Mısır'ın suç mirası: Kadın sünneti

Mısır’daki bir üniversitede kadın sünneti hakkında farkındalık semineri veren yazar Randa Ziya (Independent Arabia)
Mısır’daki bir üniversitede kadın sünneti hakkında farkındalık semineri veren yazar Randa Ziya (Independent Arabia)
TT

Mısır'ın suç mirası: Kadın sünneti

Mısır’daki bir üniversitede kadın sünneti hakkında farkındalık semineri veren yazar Randa Ziya (Independent Arabia)
Mısır’daki bir üniversitede kadın sünneti hakkında farkındalık semineri veren yazar Randa Ziya (Independent Arabia)

Abdurrahman Ebubekir
Kadına yönelik şiddetle mücadele eden aktivistler, Mısırlı yazar Randa Ziya’ya 'sünnet edebiyatçısı' adını taktı. Nitekim Ziya da ülkesinde kadınlara karşı uygulanan bu gelenek yüzünden yedi yaşında acı bir deneyim yaşamış, ölümden dönmüştü. Ardından kendi tabiriyle bu ‘kanlı mirasla’ yüzleşmede edebiyata ve farkındalık çalışmalarına başvurmuş.
Birleşmiş Milletler’e (BM) göre Mısır, kız çocuklarına yönelik bir şiddet türü sayılmasına rağmen “kadın sünnetinin” yaygın olduğu 4. ülke. Ancak Mısır yasaları, genç kızların cinsel organlarını “iffet” bahanesiyle deformasyona uğratarak onlara bir çeşit zulüm aracı sayılan bu geleneği suç kapsamında görüyor.  
Kalıcı deformasyon
Şarku'l Avsat'ın aktardığına göre Independent Arabia’ya konuşan Randa, sünnet hikayesini şöyle anlatıyor:
“Annem, ben yedi yaşındayken, yaşadığımız yer olan Asvan'daki tüm kızlar gibi bu sürece maruz kalmama oldukça hevesliydi. Gelenekleri ve mirası korumak gerekiyordu ya. Müslüman kız çocuklarının sünnet edilmesini iffetten sayan babamın emriyle, kalıcı genital deformasyona neden olan bu suçu işlemek için jinekoloğa gittik. Doktor, bir ana arteri kesti, bu da yalnızca geçici olarak kontrol edebildiği bir kanamaya neden oldu. Sorumluluktan kaçınmak istediği için, iyi olacağımı iddia ederek babamdan beni hızlıca eve götürmesini istedi. Eve geldiğimizde kanama yeniden başlayınca komaya girdim. Daha sonra ambulansla Asvan Hastanesi yoğun bakım ünitesine götürüldüm. İki gün süren komanın ardından uyandığımda anne ve babamın gözlerinde, hakkıma girerek bana karşı işledikleri suçun pişmanlığını gördüm. Çünkü neredeyse ölümüme neden oluyorlardı.”
Kabuslar ve psikolojik saplantılar
Randa, bu acı tecrübenin ardından kendisinde psikolojik takıntının başladığını, üniversite yıllarına kadar kabuslarla boğuştuğunu söylüyor. Bu olayın ardından anne babasının da bu geleneği terk ettiğine değinen Randa, sosyal hizmet bölümünü bitirdikten sonra kız çocuklarının sünnet edilmesine karşı farklı bir açıdan mücadele etmeye karar vererek kısa hikayeler yazmaya başladığını belirtiyor. Bu geleneğe karşı farkındalığı arttırmak için hikayelerde sünnet konusunu ele aldığını, sivil toplum kuruluşlarında (STK) gönüllü olarak çalışmaya başladığını ve kırsal bölgelerdeki aileleri ziyaret ettiğini de ifade ediyor.
Yalınayak
İlk kısa hikayelerini “Yalınayak” adlı kitabında yayınlayan Randa, bu hikayelerde kadın sünnetinin Mısır’daki yaygınlığı, küçük yaştaki kız çocuklarının zorla evlendirilmesi, kadınların mirastan yoksun bırakılması gibi geleneklere değindi. Sosyal medyada popüler hale gelen hikayelerden biri ise kendi yaşadığı trajediyi anlattığı “Acı” adlı hikaye. 
