Çinli doktorlar koronavirüsle mücadele sürecini anlatıyor

Çinli doktorlar “yeni korona” tedavisinin testlerini, semptomlarını ve problemlerini anlatıyor
Çinli doktorlar “yeni korona” tedavisinin testlerini, semptomlarını ve problemlerini anlatıyor
TT

Çinli doktorlar koronavirüsle mücadele sürecini anlatıyor

Çinli doktorlar “yeni korona” tedavisinin testlerini, semptomlarını ve problemlerini anlatıyor
Çinli doktorlar “yeni korona” tedavisinin testlerini, semptomlarını ve problemlerini anlatıyor

Koronavirüsünün son çeşidi 2019-nCoV'nin ilk vakalarının ortaya çıktığı Çin'in Wuhan şehrindeki bir hastanede doktorlar tarafından hazırlanan raporda, hastalığın tedavisi, semptomları ve problemleriyle mücadele ve tedavisi konularında doktorların deneyimleri anlatıldı.
Amerikan Tıp Derneği Dergisi’nde (JAMA) yayınlanan raporda, doktorların hastane koridorlarından nasıl hareket ettiklerinin yanı sıra, hastanede tedavi edilen 138 hastayla yaşadıkları deneyimden bahsedilerek, virüs bulaşmış kişiye ne olduğu ve tedavisi ve hastalıktan kurtulma şansına işaret edildi.
Saha raporu
Wuhan Üniversitesi’ne bağlı Zhongnan Hastanesi’nin Yoğun Bakım Ünitesi Başkanı Prof. Dr. Zhiyong Peng liderliğindeki bir grup doktor, virüsten etkilenen ve tedavi gören hastaların yüzde 40’ının hastanede virüs kaptıkları, bunların arasında 40 tıbbi personel, 17 tanesinin ise ya ameliyat olmak için veya başka nedenlerde hastanede bulunan hastalar olduğunu söyledi. Doktorlar, virüs kapmış kişilerin yüzde 4.3’ünün öldüğünü, hastaneye yatırılanların yüzde 34’ününü iyileştiğini, geriye kalanların ise tedavilerine içeride devam edildiğini ekledi. Şayet daha fazla insan ölürse, ölü sayısının artacağını, ancak Çin haricindeki ölüm vakalarını Çin’deki ölümlere göre daha yüksek olduğunu belirtti.
Doktorlar, söz konusu raporda hastalıkla ilgili bir dizi konu hakkında aşağıdaki açıklamaları yaptılar.
- Erken belirtiler: Yeni Korona virüsün en yaygın semptomu, hemen hemen her insanda ortaya çıkan belirtisi yüksek ateştir. Ardından stres belirtileri ve kuru öksürük takip ediyor. Bazı insanlarda diğer belirtiler ortaya çıkmadan önce ishal ve bulantı gibi rahatsızlıklar görülebiliyor.
- Hastaneye gitmek: Doktorlara göre, hastalığın ilk belirtilerinin görüldüğü tarihten itibaren hastaneye ulaşma süresi 7 gündü. Doktorlar, hastaneye ulaşan hastaların nefes almakta zorlandığını söylüyorlardı. Bununla birlikte, başvuran bu hastaların, tavsiye almadan önce o dönemi bekleyerek geçiren insanlar mı, yoksa enfekte olmadıkları söylenen kişiler arasında olup da yeniden tedavi altına alınanlar mı olduğu açık değildir.
Tanı ve Tedavi
- Virüs tanısının konulması: Virüs, virüs belirtilerini tespit etmek ve incelemek amacıyla bir çubuk marifetiyle boğaz yolundan numune alınarak test edilir. “Test PCR Polymerase chain reaction” olarak adlandırılan bu test, virüsün genetik yapısının belirtilerini tanımlar.
- Göğüs araştırmaları: Akciğerlerinde doktoraların “kırık cam” olarak adlandırdığı şeye benzeyen gölgeli alanlar bulunan bazı hastalar, BT taramasına tabi tutulur.
- Yoğun bakıma girme: Çinli doktorlar, hastaların dörtte birinin, genellikle solunum stres sendromu nedeniyle akciğerlere sıvı dolması ve oksijen taşıma yeteneğini kaybetmesi durumunda yoğun bakım ünitelerine kabul edildiğini söyledi. Bu durum, böbrekler gibi bazı organların iflas etmesine ve ölümlere yol açabiliyor. Enfeksiyon kapmış fakat durumu iyi olan hastaların yoğun bakıma kabul edilme şansı, daha kötü durumdaki insanlara göre yüksekti.
- Yaşlılar üzerindeki etkisi: Genellikle çeşitli hastalıkları olan yaşlı insanların bu hastalıktan etkilenme riski daha yüksektir. Hastanede virüsten etkilenenler arasında 22 yaşında bir genç ile 92 yaşında bir ihtiyarın bulunduğu görüldü. Virüsten etkilenenlerin yaş ortalaması 56.
- Tedavi: Rapor, Çinli doktorların hastalık için henüz bir tedavi yöntemi geliştirmeyi başaramadığını ve Wuhan’da virüsten etkilenen hastaların çoğunun virüse karşı, doktorlar tarafından önemli bir etki sağlamadığını söylenen, bir tür anti-viral olan oseltamivir kullandığını,  ayrıca AIDS’e neden olan HIV virüsü ilaçları dahil olmak üzere diğer bazı ilaçların da denendiğini belirtiyor.
Hastaların bir kısmının, kalp ve akciğerleri strese karşı korumak için kan pompalama makineleri ve oksijen destek üniteleri ile tedavi edildi.



Münih Katliamı sonrası Mossad'a suikast verisi sağlayan gizli ağ deşifre edildi

Filistinli militanların baskını ve sonrasındaki suikastlar, Steven Spielberg'ün 2005 yapımı Münih filmine de konu olmuştu (AP)
Filistinli militanların baskını ve sonrasındaki suikastlar, Steven Spielberg'ün 2005 yapımı Münih filmine de konu olmuştu (AP)
TT

Münih Katliamı sonrası Mossad'a suikast verisi sağlayan gizli ağ deşifre edildi

Filistinli militanların baskını ve sonrasındaki suikastlar, Steven Spielberg'ün 2005 yapımı Münih filmine de konu olmuştu (AP)
Filistinli militanların baskını ve sonrasındaki suikastlar, Steven Spielberg'ün 2005 yapımı Münih filmine de konu olmuştu (AP)

1972'deki Münih Katliamı'nda, Batılı ülkelerin gizli bir istihbarat ağı kurarak İsrail'le bilgi paylaştığı ortaya çıktı.

Galler'deki Aberystwyth Üniversitesi'nden tarihçi Aviva Guttmann'ın keşfettiği şifreli telgraf mesajlaşmaları, Münih Katliamı diye de bilinen olayla ilgili yeni bilgileri gün yüzüne çıkardı.

5 Eylül 1972'de Filistinli Kara Eylül örgütü, Münih Yaz Olimpiyatları'na katılan İsrailli sporcu ve antrenörleri 16 saat boyunca rehin almıştı. Militanlar milli takım kafilesinden 11 kişiyi, bir de Alman polisi öldürmüştü.

Mossad, eylemi düzenlediğini savunduğu Filistinli militanları öldürmek için yıllarca gizli operasyonlar düzenlemişti. İsrail'in olayla ilişkili olduğunu öne sürdüğü en az 4 Filistinli, Paris, Roma, Atina ve Lefkoşa'da öldürülmüştü. 10 yıl içinde 6 Filistinli daha başka yerlerde suikasta uğradı. 

Guardian'ın aktardığına göre 1971'de Birleşik Krallık, ABD, Fransa, İsviçre, İtalya ve Batı Almanya'nın da aralarında bulunduğu 18 ülkenin istihbarat servisi, Mossad'la bilgi paylaşmak için Kilowatt kod adlı bir sistem kurdu. 

Münih'te yaşanan olayların ardından Batılı istihbarat servislerinin, Kilowatt üzerinden İsrailli ajanlarla birçok bilgi paylaştığı belirtiliyor. Bunlar arasında şüpheli kişilerin kullandığı rotalar, kaldığı yerler, kullandığı araçlar ve militanların taktiklerine dair bilgiler yer alıyor. Haberde, Avrupa başkentlerinde düzenlenen Mossad operasyonlarının bu istihbarat ağı sayesinde gerçekleştirildiğine dikkat çekiliyor. 

Ayrıca bilgilerin çoğunun parlamentonun ya da siyasetçilerin haberi olmadan paylaşıldığına işaret ediliyor. 

İsviçre'deki arşivlerde şifreli yazışmaları bulan akademisyen Guttmann, şunları söylüyor: 

İsrail'in suikast operasyonlarının, Avrupalı istihbarat servislerinden gönderilen taktiksel bilgiler olmadan hayata geçirilebileceğini sanmıyorum. Bunun kritik bir rolü var. Mossad için de bu zımni desteğe sahip olduklarını bilmek çok önemliydi.

Akademisyen, Batılı ülkelerle İsrail arasındaki istihbarat paylaşımının, Gazze savaşıyla ilgili önemli soruları gündeme getirdiğini de söylüyor:

Çeşitli devletlere ait servisler arasında istihbarat paylaşımı sözkonusu olduğunda denetim çok zordur. Bugün bile hakkında hiçbir şey bilmediğimiz pek çok bilgi paylaşılıyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel