Erdoğan'dan İdlib açıklaması: Askerlerimize en ufak zarar gelmesi halinde rejim güçlerini her yerde vuracağız

Erdoğan partililere hitaben açıklama yapıyor (AFP)
Erdoğan partililere hitaben açıklama yapıyor (AFP)
TT

Erdoğan'dan İdlib açıklaması: Askerlerimize en ufak zarar gelmesi halinde rejim güçlerini her yerde vuracağız

Erdoğan partililere hitaben açıklama yapıyor (AFP)
Erdoğan partililere hitaben açıklama yapıyor (AFP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün yaptığı açıklamada, her hangi bir Türk askerlerine en ufak zarar gelmesi halinde ‘rejim güçlerini her yerde vuracaklarını’ söyledi.
Reuters haber ajansına göre, Erdoğan AK Parti grup toplantısında yaptığı açıklamada, “Şubat ayı sonuna kadar rejimi gözlem noktaları gerisine çıkartmakta kararlıyız. Suriye rejimi güçlerimize saldırırsa Soçi sınırlarına bağlı kalmadan rejim güçlerini her yerde vuracağız. Havada karada ne gerekiyorsa tereddüt etmeden bunu yapacağız” ifadelerini kullandı.
Diğer yandan Kremlin tarafından bugün yapılan açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Erdoğan ile telefonda görüştüğü ve İdlib konusunu ele aldığı belirtildi.
Kremlin açıklamasında, Erdoğan ve Putin’in yaptığı telefon görüşmesinde, Soçi Mutabakatı'na uyulması gerektiğinin ve  iletişimin daha da artırılması yönünde karar aldığı bildirildi.
Geçtiğimiz Aralık ayından bu yana Rusya destekli Suriye rejim güçleri büyük bir kısmı Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ve diğer muhalif gruplar  tarafından kontrol edilen İdlib ve çevresine büyük bir saldırı başlattı. Saldırılar sebebiyle 700 binden fazla kişi göçe zorlanırken yüzlerce sivil ise hayatını kaybetti.
Suriye rejim güçleri dün, 2012 yılında bu yana ilk kez Halep-Şam Uluslararası kara yolunun tamamını kontrol altına aldı.
Haftalardır süren çatışmalarda çok sayıda kişi hayatını kaybederken bu durum Ankara ve Moskova arasında gerilime sebep oldu.
Türkiye kısa bir süre önce bölgeye yüzlerce askeri araçtan oluşan büyük takviyeler yolladı. Reuters’ın aktardığına göre askeri takviyelerin çoğu  Türkiye ve Suriye rejim güçleri arasında yaşanan çatışmanın ardından bölgeye gönderilirken, çatışmalar sırasında  aralarında 8 Türkün de bulunduğu 20 kişi hayatını kaybetti.

Geçtiğimiz Pazartesi günü Ankara, İdlib’te rejim güçleri tarafından yapılan saldırıda 5 askerin şehir olduğunu duyuran Milli Savunma Bakanlığı, bu saldırıdan sonra yüzden fazla rejim unsurunun etkisiz hale getirildiğini belirtti. Ancak Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) rejim güçleri arasında kayıp olmadığını öne sürdü.
İdlib ve çevresi için Türkiye - Rusya arasında 2018 yılında imzalanan Soçi Mutabakatı’nda, askerden arındırılmış tampon bir bölgenin yanı sıra İdlib’den geçen Halep-Lazkiye ve Halep-Hama otoyollarının açılmasına  karar verildi. Mutabakatın ardından HTŞ belirlenen alandan çekilmezken, Şam ise aşamalı olarak saldırılarına devam etti.
Anlaşmaya göre, Türkiye en az üçü rejim güçleriyle çevrili  bölgede 12 gözlem noktası kurdu. Erdoğan daha önce Şam’a, rejim güçlerinin gözlem noktalarından geri çekilmesi için Şubat ayına kadar mühlet vermişti.



Kremlin: ABD, Ukrayna ile mutabık kalınan planın kriterlerini Moskova’ya iletti

24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
TT

Kremlin: ABD, Ukrayna ile mutabık kalınan planın kriterlerini Moskova’ya iletti

24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD’nin Cenevre’de Ukrayna ile üzerinde anlaşılan planın kriterlerini Rusya’ya teslim ettiğini açıkladı. Peskov, bu kriterlerin gelecek hafta Rus yetkililer tarafından değerlendirileceğini belirterek, Moskova’nın Ukrayna çözüm sürecine ilişkin görüşmeleri kamuoyu önünde yürütme niyetinde olmadığını söyledi.

Rusya’nın resmî kanalı RT’ye konuşan Peskov, ABD’nin özel elçisi Steve Whitkoff’un Rusya’yı ne zaman ziyaret edeceğine dair bilginin “uygun zamanda” açıklanacağını ifade etti ancak ayrıntıya girmedi.

