Prenses Beatrice ve Prenses Eugenie, Harry ve Meghan'ın Kraliyet görevlerini üstlenmeye aday

İngiltere Prensesleri Eugenie (sağda) ve Beatrice (Independent)
İngiltere Prensesleri Eugenie (sağda) ve Beatrice (Independent)
TT

Prenses Beatrice ve Prenses Eugenie, Harry ve Meghan'ın Kraliyet görevlerini üstlenmeye aday

İngiltere Prensesleri Eugenie (sağda) ve Beatrice (Independent)
İngiltere Prensesleri Eugenie (sağda) ve Beatrice (Independent)

İngiliz Kraliyet Ailesi biyografi yazarı Robert Lacey, Harry ve Meghan’ın Kraliyet ailesinin üst düzey üyeleri olarak görevlerini ‘bırakmaya’ karar vermelerinin ardından Kraliçe 2. Elizabeth'in oğlu Prens Andrew’in kızları Prenses Eugenie ve Prenses Beatrice’in bu görevleri üstlenebileceklerini dile getirdi.
Ünlü biyografi yazarı ve The Crown adlı Netflix dizisinin tarih danışmanı Robert Lacey yaptığı açıklamada, iki prensesin Sussex Dükü ve Düşesi’nin görevlerini üstlenmek için en güçlü adaylar olduğunu söyledi.
Şarku'l Avsat'ın haberine göre Hello dergisine açıklamalarda bulunan Lacey, Beatrice ve Eugenie’nin bu görevleri üstlenmeye hazır oldukları takdirde adlarının aday olarak sunulacağının gayet açık olduğunu söyledi. Lacey röportajında “İki kişi çıkıyorsa, iki kişinin yerlerini doldurması gerekir. Bu durumda bu iki kişinin de Beatrice ve Eugenie olması gerekir.” ifadelerini kullandı.
Kraliyet işleri uzmanı konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Prens Andrew’in iki kızı en bariz seçenek. Eğer iki prenses de öne çıkmayı seçerse ikisi de ‘büyük bir memnuniyetle’ karşılanacak. Prens Harry'nin abisi Prens William'ın oğlu Prens George'un büyümesinden önce ailenin önümüzdeki 15 sene içerisinde ihtiyaç duyduğu şey budur.”
İronik bir şekilde Harry, amcası Andrew'in kızlarının yaşam tarzını kendisine rol model olarak aldığını söylemişti.
Şu anda, Beatrice ve Eugenie kraliyet ailesinin kıdemli üyeleri olarak görülmüyor. Bu da, taht sırasında Beatrice’in dokuzuncu, Eugenie’nin ise onuncu sırada olmasına rağmen Kraliçe adına devamlı bir şekilde Kraliyet görevlerinde yer almadıkları anlamına geliyor.
İşin aslı Beatrice ve Eugenie, hem tam zamanlı işlerde yer alıyor hem de Kraliçe 2. Elizabeth'in resmi görevlerini finanse eden hükümet destekli fon olan 'Sovereign Grant'dan para almıyor.
Lacey’in bu yorumları, Prens Harry ve eşi Meghan Markle’ın Kraliyet görevlerinden çekildiklerini ve hayatlarını sürdürmek için Kanada’ya taşındıklarını duyurmalarının ardından geldi.
Bu karar Kraliçe’yi, çiftin gelecekteki rolleri üzerine müzakere etmek için toplantılar düzenlemeye itti ve İngiltere ile Kanada arasındaki yaşamlarında onlar için ‘bir geçiş dönemi’ olmasına karar verdi.
Kraliçe yaptığı bir açıklamada Kraliyet ailesinin, Prens Harry ve Meghan’ın yeni bir hayata başlama isteğini ‘saygıyla karşıladığını ve anladığını’ söylemişti.
Kısa bir sürenin ardından Buckingham Sarayı ekstra bir açıklama yaparak Harry ve Meghan’ın kamu fonundan yararlanamayacaklarını ve şu andan itibaren Kraliyet unvanlarını kullanamayacaklarını duyurmuştu.



İran'ın füzeleri yakında tükenecek mi?

İran'dan İsrail'e fırlatılan balistik füzeler Kudüs semalarında görülüyor. (EPA)
İran'dan İsrail'e fırlatılan balistik füzeler Kudüs semalarında görülüyor. (EPA)
TT

İran'ın füzeleri yakında tükenecek mi?

İran'dan İsrail'e fırlatılan balistik füzeler Kudüs semalarında görülüyor. (EPA)
İran'dan İsrail'e fırlatılan balistik füzeler Kudüs semalarında görülüyor. (EPA)

İsrail Başbakanlık Ofisi'ne göre İran genişlettiği hava saldırılarına karşılık olarak, İsrail'e yüzlerce roket fırlattı. Cuma gününden bu yana devam eden saldırılar sonucu 24 İsrailli öldü.