Bu hikaye o kadar popüler bir hale geldi ki, Kahire Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden bir öğretim görevlisi, bu tehlikeli alışkanlığa karşı bilinçlenmeyi sağlamak için bir kısmını alıntılayıp üniversitede okuttuğu kitaba dâhil etmek için Randa’dan izin istedi.
Kadına karşı şiddetle mücadele eden bir STK ise, bu hikayenin şu kısmını poster haline getirdi:
“Benimle bu sünnet arasında var olan intikama benzer bir şey bilmiyorum. Bu, bende bir trajedi haline gelmişken ben ise onu hafızamdan söküp atmaya kuvvetli bir istek duyuyorum. Tüm ayrıntıları zihnimde dolanıyor. Acısı ise kendini hatırlatıp duruyor. Neredeyse her akşam odamın tavanında bu acıyı görüyorum. Unutamadığım, onların da kendilerini unutturmadığı ancak anlatamadığım şeyler var”
Tecrübenin acılığı edebi bir metinde saklı
Luksor Üniversitesi Edebiyat Eleştirmeni Profesörü Mustafa es-Sıbai, Randa’nın yazarlığı ve kitabı hakkında şu ifadeleri kullanıyor:
“Randa, kuşağının sorunlarına kayıtsız kalmayan, içinde bulunduğu toplumu karanlıktan aydınlığa çıkarmak için uğraşan, gelecek vaat eden bir yazar. Acı adlı hikayesinin en önemli özelliği ise yazarın tecrübelerine dayanıyor olması. Metni okuduğunuzda yazarın samimiyetini fark ediyor, onun yaşadıklarını hissediyorsunuz.”
Kısırlık korkusu, sünnetin yayılmasına neden oluyor!
Randa, STK’larla yaptığı çalışmalarda, sünnetin bazı dini fetvalarla ya da eski metinlerle sınırlı olmadığını keşfetmiş. Ancak başta Yukarı Mısır olmak üzere ülkenin kırsalında yaşayan çok sayıda kadının görüşüne baktığında, kızları sünnet etmemenin kısırlığa neden olacağı düşüncesiyle karşılaşmış.
Randa, birçok erkeğin eşler arasındaki ilişkiye olumsuz etkisi nedeniyle bu geleneği reddettiklerini söylüyor. “Sudan sünneti” olarak bilinen ve kadınların hissiyâtını tamamen yok eden uygulama nedeniyle boşanan bir çok çift bulunuyor.  
Uygulama Kur'an'da ve Sahih Sünnet'te yok
Randa, “Kur’an-ı Kerim’de ya da sahih hadislerde bu uygulamaya değinen bir ifade bulunmamasına rağmen bunu geleneğin dini söylemlerle meşrulaştırıldığına” değiniyor.
Ancak Kadın sünneti İslam dünyasında "Sünnet (hıtan), erkeklere sünnet, kadınlar için fazilettir." (Ahmed b. Hanbel, V, 75; Ebu Davud Edeb, 167; el-Fethu'r-Rabbânî, XVII, 1312) gibi rivayetlere dayanılarak savunuluyor.
Bedene yönelik saldırı
Kadın sünneti ya da kadın genital mutilasyonu (KGM), tıbbi olmayan nedenlerle kadın üreme organlarının kısmen ya da tamamen çıkarılması,  demek. Ritüel olarak yapılan bu uygulama Afrika, Asya ve Ortadoğu’da bazı ülkelerde ya da ülke içindeki bazı topluluklarda görülüyor. UNICEF’in tahminlerine göre 27 Afrika ülkesi, Endonezya, Irak Kürdistan Bölgesi ve Yemen olmak üzere 30 ülkede üreme organlarını sakatlayan bu uygulamanın yapıldığı 200 milyon kadın yaşamakta.
Ulusal Kadınlar Konseyi (UKK) liderlerinden Heda Sadi ise bu konuda şöyle söylüyor:
“Kadınlara yapılan sünnetin zararları saymakla bitmez. Her kızın zihninde en kötü travma olarak kalması bile yeter. Bu, hem ruh hem de bedene sudan gerekçelerle yapılan bir saldırıdır. Bu geleneğin ortadan kaldırılması, herkesin bu konuda çaba göstermesi, kırsal kesimde bu konuda çalışmaların yapılması gerekiyor.”
Ağırlaştırılmış hapis cezasına kadar giden ciddi cezalar
Kadın haklarını konusunda uzman avukat Merve Abdurrahman ise şu açıklamaları yapıyor:

“Mısır anayasası, bu suça karışanlara 5 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası veriyor. Şayet sünnet uygulaması ölüme neden olursa, ağırlaştırılmış hapis cezası veriliyor, yapan kişinin mesleğini icra etmesi de yasaklanıyor.”
Ciddi zararlar
Kadın hastalıkları danışmanı İbrahim el-Kudsi, bu prosedürün tıbbi bir altyapısının olmadığını, her yaşta süregelen hastalıklara sebebiyet verebileceğini söylüyor. Özgüven çöküşü gibi psikolojik etkilerine ek olarak idrar yolu enfeksiyonu, yumurtalık kisti, rahim ülseri, fibroitler ya da ilişki sırasında oluşan bazı sorunlar gibi çeşitli hastalık ve sıkıntılara neden olabileceğine de değiniyor.
Bilinçlendirme çağrısı
Randa, Mısır Kültür Bakanlığı'na seslenerek kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında hikayelerinin daha fazla okuyucuya ulaşması için kitabının bakanlık sponsorluğunda basılması çağrısında bulunuyor. Aynı zamanda yakın veya ücra köylere giderek buradakilere bu konu hakkında bilinçlendirme konuşmalarının yapılması gerektiğine değiniyor.
UKK Başkanı Maya Mursi, Şubat ayı başında yaptığı açıklamada, 12 yaşındaki bir kız çocuğunun Asyut vilayetindeki bir köyde özel bir klinikte sünnet olduğu sırada şiddetli kanama nedeniyle hayatını yitirdiğini bildirmişti. 



Gazze ateşkesine ilişkin Trump anlaşması metni ve Hamas’ın değişiklikleri

Gazze ateşkesine ilişkin Trump anlaşması metni ve Hamas’ın değişiklikleri
TT

Gazze ateşkesine ilişkin Trump anlaşması metni ve Hamas’ın değişiklikleri

Gazze ateşkesine ilişkin Trump anlaşması metni ve Hamas’ın değişiklikleri

ABD Başkanı Donald Trump'un bu akşam Washington'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmeden önce tamamlanması için baskı yaptığı İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının yeni metni elde edildi. “Trump anlaşması” olarak bilinen öneri, iki aylık ateşkes, rehinelerin ve esirlerin serbest bırakılması ve İsrail ile Hamas'ın cesetleri iadesini içeriyor.

Londra merkezli al Majalla dergisinin elde ettiği yeni metin, Hamas'ın daha önce iki tarafa teslim edilen metinle ilgili görüşlerini dikkate alıyor

Gazze ateşkes müzakerelerine yakın bir kaynak, bugün “Al-Majalla” dergisine verdiği demeçte, Katar ve Mısır arabuluculuğunda müzakerelerin bugün, Trump-Netanyahu görüşmesi öncesinde Doha'da yeniden başladığını söyledi. Yetkili, Hamas'ın “Al-Majalla” dergisinde yayınlanan anlaşma taslağının üçüncü, beşinci ve on birinci maddelerinde üç değişiklik yapılmasını talep ettiğini ve bu değişikliklerin şunları içerdiğini açıkladı:

Birincisi, insani yardımın ulaştırılma yönteminde köklü değişiklikler yapılması ve bu yardımların “Gazze İnsani Yardım Kuruluşu” dışındaki BM kuruluşlarını da kapsaması.

İkincisi, 60 gün sonraki görüşmeler sırasında Katar, Mısır ve ABD'nin garantisinde ateşkesin sürdürülmesi.

Üçüncüsü, İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyindeki diğer bölgelerden ve Netzarim ekseninden çekilmesi.

İsrail heyeti Hamas'ın değişikliklerini reddetti, ancak taraflar müzakerelerin bugün devam etmesinde anlaştı.

