütü, mağdur sayısına ilişkin bilgi eksikliğini vurguladı (IOM)

Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü (IOM) tarafından dün yapılan açıklamada, 2024 yılında 159'u çocuk ve 257'si kadın olmak üzere 3 bin 400 göçmenin ya kaybolduğu ya da öldüğü belirtildi.

Çatışmalar, ekonomik çöküş ve düzenli güzergahların olmaması nedeniyle pek çok göçmen ölüm tehlikesi olan yolculuklar yapmak zorunda kalıyor.

IOM tarafından dün Kahire'de açıklanan ‘Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da Kayıp Göçmenler 2024’ raporuna göre bölge dışındaki deniz yolları en ölümcül rotalar olmaya devam ediyor. Bölgede 2 bin 500'den fazla ölüm ve kayıp vakası kayıtlara geçerken, kara yollarında da 900'den fazla vaka kaydedildi.

Bu sayı, yaklaşık 5 bin vakanın kaydedildiği 2023 yılına kıyasla yüzde 30'luk bir düşüş olduğunu gösterse de hala endişe verici derecede yüksek ve muhtemelen trajedinin gerçek boyutunu yansıtmıyor. Özellikle uzak çöllerde ve çatışma bölgelerinde ya da hayatta kalan kimsenin bulunamadığı boğulma vakalarında veri eksiklikleri nedeniyle birçok ölüm vakası rapor edilmiyor. Kesin olmayan izlemeler ve ülkeler arasındaki koordinasyon eksikliği ile insani yardıma sınırlı erişim, rakamların gerçeği tam olarak yansıtmamasına katkıda bulunuyor.

Bölge genelinde ‘güvenli olmayan göç yollarının’ yürek burkan gerçeklerine dikkat çeken raporda bölgesel iş birliğinin arttırılması, veri toplanmasının iyileştirilmesi ve göçmenlerin onurunu ve haklarını koruyan, hayat kurtarmaya ve kayıpların ailelerine destek olmaya öncelik veren kapsamlı adımlar atılması çağrısı yapıldı.

898o0
Raporun Kahire'de açıklandığı oturumdan (Şarku’l Avsat)

IOM Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölge Direktörü Osman el-Belbisi, raporun açıklandığı oturumda yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“İstatistikler sabit sayılardır. Bu rapordaki her sayı, çok erken kaybedilen bir hayatı temsil ediyor. Bunlar anonim ve kaçınılmaz trajediler değil, bunlar kişisel, önlenebilir trajedilerdir. Acilen harekete geçmeli ve verileri iyileştirerek, daha güvenli rotalar sağlayarak ve ortak sorumluluğu teşvik ederek hayat kurtarmak için daha fazlasını yapmalıyız.”

Rapora göre 2024 yılında Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde (MENA) hayatını kaybeden göçmenlerin 739'u ve bölge içinde hayatını kaybedenlerin yüzde 80'inden fazlası Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri vatandaşıydı.

Rapor, 2024 yılında küresel çapta 9 bin 103'ten fazla ölüm ve kayıp vakasını belgeledi. Verilerin tamamına ulaşılamaması, bu durumun izlenememesine yol açıyor. Göçmenler isimsiz bir şekilde hayatlarını kaybederken, aileleri çoğu zaman herhangi bir cevap bulamadan ve durum telafi edilmeden acılarını yaşıyorlar.

zdfgty
Deniz yolları en tehlikeli göç rotaları olmaya devam ediyor (IOM)

Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde göçün nasıl yönetildiğinin yeniden düşünülmesi çağrısında bulunan rapor, sınır ötesi veri toplama ve mağdur tespit sistemlerinin güçlendirilmesi, göçmenleri potansiyel risklere karşı etkin bir şekilde uyarmak için erken uyarı mekanizmalarının iyileştirilmesi ve böylece uygun önlemlerin alınması ve yolculukları sırasında can kayıplarının önlenmesine yardımcı olunmasının, daha etkili düzenli göç yollarının sağlanmasının, göç bağlamının insani doğasını yansıtan ve kamuoyu tartışmalarıyla bilgilendiren sorumlu ve dengeli medya anlatılarının desteklenmesinin yanı sıra, veri ve kanıt boşluklarını doldurmak ve politika oluşturulmasına katkıda bulunmak için akademik katılımın teşvik edilmesinin önemine dikkati çekti.

Raporun sunumu, IOM Bölgesel Veri Merkezi tarafından Kahire'deki Amerikan Üniversitesi (AUC) Göç ve Mülteci Çalışmaları Merkezi ve sinema ile sağlık arasındaki ilişkiye odaklanan bir kısa film festivali olan ‘Medfest Egypt’ ortaklığında düzenlenen bölgedeki düzensiz göçün riskleri, gerçekleri ve sorumlulukları konulu kısa film gösterimi ve panel tartışması ile birlikte yapıldı. Dün yapılan oturumun insani yardım kuruluşlarından, akademi camiasından ve medyadan gelen katılımcıları, koordinasyonsuz veri toplama, paylaşma ve doğrulamanın, olumsuz anlatıların ve reaktif politikaların can kayıplarının devam etmesine nasıl katkıda bulunduğunu ve bu gerçeği değiştirmek için koordineli, kanıta dayalı bir yaklaşım benimsemenin önemini müzakere etti.