Yasalar Tunus kadınlarının yanında, gerçekler ise onlara karşı

Demokratik Kadın Örgütü'nün resmi sayfası
Demokratik Kadın Örgütü'nün resmi sayfası
TT

Yasalar Tunus kadınlarının yanında, gerçekler ise onlara karşı

Demokratik Kadın Örgütü'nün resmi sayfası
Demokratik Kadın Örgütü'nün resmi sayfası

Hüda Trablesi
Tunus, Dünya Ekonomik Forumu'nun 2020 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi Raporu’na göre, cinsiyet eşitliğinde en alt sıralarda yer aldı.
En son istatistikler, son yıllarda elde ettiği yasal kazançlara rağmen Tunus'un cinsiyet eşitsizliğinde dünya ortalamasının altında, 153 ülkeden 124. sırada olduğunu gösterdi.
Kadınların siyasi yaşama katılımı konusunda ise, kadınların bakanlık portföylerine alım oranı 2018 yılında yüzde 23,1 iken 2019 yılında ise yüzde 10’a düştü.
Kadınların ekonomiye katılımında ise Tunus’un 124. sırada yer aldığı görüldü.
Tunus, 2018'de Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri arasında ikinci, 2019'da ise dördüncü sırada yer aldı.
Kanunlar yetersiz
Feminist Büşra Balhac Hamide, Independent Arabia’dan Hüda Trablesi’ye bu sonuçlara şaşırmadığını dile getirerek, “Yasalar eşitliği şart koşsa da uygulamaya dökülmediği için maalesef yeterli değil. Bazı kuruluşlar eşitlik kelimesini dillerinden düşürmese de ofislere bakıldığında bunun uygulanmadığı görülüyor. Kadınlar arasındaki dayanışma eksikliği, erkeklerin her alanda nüfuzuna yol açtı” açıklamasında bulundu.
Artık bu konuda strateji değişikliğine gidilmesi gerektiğine değinen Hamide, kadınların iş hayatına katkıda bulunmasının ve eşitlik ilkesinin uygulanmasının kârı ikiye katladığını ve verimliliği artırdığını belirtiyor.
Söz konusu raporun yayınlanmasının ardından, “Kadınların Sesi Derneği”, kadınların ekonomik projeler başlatması yolunda gerekli garantilerin alınması için finansmana erişimlerinin kolaylaştırılması, işgücü piyasasına etkin bir şekilde katılmalarının sağlanması ve onlara üst düzey pozisyonlarda eşit fırsatlar sağlanması gerektiği çağrısında bulundu.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre, dernek; özellikle ekonomik düzeyde kadınlara yapılan her türlü ayrımcılığa karşı 2017 tarihli 58 sayılı kanun hükümlerinin uygulanmasını, seçim yasasına tüm ulusal, bölgesel ve yerel düzeylerde cinsiyetlerin temsili arasında eşitlik sağlayacak şekilde yatay eşitliğin dâhil edilmesini istiyor.
Ataerkil toplum yapısı
Tunus anayasası, 2014 yılında, her alanda cinsiyet eşitliği hakkını taahhüt etmiş, bunu çeşitli onaylanmış uluslararası sözleşmelerde gerçekleştirmeye karar vermişti.
Tunus Üniversitesi Profesörü Zeynep Tucani, son seçimlerin ardından kadınların Tunus siyasi alanına katılım oranındaki düşüşü birkaç faktörle açıklıyor. Kadınlar üzerindeki egemenliği savunan ataerkil toplum yapısı, anneler çalışırken çocuklara bakacak kurumların yokluğunda kadınların hırsları ve toplumsal yükümlülükleri arasında başarılı olmada karşılaştıkları zorluklar gibi hususların bunlardan bazıları olduğuna değiniyor.
Zeynep Tucani ayrıca, “Kadınları düşünen yasaların; fırsat eşitliğine, kadınların yükselmesine, ön plana çıkmalarına dair gerçeklere ciddi bir etkisi olmuyor. Bu gerçeklere bakılırsa, kadınlar siyaset gibi ataerkilliğin, şiddetin hüküm sürdüğü faaliyetlerden uzak duruyor. Mevcut partilerdeki bölünme ve çatışmalar da kadınların bu alana katılmayı tercih etmemesine neden oluyor. Kadınların güç kazanmasındaki gecikme, erkek egemenliğine izin veren iktidarın açık bir sonucudur” dedi.
Profesör Tucani, umudunu kaybetmeyerek sözlerine şu şekilde devam ediyor:
“Bugün Tunuslu kadınlar, siyasi güç desteklerini ciddi şekilde kaybetse de yaşadıkları deneyimler sayesinde daha güçlü hale geldiler. Zirâ devrimden bu yana haklarını savunmak ve daha fazlasını istemek konusunda epey bir yol kat ettiler. Kadınlar, bazılarının düşündüğünün aksine haklarından, tam eşitlik ve güç taleplerinden vazgeçmeyecek. Önlerindeki engellerin farkındalar ve bunlara meydan okumak, bunlardan yüzleşmekten geri durmayacaklar. Hakaret ve ayrımcılığı protesto eden feminizmin sesini yükseltmeye kararlılar. Aynı zamanda vatandaşlıkları gibi haklarına da inanan geniş bir sivil toplum tarafından destekleniyorlar”



Trump'ın elçisi: Irak kritik bir dönüm noktasında ve silahlı gruplar var olduğu sürece başarılı olamaz

ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
TT

Trump'ın elçisi: Irak kritik bir dönüm noktasında ve silahlı gruplar var olduğu sürece başarılı olamaz

ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)

ABD Başkanı'nın Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya dün yaptığı açıklamada, Irak'ın kritik bir dönemeçte olduğunu ve silahlı grupların devletle rekabet edip devletin rolünü baltaladığı bir ortamda hiçbir ulusun başarılı olamayacağını söyledi.

Savaya, Irak'taki bölünmüşlüğün ülkenin uluslararası konumunu zayıflattığını, ekonomisini boğduğunu ve ulusal çıkarlarını koruma yeteneğini sınırladığını belirterek, hükümetin ülkeyi bölgesel çatışmalardan uzak tutan ve ulusal önceliklere odaklanan bir yaklaşım izlediğinde, istikrarın mümkün olduğunu kanıtladığını ifade etti.

Irak'ta istikrarın sağlanmasının sorumlu liderlik ve devleti ve kurumlarını güçlendirmeye yönelik kararlı bir yaklaşım gerektirdiğini vurgulayan yetkili, siyasi ve dini liderlerin kararlarının, Irak'ın egemenlik ve güç yolunda ilerleyip ilerlemeyeceğini veya parçalanma ve gerilemeye doğru kayıp kaymayacağını belirleyeceğini belirtti.

Trump'ın liderliğinde Amerika Birleşik Devletleri'nin bu kritik dönemde Irak'ı desteklemeye tamamen hazır olduğunu teyit etti.


Yoksulluk içinde boğulan Gazze, iki aylık kırılgan ateşkesi sona erdirdi

Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)
Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)
TT

Yoksulluk içinde boğulan Gazze, iki aylık kırılgan ateşkesi sona erdirdi

Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)
Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)

Gazze Şeridi, İsrail ve Hamas arasında geçen ekim ayında başlayan kırılgan ateşkes anlaşmasının üçüncü ayına dün girdi. Kuşatma altındaki halk, İsrail'in ihlalleri ve ciddi yardım eksikliğiyle birlikte iki ay geçirdi.

Gazze Şeridi'ni kasıp kavuran şiddetli hava koşulları ve yoğun yağışlar, halihazırda bir bebeğin soğuktan ölmesiyle sonuçlanan zorlu koşulları gidermek için gerekli malzemelerin ulaştırılmasının aciliyetini bir kez daha vurguladı. Birleşmiş Milletler Filistinli Mülteciler Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), yağışların neden olduğu artan acıların "tıbbi ve yeterli barınma malzemeleri de dahil olmak üzere insani yardımın kesintisiz akışı yoluyla önlenebileceğini" belirtti.

Bu arada, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir dün, Hamas'ın askeri kanadına adını veren, İsrail sınırları içinde bulunan tarihi lider İzzeddin el-Kassam'ın türbesini kaldırma sözü verdi. Ben-Gvir, güvenlik güçleri ve bir vinç eşliğinde, Suriye doğumlu el-Kassam'ın türbesinin yanına kurulan dua çadırını sökerken çekilmiş bir video yayınladı. Hamas, güvenlik bakanının eylemlerinin "kutsallığa karşı eşi benzeri görülmemiş bir ihlal ve kutsal yerlere saygısızlık" olduğunu ifade etti.


Ateşkesin zorlu eşiği: Silahsızlanma maddesi ABD–İsrail–Hamas üçgenini kilitliyor

TT

Ateşkesin zorlu eşiği: Silahsızlanma maddesi ABD–İsrail–Hamas üçgenini kilitliyor

Ateşkesin zorlu eşiği: Silahsızlanma maddesi ABD–İsrail–Hamas üçgenini kilitliyor

İsrail, ABD Başkanı Donald Trump’ın ekimde ilk aşaması uygulamaya giren Gazze ateşkes planı kapsamında Hamas’ın tamamen silahsızlandırılması şartında ısrarını sürdürüyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilerle Tel Aviv, Hamas’ın uzun süreli bir ateşkes karşılığında silahların “dondurulması” yönündeki önerisini reddetti.

Fransız Haber Ajansı AFP bugün (Perşembe) konuşan bir İsrailli yetkili, “20 maddelik plan çerçevesinde Hamas’ın geleceği yok; örgüt silahsızlandırılacak” dedi. Aynı yetkili, “Gazze tamamen silahtan arındırılmış olacak” ifadelerini kullandı.

Bu açıklamalar, Hamas’ın yurtdışı siyasi büro şefi Halid Meşal’in Al Jazeera’da yayımlanan röportajında, “Direnişin tamamen silahsızlanması kabul edilemez. Silahların dondurulması veya muhafaza edilmesi gibi seçenekler tartışılıyor” sözlerinin ardından geldi.

y
Hamas lideri Halid Meşal (X)

İsrail Ordu Radyosu da Tel Aviv’in “Gazze’nin tamamen silahsızlandırılması” talebini yinelerken, ABD ile konuya dair “sürekli koordinasyon” yürütüldüğünü aktardı.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşması, Hamas ve diğer silahlı grupların silahsızlandırılmasını öngörüyor.

ABD yönetimi son günlerde daha esnek bir yaklaşım sergiliyor

Hamas’ın üst düzey bir kaynağı, Şarku’l Avsat’a konuşarak Trump yönetiminin silahsızlanma vurgusunu sürdürmekle birlikte, son dönemde arabulucular ile hareket arasında dolaşan bazı önerilere “daha açık” bir tutum sergilediğini belirtti.

Aynı kaynak, “Hareketin sunduğu ve arabulucuların geliştirdiği çeşitli fikirler var. Hâlâ farklı taraflarca iletilen yeni formüller tartışılıyor; amaç ikinci aşamaya geçişi hızlandırmak” dedi.

Bu beklenti, ABD’nin son açıklamalarıyla çelişiyor. ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Mike Waltz, İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog’la görüşmesinde, Washington’un “Hamas’ın kendini yeniden inşa etmesine asla izin vermeyeceğini” söyledi.

f
ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Mike Waltz (AFP)

Hamas kaynakları, temasların sürdüğünü ve sürece dair “her zamankinden daha ciddi bir irade” oluştuğunu ifade ediyor. Hareket, silahların korunması, depolanarak “dondurulması” veya bir Arap ya da İslam ülkesinin gözetimine devredilmesi gibi formüllerin değerlendirilebileceğini düşünüyor.

Hamas içerisinden bir başka kaynak, arabulucuların “silahsızlandırma, uluslararası güç konuşlandırılması ve Gazze’nin yönetimi gibi konularda ABD ile geniş bir anlayış zemini yaratabileceğini” belirtti.

Meşal, “silahtan arındırma değil dondurma” önerisini anlatırken, “İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının tekrarlanmayacağına dair sağlam garantiler sağlayacak bir çerçeve oluşturmak istiyoruz” dedi.

“Filistin yönetiminin rolü”

İsrail, Hamas’ın elindeki son İsrailli rehinenin naaşı teslim edildikten sonra planın ikinci aşamasına geçilmesinde ısrar ediyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçişin “yakın” olduğunu belirtti ancak “Gazze’nin silahsızlandırılması gibi zorlu dosyalar bulunduğunu” ifade etti.

sdfrg
Filistin Ulusal Güvenlik Kuvvetleri'ndeki Özel Harekat Birimi 101 (Ulusal Güvenlik web sitesi)

Tartışmalar sürerken, Filistin yönetimi ise Gazze’de tam yetki devrinde ısrar ediyor. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, son günlerde Arap, İslam ve Avrupa liderleriyle temaslarında yönetimin Gazze’de sorumluluk üstlenmeye hazır olduğunu vurguladı.

Hamas, bu pozisyona kamuoyu önünde yanıt vermese de, hareketin üst düzey bir kaynağı Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Filistin yönetiminin Gazze’de sorumluluk üstlenmesine karşı değiliz; ancak bunun ulusal bir uzlaşı programına dayanması gerekir” dedi.

Kaynak, “İsrail’in Gazze’de Filistin yönetiminin herhangi bir rolünü reddettiğini ve bu engelin aşılması için uluslararası baskıların devrede olduğunu” belirtti.