Afganistan'da düşen ABD uçağındaki cesetler çıkarıldı

Afganistan’ın Gazne şehrinde düşen ABD uçağının enkazına ait bir fotoğraf (AFP)
Afganistan’ın Gazne şehrinde düşen ABD uçağının enkazına ait bir fotoğraf (AFP)
TT

Afganistan'da düşen ABD uçağındaki cesetler çıkarıldı

Afganistan’ın Gazne şehrinde düşen ABD uçağının enkazına ait bir fotoğraf (AFP)
Afganistan’ın Gazne şehrinde düşen ABD uçağının enkazına ait bir fotoğraf (AFP)

ABD askerleri, Taliban tarafından kontrol edilen bir bölgede düşen ABD ordusuna ait uçak kazasında ölen iki mürettebatının cesetlerini çıkardı. Afgan kuvvetleri ile Taliban milisleri arasındaki çatışmaların ardından kaza yerine ulaşan yetkililer Kurtarma harekatı başlattı.
Askeri haberleşmede kullanılan E-11A tipi bombardıman uçağı, Pazartesi günü öğleden sonra Afganistan’ın doğusundaki karlı bir bölgede düştü. Gazne Eyaleti Polis Şefi Halid Vardak, operasyon sırasında bölgeye konuşlandırılmış Afgan güvenlik güçlerinin desteği ile ABD helikopterlerinin öğleden sonra geç saatlerde kaza alanına indiğini ifade etti.
Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre, Vardak ayrıca; “Cesetler toplandıktan sonra birliklerimiz üslerine döndü. Kimliği belirlenemeyen cesetlerin nereye götürüldüğünü bilmiyoruz.” şeklinde eklemede bulundu.
Gazne Eyalet Meclisi Başkanı Nâsır Ahmed Fakîrî, ABD'lilerin kaza bölgesinden en az iki ceset aldıklarını söyleyerek operasyonun gerçekleştiğini onayladı. Bölgedeki yerel bir gazetecinin ifadelerine göre, dün sabah erken saatlerde Koalisyon kuvvetleri uçağın çakıldığı yerde sorti yapmış, yakınlarda bir yerde kalabalık bir insan grubunun toplandığı sırada uçaklardan biri aydınlatma bombası atmıştı.
Pentagon, uçağın ABD kuvvetlerine dönmekte olduğunu doğrulamıştı, fakat Taliban tarafından düşürüldüğünü yalanladı. ABD’li yetkililer düşen uçakta kaç kişinin bulunduğuna dair herhangi bir açıklamada bulunmadı.
Vardak, Pazartesi akşamı, uçak kazasından sonra Afgan Güvenlik Güçlerinin enkaza ulaşmaya çalıştığı sırada “Taliban” tarafından pusuya düşürüldüğünü ve geri çekilmek zorunda kaldığını belirtti. Gazne Polisi Sözcüsü Ahmed Han Sirât, pusuyu doğrulayarak “Taliban” ile Afgan kuvvetleri arasındaki çatışmada en az bir kişinin öldürüldüğünü sözlerine ekledi.
Kaza yerine ait görüntülerde Peştuca konuşan ve uçağın gövdesinden alevler ve dumanlar yükselirken birkaç kişinin enkazının çevresinde dolaştığı görülüyor.
Engebeli dağlık arazi ve kötü hava şartları sebebiyle Afganistan’da askeri uçak ve özellikle de helikopter kazaları sık görülüyor. Fakat kazaların çoğu zaman Afgan kuvvetlerine kayıtlı olduğu biliniyor. Uçak kazası, ABD kuvvetlerinin güvenlik teminatı karşılığında Afganistan’dan çekilmesine olanak tanıyacak Washington ile Taliban arasındaki olası bir anlaşmaya varılmaya çalışıldığı zamana denk geliyor.
ABD ile Taliban arasında bir anlaşmaya yönelik müzakereler yapılıyor ve anlaşmanın yakın olduğu görünüyordu. Fakat bir yıl önce başlayan müzakereler, ABD Başkanı Donald Trupm’ın Eylül 2019’da “Taliban’ın” şiddet eylemleri yüzünden söz konusu girişimlerin “ölü hükmünde” olduğunu ilan etmesiyle sona erdi.
Ocak ayının başında bir Taliban kaynağının AFP'ye yaptığı açıklamaya göre, Taliban, müzakerelerin resmi olarak yeniden başlatılması için 7 ila 10 gün sürecek bir ateşkes teklifi sundu. Fakat bu konuda her iki taraftan da bir açıklama yapılmadı.
Konuyla ilgili olarak ABD Hava Kuvvetleri, 2019 yılında Amerikan uçaklarının Afganistan’a attığı bombaların sayı bakımından son on yıl boyunca attığı bombalardan daha fazla olduğunu belirtti. Açıklama, ABD’nin Afganistan’daki birliklerini geri çekme konusunda “Taliban” ile yapılan görüşmelere paralel olarak bu ülkedeki saldırılarını yoğunlaştırdığı bir zamanda geldi.
11 Eylül 2011 saldırıları ve Afganistan işgalinden sonra birçok silahlı grupla savaşan Amerika Birleşik Devletleri, sadece 2019 yılında Afganistan’daki hedeflere 7.423 adet bomba attı.
ABD Hava Kuvvetleri Merkez Komutanlığı tarafından internette yayınlanan bu sayı, Başkan Barack Obama’nın 2009 yılındaki “zirve” yaptığı dönemde atılan 4.147 bombayla kıyaslandığında Afganistan’daki bombalama operasyonlarında büyük bir artış olduğunu görülüyor.
Fransız Haber Ajansı’na göre, Donald Trump’ın 2016 yılında başkan seçilmesinden bu yana, ABD, Afganistan’da bombalama operasyonlarını hızlandırırken, Beyaz Saray, sivil kayıpları önlemek için hava operasyonlarını sıkı bir şekilde denetmeyi gerektiren önceki kısıtlamaları kaldırdı.
Birleşmiş Milletler (BM) ve bazı insan hakları grupları, ABD ve Afgan güçlerinin giderek artan hava saldırılarının ülkedeki sivil kayıplarında önemli bir artışa neden olacağı endişesini defalarca dile getirdiler. Birleşmiş Milletlerin raporuna göre, 2019’un ilk yarısında ABD kuvvetleri de dâhil olmak üzere hükümet yanlısı güçler 717 sivili öldürdü ve ölümler bir önceki yıla göre yüzde 31’lik bir artış gösterdi. Rapora göre, ölümlerin çoğu ABD ve Afgan ordusunun bölgedeki ulusal kuvvetleri destekleme için gerçekleştirdiği hava saldırılarından kaynaklanıyor.



İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik provokasyonlarına Arap ve İslam dünyasından kınama

Kudüs (DPA)
Kudüs (DPA)
TT

İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik provokasyonlarına Arap ve İslam dünyasından kınama

Kudüs (DPA)
Kudüs (DPA)

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, bin 200'den fazla yerleşimcinin eşliğinde işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'nın avlularına baskın düzenledi. Bu hareket ‘provokasyon’ ve kutsal mekandaki tarihi ve yasal statükonun bariz bir ihlali olarak nitelendirildi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, İsrail işgal hükümeti yetkilileri tarafından tekrarlanan bu ihlallerin bölgedeki çatışmayı körüklediği uyarısında bulunarak, Suudi Arabistan’ın bu uygulamaları ‘en güçlü şekilde’ kınadığını ifade etti.

Suudi Arabistan, uluslararası topluma ‘barış çabalarını baltalayan ve uluslararası yasa ve normları ihlal eden bu ihlalleri durdurmak için derhal harekete geçme’ çağrısını yineledi.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı ise yaptığı resmî açıklamada, ‘yaşananların Mescid-i Aksa’daki statükonun ve uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu’ vurgulayarak, Mescid-i Aksa'ya yapılan baskını kınadı. Açıklamada ayrıca, ‘144 dönümlük alanıyla Mescid-i Aksa'nın Müslümanlara özel bir ibadet yeri olduğu ve İsrail'in bunun üzerinde hiçbir egemenliği olmadığı’ vurgulandı.

Filistin Devleti Başkanlığı, Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya girmesini şiddetle kınadığını ifade ederek, “Bu provokatif davranış, İsrail hükümetinin gerginliği artırma politikalarını sürdürme konusundaki ısrarını yansıtmakta ve aşırılık yanlısı doğasını teyit etmektedir” değerlendirmesinde bulundu. Filistin Devleti Başkanlığı, ABD liderliğindeki uluslararası topluma, ‘tekrarlanan bu ihlalleri durdurma ve İsrail'i uluslararası sözleşmeleri ihlalinden dolayı sorumlu tutma’ çağrısında bulundu.

zdfgth
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)

Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Ben-Gvir liderliğindeki bin 251 yerleşimcinin bu sabah Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini, işgal güçlerinin yoğun koruması altında avlularında Talmud ritüelleri gerçekleştirdiğini ve mescidin kutsallığına karşı ‘sistematik saldırganlık’ olarak tanımladığı eylemin tekrarlandığını bildirdi.

Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) saldırıyı kınayarak, bunu ‘Müslümanların duygularına yönelik ciddi bir provokasyon ve Haşimilerin Kudüs'teki kutsal mekânlar üzerindeki himayesinin ihlali’ olarak nitelendirdi. Ayrı ayrı yapılan açıklamalarda, bu tür uygulamaların tansiyonu yükselttiği ve sükûnet ve istikrarı sağlamaya yönelik tüm çabaları baltaladığı vurgulandı.

Bu gelişmeler, uluslararası hukuka göre 1967'den beri işgal altındaki Filistin topraklarının bir parçası olan ve tanınmış uluslararası anlaşmalar uyarınca Ürdün'ün himayesi altında bulunan Mescid-i Aksa'ya yönelik devam eden saldırıların sonuçlarına karşı tekrarlanan uyarıların ardından geldi.