Hayvansal üretim istatistikleri açıklandı

İHA
İHA
TT

Hayvansal üretim istatistikleri açıklandı

İHA
İHA

Büyükbaş hayvanlar arasında yer alan sığır sayısı 2019 yılında bir önceki yıla göre yüzde 3,8 artarak 17 milyon 872 bin baş oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2019 yılı hayvansal üretim istatistiklerini açıkladı. Buna göre; büyükbaş hayvanlar arasında yer alan sığır sayısı yüzde 3,8 artarak 17 milyon 688 bin baş, manda sayısı yüzde 3,2 artarak 184 bin 192 baş olarak gerçekleşti. Küçükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 5,1 oranında artarak 48 milyon 481 bin baş oldu. Küçükbaş hayvanlar arasında yer alan koyun sayısı bir önceki yıla göre yüzde 5,9 oranında artarak 37 milyon 276 bin baş, keçi sayısı ise yine bir önceki yıla göre yüzde 2,6 oranında artarak 11 milyon 205 bin baş olarak gerçekleşti.
Toplam süt üretimi bir önceki yıla göre yüzde 3,8 artarak 22 milyon 960 bin ton oldu. Süt üretiminin yüzde 90,5'ini inek sütü, yüzde 6,6'sını koyun sütü, yüzde 2,5'ini keçi sütü ve yüzde 0,3'ünü manda sütü oluşturdu.
Yapağı, kıl, tiftik ve bal üretimi arttı, balmumu ve yaş ipek kozası üretimi azaldı
Bir önceki yıla göre yapağı üretimi yüzde 6,3 artarak 70 bin 588 ton, kıl üretimi yüzde 2,7 artarak 6 bin 162 ton ve tiftik üretimi ise yüzde 2,3 artarak 380 ton olarak gerçekleşti. Bir önceki yıla göre bal üretimi yüzde 1,3 artarak 109 bin 330 ton, balmumu üretimi ise yüzde 0,4 azalarak 3 bin 971 ton oldu.
İpek böcekçiliği faaliyeti yapan köy sayısı ise bir önceki yıla göre yüzde 2,6 azalarak 675 oldu. İpek böcekçiliğiyle uğraşan hane sayısı da yüzde 6,7 oranında azalarak 2 bin 62 adet oldu. Açılan tohum kutusu sayısı bir önceki yıla göre yüzde 5,6 azalarak 5 bin 890 adet, yaş ipek kozası ise bir önceki yıla göre yüzde 4,4 azalarak 90 ton olarak gerçekleşti.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe