Kasım Süleymani'nin Irak'taki suikastlarda kullandığı 'Altın Ölüm Mangası' hakkında bilinmeyenler

Irak’tan sorumlu Feylak El-Ramazan bünyesindeki Altın Ölüm Timi Komutanı Ahmed Furuzende
Irak’tan sorumlu Feylak El-Ramazan bünyesindeki Altın Ölüm Timi Komutanı Ahmed Furuzende
TT

Kasım Süleymani'nin Irak'taki suikastlarda kullandığı 'Altın Ölüm Mangası' hakkında bilinmeyenler

Irak’tan sorumlu Feylak El-Ramazan bünyesindeki Altın Ölüm Timi Komutanı Ahmed Furuzende
Irak’tan sorumlu Feylak El-Ramazan bünyesindeki Altın Ölüm Timi Komutanı Ahmed Furuzende

İran Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlardan sorumlu birimi Küdüs Gücü Komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani, ay başında Bağdat Havalimanı’nda ABD tarafından düzenlenen hava saldırısında öldürüldü. Süleymani batı ve dünya medyasında oldukça tanınan bir isimdi. ABD medyasında Süleymani’nin Irak’taki ABD üslerine düzenlediği saldırılarla ilgili haberler geniş yankı bulurdu.
Süleymani, ABD’nin 2003’teki işgalinden bu yana Irak’a yönelik casus, silah ve para kaçakçılığıyla ön plana çıktı. Irak’ta kaos tohumları eken Süleymani, 600’ün üzerinde Amerikan askerinin ölümünden sorumlu isimdir.
Doğrusu Süleymani, Devrim Muhafızları’nın dış operasyonlarının görünen yüzüydü. Ancak perdenin arkasında duran ve 2010’un ortasından bu yana gerçekleşen terör eylemlerini tezgahlayan ve yöneten asıl isim Tuğgeneral Ahmed Furuzende’dir.
Furuzende, Kudüs Gücü bünyesindeki Feylak el-Ramazan’ın başına getirilene kadar geçen sürede Devrim Muhafızları çatısı altında görev yaptı.
Daily Best dergisi önceki gün yayınladığı bir makalede Furuzende’nin Irak’ta oynadığı rol hakkındaki sır perdesini aralayacak detaylı bilgiler aktardı. Bazı raporlarda Furuzende’yi "Doğaüstü yeteneklere ve zekaya, gizlenme ve kaçma yeteneğine sahip efsanevi gölge lider" şeklinde tasvir ediyor.
Furuzende, Irak’taki ABD güçlerine saldırı planlama ve yönetme, üst düzey Iraklı yetkililere yönelik suikast planlaması nedeniyle 2007’de ABD tarafından yaptırım listesine alındı. Belgelere göre, Furuzende terör eylemleri planlamak amacıyla Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne giden Devrim Muhafızları  Komutanlarından Tuğgeneral Muhammed Caferi Suhreverdi’ye eşlik etti.
ABD güçleri o dönem Erbil’de Devrim Muhafızları’na çalışan bazı isimleri tutuklasa da Furuzende ve Sühreverdi Tahran’a kaçmayı başardı.
Furuzende bu olaydan sonra İran’ın terör operasyonları ve suikast eylemlerinin planlanmasında aktif rol almaya başladı. Furuzende, Feylak El Ramazan’a bağlı ana üs konumundaki 4 taktik üssü kurdu. Feylak Fecr adını verdiği birinci üssü İran’ın güneyindeki Ahvaz kentinde kurdu. Buradaki üssün görevi Uluslararası Koalisyon hakkında istihbarat toplamak. Feylak Zafer ismini verdiği ikinci üssü İran’ın batısındaki Kirmanşah’a kurdu. Feylak Rad ve Feylak Nasır isimlerini verdiği üç ve dördüncü üsleri de İran’ın kuzeybatısındaki Merivan ve Nekede kentlerinde kurdu. Bu güçler ise Irak’taki Kudüs Gücü Ordusu’na lojistik destek sunuyor.
Suhreverdi halihazırda İran Meclis Başkan Yardımcılığı koltuğunda oturmakta. Nükleer Anlaşma masasında müzakereciler arasında yer alan Suhreverdi, aynı zamanda Viyana’da öldürülen Kürt lider Abdurrahman Kasımlo suikastında rol aldı.
ABD Deniz Kuvvetleri Lisansüstü Okulu’ndan araştırmacı Efşun Ostovar, Süleymani’nin Devrim Muhafızları dış operasyonlarının politika ve strateji mühendisi sıfatıyla popüler olmasına rağmen, daha az tanınan liderlerin söz konusu operasyonları organize ettiğini ve denetlediğini belirtti. Ostovar, Furuzende’nin Irak sahasındaki operasyonlarda önemli bir aktör olduğunu ancak isminin bilinmediğini söyledi. Fakat Furuzende başta Sühreverdi ve Süleymani olmak üzere personelinin güvenini kazanmasıyla tanınıyordu.  Feylak El Ramazan’a bağlı Yedek Timi'nin komutanı olduğu dönemde Cumhurbaşkanlığı makamında Mahmud Ahmedinejad bulunuyordu.
Daily Best dergisine göre Feylak El Ramazan’ın esas görevi Irak’ı kontrol altına almak. Uzmanlar, Furuzende’nin milyarlarca dolar harcayarak, Irak’a gönderdiği paralı askerler sayesinde bu görevi çok iyi bir şekilde başardığı görüşünde.
Furuzende hakkındaki diğer belgelerde, onun Birinci Körfez Savaşı'nda gizli operasyonlar dünyasındaki ilk operasyonlarda orta derecede başarılı olduğu ancak çete savaşlarını başarıyla yönettiğini ve çatışmaları İran lehine hareket ettirebildiği belirtiliyor. Fakat ABD’nin sahaya çıkmasıyla birlikte Furuzende’nin çete savaşlarını ve gizli operasyonları yaklaşık 20 yıldır sınır ötesinden yönettiği ifade ediliyor.
CIA adına Bağdat’ta çalışan eski subay Doug Wise, Daily Best’e yaptığı açıklamada, “Irak’ta Furuzen’de ile çalışan Devrim Muhafızları subayları olağanüstü insani yeteneklere sahip değil ancak kendilerinden istenen operasyonları yönetmede olağanüstü bir deneyime sahipler” dedi.
Uluslararası Koalisyon’a bağlı Özel Kuvvetler ve İstihbarat Operasyonları Komutanı Albay Donald Bacon, 2007’de düzenlenen basın toplantısında, Feylak el Ramazan’ın ‘İran-Irak savaşından bu yana Irak'ta operasyonlar yürüten, kaosa yol açan, silah ve para kaçakçılığı yapan ve Iraklı milisleri eğiten bir örgüt’ olduğunu itiraf etmişti.
Irak'ta şiddetin zirveye ulaştığı 2007'ye gelindiğinde, ABD istihbarat raporlarında İran’ın gizli operasyonlarına yer verildi ve dikkatler Irak’taki vekalet güçleri aracılığıyla şiddeti körükleyerek kaos ortamı oluşturan İran’ın üzerinde yoğunlaştı.
ABD belgelerine göre Furuzende, İran’ın Irak’ta etkisini artırma önünde engel olarak gördüğü Iraklı isimlere yönelik suikastlardan sorumlu Altın Ölüm Mangası’nı yönetti. Aynı belgelere göre, Feylak el Ramazan, Tahran destekli Iraklı milis gruplara fon aktaran İran istihbaratındaki yöneticilerden oluşuyor. Altın Ölüm Mangası başta eski Baas partisi üyeleri olmak üzere koalisyon güçleriyle çalışan ve İran’ın ülkedeki etkisine karşı çıkan Iraklılara yönelik suikastlar gerçekleştiriyor. Belgelerde, suikast listelerinin mangada yer alan Iraklı üyeler tarafından hazırlandığı belirtiliyor.
Eğitim süreçlerine dair bilgilere yer verilen belgelere göre, İranlı subaylar suikast timlerinde bulunan Iraklıları Ahvaz’a götürerek, burada silah ve katyuşa füzelerinin kullanımı dahil 10 günlük bir eğitim veriyor. Ahvaz’a götürülen kişilere zırh delici gelişmiş patlayıcıların nasıl hazırlandığı konularında da eğitim verdiği ifade ediliyor.
Raporlarda Basra’da suikast timlerinin düzenlediği bir toplantıya, rutin olarak bütün toplantılara katılan İran istihbaratından subayların gelerek suikast listesini teslim aldığı belirtiliyor. Raporlarda bir İranlı subayın, Irak’ın güney bölgelerinde uzun seneler kalmasından ötürü Irak lehçesini çok iyi bir şekilde konuştuğu kaydediliyor.
Belgelerde Furuzende’nin İran destekli küçük bir örgütün başındaki Mehdi Abdulhalisi’yi cezaevinden kurtardığı aktarılıyor. Baas yöneticilerine yönelik suikastlarda da rol üstlenen Abdulhalisi, 2005’te Uluslararası Koalisyon güçlerine saldırı düzenledikten sonra tutuklandı. Iraklı üst düzey yetkililer Abdulhalisi’nin serbest bırakılması için baskı uyguladı. Wikileaks’ın sızdırdığı belgelere göre Abdulhalisi, Irak’ın Meysan kentindeki İngiliz güçlere yönelik saldırıyla ilgili şifreli bir telgraf aracılığıyla iletişime geçmişti. Furuzende’nin Abdulhalisi’nin serbest bırakılması için 500 bin dolar ödediği ortaya çıktı.
Şarku'l Avsat'ın aktardığına göre belgelerde, Feylak el Ramazan’ın Iraklı milislerle kurduğu ilişki biçiminin uzun yıllar Devrim Muhafızları’na fayda sağladığına işaret ediliyor. ABD’nin savaş sonrasında Saddam Hüseyin dönemine ait ele geçirdiği istihbarat raporlarında İran’da muhalefetteki Halkın Mücahitleri Örgütü içerisinde Furuzende’ye çalışan ajanların olduğu ifade ediliyor.
Feylak el Ramazan yöneticileri İran’da önemli makamlara geldiler. Sözgelimi bu isimlerden biri olan İrec Mescidi, Nisan 2017’de İran'ın Bağdat Büyükelçiliğine getirilirken, 63 yaşındaki Abdulrıza Şahlai de Yemen’deki Kudüs Gücü’nün başına getirildi. İsminin açıklanmasını istemeyen üst düzey ABD’li yetkililer, Süleymani’nin öldürüldüğü hava saldırısında Kudüs Gücü'nün Yemen'de faaliyet gösteren Abdulrıza Şahlai'nin de hedef alındığını ancak operasyonun başarısızlıkla sonuçlandığını aktarmıştı.



