Şam-Ankara gerilimi tırmanırken, Esed rejiminin kara, deniz ve havada askeri gücü ne durumda?

Maarat el-Numan yakınlarındaki Deir Şarki beldesindeki rejim askerleri (AFP)
Maarat el-Numan yakınlarındaki Deir Şarki beldesindeki rejim askerleri (AFP)
TT

Şam-Ankara gerilimi tırmanırken, Esed rejiminin kara, deniz ve havada askeri gücü ne durumda?

Maarat el-Numan yakınlarındaki Deir Şarki beldesindeki rejim askerleri (AFP)
Maarat el-Numan yakınlarındaki Deir Şarki beldesindeki rejim askerleri (AFP)

Türkiye ile Suriye arasında İdlib’de başlayan gerilim tırmandı.
TSK, bölgeye ciddi yığınak yaparken Suriye Ordusu da gücünün büyük bir kısmını İdlib ve halen çatışmaların sürdüğü Halep'in batı ve güney kırsalına kaydırmış durumda.
Olası çatışma riski, Suriye Ordusu’nun mevcut kapasitesini de merak konusu yaptı.
2011’e kadar bu konuda az çok bilgi varken söz konusu tarihte başlayan ve bugüne kadar halen devam eden savaş sorunun cevabını zorlaştırdı.
9 yıl önce Suriye Ordusu, 220 bin askere, 500’ü aşkın savaş uçağına, 4 bin 700 civarında tanka, 4 bin 500’ü aşkın zırhlı personel taşıyıcısına, 500 motorlu topa,  bin 500 kadar çekilen topa ve 4 bin kadar uçaksavara sahipti.
Sayısal olarak rakamların yüksekliğine karşılık özellikle tank ve uçakların çoğunun eski Sovyet döneminden kaldığı için aktif kullanılamadığı iddia ediliyordu.
Ciddi silah ve asker kaybına uğradı
2011’de başlayan savaşla birlikte Suriye Ordusu’ndan binlerce asker firar ederek muhalif Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) katıldı.
Şiddetlenen ve ülkenin her yanına yayılan savaşla birlikte Suriye Ordusu onbinlerle tabir edilecek düzeyde ağır kayıplara uğradı.
Muhaliflerin tanksavar füzeleri ve uçaksavar da temin etmeye başlamasıyla Suriye Ordusu asker kaybının yanısıra yüzlerce tank, zırhlı araç ve çok sayıda helikopter kaybına da uğradı.
Kimi iddialara göre 2011’den beri Suriye Ordusu çatışmalarda 2600’e yakın tank ve zırhlı araç kaybetti.

Suriye'de savaş nedeniyle yedi yıldır terhis edilmeyen askerler var / Fotoğraf: SANA

Ayrıca birçok hava üssünün de muhaliflerin eline geçmesiyle birlikte Suriye artık kullanamadığı birçok eski uçağını da buralarda hurda olarak geride bıraktı. Ayrıca düşürülen çok sayıda uçak da oldu.
Yardımına Rusya ve İran yetişti
2015 yılına gelindiğinde ciddi bir asker ve silah sıkıntısı çekmeye başlayan Suriye bu tarihten sonra Rusya ve İran’ın desteğiyle silah kapasitesini arttırmaya başladı.
2020’ye gelindiğinde Suriye Ordusu’nun 2011’e göre mevcut silah adedinde azalma olmakla birlikte daha önce elinde olmayan ya da az miktarda olan kimi silah sistemlerinde Rusya ve İran’ın desteğiyle artış görüldü.
138 ülke arasında askeri güçte Türkiye 11, Suriye 55. sırada
Her ne kadar Suriye Ordusu’nun şu anki mevcut gücüyle ilgili net bilgiler olmasa bile dünya ülkelerinin askeri kapasitesi hakkında her yıl bilgi açıklayan Global Firepower Index’te bu konuda bazı iddialar yer aldı.
Global Firepower Index’in 138 ülkeyi kapsayan 2020 verilerine göre Suriye Ordusu, askeri kapasite açısından dünyada 55’inci sırada yer aldı. Türkiye ise aynı listede 11. sırada.
Ordunun mevcudu azaldı
Verilerde Suriye’nin savunma bütçesi 1 milyar 800 milyon dolar olarak belirtildi.
2011’de 220 bin gibi bir askeri gücü bulunan Suriye Ordusu’nun şu anki tahmini asker sayısı 142 bin olarak açıklandı.
Yeni ele geçirilen yerler ve aflar sayesinde mevcut arttı iddiası
Independent Türkçe’ye konuşan ancak adının açıklanmasını istemeyen Suriye’de yaşayan bir gazeteci ise Global Firepower’in bu verisine karşın Suriye Ordusu’nun mevcudunun son bir iki yıldır arttığını ve yeniden savaş öncesi döneme döndüğünü iddia etti.
Bunun  üç nedeninin olduğunu belirterek, bunları şöyle sıraladı.


Suriye tankları ağırlıklı olarak eski model 7-72'lerden oluşuyor / Fotoğraf: Reuters

Birinci olarak daha önce askere alım yapılamayan ve muhaliflerin olduğu pek çok yerin tekrar Esad’ın kontrolüne geçmesiyle buralardan da yeniden askere alımların başlaması.
İkincisi savaşın Esad’ın aleyhine gittiği dönemlerde askerden kaçan birçok gencin dengenin değişmesinin ardından ilan edilen aftan faydalanabilmek için askere gitmesi.
Üçüncü neden ise orduda neredeyse yedi yıldan beri terhis olmaması.
Bundan dolayı kışlalarda yedek asker fazlalığının bile oluştuğunu iddia etti.
Mevcut sayıya karşın aktif savaşan sayısı 50 bin civarı
Buna karşın Suriye Ordusu’ndaki pek çok birliğin gerek donanım, gerek eğitim kimi zaman da sadakatlerine yeterli derecede güven duyulmadığından hücumlara dahil edilmeyerek daha çok savunma görevinde tutulduğu öne sürüldü.
Mevcut ordu içinde çatışmalara aktif olarak giren deneyimli asker sayısının 50 ile 70 bin arasında olduğu, bu askerlerin de çoğunlukla şu birliklere dahil olduğu iddia edildi.
Kaplan Birlikleri (25. Terörle Mücadele Tümeni)
Tuğgeneral Süheyl Hasan komutasındaki Kaplan Gücü, üç birlikten oluşuyor. 
Savaşın başından beri ülkenin Hama, İdlib, Halep gibi bölgelerinde savaşan bu gücün tahmini sayısı 10 bin civarı.
Suriye Ordusu’nun en aktif hücum gücü durumundalar, halen İdlib’deki harekatı büyük ölçüde yürütüyorlar..
4. Tümen:
Esad’ın kardeşi Tümgeneral Mahir Esad komutasındaki bu gücün asıl görev bölgesi Şam’dı. Ancak buradaki çatışmaların Esad lehine sonuçlanmasıyla bu tümen bünyesinde “El Ğavs” (İmdat) birlikleri” kuruldu.
Birlik isimlerini komutanları olan General Ğays Della’dan alıyor ve daha çok Halep, İdlip ve Lazkiye cephelerinde kendini gösteriyor şu an.
104. Cumhuriyet Muhafızları Tugayı:
Suriye Ordusu’nun seçkin birliği sayılan bu güç daha çok Şam’da yer alıyor.
5. Kolordu:
Savaşın ilk yıllarında düzenli ordu yetmeyince gönüllü sivillerden “Ulusal Savunma Güçleri” adıyla milis güçleri oluşturuldu.
Bu güçler Rusya ve İran’ın da desteğiyle 2017 yılında "5. Kolordu" adıyla düzenli bir askeri güce dönüştürülerek düzenli orduya katıldılar ve Humus’un doğusunda DEAŞ'a karşı kullanıldılar.
DEAŞ'ın güç kaybetmesinin ardından şimdi bu güçte önemli ölçüde kuzeye kaydırıldı.  Sayıları 20-25 bin civarında tahmin ediliyor.
Milis güçleri de önemli
Ancak Suriye lehine çatışmaya giren güçler düzenli ordu birliklerinden ibaret değil.
İran tarafından finanse edilen bir kısım Şii milis güçleri de çatışmalarda önemli rol oynuyor. İçlerinde Suriye’li Şiiler olduğu gibi Irak’tan Lübnan’dan Afganistan’dan hatta az sayıda Pakistan’dan gelen Şii gönüllüler de bulunmakta.
Genelde İranlı komutanların danışmanlık hizmeti verdiği bu milis gruplarının net sayısı bilinmemekle birlikte toplam da 20 bin civarında oldukları öne sürüldü. O gruplardan en bilinenleri şunlar.
Lübnan Hizbullahı:
2013’de savaşa müdahil olan Lübnan Hizbullah’ı özellikle Humus’taki savaşın Esad'ın lehine dönmesinde önemli rol oynadı. Halen iki-üç bin kişilik gücünün Suriye içerisinde bulunduğu ve son haftalarda Halep’teki çatışmalara da katıldıkları öne sürüldü.
Fatimiyyun Tugayı:
Afganistan’da ve İran'da yaşayan Moğol kökenli Şii Hazaralardan oluşan bu gücün sayısı beş bin civarında tahmin ediliyor. İran tarafından finanse edilen bu güç daha önce güneyde Dera’da görevli iken şimdi onlar da Halep kırsalına geldi.
Kudüs Tugayı:
Bu grup Şiiler’den değil Suriye’de yaşayan Filistinlilerden oluşuyor. Tahmini üç bin kişi olan bu birlikte Halep’teki çatışmalarda rol alıyor.
Kara Ordusu’nun Silah Gücü:
Global Firepower’ın Index'in 2020 verilerinde Suriye kara kuvvetlerinin elindeki silahların mevcut sayısıyla ilgili şu rakamlara yer verildi.
Tank: 4135
Zırhlı araç: 5370
Çekili topçu: 2550
Roket sistemleri: 750
Motorlu topçu: 575
Rusya'dan tank ve çok namlulu roketatar sistemleri desteği
Aradan geçen dokuz yıla karşın Suriye’nin elinde halen ciddi miktarda tank ve zırhlı araç olduğu dikkat çekse bile büyük çoğunluğunun Sovyetler birliği döneminden kalma T-72’lerden oluştuğu ve artık aktif çatışmalarda kullanılmadığı iddia edildi.
Buna karşın Suriye savaş içerisinde eski T-72 tanklarını hücumlarda kullanmaktan ziyade kendi üretimi olan Golan ve Şems adlı çok namlulu roketatar sistemleri ya da Şilka adı verilen çok namlulu uçaksavar sistemlerinin şasisi olarak kullanarak değerlendirmeye başladı.
Yine savaş sürecinde Rusya’dan alınan az miktarda gelişmiş T-90 tankı ile Tos-1 çok namlulu roketatar sistemi de Suriye Ordusu envanterine katıldı.
Ayrıca Suriye'nin elinde geçmişten beri Scud, Toçka (Toskha) tipi karadan karaya atılabilen balistik füze bulunduğu biliniyor. Ancak bunların sayısına dair net bir bilgi yok.


Silahlandırılmış jeepler hem Suriye Ordusu'nun hem muhaliflerin en önemli silah gücü / AFP​
Binlerce silahlı jeep, yüzlerce tanksavar füze

Her savaş gibi Suriye iç savaşında da belli silah sistemleri çok ön plana çıktı.
Özellikle jeeplerin üzerine monte edilen Dokça uçaksavarlar hem Suriye Ordusu’nda hem muhaliflerde çok yaygın.
Keza tanksavarlar da her iki tarafça çok yaygın kullanılıyor.
2011 yılında Suriye’nin elinde tanksavarlara karşı kullanılabilen 1000 civarı Kornet marka tanksavar füze varken bu sayının savaş içerisinde Rusya ve İran’ın yardımıyla çok arttığı biliniyor.
2016 yılında Suriye Ordusu’nu analiz eden Rus askeri uzman Valentin Vasilescu’nun verdiği bilgiye göre Rusya ve İran’ın yardımı ile çok sayıda gelişmiş keskin nişancı silahı Suriye Ordusu tarafından kullanılmaya başlandı.
Suriye’nin hava gücü
Savaştan önce 60 bin mevcutlu Hava Kuvvetleri, Suriye Ordusu’nun en önemli birimiydi.
Esad rejiminin en önemli dayanaklarından olan Hava Kuvvetleri İstihbaratı, bu gücün bünyesindeydi.
Halen Suriye Ordusu’nu yöneten birçok aktif komutan eski Hava Kuvvetleri İstihbaratı mensupları. Kaplan Kuvvetleri Komutanı Süheyl Hasan da bunlardan biri.
Hava kuvvetlerinin silah envanterine gelince.
Global Firepower’ın 2020 verilerine göre toplamda 456 uçak ve helikopterden oluşuyor. Bu uçaklardan bir kısmının niteliği listede şöyle belirtildi.
Avcı uçağı: 199
Özel saldırı: 20
Nakliye: 4
Eğitim uçağı: 67
Helikopterler: 165
Saldırı helikopterleri: 27
Uçaklar eski olmakla birlikte bir kısmı Rusya tarafından modernize edildi
Suriye savaş uçaklarının çoğunun F-16’lar ile boy ölçüşme şansı olmayan  eski Mig-21, Mig-23 model Rus uçakları olduğu, elinde daha gelişmiş model olan Mig-29’lardan ise az sayıda bulunduğu biliniyor.
Rus askeri uzman Valentin Vasilescu’nun 2016'daki yazısına göre Suriye Ordusu bünyesindeki 21 adet Su-24MK bombardıman uçağı, 64 adet MİG-23 uçağı modernize edildi.
Bu arada savaş sırasında bir kısmı ülkeden kaçtığından bir kısmı da öldüğünden tecrübeli pilot sıkıntısı çekildiği iddia edilmişti.
Ancak Rus uçaklarının da devreye girmesiyle bu sıkıntı kısmen aşılmış görünüyor.

Suriye'nin elindeki hava savunma sistemlerinden bir tanesi de S-200 / Fotoğraf: Wikipedia​

Hava savunma gücünü kısmen koruyor
Suriye, 2011 yılında 600 eski tip Rus malı sa2, sa3, sa5 ve sa6 yerden havaya (sam) az sayıda modern denilebilecek sa8, sa10 sistemleri ve dört bin uçaksavar ile güçlü hava savunmasına sahip bir ülke olarak biliniyordu.
Savaş sırasında birçok hava savunma üssünün muhaliflerin eline geçmesiyle bu güçte zafiyet oluşmakla birlikte elindeki sistemleri halen önemli ölçüde koruduğu iddia edildi.
Ayrıca ilave olarak S-300’ün bir alt versiyonu olan S-200 ile Pantsir-S1 sistemlerinden elde ettiği öne sürüldü.
Ancak mevcut sistemlerinin İsrail hava hava akınlarını önlemekte yeterli olmadığı görüldü.
Buna karşın bir tane İsrail uçağını düşürmeyi başarmaları da halen kısmen gücünü koruduğunu gösterdi.
İsrail hava akınları Suriye'nin en büyük zaafının elektronik savaşa karşı olduğunu da ortaya çıkardı. Bu konuda bir imkan geliştirip geliştirmediği ise bilinmiyor. 
Deniz Gücü
Suriye’nin zayıf bir deniz gücü bulunuyor. Global Firepowe Index'in 2020 verilerine göre deniz gücü 56 gemiden oluşuyor. Bu gemilerin bir kısmına dair dair bilgiler ise şöyle.
- 33 devriye botu
- İki fırkateyn
- Yedi mayın gemisi



Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının devam etmesi üzerine ‘etnik temizlik’ uygulamasını kınadı

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
TT

Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının devam etmesi üzerine ‘etnik temizlik’ uygulamasını kınadı

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)

Hamas Sözcüsü bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nin doğu bölgelerinde ve orta kesiminde ‘etnik temizlik’ yaptığını söyledi.

Sözcü Hazım Kasım, “İşgal güçleri, sarı hattın dışındaki sivilleri hedef alıyor. Bu sabahtan itibaren dört vatandaş öldürüldü, yıkım operasyonları yoğunlaştı ve doğu bölgelerinden vatandaşlar yerlerinden edildi” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre, bu sabah İsrail'in Gazze ve Han Yunus şehirlerini hedef alan bombardımanında dört Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.

dcgtrhy
Gazze şehrinde İsrail ateşiyle öldürülen Filistinli genç Ahmed el-Hevari'nin cenazesine katılan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Bu sabah üç kişinin cenazesi hastanelere getirildi; ikisi Han Yunus’un doğusundaki Beni Suheyle kasabasında İsrail’e ait bir insansız hava aracı (İHA) tarafından, bir diğeri ise Gazze kentinin doğusundaki et-Tuffah mahallesinde İsrail tankının açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti” dedi.

Han Yunus’taki Nasır Hastanesi, iki ölü ve biri ağır olmak üzere üç yaralıyı kabul ettiğini duyurdu. Gazze kentindeki Şifa Hastanesi’nin Müdürü Dr. Muhammed Ebu Selmiye de et-Tuffah mahallesinde sivillere yönelik tank ateşi nedeniyle bir ölü ve çok sayıda yaralının hastaneye ulaştığını doğruladı.

Gazze'deki bir güvenlik kaynağı AFP'ye, ‘işgal uçaklarının bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ve Refah'ın güneydoğusundaki bölgelere birkaç hava saldırısı düzenlediğini’ söyledi. Kaynak, İsrail ordusunun ‘ez-Zeytun, Şucaiyye ve et-Tuffah (Gazze şehrinin doğusu) mahallelerinde ve Han Yunus ile Refah'ta savaş sırasında hasar gören onlarca binayı ve evi yıkmaya devam ettiğini’ belirtti.

İsrail güçleri, Refah şehrinin büyük bir kısmını ve Han Yunus'un doğu bölgelerini kontrol altında tutuyor. İsrail, 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından Gazze Şeridi'ne savaş açtı. O günden bu yana, Birleşmiş Milletler'in (BM) güvenilir bulduğu Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşında en az 69 bin 756 kişi hayatını kaybetti.


Mısır Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy verme işlemi başladı

Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
TT

Mısır Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy verme işlemi başladı

Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)

Mısırlılar bugün, 2025 Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy kullanmaya başladı.

İki gün sürecek seçimler, 73 seçim bölgesi ve 5 bin 287 alt komiteden oluşan 13 vilayette gerçekleştiriliyor. Şarku’l Avsat’ın Kahire el-İhbariyye televizyonundan aktardığına göre, bu aşamada bin 316 aday bireysel sistem altında yarışıyor ve Kahire ile Kuzey, Orta ve Güney Delta ve Doğu Delta'nın iki seçim bölgesinde bir liste yer alıyor.

Mısır Ulusal Seçim Komisyonu, vatandaşlara seçimlere katılım çağrısında bulunarak, sürecin bütünlüğünü sağlama ve seçmenlerin iradesini tam şeffaflık içinde sandığa yansıtma konusundaki kararlılığını vurguladı.

Seçimlerin ikinci aşamasına dahil olan vilayetler, Ulusal Seçim Komisyonu’nun verilerine göre Kahire, Kalubiyye, Dakahliye, Garbiye, Menufiye, Kafr eş-Şeyh, Şarkiye, Dimyat, Port Said, İsmailiye, Süveyş, Güney Sina ve Kuzey Sina’dan oluşuyor.

gju
Parlamento seçimlerinin ilk turunda oy verme merkezlerinin önünde bekleyen Mısırlı kadınlar (Gençlik Partisi Koordinasyon Komitesi)

Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşaması, ilk turda 19 seçim bölgesindeki sonuçların ‘önemli ihlaller’ gerekçesiyle iptal edilmesinin ardından geliyor. Bu ihlaller arasında sandıkların önünde yapılan usulsüz propaganda ile adaylara oy sayım tutanaklarının nüshalarının verilmemesi gibi durumlar yer aldı. Gözlemciler bu adımı ‘emsalsiz’ olarak nitelendirdi.

Bu seçim bölgelerindeki sonuçların iptal edilmesi, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin ‘azami şeffaflık’ sağlanması için yaptığı doğrudan çağrının ardından gerçekleşti.


Irak Sünni güçleri seçim sonrası pozisyonları koordine etmek için birleşik bir blok oluşturuyor

Bağdat'taki Irak seçimlerine ait kampanya posterleri (AFP)
Bağdat'taki Irak seçimlerine ait kampanya posterleri (AFP)
TT

Irak Sünni güçleri seçim sonrası pozisyonları koordine etmek için birleşik bir blok oluşturuyor

Bağdat'taki Irak seçimlerine ait kampanya posterleri (AFP)
Bağdat'taki Irak seçimlerine ait kampanya posterleri (AFP)

Irak'taki en önde gelen Sünni siyasi güçlerin liderleri dün, ayrı listelerle katıldıkları parlamento seçimlerinin ardından "vizyon ve kararları birleştirmeyi" amaçlayan "Ulusal Siyasi Konsey" bloğunun kurulduğunu duyurdu.

Bağdat'ta, beş büyük Sünni partinin liderlerinin katıldığı bir toplantı düzenlendi. Toplantıda, seçilmiş parlamentoda Sünni güçler arasında en fazla sandalyeye sahip olan (27 sandalye) "Takaddüm" hareketinin lideri eski Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi ve ABD yaptırımlarına tabi olan "Egemenlik İttifakı"nın başkanı iş adamı Hamis el-Hancer de yer aldı.

Irak Haber Ajansı'nın (IRA) ve AFP’ye göre katılımcılar, "çeşitli önemli ulusal meselelerle ilgili pozisyonları koordine eden ve vizyon ve kararları birleştiren kapsayıcı bir çatı örgüt olarak Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturma" konusunda anlaştılar.

Konseyin "tüm ulusal ortaklara açık olacağını ve Irak'ın birliğini ve istikrarını güvence altına alan ve tüm bileşenlerinin haklarını istisnasız koruyan temel ilkelere bağlı kalacağını" teyit ettiler.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Saddam Hüseyin rejimini deviren Amerikan işgalinden iki yıl sonra, 2005'te Irak'ta yapılan ilk çok partili seçimlerden bu yana, etkili siyasi güçler arasında uygulanan kota sistemine göre, Parlamento Başkanı Sünni, Başbakan Şii (yürütme erkinin fiili temsilcisi) ve Cumhurbaşkanı Kürtlerden oluşuyor.

Saddam Hüseyin'in devrilmesinden bu yana, Irak'taki Şii çoğunluk ülke siyasetine hâkim hale geldi.

Geçtiğimiz hafta, İran'a yakın Şii partilerden oluşan "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakı, en büyük parlamento bloğunun kurulduğunu ve başbakan seçme sürecini başlatma niyetini duyurdu.

Ertesi gün, geçici Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, 11 Kasım seçimlerinde 329 parlamento sandalyesinden 46'sını alarak en fazla sandalye kazanan koalisyonunun "en büyük parlamento bloğuna" katıldığını duyurdu.

Bu blok, parlamentodaki sandalyelerin yarısından fazlasını, yani 175'ten fazla sandalyeyi kazandı.