Arap Birliği'nden barışa ve uluslararası ilkelere bağlılık vurgusu

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, dün Arap ülkelerinin dışişleri bakanlarının bir araya geldiği Kahire'deki Arap Birliği Konseyi toplantısında 1947'den ‘Yüzyılın Anlaşması’na kadar ortaya çıkan dört Filistin haritasını gösterirken (AFP)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, dün Arap ülkelerinin dışişleri bakanlarının bir araya geldiği Kahire'deki Arap Birliği Konseyi toplantısında 1947'den ‘Yüzyılın Anlaşması’na kadar ortaya çıkan dört Filistin haritasını gösterirken (AFP)
TT

Arap Birliği'nden barışa ve uluslararası ilkelere bağlılık vurgusu

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, dün Arap ülkelerinin dışişleri bakanlarının bir araya geldiği Kahire'deki Arap Birliği Konseyi toplantısında 1947'den ‘Yüzyılın Anlaşması’na kadar ortaya çıkan dört Filistin haritasını gösterirken (AFP)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, dün Arap ülkelerinin dışişleri bakanlarının bir araya geldiği Kahire'deki Arap Birliği Konseyi toplantısında 1947'den ‘Yüzyılın Anlaşması’na kadar ortaya çıkan dört Filistin haritasını gösterirken (AFP)

Arap Birliği Konseyi, ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklanan, ‘Ortadoğu Barış Planı’nı reddettiğini ve Filistin sorunun çözümü çerçevesinde yalnızca ‘adil barış ve uluslararası ilkelere bağlı olduğunu’ vurguladı.
Kahire’de dün olağanüstü toplanan Arap Birliği, Ortadoğu Barış Planı’nın, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti'nin kurulması ve Filistinli mülteciler sorununa ilişkin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 1948 tarihli ve 194 sayılı kararı temelinde başta kendi kaderini tayin ve geri dönme hakları olmak üzere Filistinlilerin devredilemez haklarını karşılamadığına ve başarılı olamayacağına işaret etti.
Arap Birliği ayrıca barış için kabul edilebilir asgari ölçünün 2002 tarihli Arap Barış Girişimi olduğunun altını çizdi.
Toplantının başında konuşan Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, ABD’nin öne sürdüğü planın Arap dünyası için bir dereceye kadar ciddiyet ve önem taşıdığını ancak birlikte duruşun aynı ciddiyet ve sorumluluk duygusu düzeyinde olması gerektiğini vurguladı. Filistin’in sadece Filistinlilerin meselesi olmadığını söyleyen Ebu Gayt, bu konunun tüm Arapları ilgilendirdiğini ve okyanustan Körfez'e kadar tüm Arap ülkelerinin ortak meselesi olduğunu belirtti.
Öte yandan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan ise ülkesinin Filistin’e verdiği desteği ve uluslararası forumlarda Filistin’in haklarını savunduğunu belirterek, “Müzakere yoluyla adil ve kapsamlı bir barışın tesis edilmesi stratejik bir seçimdir. Filistin meselesinde adil ve kapsamlı bir çözüme ulaşmak için yapılacak müzakereler, ancak amacı Filistin halkının başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti kurma haklarını garanti eden adil bir çözüm sağlamak olması halinde başarıya ulaşacaktır” dedi.
ARAP BİRLİĞİ'NDEN ORTADOĞU BARIŞ PLANI'NA RET



Şara: Devlet, azınlıkları korumaya ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya kararlıdır

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
TT

Şara: Devlet, azınlıkları korumaya ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya kararlıdır

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Süuveyda vilayetinde bir hafta içinde 700'den fazla kişinin ölümüne neden olan şiddet olaylarının ardından, devletin ülkedeki ‘azınlıkları koruma’ ve ‘hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutma’ konusundaki kararlılığını yineledi. Eş-Şara bugün Suriyelilere hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Suriye devleti ülkedeki tüm azınlıkları ve mezhepleri korumaya kararlıdır ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya devam edecektir. Hiç kimse hesap vermekten kaçamayacak. İşlenen tüm suçları ve ihlalleri reddediyoruz... Adaletin sağlanmasının ve hukukun herkese uygulanmasının önemini vurguluyoruz.”

“Süveyda vilayetindeki son olaylar tehlikeli bir hal aldı” diyen Suriye Cumhurbaşkanı, “Suriye devleti durumu yatıştırmak için müdahale etmeseydi gruplar arasındaki şiddetli çatışmalar kontrolden çıkacaktı” ifadesini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre eş-Şara bugün yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Suriye devleti zor duruma rağmen durumu sakinleştirmeyi başardı. Ancak İsrail'in müdahalesi, güneyin ve Şam'daki hükümet kurumlarının bariz bir şekilde bombalanması sonucunda ülkeyi istikrarını tehdit eden tehlikeli bir aşamaya itti. Bu olaylar sonucunda ABD’li ve Arap arabulucular durumu yatıştırmak amacıyla devreye girdiler.”

Eş-Şara sözlerini şöyle sürdürdü: “Devlet bazı bölgeleri terk ederken, Süveyda'daki silahlı gruplar Bedevilere ve ailelerine karşı intikam saldırıları düzenlemeye başladı. İnsan hakları ihlallerinin eşlik ettiği bu intikam saldırıları, diğer kabilelerin Suveyda'daki Bedeviler üzerindeki kuşatmayı kırmak için bölgeye akın etmesine neden oldu.”

Eş-Şara, “Devlet, Suriye'nin kurtuluşundan sonra Süveyda'nın yanında durdu ve onu desteklemeye hevesliydi. Ancak bazı kişiler şehri ve ulusal istikrardaki rolünü kötüye kullandı. İçerideki bazı tarafların Süveyda'yı uluslararası çatışmalarda dış destek aracı olarak kullanması Suriyelilerin çıkarlarına hizmet etmiyor, aksine krizi daha da kötüleştiriyor” dedi.

Suriye Cumhurbaşkanı, “İster Süveyda'nın içinden ister dışından olsun, işlenen tüm suçları ve ihlalleri reddediyor, adaleti sağlamanın ve hukuku uygulamanın önemini vurguluyoruz. Bu hassas noktada, aklın ve bilgeliğin sesinin galip gelmesine ve akıllı ve sağduyulu olanın önünün açılmasına ihtiyaç vardır. Gerçekler Suriye'nin bölünme, ayrılık ya da mezhepsel kışkırtma projeleri için bir deneme alanı olmadığını doğrulamaktadır” ifadelerini kullandı.

Eş-Şara, “Suriye devletinin gücü, halkının bütünlüğünden, bölgesel ve uluslararası ilişkilerinin gücünden ve ulusal çıkarlarının birbirine bağlılığından kaynaklanmaktadır” diyerek sözlerini noktaladı.