Savaş Çalışmaları Enstitüsü (ISW), İran'ın saldırılarının hızının şimdilik yavaşladığını belirterek, İran'ın yakında füzelerinin tükenebileceğine dair şüpheleri arttırdı.

Şarku’l Avsat’ın Fortune dergisinden aktardığı habere göre ISW dün yayınladığı raporda, İran'ın ‘beklenenden daha az sayıda ve azalan bir oranda füze fırlattığını’ bildirdi. ISW bunu, İsrail'in İran'ın füze stokunu hedef almasına bağladı.

Raporda, “İsrail saldırısının başladığı 12 Haziran'dan bu yana İran'ın İsrail'i hedef alan füze saldırılarının sıklığı azaldı, bu da İsrail saldırılarının İran'ın İsrail'e füze atma hızını etkilediğini gösteriyor” değerlendirmesinde bulunuldu.

ISW'nin tahminlerine göre İran cuma ve cumartesi günleri 100-200 füze kullanarak altı saldırı dalgası başlattı. Ancak cumartesi gününden sonra İran her biri 35-40 füzelik sadece iki saldırı dalgası gerçekleştirdi.

Geçtiğimiz cumartesi günü, Tahran'ın İsrail'e bin balistik füze fırlatmayı planladığına dair çeşitli haberler geldi.

ISW'nin raporunda, “İran, İsrail'e verdiği karşılıkta başlangıçta planladığından çok daha az mühimmat kullandı. Bunun nedeni muhtemelen İsrail ordusunun İran'ın İsrail'e karşılık vermek için kullanmayı planladığı roketatarları ve siloları imha etmesi ve hasar vermesiydi” ifadeleri yer aldı.

Mevcut çatışma başlamadan önce ABD ve İsrail'in tahminlerine göre İran'ın füze stoku 2 bin civarındaydı. Ancak ISW'ye göre bunların hepsi İsrail'e ulaşacak kadar menzile sahip değil.

Fortune dergisine göre şayet ISW'nin verdiği rakamlar doğruysa, İran'ın İsrail'e yönelik mevcut füze atışları uzun sürmeyebilir. Bu da Tahran'ı füze atmadan karşılık vermenin yollarını aramaya zorlayabilir.

İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi İsmail Kosari cumartesi günü yaptığı açıklamada, ülkesinin, küresel petrol tüketiminin yüzde 21'ine eşdeğer bir miktarın, yani günde yaklaşık 21 milyon varilin geçtiği stratejik Hürmüz Boğazı'nı kapatmayı ciddi olarak değerlendirdiğini söyledi.

İran füzeleri bugün şafaktan önce Tel Aviv ve İsrail'in liman kenti Hayfa'yı vurarak en az sekiz kişinin ölümüne ve çok sayıda evin yıkılmasına neden oldu.

İran bombardımanı, Tel Aviv'in yoğun nüfuslu mahallesindeki birkaç apartmanı yerle bir etti ve şehirdeki ABD Büyükelçiliği’ne sadece birkaç yüz metre mesafedeki otel ve evlerin camlarını kırdı. ABD Büyükelçisi binada küçük çaplı hasar meydana geldiğini, ancak personelden yaralanan olmadığını bildirdi.

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), son saldırıda İsrail'in çok katmanlı savunma sistemlerinin birbirini hedef almasını sağlayan ve İran'ın birçok hedefi başarıyla vurmasına olanak tanıyan yeni bir teknik kullanıldığını söyledi, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

DMO tarafından yapılan açıklamada, “ABD ve Batılı güçlerin kapsamlı desteğine ve İsrail'in en son savunma teknolojilerine sahip olmasına rağmen, bu operasyonda kullanılan girişimler ve yetenekler, füzelerin işgal altında bulunan topraklardaki hedefleri başarıyla vurmasına yol açtı” denildi.

İsrail ordusu saldırılarla ilgili yorum talebine henüz yanıt vermedi. İsrail'den önleyici füzelerin birbirlerini vurduğuna dair herhangi bir haber gelmedi.

İsrailli yetkililer defalarca Demir Kubbe savunma sisteminin yüzde 100 aşılmaz olmadığını söyledi ve önümüzdeki zor günler konusunda uyarıda bulundu.

Diğer yandan İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Tahran'ın kibirli diktatörü, İsrail'in sivil cephesini hedef alan ve İsrail ordusunun, kendi kabiliyetlerini yok eden saldırılarını sürdürmesini engellemek isteyen korkak bir katil haline geldi. Tahran halkı yakında bunun bedelini ödeyecek.”

İran Sağlık Bakanlığı Sözcüsü, İran'daki ölü sayısının en az 224'e ulaştığını ve bunların yüzde 90'ının sivil olduğunu açıkladı.