İran ve Ukrayna arasında düşen uçak dosyasını siyasallaştırmama anlaşması

İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani
İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani
TT

İran ve Ukrayna arasında düşen uçak dosyasını siyasallaştırmama anlaşması

İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani
İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani

İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani, Ukraynalı mevkidaşı Aleksey Danilov ile “düşen Ukrayna uçağı dosyasını siyasallaştırmama” konusunda aynı fikirde olduklarını ifade etti.
Şarku'l Avsat'ın İran Öğrenciler Haber Ajansı ISNA'dan aktardığı habere göre Şemhani, Ukraynalı yetkiliye, “Kazanın teknik soruşturması sırasında diğer tarafların dayatmalarını ve yanlış anlaşılmalara neden olmalarını önleme ve iki ülkenin çabalarını sürdürme zarureti” konusunda Tahran'ın kararlı olduğunu bildirdi.
Aseman Havayolları’na ait uçakla Tahran’daki gözetleme kulesi arasındaki konuşmaya ait bir ses kaydı Ukrayna televizyonu tarafından yayınlanmıştı. Kaydın yayınlanması konusunda Tahran’ın Kiev’e yönelttiği sert eleştirilerden bir hafta sonra İran ve Ukrayna arasındaki ilk temas gerçekleşti. Ukrayna televizyonunun yayınladığı bu ses kaydı, İranlıların uçağın bir füze tarafından vurulduktan sonra düştüğü hakkında bilgilerinin olduğunu gösteriyor.
İran Havacılık Örgütü’nden bir yetkili, ülkesinin Ukrayna’ya kazaya yönelik daha fazla delil sunmayacağını ifade etti.
İran resmi haber ajansı’nın IRNA'nın aktardığına göre, Şemhani’nin dün yaptığı açıklamada, “Kazanın meydana geldiği tarihin başından bu yana İran’a giren ilk grubun Ukraynalı uzmanlar” olduğu belirtildi. Ayrıca, “Bu acı olay insani bir hata yüzünden meydana geldi ve kötü niyetli unsurların müdahalesiyle siyasi bir tartışmaya dönüşmesine izin vermemeliyiz” ifadelerine yer verdi.
Şemhani, daha fazla araştırma yapması için Ukraynalı mevkidaşını İran’a davet etti ve “siyasi olmayan bir atmosferde” sonuç alınmaya yönelik olarak iki taraf arasında işbirliği sözü verdi.
Feci olay, 57 tanesi Kanada vatandaşı olan 176 yolcunun ölümüne sebep olmuştu. İran, düşen uçağın kara kutularının İran dışına gönderilmesini reddediyor. Yakın zaman önce ABD ve Fransa kara kutuların bilgilerinin tahlil edilmesi için Tahran’a cihazlar gönderme teklifinde bulunmuşlardı.
Son bir adım geçtiğimiz Cuma günü Kanadalı iki avukat tarafından geldi. İran rejimi lideri Ali Hamaney, “Devrim Muhafızları” ve uçağın düşürülmesinden sorumlu birimin komutanı Emir Ali Hacızâde hakkında suç duyurusunda bulunan Kanadalı avukatlar, en az 1.5 milyar Kanada doları (1,1 milyar ABD doları) tazminat istediler.
Buna karşılık olarak Ukrayna Dışişleri Bakanı Vadim Pristayko, kara kutuları teslim etmesi için ülkesinin İran’a baskı yaptığını açıkladı. Bakan Pristayko Roma’daki Yabancı Basın Derneği’ne dün yaptığı açıklamalarda, “Kara kutu ve Tahran’la işbirliği meselesi başından beri çok problemli bir konu, verileri kurtarma konusundaki mesaja odaklanarak devam etmeye çalışıyoruz.” ifadelerine yer verdi.
Konuyla ilgili Bloomberg ajansına açıklamada bulunan Pristayko, “Şu anda kara kutuları geri getirme işleminin ne kadar zaman alacağı, soruşturmaların nasıl devam edeceği konusunu beş ülkeyle koordineli bir şekilde planlamamız gerekiyor” dedi.



İsrailli aşırılık yanlıları Arapların sığınaklara girmesini bin 200 kez engelledi

TT

İsrailli aşırılık yanlıları Arapların sığınaklara girmesini bin 200 kez engelledi

İsrailli aşırılık yanlıları Arapların sığınaklara girmesini bin 200 kez engelledi

“Hayfa'da iyi bir ailenin evini temizlemek için işe geldik ama eve yaklaştığımızda sirenler çalmaya başladı. İnsanlar halk sığınağına koştu, biz de koştuk. Ancak oraya vardığımızda kapıyı kapattılar ve bu sığınağın sadece mahalle sakinlerinin kullanımı için olduğunu söyleyerek içeri girmemizi engellediler. Biz de büyük bir korku içinde dışarıda kaldık ve patlama seslerini duyduğumuzda dehşete kapıldık.” Tamra kentinden bir Arap temizlikçi dün İsrail medyasına maruz kaldıklarını bu sözlerle anlattı.

