Ebu Deys: Filistinlilerin reddettiği sözde 'başkent'

ABD barış planında Filistin Devletinin gelecekteki başkentinin bir parçası olarak önerilen Ebu Deys köyü (AFP)
ABD barış planında Filistin Devletinin gelecekteki başkentinin bir parçası olarak önerilen Ebu Deys köyü (AFP)
TT

Ebu Deys: Filistinlilerin reddettiği sözde 'başkent'

ABD barış planında Filistin Devletinin gelecekteki başkentinin bir parçası olarak önerilen Ebu Deys köyü (AFP)
ABD barış planında Filistin Devletinin gelecekteki başkentinin bir parçası olarak önerilen Ebu Deys köyü (AFP)

Filistin devletinin başkenti olarak önerilen Ebu Deys beldesi, duvarın diğer tarafındaki tartışmalı bölgenin eteğinde olması dolayısıyla buranın nasıl başkent olacağına ilişkin bir dizi soruyu gündeme getirdi.
ABD Planına Filistin’in başkenti, Kudüs şehrinin bir parçasında, ikinci Filistin intifadasının patlak vermesinden ve güvenlik duvarının inşa edilmesinden önce şehre bağlı olan banliyölerden birinde olacak. Belgelerde Kudüs'ün doğusundaki Ebu Deys beldesi, -daha sonra ismi Kudüs de olabilir ya da daha farklı bir isim de verilebilir- Filistin devletinin muhtemel başkenti olarak kaydediliyor.
Kudüs üzerinden başkent olarak adı geçen Ebu Deys beldesine varmak için eski şehrin duvarlarının karşısındaki yolun kenarlarında düzinelerce turist otobüsünün geçtiği Ras el-Amud mahallesine doğru yol almak gerekiyor. AFP’nin haberinde arabayla yol aldıktan birkaç dakika sonra üç yönlü bir kavşak olduğu ve dördüncü yönde ise İsrail tarafından inşa edilen duvarın bir parçasının yer aldığı belirtiliyor.
Duvarın diğer tarafında Filistin evleri görülebiliyor. Ancak duvar şehre erişimi engelliyor ve oraya gidenlerin Cebel ez-Zeytun beldesindeki kalabalık yerleşim yerleri arasında başka bir yol izlemesi gerekiyor. Arabayla yarım saatlik bir mesafeyi kat ettikten sonra Oslo Anlaşması ile B Bölgesi olarak sınıflandırılan Ebu Deys beldesine ulaşılıyor. Bugün yaklaşık 14 bin kişinin yaşadığı beldede onu bir şehir ya da başkent kılacak herhangi bir şey bulunmuyor.
B Bölgesi olarak sınıflandırılan alanlar, ortak İsrail-Filistin güvenlik kontrolü altında bulunuyor. Şehrin sivil yönetimi ise Filistinlilerin elinde bulunuyor.
AFP’nin haberine göre Ebu Deys sokakları, asfaltın çökmesiyle oluşan ve içerisinde su biriken çukurlarla dolu. Şehrin güneyinden kuzeye doğru, bir kısmına Filistin bayrağının resmedildiğini ve Filistinli şehit ve esirlerin resimlerinin asıldığı duvar boyunca yürünüyor. Şehrin kuzeyindeki yolların kesiştiği yerde, grafiti ile Kubbet-üs Sahra ve İsrail tarafından tutuklanan Fetih Hareketi lideri olan Mervan Berguti’nin resimleri çizilmiş. Diğer kısımlarda ise İsrail askerleriyle yaşanan çatışmalar sırasında yakılan otomobil lastikleri dolayısıyla duvarın gri renginin neredeyse kaybolduğu görünüyor. Tam bu noktada, diğer tarafı görmek mümkün değil. Doğu Kudüs buradan sadece bir binanın çatışa çıkıldıktan sonra görülebiliyor. Bunu yaptığınız zaman ufukta altın rengiyle Kubbet-üs Sahra’yı da görebilirsiniz.



Kahire, HDK'nin ‘sınır üçgeni’ üzerinde kontrol sağladığını duyurmasına nasıl bakıyor?

Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı geri aldıktan sonra kutlama yapan Sudan ordusu mensupları, 21 Mart (AP)
Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı geri aldıktan sonra kutlama yapan Sudan ordusu mensupları, 21 Mart (AP)
TT

Kahire, HDK'nin ‘sınır üçgeni’ üzerinde kontrol sağladığını duyurmasına nasıl bakıyor?

Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı geri aldıktan sonra kutlama yapan Sudan ordusu mensupları, 21 Mart (AP)
Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı geri aldıktan sonra kutlama yapan Sudan ordusu mensupları, 21 Mart (AP)

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Mısır, Sudan ve Libya arasındaki ‘sınır üçgeni’ bölgesinin kontrolünü ele geçirdiğini açıklaması, Kahire'nin Sudan savaşında sahadaki gelişmelere ilişkin tutumu konusunda soru işaretleri yarattı.

Mısırlı uzmanlar, ‘Mısır'ın Sudan'daki askeri gelişmeleri yakından takip ettiğini ve ulusal güvenliğinin doğrudan etkilenmesi halinde karşılık verme hakkını saklı tuttuğunu’ belirterek, HDK'nin sınır üçgeni bölgesini kontrol etmesinin ‘başkent Hartum'daki son kayıplarını telafi etmek için manevi bir kazanç’ olduğunu kaydetti.

Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir kenti yakınlarında bulunan sınır üçgeni bölgesi, Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden savaşın ana cephelerinden birini oluşturuyor.

Nisan 2023 ortalarında başlayan Sudan savaşı, Orgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki Sudan ordusu ile Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki HDK arasında devam eden çatışmalarla üçüncü yılının ikinci ayına girdi. Birleşmiş Milletler (BM) tahminlerine göre savaş, ülke içinde ve dışında yaklaşık 14 milyon insanın yerinden edilmesine neden oldu.

HDK dün yaptığı açıklamada, Sudan, Libya ve Mısır arasındaki sınır üçgeni bölgesini kontrol altına aldığını duyurdu. ‘Sudan, Libya ve Mısır arasında önemli bir buluşma noktası olan stratejik bölgeyi niteliksel bir adımla özgürleştirmeyi başardığını’ belirten HDK tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi: “Sudan ordusuna asker ve teçhizat açısından ağır kayıplar verdirdik… Onlarca savaş aracını ele geçirdik.”

Bunun öncesinde Sudan Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı, ‘saldırganlığı püskürtmek için savunma düzenlemeleri olarak tanımladığı adımın bir parçası olarak sınır üçgeni bölgesini boşalttığını’ duyurdu. Sudan ordusu tarafından dün yapılan açıklamada, “Bu hareket, sınır bölgesindeki saha gelişmeleri ışığında ulusal egemenliği korumak ve stratejik konumları güvence altına almak için operasyonel planların bir parçası olarak yapıldı” ifadesi yer aldı.

Gelişmeler, Sudan ordusunun salı günü yaptığı açıklamada, HDK ve Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter'e bağlı Libya güçlerini ‘bölgeyi ele geçirmek amacıyla Mısır, Sudan ve Libya arasında bulunan sınır üçgenindeki sınır noktalarına saldırmakla’ suçlayarak, bunu ‘Sudan'a, topraklarına ve halkına karşı bariz bir saldırganlık’ olarak nitelendirmesinin ardından geldi.

Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komitesi üyesi Tümgeneral Muhammed Salah Ebu Hemile, “Kahire, Mısır'ın ulusal güvenliğiyle doğrudan bağlantılı olduğu için Sudan'daki gelişmeleri yakından takip ediyor” dedi. Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte HDK'nin sınır üçgeni bölgesini kontrol etmesinin güvenlik üzerindeki etkisini küçümseyen Ebu Hemile, bunun ‘özellikle başkent Hartum'daki son saha kayıplarını örtbas etme girişimi’ olduğunu söyledi ve Kahire'nin ‘Sudan'daki ulusal kurumları desteklemeye istekli olduğunu, ancak bir tarafı diğerinin aleyhine desteklemekle meşgul olmadığını’ belirtti.

Mısırlı askeri uzman Tümgeneral Semir Ferec, HDK'nin sınır üçgeninde kontrolü sağladığını duyurmasının ‘savaşın saha gerçekliği üzerinde hiçbir ağırlığı olmayan manevi bir kazanım’ olduğunu ifade etti. Ferec, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, “HDK, başkent Hartum'u kaybettikten sonra herhangi bir saha başarısını duyurmaya çalışıyor… Mısır, güney sınırlarındaki güvenliğiyle doğrudan ilgili olduğu için Sudan savaşındaki gelişmeleri izlemeye devam ediyor. Mısır'ın Sudan'daki savaşa müdahale etmeme konusunda bir isteği var” ifadelerini kullandı.

Hamideti defalarca, ‘Mısır'ın Sudan ordusuna savaş uçakları da dahil olmak üzere askeri destek sağladığını’ iddia etti. Ancak geçen yıl Mısır Dışişleri Bakanlığı bu iddiaları yalanlamış ve o dönemde yaptığı bir açıklamada ‘uluslararası toplumu HDK Komutanı’nın söylediklerinin doğruluğunu kanıtlayan delilleri bulmaya’ çağırmıştı. Söz konusu suçlamalar, Kahire'nin savaşı durdurmak ve sivilleri korumak için yoğun çaba sarf ettiği bir dönemde geldi.

Mısır'ın Sudan'daki meşruiyeti ‘askeri değil siyasi olarak’ desteklediğini belirten Ebu Hemile, “Kahire, Sudan'ın devam eden iç savaş ışığında kurumlarını restore etmesini istiyor ve kısa süre önce sivil bir başbakanın atanmasını memnuniyetle karşıladı” dedi.

Diğer yandan Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli salı günü Sudanlı mevkidaşı Kâmil et-Tayyib İdris'i arayarak, ‘Kahire ile Hartum arasındaki ikili ilişkilerin iki ülke arasında daha fazla koordinasyona katkıda bulunacak şekilde çeşitli düzeylerde güçlendirilmesine yönelik çalışmaların devam ettiğini’ bildirdi.

Mısır'ın eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Salah Halime, HDK'nin sınır üçgenini kontrol etmesini Sudan ordusunun LUO’nun bu güçlere askeri destek verdiği yönündeki suçlamalarıyla ilişkilendirerek, “Sınırdaki gelişmeler Sudan'daki savaşın henüz bitmediğini ve sahada niteliksel bir gelişme olduğunu gösteriyor” ifadesini kullandı.

Şarku’l Avsat'a konuşan Halime, ‘Mısır'ın güney sınırlarında herhangi bir doğrudan ihlal olması halinde harekete geçeceğini’ belirterek, “Mısır'ın olup bitenleri yakından takip etmesinin temelinde toprakları üzerindeki tam egemenliğini korumak yatıyor” dedi. Halime ayrıca, askeri gelişmeleri Sudan'daki iç siyasi durumla ilişkilendirerek, “HDK'nin hamleleri, önümüzdeki dönemde kontrolü altındaki bölgelerde paralel bir hükümet kurulacağını duyurma hazırlığından kaynaklanıyor” şeklinde konuştu.

Hamideti, merkezi Port Sudan'da bulunan Sudan hükümetine paralel bir hükümet olarak Barış ve Birlik Hükümeti’nin kurulduğunu duyurmuştu.