Arap Birliği'den 'Ortadoğu Barış Planı'na ret

Arap Birliği Konseyi dün Kahire'de toplandı (EPA)
Arap Birliği Konseyi dün Kahire'de toplandı (EPA)
TT

Arap Birliği'den 'Ortadoğu Barış Planı'na ret

Arap Birliği Konseyi dün Kahire'de toplandı (EPA)
Arap Birliği Konseyi dün Kahire'de toplandı (EPA)

Arap Birliği Konseyi, ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklanan ‘Ortadoğu Barış Planı’nı reddettiğini duyurdu. Söz konusu planın, ‘Kudüs, Golan Tepeleri, işgal altındaki topraklara kurulan İsrail yerleşim birimleri, mülteci meselesi ve Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) ile ilgili uluslararası hukuka aykırı maddeler içerdiği ve adil olmadığı’ vurgulandı.
Kahire’de dün olağanüstü toplanan Arap Birliği, Ortadoğu Barış Planı’nın, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti'nin kurulması ve Filistinli mülteciler sorununa ilişkin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 1948 tarihli ve 194 sayılı kararı temelinde başta kendi kaderini tayin ve geri dönme hakları olmak üzere Filistinlilerin devredilemez haklarını karşılamadığına ve başarılı olamayacağına işaret etti.
Filistin meselesinin Arapların önceliği olduğunu belirten Arap ülkelerinin dışişleri bakanları, Filistin Devleti'nin Doğu Kudüs dahil 1967'de işgal edilen tüm toprakları, hava sahası, karasuları, doğal kaynakları ve komşu ülkelerle olan sınırları üzerindeki egemenlik hakkının ve işgal altındaki topraklardaki Arap kimliğinin korunmasının önemini vurguladı.
Arap Birliği, barış için kabul edilebilir asgari ölçü olan 2002 tarihli Arap Barış Girişimi’nde öngörülen; İsrail’in 1967’de işgal ettiği tüm Filistin ve Arap toprakları üzerindeki işgali sona erdirilerek, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti'nin kurulması ve BM’nin Filistinli mülteciler sorunu kararı uyarınca çözüm bulunması gerektiğinin altını çizdi. Birlik ayrıca İsrail’in Arap Barış Girişimi’ni kabul etmediği sürece Arap ülkeleriyle normalleşme içine giremeyeceğini vurguladı.
Arap ülkelerinin dışişleri bakanları da yaptıkları son açıklamalarında, Filistin halkının haklarını ve barış sürecinin referans şartlarını ihlal eden herhangi bir plana yönelik uygun önlemlerin alınması için etkili ve barış sever uluslararası güçlerle birlikte işbirliği içerisinde olduklarını ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK), BM Genel Kurulu’na ve diğer uluslararası kuruluşlara gideceklerini duyurdu.
İşgalci İsrail'in anlaşma şartlarını uluslararası meşruiyet kararlarını göz ardı ederek zorla uygulamaya çalışabileceği uyarısında bulunan Arap Birliği, ABD ve İsrail'i bu politikanın yansımalarından tamamen sorumlu tutmaya ve uluslararası toplumu işgal hükümeti tarafından alınabilecek önlemlere karşı koymaya çağırdı.
Toplantının başında konuşan Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, ABD’nin öne sürdüğü planın Arap dünyası için bir dereceye kadar ciddiyet ve önem taşıdığını ancak birlikte duruşun aynı ciddiyet ve sorumluluk duygusu düzeyinde olması gerektiğini vurguladı. Filistin’in sadece Filistinlilerin meselesi olmadığını söyleyen Ebu Gayt, bu konunun tüm Arapları ilgilendirdiğini ve okyanustan Körfez'e kadar tüm Arap ülkelerinin ortak meselesi olduğunu belirtti.
Toplantının tüm dünyaya Filistinlilerin yalnız olmadığı mesajı verdiğini düşünen Ebu Gayt, Arap ülkelerinin Filistin’i her zaman destekleyeceklerinin altını çizerek, “Araplar, barışa yönelik her öneriyi ciddiyet ve sorumlulukla karşılar. Çünkü İsrail ile yaşanan çatışmayı sonlandırmak hem Filistin’in hem de Arap ülkelerinin çıkarınadır. ABD yönetiminden ve diğer taraflardan müzakere çabalarına daha fazla katılmalarını istedim. Böylece müzakereler boş ve sonsuz bir döngü içerisinde gerçekleşmeyecekti. Fakat açıkça söylemek gerekirse yolun sonunda önerilen planın hayal kırıklığı yaratacağını ve haksızlıklar barındıran şekilde yayınlanacağını ummamıştık” şeklinde konuştu.
Öte yandan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, “Yüzyılın Anlaşması’nın bir parçası olarak İsrail'in Kudüs'ü ilhak etmesini asla kabul etmeyeceğiz. Tarihe Kudüs'ü satan biri olarak geçmeyeceğim” ifadelerini kullandı. İsrail’in krize çözüm bulmak istemediğini söyleyen Abbas,  “İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu barışa inanmıyor” dedi. Yüzyılın Anlaşması’nın ‘tehlikeli yansımaları’ konusunda uyaran Filistin Devlet Başkanı, “Meşru haklarımızı barışçıl yollarla elde etme mücadelesine devam edeceğiz. Barışın uluslararası sözleşmeler çerçevesinde gerçekleşmesi gerektiğine inanıyoruz. Meşru referanslara ve Arap Barış Girişimi'ne göre uluslararası bir barış mekanizması kurulması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Filistin Yönetimi’nin Yüzyılın Anlaşması’nın duyurulmasının ardından ABD ve İsrail ile tüm ilişkilerini kopardığını açıklayan Mahmud Abbas, “ABD ve İsrail’e, ‘imzalı anlaşmaları ve uluslararası meşruiyeti reddetmeniz çerçevesinde güvenlik ilişkileri de dahil olmak üzere sizinle hiçbir ilişkimiz olmayacak. İsrail, işgalci bir güç olarak sorumlu tutulmalıdır’ şeklinde bir mesaj gönderdim” diye konuştu.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan ise ülkesinin Filistin’e verdiği desteği ve uluslararası forumlarda Filistin’in haklarını savunduğunu belirterek, “Müzakere yoluyla adil ve kapsamlı bir barışın tesis edilmesi stratejik bir seçimdir. Filistin meselesinde adil ve kapsamlı bir çözüme ulaşmak için yapılacak müzakereler, ancak amacı Filistin halkının başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti kurma haklarını garanti eden adil bir çözüm sağlamak olması halinde başarıya ulaşacaktır” dedi.



