Moritanya'nın tombul güzelleri

(Reuters)
(Reuters)
TT

Moritanya'nın tombul güzelleri

(Reuters)
(Reuters)

Ahmed Velid Sidi
Kilolu olmak, olası tüm risklerine rağmen Moritanyalı genç kızların geleneksel fenomeni olmaya devam ediyor. Kızlar, erkenden evlenebilsinler diye küçük yaşlardan itibaren zorla beslenmeye tâbi tutuluyor. Aileler, bu uygulamayla aynı zamanda durumlarının iyi olduğunu ve kızlarıyla ilgilendiklerini kanıtlamaya çalışıyor. İncelik ise Moritanya toplumunda hoş görülmüyor.
Moritanya toplumundaki güçlü fenomen ‘leblouh’
Kızları zorla beslemek, yani yerel adıyla ‘leblouh’ fenomeni, Moritanya’nın büyük şehirlerinde bile hala uygulanmaya devam ediyor. Kırsal kesimlerde bu fenomenin uygulanmadığı nadiren görülüyor. Aileler, kız çocuklarının kilo alması için onları altı yaşından başlayarak zorla besliyor. İnce olmak ise bu toplumda ayıp sayılıyor.
Yaşça büyük Moritanyalı bir kadın Meryem el-Halife, kız çocuklarını beslemekle görevli kadınlardan bir tanesi. ‘Leblouh’u uygulamaya karar veren aileler, kız çocuklarını özel beslenme programlarına tâbi tutulmaları için özel kamplara ya da Meryem gibi kadınlara emanet ediyor.
Meryem, çocuklara bu program dâhilinde yaklaşık beş litre sıcak deve ya da inek sütü içirildiğini ifade ediyor. Ardından bol yağlı kuskus ya da pilav yedirildiğini, birkaç saat sonra ise yeniden süt ya da nişasta içirildiğini belirtiyor.
Meryem, kız çocuklarına gün boyunca, özellikle kuskus, pilav, et gibi çeşitli yemekler yedirildiğini söylüyor. Sütten elde edilen yerel yağ ise neredeyse her yemeğe bolca konuyor. Aynı zamanda kızlara yemeklerin ardından, suyla karıştırılmış yoğurt yani ‘zerik’ isimli içecek içiriliyor.


Leblouh fenomeni, Moritanya’da bugün bile devam ediyor (Sosyal Medya)

İhtişamı kanıtlamak ve evlilik için besleme
Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre Leblouh, Moritanyalı aileler için kızlarını erken yaşta evlendirmek adına önemli bir uygulama sayılıyor. Hadi bint Muhammed Fâl, Moritanyalı geleneklerin zayıf kız ve kadınları küçümsediğini ifade ediyor. Zirâ zayıf kızların, ihtişamdan yoksun ve yoksul bir aileden geldiği ya da ailesi tarafından ihmal edildiği düşünülüyor.  
Moritanya’daki güzellik algısının çok eski zamanlardan beri kilolu olmak ile ölçüldüğünü dile getiren Fâl, Leblouh sürecinin en az 40 gün sürdüğünü belirtiyor. Üstelik çocuklar yemek yemedikleri taktirde şiddete de başvuruluyor; bu çocukların ayakları iki adet çubuğun arasına sıkıştırılıyor.
Resmi istatistikler
Gerektiğinden fazla beslenmenin getireceği tehlikelerin aşikâr olmasına rağmen, oldukça eski bir gelenek olan Leblouh ile mücadele, henüz oldukça nâdir. Zirâ bu toplumdaki erkekler, zayıf olanları değil de kilolu kadınları tercih ediyor. Moritanya Toplum, Çocuk ve Aile Bakanlığı tarafından hazırlanan bir çalışma, Moritanyalı erkeklerin yüzde 55’inin zayıflığı bir kusur ve eksiklik olarak gördüğünü ortaya çıkardı. Kadınların ise yüzde 60’ı kilonun güzelliği ve evlenme şansını arttırdığına inanıyor. Bakanlık tarafından yapılan çalışma, Moritanyalı kadınların yüzde 24’ünün erken yaşta evlendiğini, yüzde 51’inin ise 20 yaşından önce evlendiğini gösteriyor. 



Tunus mahkemesi, cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal'e 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi

Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)
Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)
TT

Tunus mahkemesi, cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal'e 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi

Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)
Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)

Tunus cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal’in avukatı, Cendube Mahkemesi’nin dün (Çarşamba) Zemal'i bir yıl sekiz ay hapis cezasına çarptırdığını ve bunun muhalefetin Cumhurbaşkanı Kays Said'in yeniden seçilmesini amaçlayan adil olmayan seçimlere ilişkin korkularını güçlendiren son hamle olduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre, 6 Ekim'de yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nun bu ay üç önemli adayı diskalifiye etmesinin ardından tansiyon yükseldi. Bu hareket bir eleştiri seline yol açtı.

Binlerce Tunuslu geçen hafta muhalefetin ve sivil toplum örgütlerinin çağrısıyla sokaklara dökülerek Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nun muhalifleri ve adayları baskı altına almamasını talep etti.

Seçim Kurulu sadece Said, Zuheyr el-Mağzavi ve el-Ayaşi Zemal'in adaylıklarını onaylayarak seçim anlaşmazlıklarını karara bağlayan en yüksek yargı organı olan İdare Mahkemesi'nin kararına meydan okudu.

Dün alınan kararı yorumlayan Zemal'in avukatı Abdussettar el-Mesudi Reuters'e şunları söyledi: “Karar siyasi amaçlıdır; adil değildir. Zemal’in cumhurbaşkanlığı yarışındaki şansını baltalamayı ve onu Tunuslulara dürüst olmayan biri olarak göstermeyi amaçlamaktadır.”

Zemal iki hafta önce ‘belge uydurmak ve halk desteğini tahrif etmek’ suçlamasıyla gözaltına alınmıştı.

Said'in muhalifleri, üyelerini kendisinin atadığı Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nu rekabeti bastırmak ve adayları sindirmek suretiyle yeniden seçilmesini sağlamak için kullandığını söylüyor.

Said ise hainlerle, paralı askerlerle, yolsuzluk yapanlarla savaştığını ve diktatör olmayacağını söyleyerek suçlamaları reddediyor.

Özgür Anayasa Partisi lideri Abir Musi kamu güvenliğine zarar vermek suçlamasıyla geçen yıldan bu yana hapiste. Önde gelen siyasetçi Lutfi el-Merahi de 2019 seçimlerinde hile yapmak suçlamasıyla bu yıl hapse atıldı.

Her iki isim de seçimlere katılma niyetlerini açıklamış, ancak hapsedilmiş ve adaylıklarını sunmaları engellenmişti.

Geçtiğimiz ay bir başka mahkeme de cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olan dört siyasetçiyi hapis cezasına çarptırdı ve ömür boyu adaylıktan menetti.

Said 2019 yılında demokratik yollarla seçildi. Ancak zamanla iktidar üzerindeki kontrolünü sıkılaştırdı ve 2021 yılında muhalefetin ‘darbe’ olarak nitelendirdiği bir kararname yayınladı. Söz konusu kararnameyle Said yasama yetkisini kendisine devrederek ülkeyi yönetmeye başladı.