Trump: İran ‘barışçıl’ hale gelirse yaptırımları kaldıracağız

ABD Başkanı Donald Trump, Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Savunma Bakanı Pete Hegseth eşliğinde, 21 Haziran 2025'te ABD'nin İran nükleer tesislerine yönelik saldırılarının ardından Beyaz Saray'da konuşma yaparken (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Savunma Bakanı Pete Hegseth eşliğinde, 21 Haziran 2025'te ABD'nin İran nükleer tesislerine yönelik saldırılarının ardından Beyaz Saray'da konuşma yaparken (Reuters)
TT

Trump: İran ‘barışçıl’ hale gelirse yaptırımları kaldıracağız

ABD Başkanı Donald Trump, Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Savunma Bakanı Pete Hegseth eşliğinde, 21 Haziran 2025'te ABD'nin İran nükleer tesislerine yönelik saldırılarının ardından Beyaz Saray'da konuşma yaparken (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Savunma Bakanı Pete Hegseth eşliğinde, 21 Haziran 2025'te ABD'nin İran nükleer tesislerine yönelik saldırılarının ardından Beyaz Saray'da konuşma yaparken (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump bugün yaptığı açıklamada, ‘barışçıl’ olması halinde İran'a yönelik yaptırımları kaldıracağını bildirdi.

İran'a hiçbir şey teklif etmediğini vurgulayan Trump, “Nükleer tesislerini tamamen yok ettiğimizden beri İranlılarla konuşmadım” dedi.

Trump, sosyal medya platformu Truth Social hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, eski ABD Başkanı Barack Obama'nın İran'la yaptığı nükleer anlaşma kapsamında İran'a milyarlarca dolar ödediğini ifade etti.

Trump dün yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer faaliyetlerinden vazgeçmeyebileceğini, ancak ‘barış yapmaları halinde’ Tahran'a yönelik yaptırımları kaldıracağını belirtmişti. Trump, İran'ın nükleer programına devam etme ihtimalini dışlayarak şunları söyledi: “Tükendiler... Daha önce hiç kimsenin vurulmadığı kadar vuruldular. Nükleer kapasitelerini yok ettik ve daha ileri gidemezler.”

ABD Başkanı, İran'ın Çin'e petrol ihracatı üzerindeki yaptırımların kaldırılması konusunda herhangi bir yorumda bulunmadığını vurguladı.

Trump, İran'a yönelik yaptırımların ‘iyi niyet göstermeleri, barışa bağlı kalmaları ve ABD çıkarlarına zarar vermekten kaçınmaları halinde’ kaldırılabileceğini belirtmişti. Trump ayrıca, İranlı yetkilileri İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için İbrahim Anlaşması’na katılmaya çağırdı ve ‘ABD'nin İran rejimine yönelik başarılı saldırılarının ardından daha fazla ülkenin İsrail ile İbrahim Anlaşması'na katılmaya ilgi gösterdiğini’ belirtti.

Trump dün Fox News'e verdiği demeçte, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarının başarısını vurgulayarak şunları söyledi: “Güzel uçaklar, 30 kat granit derinliğine kadar inebilen en gelişmiş bombalarla oraya girdi. Orayı gerçekten yerle bir ettiler. Ancak CNN ve New York Times'ın tamamen yok edilmemiş olabileceğini söyleyen yalan haberlerine katlanmak zorunda kaldık ve sonra daha önce hiç kimsenin görmediği bir şekilde tamamen yok edildiği ortaya çıktı. Bu da en azından bir süreliğine nükleer hırslarının sonu anlamına geliyor.”

ABD Başkanı, Tahran'ın ABD saldırılarından önce zenginleştirilmiş uranyumun bir kısmını sakladığı iddialarına şöyle yanıt verdi: “Sanmıyorum, bunu yapmak çok zor ve çok tehlikeli. Çünkü zenginleştirilmiş uranyum çok ağır ve İranlılar o güne kadar geleceğimizi bilmiyorlardı. Kimse bu tesisleri hedef alacağımızı düşünmüyordu ve herkes tesislerin aşılmaz olduğunu söylüyordu.”

Trump zenginleştirilmiş uranyum transfer edilmediğini ve üç nükleer tesisin (Fordo, Natanz ve İsfahan) tamamen yok edildiğini yineledi. Öte yandan Başkan Trump geçen hafta Lahey'de düzenlenen Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) zirvesi öncesinde de ABD'nin İran'ın askeri amaçlarla uranyum zenginleştirme planlarına izin vermeyeceğini söylemişti.

Trump, programını yeniden inşa etmesi halinde, ABD'nin İran'ı tekrar bombalayıp bombalamayacağı sorusuna ise “Kesinlikle bombalayacağız” yanıtını verdi.