48 Filistin Yerleşim Bölgesi İsrail vatandaşlığından çıkarılmayı reddediyor

48 Filistin Yerleşim Bölgesi İsrail vatandaşlığından çıkarılmayı reddediyor
TT

48 Filistin Yerleşim Bölgesi İsrail vatandaşlığından çıkarılmayı reddediyor

48 Filistin Yerleşim Bölgesi İsrail vatandaşlığından çıkarılmayı reddediyor

Müselles bölgesindeki Arap yerleşim bölgelerinin liderleri, İsrail vatandaşlığından alınarak gelecekteki Filistin Devleti’nin vatandaşı haline getirilmelerini ihtiva eden ABD Başkanı Donald Trump’ın planını reddettiler. Plana oybirliğiyle karşı duran  “Ortak liste” ve “Arap Yüksek İzleme Komitesi”indekiler diğer liderlere katılarak, dün itibariyle gösteri ve protestolara başladılar.
Kalensüve Belediye Başkanı Abdulbâsit Selâm şu ifadeleri kullandı:
“Müselles kasabalarının Filistin Devleti’ne devredilmesine ilişkin madde, Trump’ın planının ciddi olmadığını gösteriyor. Bizi nasıl ve niçin yapıldığı açıklığa kavuşturmadan bir ülkeden diğerine aktarmaya karar veriyorlar. Bu plan, bizden kurtulmak, sınırı kasabamızın doğusunda batısına kaydırmak ve bizi Filistin Devleti’nin vatandaşları haline getirmek için, ilk defa Avigdor Liberman tarafından dile getirilmiştir. Açık bir biçimde bu plan ırkçı, sömürgeci ve tepen inmecidir.”
Müselles köylerinin bugün 250 bin kişilik nüfusunun olduğu, köylerin, güneydeki Kefer Kâsım’dan kuzeydeki Sâlim’e kadar uzandığı bilinmektedir. 1948’deki Nekbe’de İsrail sınırları dışında kalan bölge, Ümmü Fahm, Taybe, et-Tîre, Bâka el-Garbiyye, Âra, Ar’ara, Kefer Kar‘, Zîmer ve Celcûliyye gibi birçok kasabayı içine alıyor. Bölge, 1949’da Rodos’taki ateşkes görüşmelerinde Ürdün’den alınarak İsrail’e katılmıştı. O zamanlar bölgede 50 bin nüfus bulunuyordu. İsrail ordusu 1956 yılında onları korkutmak ve Ürdün’e kaçmalarını sağlamak amacıyla Kefer Kâsim katliamını gerçekleştirdi. Daha sonra İsrail hükümeti verimli toprakları yağmalamak için büyük bir plan yaptı ve verimli toprakların büyük bir bölümüne el koydu. Bununla birlikte bölgedeki çiftçiler geriye kalan topraklarda çalışmaya ve farklı ürünler üretmeye devam ediyor. İsrail’deki en önemli Arap akademik kurumu kabul edilen el-Kâsımî Akademisi onların elinde ve halihazırda yüksek teknoloji endüstrisini geliştiriyorlar. Yine Ümmü’l Fahm’deki en başarılı bilim okullarından birine sahipler ve bu kasabadan olan Dr. Sâmi Hâc Yahyâ son zamanlarda İsrail’in en büyük bankası Leumi Bank’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı’na atandı.
Ümmü’l Fahm Belediye Başkanı Semîr Mehâmîd’e göre bu plan “sahiplerini etkisi altına almış histerik bir durumu ifade ediyor ve herhangi bir barış projesini ve hatta bir anlaşmayı dahi içermiyor.” Ümmü’l Fahm’dan ve aynı zamanda müşterek listedekilerden olan vekil Yusuf Cebbârîn, bu planının “başarısız olduğunu ve yürürlüğe girmeyeceği” açıklamasında bulundu. Bölgedeki vatandaşlar topraklarına, evlerine ve yaşam tarzlarına bağlılar. Cebbârîn ayrıca, “Ümmü’l Fahmlılar, topraklarını yağmalayan, işçilerinin emeğini sömüren, 70 yıl boyunca çiftliklerine el koyan İbrani Devleti’nde tarihi haklara sahipler ve kimsenin onları istediği gibi bir ülkeden diğerine atmasına izin vermeyecekler.” şeklinde ilave etti.
İsrail medyası, 48 Filistin yerleşkesinin bulunduğu bölge ile ilgilenmeye başladı ve rapor hazırlamaları için muhabirlerini bölgeye gönderdi. Hazırlanan raporlarda, “Böylesine insafsız bir anlaşmaya direnmek için hayatımızı feda etmeye hazırız” şeklindeki cümleyi çoğu kere duydum.
Knesset’teki (İsrail Parlamentosu) Arap partilerini içeren “Ortak listenin”, ABD planını reddettiğini ve “bunu müzakere için temel görmediğini, daha çok Filistin halkının haklarını tasfiye etme planı” gördüğünü belirten bir açıklama yaptığı belirtildi.



ABD ordusu Sana'da Husilere ait iki tesise hava saldırısı düzenledi

İsrail'in Husilerin kontrolündeki Sana'da bir elektrik santralini hedef alan hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor. (AFP)
İsrail'in Husilerin kontrolündeki Sana'da bir elektrik santralini hedef alan hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor. (AFP)
TT

ABD ordusu Sana'da Husilere ait iki tesise hava saldırısı düzenledi

İsrail'in Husilerin kontrolündeki Sana'da bir elektrik santralini hedef alan hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor. (AFP)
İsrail'in Husilerin kontrolündeki Sana'da bir elektrik santralini hedef alan hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor. (AFP)

ABD ordusu, Yemen'in başkenti Sana'da İran destekli Husiler tarafından kullanılan bir füze deposu ile komuta ve kontrol tesisine, Husilerin İsrail'in merkezine füze fırlattığını ve birkaç kişinin yaralandığını iddia etmesinden kısa bir süre sonra hassas hava saldırıları düzenlediğini açıkladı.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'ndan (CENTCOM) yapılan açıklamada, ABD güçlerinin operasyon sırasında Kızıldeniz üzerinde Husilere ait birkaç insansız hava aracını (İHA) ve bir gemi savar füzesini düşürdüğü belirtildi.

CENTCOM'dan yapılan açıklamada saldırıların amacının ‘Kızıldeniz'in güneyi, Babu’l Mendeb Boğazı ve Aden Körfezi'ndeki ABD savaş gemileri ve ticari gemilerine yönelik saldırılar da dâhil olmak üzere Husi operasyonlarını bozmak ve etkisiz hale getirmek’ olduğu ifade edildi.

ABD-İngiltere koalisyonuna ait savaş uçaklarının hava saldırılarının ardından dün (Cumartesi) akşam Yemen'in başkenti Sana şiddetli patlamalarla sarsıldı. Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre yerel sakinler, “Hava saldırıları başkent Sana'nın güney ve doğusundaki Atan ve Nakam dağlarındaki askeri bölgeleri hedef aldı” dedi.

Bölge sakinleri hedef alınan yerlerden duman ve alevlerin yükseldiğini doğrularken, kayıpların boyutu henüz net değil.

Husiler saldırıların ayrıntıları hakkında henüz yorum yapmadı.

Yemen'deki ABD-İngiltere saldırıları 12 Ocak 2024'te, Husilerin Kızıldeniz ve Arap Denizi ile Aden Körfezi'nde Gazze Şeridi'ne destek amacıyla İsrail ve İsrail bağlantılı gemileri hedef aldığını söyledikleri saldırılara karşılık olarak başlamıştı. Geçtiğimiz perşembe gününden bu yana Husiler, İsrail'e yönelik saldırılarını arttırarak İsrail'in ülkenin batısındaki Hudeyde Limanı’na ve Sana'daki elektrik santrallerine hava saldırısı düzenlemesine neden oldu. İsrail saldırıları Hudeyde Limanı’nda maddi hasara yol açarak dokuz işçinin hayatını kaybetmesine, üç işçinin de yaralanmasına sebebiyet verdi.