Türkiye mavi bayraklı plaj sayısında 3'üncü oldu

Türkiye mavi bayraklı plaj sayısında 3'üncü oldu
TT

Türkiye mavi bayraklı plaj sayısında 3'üncü oldu

Türkiye mavi bayraklı plaj sayısında 3'üncü oldu

Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerinden elde edilen bilgilere göre, 2019 yılı uluslararası mavi bayraklı plaj sayıları belli oldu.
Türkiye'nin 463 adet mavi bayraklı plajı olduğu görüldü. Listenin ilk sırasında yer alan ülke ise İspanya olarak kayıtlara geçerken, 566 adet mavi bayraklı plaja sahip olduğu görüldü.
Medya takip kurumu Ajans Press'in, Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerinden elde ettiği bilgilere göre, 2019 yılı uluslararası mavi bayraklı plaj sayıları belli oldu. Böylelikle Türkiye'nin 463 adet mavi bayraklı plajı ile listenin üçüncü sırasına yerleştiği görüldü. Listenin ilk sırasında yer alan ülke ise İspanya olarak kayıtlara geçerken, 566 adet mavi bayraklı plajı olduğu saptandı. İkinci sırada yer alan ülke ise 515 mavi bayrak ile Yunanistan olurken, dördüncü sıraya 395 ile Fransa, beşinci sıraya da 385 ile İtalya'nın yerleştiği kaydedildi.
Ajans Press, mavi bayraklı plajlar ile alakalı basına yansıyan haber adetlerini inceledi. Ajans Press ve ITS Medya'nın dijital basın arşivinden derlediği bilgilere göre ile mavi bayraklı plajlar alakalı geçen yıl basına yansıyan haber adedi bin 206 olarak kayıtlara geçti. Haber içerikleri incelendiğinde de 202 mavi bayrağa sahip Antalya'nın en çok mavi bayraklı plaja sahip şehir olarak gündemde yer aldığı görüldü.

 


Dünya'daki suyun kökenine dair teori sarsılıyor

Dünya'daki suyun kökenini bulmak için hidrojenin nereden geldiğini tespit etmek gerekiyor (Unsplash)
Dünya'daki suyun kökenini bulmak için hidrojenin nereden geldiğini tespit etmek gerekiyor (Unsplash)
TT

Dünya'daki suyun kökenine dair teori sarsılıyor

Dünya'daki suyun kökenini bulmak için hidrojenin nereden geldiğini tespit etmek gerekiyor (Unsplash)
Dünya'daki suyun kökenini bulmak için hidrojenin nereden geldiğini tespit etmek gerekiyor (Unsplash)

Bilim insanları Dünya'daki suyun asteroitlerden gelmediğini ve gezegenin bunu kendi başına üretecek kapasiteye sahip olduğunu öne sürdü.

Dünya'daki suyun kökeni, yaşamı mümkün kılan temel maddeler arasında olmasından dolayı, büyük önem arz eden bir konu. Bu nedenle hidrojeninin ne zaman ve nerede oluştuğunu saptamak gerekiyor: Hidrojen olmadan su ve su olmadan da bildiğimiz türden yaşam var olamaz.

Yaygın kabul gören bir teoriye göre su bileşenleri, yaklaşık 4,5 milyarlar yıl önce oluşan gezegenin ilk dönemlerinde yeryüzüne düşen göktaşlarının içindeydi.

Ancak bulguları hakemli dergi Icarus'ta yayımlanan çalışmaya göre suyun oluşması için göktaşlarına ihtiyaç duyulmamış olabilir.

Bilim insanları enstatit kondrit denen nadir bir meteorit türüne odaklandı. Bu göktaşları Dünya'nın 4,5 milyar yıl önceki yapısına benzedikleri için gezegenin ilk dönemleri hakkında fikir verebiliyor.

Daha önce yapılan bir çalışmada bu türden bir örnekte hidrojen tespit edilmiş ancak elementin kayada kendiliğinden mi bulunduğu yoksa daha sonra mı bulaştığı belirlenememişti.

Oxford Üniversitesi'nden bilim insanları yeni çalışmada X ışınlarından yararlanarak aynı türden farklı bir göktaşının kimyasal yapısını ortaya çıkarmaya çalıştı.

Ekip göktaşı içindeki hidrojenin sülfür molekülleriyle bağlantılı olacağını düşünerek ışını buna göre ayarladı. Şaşırtıcı bir şekilde hidrojen sülfür, bekledikleri bölgenin dışındaki kristalize kısımda yoğunlaşmıştı.

Diğer yandan meteoride Dünya'da bir şeyler bulaştığına işaret eden, çatlak veya pas bulunan bölgelerinde hidrojen yok denecek kadar azdı.

Bilim insanları bu nedenle hidrojenin göktaşında her zaman olduğunu ve sonradan bulaşmadığını düşünüyor.

Bu durum popüler teoriyi destekliyor gibi görünse de araştırmacılar, bu meteoridin Dünya'nın ilk dönemlerine benzemesine dikkat çekiyor.

Göktaşında doğal yolla oluşan hidrojen sülfür miktarına dayanarak gezegenin de yaşamı mümkün kılan ilk su moleküllerini üretecek tüm hidrojene sahip olabileceğini öne sürüyorlar.

Çalışmaya liderlik eden Tom Barrett "Analiz bize numunenin hidrojen sülfür içerdiğini, sadece beklediğimiz yerde olmadığını söylediğinde inanılmaz derecede heyecanlandık" diyor.

Makalenin ortak yazarı James Bryson da "Artık gezegenimizi inşa eden malzemenin hidrojen açısından daha önce düşündüğümüzden çok daha zengin olduğunu düşünüyoruz" diyerek ekliyor. 

Bu bulgu Dünya'daki suyun, gezegenimiz oluştuktan sonra onu tesadüfen bombardımana tutan hidratlı göktaşlarından ziyade doğal bir süreç sonucu oluştuğu fikrini destekliyor.

Ancak yeni çalışma tartışmayı kesin bir şekilde kapatmıyor. Dünya'da suyun kendiliğinden oluşabileceğine dair önemli bir bulgu sunsa da göktaşları süreçte kritik bir rol oynamış olabilir.

Independent Türkçe, Popular Science, Discover Magazine, Icarus