Güneye konuşlanmaya hazırlanan Lübnan ordusu, vatandaşlara geri dönüş konusunda sabırlı olmaları çağrısında bulundu

Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)
Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)
TT

Güneye konuşlanmaya hazırlanan Lübnan ordusu, vatandaşlara geri dönüş konusunda sabırlı olmaları çağrısında bulundu

Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)
Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)

Lübnan ordusu bugün yaptığı açıklamada, ateşkesin yürürlüğe girmesiyle birlikte ülkenin güneyindeki konuşlanmasını tamamlamaya çalıştığını duyurdu. Ordu ayrıca, vatandaşlara anlaşma uyarınca İsrail güçleri geri çekilene kadar bu güçlerin bulunduğu köy ve kasabalara dönmek için sabırlı olmaları çağrısında bulundu.

Ordudan yapılan açıklamada, “Ateşkesin yürürlüğe girmesiyle birlikte ordu, Lübnan hükümeti tarafından emredildiği üzere güneydeki konuşlanmayı tamamlamak için gerekli tedbirleri almaya ve 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) ile koordinasyon içinde görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadır” denildi.

Lübnan ordusu ayrıca diğer bölgelere dönen bölge sakinlerini, İsrail ordusunun geride bıraktığı ‘patlamamış mühimmat ve şüpheli nesnelere’ karşı dikkatli olmaya çağırdı.

Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı’ndan (NNA) aktardığına göre, Lübnan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı, Suriye ile el-Masnaa Sınır Kapısı yolunun tadilatı için hazırlıklara başladığını bildirdi.

NNA, bakanlığın ‘İsrail saldırısı sonucu hizmet dışı kalan köprülerin durumunu değerlendirmek ve gerekli hamleleri başlatmak üzere’ kuzeydeki kara sınır kapılarını denetlemeye başladığını belirtti.

İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkes anlaşması bugün yerel saatle sabah 4'te yürürlüğe girdi.

İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını eylül ayında Lübnan'a doğru genişletti ve Ekim 2023'ten bu yana İsrail'le karşılıklı bombardımanda bulunan Hizbullah'ın çok sayıda üst düzey komutanını öldürdü.