İş arkadaşı da aynı ifadeleri doğrulayarak şunları söyledi: “Uzun yıllardır büyük bir evde çalışıyoruz ve ev sahipleri bize iyi davranıyor. Ancak bu ırkçılık karşısında şok olduk. Ev sahibi polisi aradı ve ona komşularının yasaları çiğnediğini söylediler. Bu ırkçıların nasıl davrandığını anladığında şok oldu. Yasalara göre her halk sığınağının, aynı mahalleden olsun ya da olmasın, İsrail'deki her insan için bir barınma yeri olduğunu, bunun önemli olmadığını söyledi.”

Bu iki kadının bilmediği şey, maruz kaldıkları şeyin münferit bir vaka olmadığı, İran füzelerinin on gün önce düşmeye başlamasından bu yana İsrail'de bin 200'den fazla benzer olayın meydana geldiği ve polise şikâyette bulunulduğuydu.

jıop
Hayfa'da sirenler çalarken bir sığınağa sığınan İsrailliler, 16 Haziran (AFP)

İsrail merkezli insan hakları kuruluşu Sivil Haklar Derneği'ne göre, savaş sırasında yayınlanan resmi belediye verileri bu olgunun artmakta olduğunu gösteriyor.

Bu olgunun bir parçası olarak, ‘nüfusun yüzde 12'sinin Arap olduğu Hayfa kentinde 175 vaka kaydedilirken, Arap nüfusun yüzde 7 olduğu Tel Aviv-Yafa'da 178, Arap nüfusun yüzde 40 olduğu Kudüs'te ise 600'den fazla vaka kaydedildi.’

Bariz ırk ayrımcılığı

İsrail'de sığınakların inşasının, hükümetin ve çeşitli bakanlıklarının sorumlu olduğu bariz bir ırk ayrımcılığı politikası içerdiği biliniyor. En büyük Arap şehri olan ve 80 binden fazla nüfusa sahip Nasıra'da, son savaşların hepsinde füze bombardımanına maruz kalmasına rağmen, bir tane bile halk sığınağı bulunmuyor.

İran'a karşı savaşın üçüncü gününde, yedi kilogram patlayıcı taşıyan bir İran insansız hava aracı (İHA) Nasıra'da Schneller mahallesinin kalbine düştü. Mucizevi bir şekilde patlamadı.

Patlayıcı uzmanları İHA’yı kontrollü bir şekilde patlatana kadar mahalle sakinleri tahliye edildi. Bununla birlikte, hemen yanında ve arazisi üzerinde inşa edilen Yahudi kasabası Nof Hagalil'de 25 halka açık sığınak bulunuyor.

dfgthy
Tel Aviv'de sirenler çalarken bir sığınağa yönelen İsrailliler, 19 Haziran (AP)

Savaşın ikinci gününde aynı aileden dört kişinin İran füzesiyle öldürüldüğü 40 bin nüfuslu Arap şehri Tamra'da sadece bir halk sığınağı bulunurken, bin 100 Yahudi'nin yaşadığı komşu kasaba Mitzpe Aviv'in sınırları içinde 13 halk sığınağı var.

Demokratik Cephe ve Arap Değişim Hareketi lideri Knesset üyesi Eymen Avde, iki gün önce X platformunda yaptığı paylaşımda, ‘siren çalındığı sırada korunaklı bir yere girişin engellenmesini suç sayan ve para cezasıyla cezalandırılacak bir yasa tasarısı’ sunacağını söyledi.

Kan 11 televizyonu dün yayınladığı bir haberde, ‘yabancıların’ kamuya açık sığınaklara girmesinin engellenmesi olgusunu ortaya koydu. Şarku’l Avsat’ın Kan 11 televizyonundan aktardığı habere göre İsrail'de ‘yabancıların’ kamuya açık sığınaklara girmesinin engellenmesi gibi bir durum söz konusu. Bazı bölgelerde Yahudi vatandaşların da mahalle dışından geldikleri için sığınaklara girmelerine izin verilmiyor.

Bat Yam kentinde yaşayan Shuval Fuchs, komşu binada oturdukları için Yahudi vatandaşların kendisi ve beş Yahudi kadının sığınağa girmesini engellediğini anlattı. Fuchs, “Burada ulusal dayanışmadan bahsediyorlar. Bu bir yalan. Bencillik burada gelişiyor ve Araplara karşı var olan ırkçılığa katılıyor. Ben yedek kuvvetlerde askerim. Gazze Şeridi'nde görev yaptım. Ama bu bana yardımcı olmadı. Benim ve kadınların içeri girmesini engellediler ve biz de aşırı korku içinde dışarıda kaldık” şeklinde konuştu.