Trump geçen salı günü, İsrail'in Hamas ile 60 gün sürecek ateşkesin son ayrıntılarını belirlemek için gerekli şartları kabul ettiğini ve bu süre zarfında iki tarafın savaşı sona erdirmek için çalışacağını söylemişti. Hamas'a yakın bir kaynak, hareketin, ABD'nin desteklediği yeni ateşkes önerisinin İsrail'in Gazze'deki savaşını sona erdireceğine dair garantiler almaya çalıştığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın  Majalla’dan aktardığı İsrail ile Hamas arasında anlaşmada Amerikan önerisinin tam metni:

1- Süre: 60 günlük ateşkes. Başkan Trump, İsrail'in kararlaştırılan süre boyunca ateşkesin uygulanmasını garanti eder.

2- Rehinelerin serbest bırakılması: “58 kişilik listeden” 10 canlı ve 18 ölü İsrailli rehine, 1, 7, 30, 50 ve 60. günlerde aşağıdaki şekilde serbest bırakılacaktır:

İlk gün 8 rehine canlı olarak serbest bırakılacak.

7. günde 5 rehine cesedi teslim edilecek.

30. günde 5 rehine canlı olarak serbest bırakılacak.

50. günde 2 rehine canlı olarak serbest bırakılacak.

60. günde 8 rehine cesedi teslim edilecek.

thy
Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze Şeridi'nde insani yardım malzemeleri taşıyor. (Reuters)

3- İnsani yardım: Yardımlar, Hamas'ın ateşkes anlaşmasını kabul etmesinin ardından derhal Gazze'ye gönderilecektir. Bu yardımlar, sivil halka yönelik yardımlarla ilgili olarak varılacak ve anlaşma süresince uygulanacak bir anlaşma uyarınca sağlanacak ve anlaşma, 19 Ocak 2025 tarihli insani yardım anlaşmasına uygun olarak yoğun ve yeterli miktarda yardımın ulaştırılmasını içerecektir. Yardımlar, Birleşmiş Milletler ve Kızılay da dahil olmak üzere üzerinde mutabık kalınan kanallar aracılığıyla dağıtılacaktır.

İsrail'in Gazze'deki tüm saldırı faaliyetleri bu anlaşma yürürlüğe girdiğinde durdurulacak.

4- İsrail'in askeri faaliyetleri: Bu anlaşma yürürlüğe girdiğinde, İsrail'in Gazze'deki tüm saldırı amaçlı askeri faaliyetleri durdurulacaktır. Ateşkes süresince, Gazze Şeridi'nde hava trafiği (askeri ve gözetleme) günde 10 saat, rehine ve mahkumların takası yapılacak günlerde ise günde 12 saat durdurulacaktır.

vfgyju
3 Temmuz 2025'te İsrail'in gerçekleştirdiği hava saldırısının ardından Güney Gazze'den dumanlar yükseliyor. (AP)

5- İsrail ordusunun yeniden konuşlandırılması:

A – İlk gün, İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasından sonra (8 kişi), Gazze Şeridi'nin kuzey kesiminde ve Netzarim koridorunda, insani yardımla ilgili 3. maddeye uygun olarak ve üzerinde anlaşmaya varılacak haritalara göre yeniden konuşlandırılacaktır.

b) 7. gün, İsrailli rehinelerin cesetlerinin teslim edilmesinden sonra (5 ölü), insani yardımla ilgili 3. maddeye uygun olarak ve üzerinde mutabık kalınacak haritalara göre Gazze Şeridi'nin güney kesiminde yeniden konuşlandırma.

c) Teknik ekipler, hızlı müzakereler yoluyla nihai yeniden konuşlandırma sınırları üzerinde çalışacak.

6- Müzakereler: İlk gün, arabulucuların ve garantörlerin gözetiminde, ateşkesin kalıcı hale getirilmesi için gerekli düzenlemeler hakkında müzakereler başlar. Bu düzenlemeler şunları içerir:

A – İsrail hapishanelerinde bulunan Filistinli tutukluların sayısı üzerinde mutabık kalınacak şekilde, kalan tüm İsrail rehinelerinin takas edilmesinin anahtarları ve koşulları.

