En çok Irak vatandaşları konut aldı

En çok Irak vatandaşları konut aldı
TT

En çok Irak vatandaşları konut aldı

En çok Irak vatandaşları konut aldı

2020’nin ilk ayında Türkiye’de 113 bin 615 konut satılırken, uyruklarına göre bakıldığında en çok konutu Irak vatandaşlarının aldığı görüldü. Böylelikle sadece Ocak ayında Irak vatandaşlarına 739 konut satıldığı kaydedildi.
Medya takip kurumu Ajans Press, konut ile alakalı basına yansıyan haber adetlerini inceledi. Ajans Press ve ITS Medya dijital basın arşivinden derlediği bilgilere göre geçen yıl konut ile alakalı basına 71 bin 935 haber yansıdığı tespit edildi. Sadece Ocak ayında çıkan yansımalar incelendiğinde ise 6 bin 984 adet olduğu görüldü. Haber başlıkları incelendiğinde Elazığ’da meydana gelen deprem sonrası konutların depreme dayanıklılığı, DASK’ın olup olmadığı gibi farklı konuların tartışıldığı belirlendi. Faizlerin düşmesiyle beraber yaşanan hareketlilik de bir diğer konuşulan başlık oldu.
Ajans Press’in, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden elde ettiği bilgilere göre, Ocak ayı konut satış istatistikleri belli oldu. 2020’nin ilk ayında Türkiye’de 113 bin 615 konut satılırken, uyruklarına göre bakıldığında en çok konutu Irak vatandaşlarının aldığı görüldü. Böylelikle sadece Ocak ayında Irak vatandaşlarına 739 konut satıldığı kaydedildi. Irak’ı sırasıyla takip eden ülkeler ise 678 konut ile İran, 254 konut ile Rusya Federasyonu, 204 konut ile Afganistan ve 142 konut ile Yemen, 133 konut ile Almanya, 121 konut ile Kuveyt, 110 konut ile Suudi Arabistan, 107 ile Ürdün, 101 ile de Filistin olarak gözlendi.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe