Koronavirüsü teşhis yönteminin değiştirilmesinin ardından vaka ve ölüm sayısında artış yaşanıyor

Koronavirüsü teşhis yönteminin değiştirilmesinin ardından vaka ve ölüm sayısında artış yaşanıyor
TT

Koronavirüsü teşhis yönteminin değiştirilmesinin ardından vaka ve ölüm sayısında artış yaşanıyor

Koronavirüsü teşhis yönteminin değiştirilmesinin ardından vaka ve ölüm sayısında artış yaşanıyor

Pekin yönetimi dün 15 binden fazla koronavirüs vakası kaydedildiğini açıkladı. Vakaların belirlenmesinde uygulanan yeni bir yöntem ile ortaya çıkan bu yeni rekor veri ile toplam vaka sayısı 60 binin üzerine çıktı.
Ulusal Sağlık Komisyonu’ndan yapılan açıklamada da salgın nedeniyle 254 kişinin daha öldüğü ve böylece toplam bilançonun bin 367’ye yükseldiği bildirildi. Bu sayıda ölüm vakasının bir gün içinde yaşanmasının virüsün Wuhan’da ortaya çıkmasından bu yana bir ilk olduğu belirtildi.
Vaka sayısındaki artış ne anlama geliyor?
AFP’nin haberine göre bu artış, vakaların teşhisinde yeni bir yola gidilmesinden, Çinli yetkililerin vakaları “klinik olarak teşhis edilmiş” saymasından kaynaklanıyor. Diğer bir deyişle, akciğer röntgeni teşhis için yeterli görülüyor ve DNA testine gerek duyulmuyor
Kobe Üniversitesi Profesörü ve bulaşıcı hastalıklar uzmanı Kentaro Iwata “Yetkililer, mümkün olan en kısa sürede hastalara tedavi sağlamak için bu yeni yöntemi seçti. Bu makul bir çözümdür” açıklamasında bulundu. Aynı şekilde Avustralya Ulusal Üniversitesi’nde Çin dosyasında uzman olarak görev yapan Profesör Yun Jiang da bu görüşü desteklediğini, yeni yaklaşımın ‘pratik bir önlem’ olduğunu kaydetti. Yun Jiang, “Sayının siyasi amaçlar için tahrif edildiğini düşünmüyorum. Ancak muhtemelen doğru değiller” ifadesini kullandı.
Çin’de siyasi eleme
Pekin, yeni teşhis yönteminin hayata geçirilmesiyle Hubei eyaletindeki Çin Komünist Partisi üst düzey yetkilisini görevden alarak yerine başkan Şi Cinping’e yakın olan Şanghay Belediye Başkanı Ying Yong’u getirdi. Aynı zamanda Wuhan’daki Komunist Parti yetkilisi Ma Guoqiang de görevden alındı.
Söz konusu görevden almalar, kamuoyunun öfkesinin ardından geldi. Zirâ çok sayıda vatandaş yerel yetkilileri, ilk vakanın teşhis edilmesinin ardından çok yavaş hareket etmekle suçluyor. Vatandaşlardaki bu hoşnutsuzluk, virüse ilk dikkat çeken doktor lan 34 yaşındaki Li Wenliang’ın virüse bağlı ölümünün ardından öfkeye dönüştü. Emniyet güçleri, ‘söylenti’ yaydığı gerekçesiyle Li Wenliang’ı uyarmıştı.
Dün açıklanan rakamlar, çarşamba günü yayınlananlardan oldukça farklı görünüyor. Zirâ Çin, son iki haftaya bakılırsa vaka sayısında azalma olduğuna işaret etmiş, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de durumun ‘olumlu gidişatına’ dikkat çekmişti.
Ancak Dünya Sağlı Örgütü, (WHO) Cenevre’deki toplantısında daha ciddi bir uyarıda bulundu. WHO’ya bağlı Acil Sağlık Programları Direktörü Mike Ryan, “Bugün bir salgının başında, ortasında ya da sonunda olduğumuzu kestirmek için henüz çok erken olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Ryan, WHO’nun özel ekibini virüsün merkezi Wuhan’da araştırma yapmak için Çin’e yollayacağı bilgisini verdi. WHO aynı zamanda vaka kayıtları güncellemeleriyle ilgili ‘daha şeffaf’ veriler sağlama çağrısında bulundu.
Gemi laneti
Mike Ryan, WHO’nun Covid-19 adını verdiği virüsün bağlı olduğu vakalarda Çin ve Diamond Princess gemisi haricinde ciddi bir artış görülmediğini belirtti.
Japonya’nın Yokohama Limanı’na demirleyen Diamond Princess gemisinde 44 vakanın daha kaydedilmesiyle toplam sayı 219’a çıktı. Yetkililer, gemide yaşça büyük olanların bugün inmelerine izin verileceğini aktardı.
Korona sebebiyle 10 gündür hiçbir liman tarafından kabul edilmeyen kruvaziyer MS Westerdam ise dün Kamboçya’da kabul gördü. Gemide herhangi bir vakaya rastlanmadığı belirtiliyor.
Japonya’da virüse bağlı ilk ölüm
Çin dışında Hong Kong, Filipinler ve Japonya'da virüse bağlı üç ölüm yaşandı. Japonya Sağlık Bakanı Katsunobu Kato dün, koronavirüse yakalanan bir kadının öldüğünü ancak ölüm nedeninin virüs olup olmadığının henüz netleşmediğini açıkladı.
Vietnam'da on binlerce kişi karantinada
Vietnamlı iki yetkili tarafından dün Reuters’a yapılan açıklamada başkent Hanoi yakınlarında yaklaşık on bin nüfuslu bir kırsal yerleşim yerinin salgın korkusuyla 20 gün süreyle karantina altına alındığı bildirildi.
Vietnam’da aralarında üç aylık bir bebeğin de olduğu toplam 16 virüs vakasından 11’i Hanoi’den yaklaşık 44 kilometre uzaklıktaki Son Loi köyünde tespit edildi.
 Koordineli Avrupa çabaları
Dün Brüksel'de bir araya gelen Avrupa sağlık bakanları, ‘Covid 19’la mücadele prosedürleri koordinasyonunun iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle Çin'den ithal edilen ilaç ve koruyucu ekipman tedarikinde sorun yaşanması olasılığı gündeme geldi.
Salgınla mücadelede, Avrupa Birliği'nin (AB) her bir üyesi kendi karantina prosedürlerini, yolculara uygulanan kurallara ve seyahat tavsiyelerini benimsemiş durumda. Ancak AFP tarafından aktarılanlara göre sonuç taslağında, hareket özgürlüğünü esas alan AB’de 27 ülke ulusal tedbirlerin ‘etkinliğini artırmak’ amacıyla kendi aralarında ‘mevcut koordinasyonun geliştirilmesi’ gerekli görüldü.
Söz konusu toplantıya katılan Fransa Sağlık Bakanı Agnes Buzyn, konuya dair şunları söyledi:
“Daha hızlı ilerlememiz, prosedürleri koordine etmemiz, vakaları analiz etmemiz ve stokları önlememiz gerekiyor. Tek bir ağızdan konuşmalıyız. Kriz birkaç ay daha sürebilir.”
Durumun sağlık personeli için maske ve eldiven gibi koruyucu ekipmanın bulunmasına ilişkin ‘yansımalarına’ dair endişesini dile getiren Buzyn “Bu ekipmanların üreticilerinin çoğu Çin’de ve onların da stokları tükendi” dedi.
Toplantının sonuç taslağına göre Avrupa Komisyonu, olası eksiklikleri en aza indirmek için bireysel koruyucu ekipmanlara gerekli erişimi kolaylaştırmak üzere üye devletler tarafından görevlendirilecek.
AB’nin Sağlık ve Gıda Güvenliğinden Sorumlu Üyesi Stella Kyriakides, toplantıdaki açıklamasında “Virüs, sınır tanımıyor. AB’nin bu krize koordineli ve ortak bir cevap verme zamanı geldi” ifadelerini kullandı. Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn da “Bu bölgesel salgının dünya çapına yayıldığı göz ardı edilemez” derken Çek mevkidaşı Adam Vojtech da Schengen Bölgesi’nde yakın zamanda hareket özgürlüğüne kısıtlamalar getirileceğini söyledi. Avrupa Birliği Kriz Yönetiminden Sorumlu Bakanı Janez Lenarcic, de “Avrupa’daki vaka sayısı sınırlı olsa da risk mevcut. Bu yüzden her türlü senaryoya hazırlıklı olmalıyız” uyarısında bulundu.
Avrupalı yetkililer açıklamalarında salgının Avrupa’daki ilaç arzı üzerindeki etkilerinin önlenmesi gerekliliğine de dikkat çekti. Zirâ Çin, ilaç yapımında kullanılan ana maddelerin üreticisi konumunda bulunuyor. 



