Cezayir'in tehlike altındaki dünya mirası Kasbah

Cezayir Kasbahı… Tehlide içerisindeki Dünya Mirası
Cezayir Kasbahı… Tehlide içerisindeki Dünya Mirası
TT

Cezayir'in tehlike altındaki dünya mirası Kasbah

Cezayir Kasbahı… Tehlide içerisindeki Dünya Mirası
Cezayir Kasbahı… Tehlide içerisindeki Dünya Mirası

İman Uveymer
Başkent Cezayir’in tarihi Kasbah mahallesi sakinleri, her sabah kalplerinde bir kırgınlıkla uyanıyor. Zira onlarca yıl önce inşa edilen evleri, kendilerini her an başlarının üzerine yıkılmakla tehdit ediyor.
Kasbah, yalnızca sıradan binaları değil, eski dönemlerden kalma tarihi bir mimariyi de içerisinde barındırıyor. Fransız sömürgesine karşı kurtuluş devriminde bir savaş kalesi oluşturdu. 8 Ekim 1957 tarihindeki Cezayir devriminin en önemli sembolleri arasında yer alan Ali La Pointe ve Hassiba Ben Bouali’nin evleri de Kasbah mahallesinde yerle bir oldu.
Akdeniz’e bakan bir plato üzerine inşa edilen Kasbah, camiler, alimler ve asil saraylar gibi birçok hazineyle meşhurdu.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından 1992 yılında Dünya Mirası olarak ilan edilen mahallenin restore çalışmaları başlasa da siyasi bir iradenin olmaması, bu çalışmaları engelledi. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre nihayetinde Kasbah mahallesi, bugün sadece ihmal ve marjinalleşmeye maruz kalan kalabalık bir alan haline dönüştü. Halkı ise çok geç kalmadan mahallenin kurtarılmasını beklemeye başladı.
 



Lübnanlı bakan ülkesinin “ikinci Gazze” olmasından korkuyor

İsrail'in Güney Lübnan'a yönelik devam eden bombardımanında dumanlar yükseliyor (Reuters)
İsrail'in Güney Lübnan'a yönelik devam eden bombardımanında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Lübnanlı bakan ülkesinin “ikinci Gazze” olmasından korkuyor

İsrail'in Güney Lübnan'a yönelik devam eden bombardımanında dumanlar yükseliyor (Reuters)
İsrail'in Güney Lübnan'a yönelik devam eden bombardımanında dumanlar yükseliyor (Reuters)

Lübnan Enformasyon Bakanı Ziyad Makari, 19. Frankofon Zirvesi'ne katılırken İsrail'in son günlerde Hizbullah'a yönelik hava saldırılarını yoğunlaştırması nedeniyle ülkesinin “ikinci bir Gazze”ye dönüşmesinden korktuğunu ifade etti.

AFP’ye konuşan Makari, “Diplomatik açıdan her zaman çok az umut olduğunu düşünüyoruz çünkü Lübnan her gün bombalanıyor. Beyrut her gün, her gece, günün 24 saati bombalanıyor. Bekaa, Lübnan Dağı, güney” dedi.

Lübnanlı bakan ülkesinin “Fransa'ya çok güvendiğini” vurguladı. Diğer ülkelerden çok daha fazla. Ayrıca New York'ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çerçevesinde hazırlanan ve Avrupa Birliği, İngiltere ve diğerleri gibi çeşitli taraflarca desteklenen Fransız-Amerikan girişimine de güveniyoruz” dedi.

Lübnan Dışişleri Bakanı Abdullah Bouhabib bu hafta basın açıklamalarında, İsrail ve Hizbullah'ın Amerika-Fransa'nın 21 günlük ateşkes önerisini kabul ettiğini doğruladı. Ancak İbrani devleti, Beyrut'un güney banliyösünde büyük bir hava saldırısıyla Hizbullah'ın Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'a suikast düzenledi.

Ziyad Makari, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun "suç niteliğindeki tutumunu" kınadı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Makari, “(Hamas siyasi büro şefi) İsmail Heniyye'yi ateşkes görüşmeleri yaparken öldürdü” dedi. Hasan Nasrallah'a da ateşkes görüşmeleri sırasında suikast düzenledi. Dolayısıyla ne olacağını biliyordu” diyerek, bunun Lübnan açısından ‘kabul edilemez’ olduğunu belirtti.

Bakan, İsrail'in eylemlerinin "tüm ülkeyi ve belki de bölgeyi asla bitmeyecek bir savaşa sürüklediğine" inanıyordu.

Şöyle devam etti: “Bir Lübnanlı olarak... Lübnan'da bir hafta içinde 2 bin ölü, 10 bin yaralı ve 1,2 milyon yerinden edilmiş insanla nasıl bir arada yaşayabiliriz? "Bu çok korkunç."

Makari ayrıca ABD'nin pozisyonunun "kabul edilemez" olduğunu belirtti. Ateşkes ve gerilimi azaltma çağrılarına rağmen Washington, müttefiki İsrail'e askeri destek sağlamaya devam ediyor.