ABD’li ve Ukraynalı müzakereciler geçtiğimiz pazar günü Cenevre’de, Washington’ın desteklediği yeni barış planı üzerine görüşmeler gerçekleştirmişti. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de salı günü, plan metninin Cenevre’de ABD ile birlikte hazırlandığını ve müzakere ekibiyle üzerinde çalıştığını belirtmişti.

Rusya’nın TASS haber ajansı çarşamba günü, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in önümüzdeki hafta Whitkoff ile görüşeceğini bildirdi. ABD Başkanı Donald Trump ise salı günü yaptığı açıklamada, özel elçisini Moskova’ya göndererek barış planı üzerinde son düzenlemeleri yapma umudu taşıdığını söylemişti.

Putin, dün yaptığı açıklamada, Ukrayna konusunda ortada resmî bir barış anlaşması taslağının bulunmadığını, sadece tartışılmak üzere sunulmuş bir dizi başlık olduğunu ifade etti. Ancak Rusya’nın ABD’nin ilk taslak niteliğindeki planını incelediğini belirten Putin, bu planın “ileride yapılacak anlaşmalar için bir temel oluşturabileceğini” söyledi.


Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu, Zelenskiy’nin özel kalem müdürünün konutunu bastı

Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)
Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)
TT

Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu, Zelenskiy’nin özel kalem müdürünün konutunu bastı

Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)
Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)

Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU), Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin özel kalem müdürü Andriy Yermak’ın konutunda arama gerçekleştirdiğini açıkladı.

Kuruma göre, cuma günü yapılan bu baskın devam eden bir soruşturmayla bağlantılı. Zelenskiy yönetimi son aylarda ciddi yolsuzluk iddialarıyla karşı karşıya kalmıştı.

Andriy Yermak, soruşturmayı yürüten müfettişlerle tam iş birliği içinde olduğunu söyleyerek, aramanın kendi dairesinde gerçekleştirildiğini ifade etti.

Yermak, Telegram hesabından yaptığı paylaşımda, “Müfettişlerin önünde herhangi bir engel bulunmuyor. Ben de kendileriyle tam iş birliği içindeyim” dedi


Muhammedi, İranlı yetkililerin kendisine ülkeyi terk etme konusunda "kalıcı yasak" getirdiğini söyledi

Nergis Muhammedi (Reuters)
Nergis Muhammedi (Reuters)
TT

Muhammedi, İranlı yetkililerin kendisine ülkeyi terk etme konusunda "kalıcı yasak" getirdiğini söyledi

Nergis Muhammedi (Reuters)
Nergis Muhammedi (Reuters)

İnsan hakları aktivisti ve Nobel Barış Ödülü sahibi Nergis Muhammedi, ikiz oğullarına gönderdiği doğum günü mesajında, dün İranlı yetkililerin kendisine ülkeyi terk etmesini kalıcı olarak yasakladığını duyurdu.

53 yaşındaki Muhammedi, geçen aralık ayında sınırlı sağlık izniyle serbest bırakılmadan önce üç yıldan fazla hapis yattı. Hukuk ekibi, Muhammedi'nin her an tekrar tutuklanıp cezaevine geri dönebileceği ve ülkeden ayrılamayacağı konusunda uyardı.

İkiz oğulları Kiana ve Ali Rahmani'ye 19. doğum günlerinde yazdığı mektupta, "Size gelebilmek için pasaport başvurusunda bulundum" diye yazmıştı. Ancak, on yıldan uzun süredir görmediği oğullarına yazdığı mektupta, "İslam Cumhuriyeti iki tür seyahat yasağı çıkardı ve uyguladı; bunlardan biri kalıcı seyahat yasağı" diye ilave etti.

Kiana ve Ali, hapiste uzun süre kalmış, tanınmış bir İranlı aktivist olan babaları Taghi Rahmani ile birlikte Paris'te yaşıyor.

Muhammedi, İslam Cumhuriyeti'nde insan hakları mücadelesi nedeniyle 2023 Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü. Ayrıca, genç kadın Mahsa Amini'nin ahlak polisi gözetiminde iken hayatını kaybetmesinin ardından patlak veren protestoları da güçlü bir şekilde destekledi.

Mektubunda, "İran yetkilileri belgelerimize 'kalıcı' damgasını vururken, kendileri her gün İran halkının eliyle gelecek kaçınılmaz çöküş korkusuyla yaşıyorlar" ifadelerini kullandı. Muhammedi'ye yönelik yasağın ne zaman ve hangi koşullar altında uygulandığı henüz netlik kazanmadı.

İki oğlu 2023'te Oslo'da onun adına Nobel Barış Ödülü'nü kabul etti ve çocuklarını 11 yıldır görmedi. En son Kasım 2021'de tutuklanan Muhammedi, son on yılın çoğunu parmaklıklar ardında geçirdi. Ancak serbest bırakıldıktan sonra da yetkililere meydan okumaya devam etti ve uluslararası etkinliklerde zorunlu başörtüsü takmayı reddetti.