İsrail olası kara savaşına hazırlanıyor

İsrail askerleri Lübnan sınırı yakınlarındaki bir kibbutzda  30 Mayıs tarihli “ezici yumruk” tatbikatında yer alırken. (AFP)
İsrail askerleri Lübnan sınırı yakınlarındaki bir kibbutzda 30 Mayıs tarihli “ezici yumruk” tatbikatında yer alırken. (AFP)
TT

İsrail olası kara savaşına hazırlanıyor

İsrail askerleri Lübnan sınırı yakınlarındaki bir kibbutzda  30 Mayıs tarihli “ezici yumruk” tatbikatında yer alırken. (AFP)
İsrail askerleri Lübnan sınırı yakınlarındaki bir kibbutzda 30 Mayıs tarihli “ezici yumruk” tatbikatında yer alırken. (AFP)

İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen geniş çaplı “Ezici Yumruk Tatbikatı” sürüyor. Bu kapsamda açıklama yapan Golani Tugayı Komutanı Albay Meir Ohyun, “Lübnan ya da başkalarıyla yapılacak herhangi bir savaşta kara harekâtı olması gerektiğini” ifade etti.

Tatbikat alanından İsrail devlet radyosuna konuşan Ohyun, kuvvetlerinin beş hafta önce ön eğitimlere başladığını ve bir sonraki savaşa hazırlanmak için Ezici Yumruk Tatbikatı’na  katıldığını söyledi ve “İsrail'in karşı karşıya olduğu tehditlerin kara harekatı dışında ortadan kaldırılamayacağı kanaatine varmama neden oldu” dedi.

Ordu, tatbikatlara katılan kara kuvvetlerinin 20 muharip birimden oluştuğunu, tatbikatlardan birinde yüzlerce askerin beş gün boyunca 50-60 kilometrelik bir mesafe boyunca ağır teçhizat taşıyarak yürüdüğünü, ayrıca paletli araçlar ile ağır ve hafif zırhlı araçların da katıldığını duyurmuştu.

Güney Lübnan'daki Merci’iyyun yakınlarındaki sınırda 25 Mayıs'ta Lübnanlı göstericilerle yaşanan çatışmalar sırasında bir molotof kokteylinin çıkardığı yangının söndürülmesi (AFP)
Güney Lübnan'daki Merci’iyyun yakınlarındaki sınırda 25 Mayıs'ta Lübnanlı göstericilerle yaşanan çatışmalar sırasında bir molotof kokteylinin çıkardığı yangının söndürülmesi (AFP)

Ohyun, “Savaş operasyonlarının boyutlarına ve büyüklüğüne karar verecek olan siyasi liderliktir, ancak ordunun tüm taktik hesaplamaları, ister Suriye veya Lübnan cephelerinde ister Gazze Şeridi'nde olsun, savaşı çözmek için kara harekatına başvurmanın kaçınılmaz olduğunu doğruluyor” dedi.

Söz konusu eğitimin (11 Haziran Pazar günü) sona erecek olması dikkat çekici. Amerika Birleşik Devletleri Ordusu Yakın Doğu Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Başkomutanı General Michael Corella’nın da katıldığı ilk üç günde Korella, Askeri İstihbarat Kurumu'nun insan kaynaklarından istihbarat toplamakla görevli 504. İstihbarat Birimi'nin karargahını ziyaret etti.

Daha sonra Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi başkanlığında düzenlenen operasyonel sempozyumda komutanlar iki ordu arasındaki işbirliği konularını ele aldılar.

Tatbikatta havada, denizde, karada ve siber uzayda çok cepheli bir savaş senaryosu canlandırıldı. Tatbikatta ordunun uzun süreli ve yoğun bir savaşa hazır olup olmadığı test edilirken, cepheye binlerce füze atılıyor ve silahlı hücrelerin İsrail topraklarını işgal etme ve asker ya da vatandaş kaçırma girişimleri gerçekleştiriliyor.

(Fotoğraf) Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beytu’l-Lahya’da 12 Mayıs tarihli İsrail saldırısı sonucu bombalanan bir evin yıkımı inceleniyor. (AP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beytu’l-Lahya’da 12 Mayıs tarihli İsrail saldırısı sonucu bombalanan bir evin yıkımı inceleniyor. (AP)

İsrail ordu sözcüsü, Lübnan cephesi, Suriye, Gazze Şeridi ve Batı Şeria'yı da içeren çok cepheli bir savaşa karşı koymak için kuvvetlerin kendi aralarında koordine olma yeteneklerinin ne ölçüde olduğunun incelendiğini doğruladı.

Tatbikatın başlamasından bu yana İsrail'in çeşitli bölgelerinde aktif bir askeri hareketlilik gözlendi; askeri ve zırhlı araçlardan oluşan kalabalıklar ortaya çıktı ve savaş uçakları bir çok iniş kalkış yaptı.


