Ukrayna devletinin toplam borcu 84 milyar 360 milyon dolara ulaştı

Ukrayna devletinin toplam borcu 84 milyar 360 milyon dolara ulaştı
TT

Ukrayna devletinin toplam borcu 84 milyar 360 milyon dolara ulaştı

Ukrayna devletinin toplam borcu 84 milyar 360 milyon dolara ulaştı

Ukrayna'nın devlet garantili ve doğrudan devlet borcu toplamının 84 milyar 360 milyon dolara ulaştığı açıklandı.
Ukrayna'da Maliye Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Ukrayna devletinin toplam borcu 2019'da 6 milyar 50 milyon dolar (yaklaşık yüzde 7.7) artarak 84 milyar 360 milyon dolara yükseldi.
Devlet borcu Grivna bazında ise yüzde 7.8 (170 milyar 170 milyon Grivna) oranında düşerek 1 trilyon 998 milyar Grivna'ya geriledi. Devlet borcunun ekonomik büyüklüğe (GSMH) oranı ise yıl sonu itibariyle yüzde 50'ye geriledi.
Öte yandan 2018 yılında Ukrayna devletinin toplam borcu yüzde 2.2 milyar dolar (yüzde 2.6) artarak 78 milyar 320 milyon dolara ulaşmıştı. Borç toplamının Grivna karşılığı ise 2 trilyon 169 milyar olurken, Gayri Safi Milli Hasıla'ya (GSMH) oranı yüzde 62.7 olarak açıklanmıştı.
Ukrayna devletinin toplam borcunun GSMH'ye oranı 2017'de ise yüzde 71.8 seviyesindeydi.



Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
TT

Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağına dair iddialar gündemden düşmüyor.

Trump, dünkü açıklamasında Powell’ı görevden almasının “pek olası” görünmediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, Powell'ın çok kötü bir iş çıkardığını savunmuş, Fed başkanının görev süresinin dolmak üzere olduğuna da işaret etmişti. 

Reuters’ın analizinde, Trump’ın Powell’ı görevden alma yetkisine sahip olup olmadığının belirsiz kaldığına dikkat çekiliyor. 

1913 tarihli Merkez Bankası Yasası, Fed Yönetim Kurulu üyelerinin yalnızca “geçerli bir gerekçe” gösterilerek görevden alınabileceğini söylüyor. Ancak sözkonusu “geçerli gerekçe” hukuken tanımlanmış değil. 

Genel kabul bunun yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma gibi ciddi durumlara işaret ettiği yönünde, dolayısıyla politik görüş ayrılığı bu kapsama girmiyor. Cumhuriyetçi lider uzun süredir faiz indirimi için Powell’a baskı yapıyor.

Diğer yandan Powell’ın hem Fed başkanı hem de Fed Yönetim Kurulu üyesi olması süreci daha da karmaşıklaştırıyor. Powell’ın Fed başkanlığı görevi, Mayıs 2026’da sona eriyor ancak Yönetim Kurulu üyeliği 2028’e kadar sürecek. Trump, onu bir şekilde Fed başkanlığından alsa bile Merkez Bankası’nın kararları üzerinde hâlâ etkili olabilir. 

Analizde, Trump’ın Powell’ı iki pozisyondan almaya çalışmasının en tartışmalı adım olacağına ve sürecin mahkemeye taşınabileceğine işaret ediliyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde de Trump’ın, faiz indirimi taleplerine yanıt vermeyen Fed’in bağımsızlığını sonlandırmaya çalıştığı yazılıyor. 

Amerikan gazetesinin analizinde, konuyla ilgili Türkiye’de atılan bazı adımlar örnek olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 20 Mart 2021’de görevden aldığı hatırlatılıyor. Bundan iki gün önce Merkez Bankası, politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan’ın faiz oranlarının düşürülmesinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak enflasyonu düşüreceğini savunduğuna dikkat çekiliyor. Bu yaklaşımın, düşük faiz oranlarının ekonomik faaliyeti teşvik ederek fiyatları yukarı çektiği yönündeki yaygın kabul gören ekonomik ilkelerle çeliştiği yazılıyor.

2022’de enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı, Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği anımsatılıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal