ABD, Suriye’de yeni bir üs daha kuruyor

ABD, Suriye’de yeni bir üs daha kuruyor
TT

ABD, Suriye’de yeni bir üs daha kuruyor

ABD, Suriye’de yeni bir üs daha kuruyor

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine düzenlediği Barış Pınarı Harekatı’ndan önce ABD’nin bölgede onlarca askeri üssü bulunuyordu. 
ABD, harekattan sonra Kobani, Tel Abyad, Resulayn ve Rakka gibi yerlerdeki askeri üslerini boşalttı.
Geçen yıl Suriye’den çıkma kararı alan ancak daha sonra petrol bölgelerinin güvenliği için dönen ABD, Haseke kentinin Hiweyran mahallesinde yeni bir askeri üs kurmak için çalışmalarını sürdürüyor.
Üssün kurulduğu yer DEAŞ'lıların tutuklu bulunduğu cezaevine yakın 
Independent Türkçe’ye konuşan bir kaynak, üç gün önce eski belediye binasının bulunduğu alana inşa edilmeye başlanılan üssün DEAŞ'lılar tutuklu bulunduğu büyük bir cezaevinin yakınında olduğunu söyledi.
Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolünde olan bölgede askeri üsse askeri araçlarla beraber elektrik üretiminde kullanılan ekipmanların da sevk edildiği belirtildi.
Üsse ABD bayrağı asıldı
2011’de Suriye iç savaşının başladığı dönemde sık sık protesto gösterilerine sahne olan üs bölgesinin Esad rejiminin kontrol ettiği bölgeye de yakın olduğu kaydedildi. 
Üsse yerleşen yaklaşık 150 ABD’li askerlerin Amerikan bayrağını astığı ifade edildi.
ABD’nin Suriye’deki varlığı
ABD, Suriye'de çekilme kararının ardından Türkiye sınırındaki Kamışlı kentinin batısında yer alan Hibo köyünde askeri üs kurmuştu.
ABD, Suriye kuzeyinde petrol bölgeleri olan Deyr ez Zor, Rakka, Rimelan, Çılağa, Derik ve Haseke kırsalında askerlerini bulunduruyor.
Bölge kaynaklarına göre ABD’nin Suriye’de iki binin üzerinde askeri bulunuyor.

 


Trump, Waltz'u Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak aday gösterdi

Trump, Waltz'u Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak aday gösterdi
TT

Trump, Waltz'u Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak aday gösterdi

Trump, Waltz'u Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak aday gösterdi

ABD Başkanı Donald Trump, Mike Waltz'u Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi olarak aday göstereceğini, Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun ise Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapacağını ve Dışişleri Bakanlığı'nı yönetmeye devam edeceğini duyurdu.

Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve yardımcısı Alex Wong'un görevden alınması haberinin ardından analistler, bu kararın Waltz'un The Atlantic dergisinin genel yayın yönetmeni Jeffrey Goldberg'in de dahil olduğu bir Signal hesabı skandalına karışmasının sonucu olduğunu değerlendirdi. Goldberg'in açıklamalarında, Yemen'deki Husi hedeflerine yönelik askeri saldırı planları hakkında üst düzey ulusal güvenlik yetkilileriyle görüşmeler yapıldığı ortaya çıktı.

Ancak Trump'ın Truth Social platformunda paylaştığı tweet, Waltz'ı eleştirilerden kurtardı.

Trump, tweetinde Waltz'un ordudaki, Kongre'deki ve Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak yaptığı hizmetleri övdü. "Savaş meydanında, Kongre'de ve Ulusal Güvenlik Danışmanım olarak görev yaptığı süre boyunca Mike Waltz, ülkemizin çıkarlarını her zaman ön planda tutmak için yorulmadan çalıştı. Yeni görevinde de aynısını yapacağını biliyorum" ifadelerini kullandı.

Trump, hem Waltz'a hem de Rubio'ya olan güvenini dile getirerek, "Amerika'yı ve dünyayı tekrar güvenli hale getirmek için yorulmadan mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu konuya olan ilginiz için teşekkür ederiz!" dedi.

Waltz, dün sabah Fox News'te İran'a sert uyarılar yaptı ve Tahran'a müzakereleri baltalamaması konusunda sert uyarılar gönderdi. Savunma Bakanı'nın İran'ın Yemen'deki Husi grubuna askeri yardımının devam etmesinin ciddi sonuçları olacağı yönündeki sözlerini tekrarladı.

Neden şimdi?

Waltz'un görevinden ayrıldığı haberi duyulur duyulmaz, tüm gözler “Signal” uygulamasındaki skandala çevrildi ve birçok kişi Waltz'un görevinden ayrılmasının nedeninin, Trump yönetiminin uzun süredir peşinde olduğu bu skandal olup olmadığını merak etti.

fvdgbrt
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, ABD Başkanı Donald Trump ve ABD büyükelçileriyle 25 Mart 2025'te Beyaz Saray'da yaptığı toplantı sırasında (AFP)

Ancak sorular zamanlamaya odaklandı. Bu skandal, geçen mart ayında Jeffrey Goldberg'in, üst düzey yetkililerin konuşmalarında geçen askeri saldırılarla ilgili ayrıntıları yayınlamadan, bu konuşmaya dahil edildiğini ortaya koyan bir makale yayınlamasıyla patlak verdi.

Ancak Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard ve Merkezi İstihbarat Teşkilatı Direktörü John Ratcliffe, sohbette gizli bilgilerin paylaşılmadığını belirttikten sonra, Goldberg bu bilgileri de yayınladı. Bu bilgiler arasında saldırıların zamanlaması ve kullanılan silah setleri de yer alıyordu.

Waltz, kapalı kapılar ardında haberin doğruluğunu kabul etti ve Beyaz Saray yetkilileri onun istifa edip etmemesi gerektiğini tartıştı, ancak Waltz istifa talebinde bulunmadı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Trump da o sırada ondan istifasını istemedi, aksine Waltz'a desteğini ifade ederek onu “iyi bir adam” ve “dersini almış” olarak nitelendirdi.

Vekili Alex Wong ise Trump'ın ilk yönetiminde Kuzey Kore özel temsil yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı'nda Doğu Asya ve Pasifik İşleri Müsteşar Yardımcısı olarak görev yapıyordu. Trump, atamayı duyururken Wong'un Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile zirve görüşmelerinde yardımcı olduğunu söyledi.