Etiyopya'da Müslümanların tepkisi sonrası cami yıkımları durduruldu

AA
AA
TT

Etiyopya'da Müslümanların tepkisi sonrası cami yıkımları durduruldu

AA
AA

Addis Standard'ın haberine göre, Etiyopya İslam İşleri Yüksek Konseyi Başkanı Hacı İbrahim Tufa, bölgede huzursuzluğa yol açan cami yıkımlarını görüşmek üzere Oromiya Eyaleti Başkanı Shemelis Abdissa'yla bir araya geldi.

Yaklaşık 5 saat süren görüşme sırasında Müslüman temsilciler yaşananlara ilişkin derin üzüntülerini ifade ederken, göstericilerin güvenlik güçlerince hedef alınmasını da eleştirdi.

Abdissa, son 2 haftada hayatını kaybedenlerin ailelerine baş sağlığı dileğinde bulunarak, daha önce yeterli bilgilendirme yapılmadığı için hata yaptıklarını kabul etti.

Başkent Addis Ababa'nın dışında kurulacak olan "Shegger" isimli şehrin İslam da dahil olmak üzere dini değerlere uygun kurulacağını dile getiren Abdissa, şehirde modern camiler inşa etmek istediklerini söyledi.

Eyalet Başkanı, Müslümanların yaşadığı bölgelerde daha fazla yıkım olmayacağı sözünü verirken, şehir planlamasına Müslüman temsilcilerin de dahil edileceğini vurguladı.

Etiyopya'da son 2 haftadır yaklaşık 20 caminin yıkılması sonrası başlayan gösterilerde en az 3 kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi yaralanmıştı.

Etiyopya hükümeti, martta Shegger adında yeni bir şehir kurarak hem kaçak hem de yasal yapıları kamulaştırarak yıkmaya başlamıştı.

Oromiya Eyaleti hükümeti, yıkımların sadece kaçak yapıları hedef aldığını belirterek, sürecin anayasaya uygun ve meşru olduğunu savunmuştu.


Donald Trump, "gizli belgelerle" ilgili aleyhinde iddianame hazırlandığını söyledi

Eski ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

Donald Trump, "gizli belgelerle" ilgili aleyhinde iddianame hazırlandığını söyledi

Eski ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Trump, kendi sosyal medya sitesi TruthSocial'da yaptığı paylaşımda, "gizli belgelerle" ilgili hakkında iddianame hazırlandığını duyurdu.

"Yozlaşmış (Joe) Biden yönetimi, avukatlarıma aleyhime iddianame hazırlandığını bildirdi." diyen Trump, Başkan Biden'ın evinde, bir üniversitedeki ofisinde ve garajında çıkan "gizli belgeleri" hatırlattı.

Gelecek salı günü yerel saatle 15.00'te Miami'deki federal adliyeye çağrıldığını belirten Trump, şu ifadeleri kullandı:

"Ülkemizin tarihindeki herhangi bir görevdeki başkandan çok daha fazla oy alan ve şu anda 2024 başkanlık seçimleri için yapılan anketlerde hem Demokrat hem de diğer tüm adaylardan açık ara önde olan eski bir ABD Başkanı'nın başına böyle bir şeyin gelebileceğini asla düşünmemiştim. Ben masum bir adamım!"

Trump, bugünü ABD için "kara bir gün" şeklinde nitelerken, kendisine hangi suçlamaların yöneltildiğine ilişkin bilgi paylaşmadı.

Trump'ın malikanesinden çıkan gizli belgeler

Trump'ın Florida'daki evi, 8 Ağustos 2022 sabahında "gizli belgeler" soruşturması için FBI ajanları tarafından basılarak aranmıştı.

Baskını ve hakkında devam eden soruşturmaları "siyasi" olarak niteleyen Trump, özellikle Mar-a-Lago'dan alınan belgelerin "bağımsız bir hakem veya özel bir hakim" tarafından incelenmesi talebinde bulunmuştu.

Trump hakkındaki yürütülen "gizli belgeler" ve "6 Ocak Kongre baskını" soruşturmalarına, özel yetkili uzman olarak atanan eski başsavcı Jack Smith başkanlık ediyor.

Donald Trump, 4 Nisan'da, 2016 başkanlık seçimleri sırasında bir kadına "sus payı" ödediği yönünde kendine yöneltilen cezai suçlamalar kapsamında Manhattan Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkmıştı. Trump, hakkındaki suçlamaları reddetmişti.


Fransa'ya gelen aşırı sağcı İsrailli Bakanla hükümetten kimse görüşmeyecek

AA
AA
TT

Fransa'ya gelen aşırı sağcı İsrailli Bakanla hükümetten kimse görüşmeyecek

AA
AA

Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Anne-Claire Legendre, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) yıllık mali bakanlar toplantısı kapsamında Paris'te bulunan İsrailli aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'le hükümetten kimsenin görüşmeyeceğini bildirildi.

Legendre, bakanlığın haftalık basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Fransız Sözcü, hükümetten kimsenin, OECD yıllık mali bakanlar toplantısı kapsamında Paris'e ziyaret gerçekleştiren İsrailli bakan Smotrich'le temas kurmayı planlamadığına ifade etti.

Legendre, Smotrich'in birtakım konuşmalarının rahatsız edici olduğuna değindi.

Ukrayna'daki Kahovka Barajı'nın yıkımından etkilenen halk için Fransa'nın bu ülkeye yarından itibaren yardım kamyonları göndereceğine söyleyen Legendre, yardımlar arasında ilaç, hijyen malzemeleri ve su arıtıcıları gibi malzemeler bulunduğunu kaydetti.

AA muhabirinin, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Türk diplomasisinin başına gelmesi hakkındaki yorumunun ne olduğu sorusuna Legendre, Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna'nın geçen hafta Türk mevkidaşı Fidan'ı tebrik ettiği "Barış ve bölgesel istikrar, NATO bünyesindeki diyalog ve küresel sorunlar gibi alanlar başta olmak üzere Fransa-Türkiye arasındaki işbirliğini sürdürmek için yakında görüşmek üzere." mesajını anımsattı.


İsrail'in İran konusunda ABD yönetimi ve “Kongre” üzerindeki nüfuzunu kaybetme endişesi

Netanyahu, 28 Mayıs'ta haftalık kabine toplantısına giderken (EPA)
Netanyahu, 28 Mayıs'ta haftalık kabine toplantısına giderken (EPA)
TT

İsrail'in İran konusunda ABD yönetimi ve “Kongre” üzerindeki nüfuzunu kaybetme endişesi

Netanyahu, 28 Mayıs'ta haftalık kabine toplantısına giderken (EPA)
Netanyahu, 28 Mayıs'ta haftalık kabine toplantısına giderken (EPA)

Tel Aviv'deki siyasi yetkililer, ABD'deki hükümet kurumları üzerindeki etkilerini kaybetme konusunda ciddi endişelerini dile getirdiler. Bu endişe artık Başkan Joe Biden’ın yönetimiyle sınırlı kalmayıp Kongreyi de içeriyor. Yetkililer, Tahran, ABD ve diğer büyük ülkeler arasında İsrail hükümeti ve Başbakan Binyamin Netanyahu'nun dışlanacağı yeni bir nükleer anlaşmaya varılmasının güçlü bir olasılık olduğunu vurguladı.

Netanyahu'ya yakınlığı ile bilinen bir yetkili, geliştirilmekte olan anlaşmanın geçici olabileceğini, ancak bu konudaki sızıntılara bakılırsa büyük tehlikeler içereceğini belirtti. Zirâ anlaşmanın İran'ı yaptırımlardan kurtarabileceği, milyarlarca dolar pompalayabileceği, konvansiyonel ve konvansiyonel olmayan askeri projelerini pekiştireceği düşünülüyor.

İsrail merkezli bazı medya kuruluşları dün (Perşembe), bu endişenin son zamanlarda Tel Aviv'de çeşitli siyasi-askeri düzeylerde kapalı kapılar ardında gerçekleştirilen tartışmalarda dile getirildiğini bildirdi. Bu görüşmelerde İsrail'in İran ile anlaşma hususunda ABD Kongresi'nde gerçek bir muhalefeti seferber etmesinin çok zor olacağı vurgulandı. Bu temaslarda Avrupa ülkelerinin pozisyonlarını da etkilemekte zorlanacağı, zira geçmişte İsrail ve dostlarının nükleer program konusunda Washington ile Tahran arasındaki mutabakatı etkilemek için kullandıkları baskı araçlarının ileri düzeydeki temaslar konusunda artık gerçekçi olmadığı vurgulandı.

Bu endişe; aralarında İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Tzachi Hanegbi ve Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer´in yanı sıra İran'ın nükleer meselesi hakkında müzakereler yürüten diğer yetkililerin de bulunduğu üst düzey bir İsrail heyetinin Washington ziyaretinden dönüşü ardından zirve noktasına ulaştı.

Yarı resmi kaynaklar, heyetin istihbarat verileri ve belgelerle destekli İsrail endişelerini güçlü bir şekilde dile getirdiğini aktardı. Beyaz Saray'ın ve ABD Dışişleri Bakanlığı’nın buna yanıtı ise ‘desteklenmeyen bir güvence girişimi’ oldu. ABD’liler, geçici bir nükleer anlaşmadan söz edildiğini, şu an yeni anlaşmaların masada olmadığını, bunlara ulaşmanın uzun zaman alacağını söyledi. Ancak İsrail tahminleri, bu tür anlaşmaların önümüzdeki haftalarda ve belki de daha önce yayınlanabileceği yönünde.

İsrail hükümeti, İsrail'in statüsünün ve etkisinin azalmasının nedeninin Beyaz Saray ve Senato'yu Demokrat Parti'nin kontrol etmesinden, Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçi çoğunluğun az olmasından kaynaklandığına inanıyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İsrail muhalefet güçleri, birçok uzman ve eski diplomatla birlikte sağcı hükümeti eleştiriyor ve bu başarısızlıktan onu sorumlu tutuyor.

Yeni İsrail hükümetinin kimliği, imzalanan koalisyon anlaşmaları, açıklamalar ve Filistin konusunda iki devletli çözümü engelleyen uygulamaların, İsrail ile ABD yönetimi ve ABD’deki devlet kurumları arasında derin bir uçurum açtığı söyleniyor. Nitekim İsrail hükümetinin yönetim sistemini devirmek ve yargıyı zayıflatmak için ortaya koyduğu plan da hoş karşılanmıyor. Bu kurumlardan biri, “Netanyahu, İran nükleer bombasının babasıdır. ABD'yi utandıran politikası, dünyadaki nüfuzunun önünde bir engel haline geldi” açıklamalarında bulundu.

Haaretz gazetesi haberinde, “Son bir yıldır İran ile Rusya'nın Ukrayna'daki savaşta yakınlaşması nedeniyle, İsrail'in tutumuna yaklaşan Avrupa ülkeleri bile artık Netanyahu hükümetinin uygulamalarına tahammül edemiyor. Bu hükümetin İran'ın konumunu pekiştirmeye katkıda bulunduğunu düşünülüyor. Bu nedenle Almanya, Fransa ve İngiltere gibi önde gelen ülkelerin Tahran ile bir anlaşmaya itiraz konusunda istekli olmadıkları tahmin ediliyor” ifadeleri yer aldı.

Haaretz, adı açıklanmayan Avrupalı bir kaynağın şu sözlerini aktardı: “Avrupalılar, görüşmelerin kesintiye uğramasından ve bunun İran ile askeri bir çatışmaya doğru kötüleşmeye yol açmasından korkuyorlar. Bu, ABD'yi Ukrayna'ya destek pahasına kaynak tahsis etmeye mecbur ediyor. Bu nedenle, ABD’nin pozisyonuna katılıyorlar. Bu bir kâbus ve biz bunu düşünmeye hazır değiliz. İran ile gerçekleştirilecek olası bir savaş, şu an Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e karşı Batı birliğine zarar verir. Bu da Avrupa için en önemli husus. Dolayısıyla ABD’nin bazı tavizlerine karşı çıkanlar, Biden'a “Evet” demek zorunda kalacak.”


ABD yaptırımları etkili bir silah mı?

Sudan’da çatışmalar devam ederken, Hartum’un güneyinde saldırılar sonucu enkaza dönen bir ev inceleniyor (AFP)
Sudan’da çatışmalar devam ederken, Hartum’un güneyinde saldırılar sonucu enkaza dönen bir ev inceleniyor (AFP)
TT

ABD yaptırımları etkili bir silah mı?

Sudan’da çatışmalar devam ederken, Hartum’un güneyinde saldırılar sonucu enkaza dönen bir ev inceleniyor (AFP)
Sudan’da çatışmalar devam ederken, Hartum’un güneyinde saldırılar sonucu enkaza dönen bir ev inceleniyor (AFP)

ABD’nin Cumhuriyetçi veya Demokrat yönetimleri, yaptırım sistemini bireylerin eylemleri veya devletlerin politikalarını değiştirmek için bir baskı stratejisi olarak kullanıyor.

Ancak bazıları bu yaptırımların etkili bir silah olduğuna inanırken, bir diğer kesim de bunların hedefine ulaşmadığını düşünüyor.

ABD Hazine Bakanlığı, 2021 yılı sonuna kadar 9 bin 421 kişi ve kuruluşa yaptırım uyguladı. 2022’de ise, bakanlık yaptırım listelerine 2 bin 549 yeni kişi ve kuruluş eklendi.

Bu yaptırımların çoğu, Ukrayna işgalinin bir sonucu olarak Rusya ile ilgili.

Bununla birlikte, diğer yaptırımlar listelerinde Çin ve Suriye rejiminin yanı sıra Meksika ve Sudan’daki uyuşturucu kaçakçıları da yer aldı.

Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 1970 ile 1997 arasındaki tek taraflı ABD yaptırımları, yalnızca yüzde 13 oranında hedeflerine ulaştı ve bunlar ABD ekonomisine yılda 15 ila 19 milyon dolar arasında bir maliyet getirdi.


İngiliz The Telegraph gazetesi satışa çıkarıldı

İngiliz The Telegraph gazetesi satışa çıkarıldı
TT

İngiliz The Telegraph gazetesi satışa çıkarıldı

İngiliz The Telegraph gazetesi satışa çıkarıldı

İskoçya Merkez Bankası yaptığı açıklamada, İngiliz günlük gazetesi ‘The Telegraph’ ile Pazar baskısında yer alan ‘The Sunday Telegraph’ ve ‘The Spectator’ dergisi, ana şirket grubunun borçlarını ödeyememesi nedeniyle satışa çıkarıldı.

AFP’nin aktardığına göre, grubun borçlu olduğu İskoçya Bankası, varlıklı Barclay ailesine ait Telegraph Medya Grubu’nu yöneten B.UK Limited’in borçları ve geri ödemenin mümkün olacağına yönelik herhangi bir gösterge olmaması nedeniyle şirkete alıcı aramaktan başka çaresi olmadığını açıkladı. Banka, borcun geri ödenmesi konusunda grupla bir anlaşmaya varılamaması nedeniyle bu adımın ‘son çare’ olarak alındığını belirtti.

İngiliz medyası, borcun yaklaşık bir milyar sterlin (1,24 milyar dolar) olduğunu aktardı. 2021’de hayatlarını kaybeden ikiz kardeşler Frederick ve David Barclay, 2004 yılında Telegraph Group yayınlarını 665 milyon sterline (840 milyon dolar) satın almıştı. İki kardeş, otellerle başlayan, perakende satış ve medyayı içerecek şekilde genişleyen geniş bir imparatorluğa sahip oldular.


Çin, ABD’yi Küba’dan ‘izleyecek’

Mayıs 2020 Küba’nın başkenti Havana’nın merkezinden çekilen bir fotoğraf (Reuters)
Mayıs 2020 Küba’nın başkenti Havana’nın merkezinden çekilen bir fotoğraf (Reuters)
TT

Çin, ABD’yi Küba’dan ‘izleyecek’

Mayıs 2020 Küba’nın başkenti Havana’nın merkezinden çekilen bir fotoğraf (Reuters)
Mayıs 2020 Küba’nın başkenti Havana’nın merkezinden çekilen bir fotoğraf (Reuters)

ABD'li istihbarat yetkililerine göre, Çin ile Küba, ABD’ye karşı elektronik dinleme tesisi kurulması için gizli bir anlaşmaya vardı.

Şarku’l Avsat’ın The Wall Street Journal’dan aktardığı habere göre, Florida'dan yaklaşık 100 mil uzaklıktaki Küba'daki tesis, Çin istihbarat servislerinin birçok askeri üssün bulunduğu ABD’nin güneydoğusu boyunca elektronik iletişime erişmesine ve ABD gemilerinin hareketlerini izlemesine olanak sağlayacak.

İstihbarat yetkilileri, Çin'in nakit finansman sıkıntısı çeken Küba'ya gizli dinleme istasyonunu inşa etmesi karşılığında bir milyar doları aşan ödemeyi kabul ettiğini ve iki ülkenin prensipte anlaşmaya vardığını söyledi.

Planlanan sitenin ifşası, Küba'nın ABD anakarasına yakınlığı nedeniyle ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetiminde endişeye yol açtı. ABD'nin arka bahçesinde gelişmiş askeri ve istihbarat yeteneklerine sahip bir Çin üssü, benzeri görülmemiş yeni bir tehdit oluşturabilir.

Yetkililer, konuyla ilgili çok fazla detay vermedi.

Yeni üsle ilgili istihbarat, Biden yönetiminin bu yılın başlarında bir Çin casus balonunun ABD hava sahasındauçmasının ardından aylarca süren gerginliğin ardından Washington ile Pekin arasındaki ilişkileri iyileştirme çabalarını sürdürüyor.

Analistler, ABD'nin Çin’e coğrafi olarak yakın mesafededevam eden askeri ve istihbarat faaliyetleri nedeniyle Çin’in Küba’daki faaliyetlerini misilleme argümanıyla savunacağını belirtiyor. ABD askeri uçakları Güney Çin Denizi üzerinde sürekli biçimde devriye uçuşu yaparak elektronik gözetimyapıyor.


Vatikan: Sağlık operasyonunun ardından Papa'nın durumu iyi

AA
AA
TT

Vatikan: Sağlık operasyonunun ardından Papa'nın durumu iyi

AA
AA

Roma'daki Gemelli Hastanesinde dün 3 saatlik bir operasyon geçiren ve hastanede müşahede altında tutulmaya devam edilen Papa'nın, sağlık durumuna ilişkin, Vatikan'dan bilgilendirme yapıldı.

Vatikan Basın Ofisi'nden yapılan yazılı açıklamada, "Operasyon sonrasındaki durumu takip eden sağlık ekibi, Papa Franciscus'un uzun süreli dinlenmeyle sakin bir gece geçirdiği bilgisini verdi. Genel durumu iyi, uyanık ve kendiliğinden nefes alabiliyor. Rutin kontroller neticesinde göstergeleri iyi. Gün boyu ameliyat sonrası dinlenmesine devam edecek." ifadesi kullanıldı.

Bu arada, İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella da operasyon geçiren Papa Franciscus'a geçmiş olsun dileğinde bulundu.

Papa Franciscus'un karnındaki kesiğe bağlı fıtık ameliyatını gerçekleştiren Doktor Sergio Alfieri, dün yaptığı basın açıklamasında, Papa'nın 2 sene önce gerçekleştirilen kalın bağırsak operasyonunun ardından kesi yerinde gelişen fıtığın plastik cerrahi tarafından protez ağ yardımıyla onarıldığını aktarmıştı.

86 yaşındaki Papa'nın iyileşme süresinin, 5 ila 7 gün olacağı belirtiliyor.

2021'de kalın bağırsak ameliyatı geçirmişti

2013'te, Katolik Kilisesi'nin 266. Papası olarak seçilen Papa Franciscus'un, gençliğinde geçirdiği enfeksiyon sebebiyle tek akciğeri bulunuyor.

Papa Franciscus, 4 Temmuz 2021'de yine aynı hastanede kalın bağırsak operasyonu geçirmiş ve 10 gün boyunca hastanede gözlem altında kalmıştı.

Papa, Aralık 2022'de, İspanya'nın ABC gazetesine verdiği demeçte, sağlık gerekçesiyle görevini yerine getirememe olasılığına karşın istifa mektubunu hazır beklettiğini ifade etmişti.

Katoliklerin ruhani lideri, kısa süre önce de bu kez nefes darlığı şikayetiyle 29 Mart'ta yine Gemelli Hastanesine kaldırılmıştı. Burada solunum yolu enfeksiyonu sebebiyle tedavi gören Papa Franciscus, 1 Nisan'da taburcu edilmişti.

Papa Franciscus, dizindeki rahatsızlık sebebiyle bir süredir etkinliklere tekerlekli sandalye ile katılıyor.


Yunan lider Miçotakis, haziranda hükümet kurulamazsa üçüncü kez sandığa gidilebileceğini söyledi

AA
AA
TT

Yunan lider Miçotakis, haziranda hükümet kurulamazsa üçüncü kez sandığa gidilebileceğini söyledi

AA
AA

MEGA TV'ye konuşan Miçotakis, "(25 Haziran'daki seçimlerde) Tek başına hükümet kurulamaması halinde kaçınılmaz olarak üçüncü kez sandığa gideceğiz. Potansiyel olarak ortağımız olabilecekler, 'Sizinle hükümet kurmak istemiyoruz zira muhalefette kalmak istiyoruz.' derse bu, doğal sonuçtur. PASOK'tan bahsediyorum." dedi.

Genel seçim sonrası hükümet kurulamamıştı

Yunanistan'da 21 Mayıs'ta yapılan genel seçimlerde Yeni Demokrasi yüzde 40,79'luk oy oranıyla birinci çıkmış ancak tek başına iktidara gelmesini sağlayacak 151 milletvekili sayısına ulaşamamıştı.

Miçotakis, seçimlerin hemen ardından koalisyon seçeneğinden yana olmadığını belirterek, 2. kez sandığa gitmeyi tercih ettiğini açıklamıştı.

Muhalefet partileri de koalisyon seçeneğine sıcak bakmayınca Miçotakis, ülkeyi 25 Haziran'daki genel seçimlere taşıyacak geçici hükümetin başbakanı Yannis Sarmas'a 25 Mayıs'ta başbakanlık görevini devretmişti.

Seçim sistemi değişmişti

Yunanistan'da önceki yıllarda uygulanan seçim sistemine göre koalisyon hükümetlerine gerek kalmaması için birinci olan partiye 300 sandalyelik mecliste fazladan 50 milletvekilliği veriliyordu.

2023 genel seçimlerinde ilk kez uygulanan seçim sistemine göre ise hiçbir partiye fazladan milletvekilliği öngörülmüyor. Buna karşı mevcut sonuçlarla partilerin koalisyon kurmaması halinde halk yeniden sandığa gidiyor.

İkinci kez sandığa gidildiğinde ise birinci partiye en az yüzde 25 oy almak kaydıyla oy oranına bağlı olarak fazladan 20 ila 50 sandalye veriliyor.