B – İsrail güçlerinin yeniden konuşlandırılması ve çekilmesi ile Gazze Şeridi'nde uzun vadeli güvenlik düzenlemeleri ile ilgili konular.

C – Taraflardan herhangi biri tarafından ortaya konacak Gazze Şeridi'nde “ertesi gün” ile ilgili düzenlemeler.

D – Kalıcı ateşkesin ilan edilmesi.

Trump, ateşkes anlaşmasını bizzat kendisi açıklayacak. Başkan, tarafların ateşkes anlaşmasına bağlı kalması konusunda ciddi ve müzakerelerin çatışmaya kalıcı bir çözüm getireceğinden emin.

7- Başkanlık desteği: Başkan (Trump), tarafların ateşkes anlaşmasına bağlı kalması konusunda ciddi ve ateşkes süresince müzakerelerin başarılı bir şekilde sonuçlanması halinde taraflar arasında bir anlaşmaya varılmasının, çatışmanın kalıcı olarak çözülmesine yol açacağı konusunda ısrarcıdır.

dfgthy
ABD Başkanı Donald Trump 3 Temmuz 2025 (AFP)

8- Filistinli mahkumların serbest bırakılması: İsrail, hayatta olan ve ölen İsrailli rehinelerin serbest bırakılması karşılığında ve yukarıdaki 2. maddeye göre, üzerinde mutabık kalınacak sayıda Filistinli mahkumun serbest bırakılmasını sağlayacaktır. Serbest bırakma işlemi, yukarıdaki 2. maddeye göre ve üzerinde anlaşmaya varılan bir mekanizma çerçevesinde, genel bir inceleme ve tören olmaksızın, rehinelerin serbest bırakılmasıyla eş zamanlı olarak gerçekleştirilecektir.

9- Rehineler ve tutukluların durumu: 10. günde Hamas, kalan tüm rehineler hakkında tam bilgi (hayatta olduklarına dair kanıt ve sağlık durumu raporu/ölüm belgesi) sunacaktır. Buna karşılık İsrail, 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'nden tutuklanan Filistinli mahkumlar ve İsrail'de bulunan Gazze Şeridi'nden ölenlerin sayısı hakkında tam bilgi verecektir. Hamas, ateşkes süresince rehinelerin sağlığı, bakımı ve güvenliğini garanti altına alacaktır.

10- Anlaşma üzerine kalan rehinelerin serbest bırakılması: Kalıcı ateşkes için gerekli düzenlemelerle ilgili müzakereler 60 gün içinde tamamlanmalıdır. Anlaşma sağlandığında, İsrail tarafından sunulan “58 kişilik liste”deki geri kalan İsrailli rehineler (hayatta olanlar ve ölenler) serbest bırakılacaktır. Söz konusu süre içinde ateşkesin kalıcı hale getirilmesi için gerekli düzenlemelere ilişkin müzakereler tamamlanamazsa, ateşkes aşağıdaki 11. maddeye göre uzatılabilir.

11- Garantörler: Aracılar-Garantörler (ABD, Mısır ve Katar), ateşkesin 60 gün süreyle devam etmesini ve ateşkesin kalıcı hale getirilmesi için gerekli düzenlemeler konusunda ciddi görüşmelerin yapılmasını sağlayacaklardır. Aracılar, gerekirse bu çerçevede kararlaştırılan prosedürlere göre ciddi müzakerelerin ek bir süre boyunca devam etmesini garanti ederler.

12- Temsilcinin başkanlığı: Özel temsilci Büyükelçi Steve Wiggoff bölgeye gelerek anlaşmayı tamamlayacak ve müzakerelere başkanlık edecektir.

13- Başkan Trump: Başkan Trump ateşkes anlaşmasını şahsen açıklayacak. ABD ve Başkan Trump, nihai bir anlaşmaya varılana kadar iyi niyetle müzakerelerin devam etmesini sağlamak için çalışmaya kararlıdır.

* Bu metin 4 Temmuz'da yayınlanmış ve 7 Temmuz 2025 Pazartesi sabahı güncellenmiştir.