Ebu Gayt, Kahire'deki Arap Birliği genel merkezinde Griffiths ile bir araya geldi

Ebu Gayt, Kahire'deki Arap Birliği genel merkezinde Griffiths ile bir araya geldi
Ebu Gayt, Kahire'deki Arap Birliği genel merkezinde Griffiths ile bir araya geldi
TT

Ebu Gayt, Kahire'deki Arap Birliği genel merkezinde Griffiths ile bir araya geldi

Ebu Gayt, Kahire'deki Arap Birliği genel merkezinde Griffiths ile bir araya geldi
Ebu Gayt, Kahire'deki Arap Birliği genel merkezinde Griffiths ile bir araya geldi

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Yemen hükümeti ile Husiler arasında yapılan esir takası anlaşmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Yemen hükümet yetkilisinin açıklamasında, Husiler ile imzalanan anlaşmanın ilk aşamasında bin 420 mahkûm ve esirin serbest bırakılacağı bildirildi. Genel Sekrete Ebu Gayt, dün Kahire'deki Arap Birliği genel merkezinde Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths’i ağırlayarak bu süreçteki çabalarından dolayı tebrik etti.
Yemen’deki meşru hükümet ve Husi grubu Amman gerçekleştirdikleri görüşmelerde ulaştıkları anlaşma ile mahkûm ve esirlerin takas edilmesi dosyasında kısmi bir ilerleme kaydettiler. Bu ilerleme, yeniden başlayan görüşmelerin üzerinden yaklaşık bir hafta geçmesinden sonra kaydedildi. 
Arap Birliği Genel Sekreterliğinden bir kaynağın aktardığına göre Ebu Gayt, yaşanan bu gelişmenin, Yemen’deki çatışmaların barışçıl bir şekilde çözülmesi yönünde artan fırsatlara katkıda bulunarak askeri gerilimin azaltılması için bir adım olmasını ümit ettiğini söyledi. Bu çözümün, son yıllarda savaş belası ve bunun ağır insani maliyetiyle karşı karşıya kalan Yemen halkının yararına olacağını dile getiren Ebu Gayt, ülkenin bağımsızlığı ve egemenliğinin yanı sıra komşularının güvenliğinin sağlanması hususunda da atılan bu adımın oldukça önemli olduğunu vurguladı.
Takaslar bir ay içinde gerçekleştirilecek
Öte yandan Yemen hükümetinden bir yetkili, Ürdün’ün başkenti Amman'da mahkûm ve esirlerin serbest bırakılmasıyla ilgili yapılan anlaşmanın ilk aşamasının bir ay içinde kademeli bir şekilde uygulanacağını söyledi.
Şarku’l Avsat’a konuşan İnsan Hakları Bakanı Yardımcısı ve hükümetin müzakere heyeti üyesi Macid Fadail, Amman'da kararlaştırılan mahkûm ve esirlerin serbest bırakılmasıyla ilgili yapılan anlaşmanın ilk aşamasının önümüzdeki günlerde başlayacağını ve yaklaşık bir ay süreceğini belirtti. Ayrıca Fadail, ilk aşama kapsamında, Suudi ve Sudanlıların da aralarında bulunduğu bin 420 mahkûm ve esirin serbest bırakılacağını açıkladı.
Meşru Yemen hükümeti ve Husi grubu Amman’da, konuya ilişkin istişarelerin başlamasından yaklaşık 1 hafta sonra esir ve tutuklu takası hususunda kısmi bir atılımı teşkil eden bir anlaşmaya vardılar. Fadail, önümüzdeki günlerde takas sürecini tamamlamak üzere lojistik konularda Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi’nin Ofisi ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ile koordineli bir şekilde hareket edileceğini söyledi. Bu anlaşmanın yeni olmadığını ve bunun toplantıları bir yıl önce sona eren Stockholm Anlaşması’nın bir devamı olduğunu dile getiren Fadail, Amman'da varılan bu anlaşmayı bir atılım olarak nitelendirdi.
Herhangi bir kaçamak veya mazeret olmaksızın yapılan anlaşmanın uygulanmasının Husi milislerinin samimiyetine bağlı olduğuna dikkat çeken yetkili, “Umarım milisler bu sefer anlaşmaya bağlı kalırlar. Bu gelişme, mahkûm ve esir ailelerinin yanında oldukça önemli bir ilerlemeyi temsil ediyor” ifadelerini kullandı.
Mahkûm ve esirlerin takas edilmesi meselesi 13 Aralık 2018'de BM’nin arabuluculuğuyla Husi milisleri ile meşru Yemen hükümeti arasında imzalanan Stockholm Anlaşması'nda gündeme geldi. Yemen'deki çatışmanın taraflarının temsilcileri, çatışmanın başlangıcından bu yana ilk geniş ölçekli esir takası için ayrıntılı bir plan üzerinde anlaştılar. BM Yemen Özel Temsilcisi Griffiths, bu anlaşmayı, tarafların yükümlülüklerini yerine getirmeleri yolunda atılan ilk adım olarak nitelendirdi.



Komutanı tarafından Gazze'ye girmeye zorlanan İsrail askeri intihar girişiminde bulundu

Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
TT

Komutanı tarafından Gazze'ye girmeye zorlanan İsrail askeri intihar girişiminde bulundu

Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)

İsrail medyası, Gazze Şeridi'ne yönelik savaşın zorlukları nedeniyle sadece bir hafta içinde dört İsrail askerinin intihar ettiğini bildirdi. İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, komutanlarının sorumsuz davranışlarına karşı çıkan birlikteki arkadaşlarının uyanıklığı olmasaydı neredeyse listeye katılacak olan beşinci bir askerin hikayesini açıkladı.

Muhabir Carmela Menashe, askerlerden alıntı yaparak, arkadaşlarının ‘Gazze'ye girmeyi reddettiğini, ancak komutanının onu zorladığını, bunun üzerine askerin silahın namlusunu ağzına dayadığını ve kendini vurmakla tehdit ettiğini, bunun üzerine komutanın onu hafta sonu izninden men ederek cezalandırmaya karar verdiğini’ anlattı.

dfgthy
Meslektaşlarının cenaze töreni için mezarlığa giden yaralı İsrail askerleri, 8 Temmuz 2025 (AP)

İsrailli muhabire göre, ‘asker başlangıçta kabul etti ve Gazze'ye girdi. Ancak sonra geri döndü ve tekrar dışarı çıkmak istedi; komutana orada kalamayacağını açıklamaya çalıştı. Komutan onu hafife aldı ve onu başka cezalarla tehdit etti. Birlikteki arkadaşları son anda devreye girerek intihar etmesini engelledi ve onu psikolojik destek subayıyla görüşmeye zorladı.’

Psikolojik destek subayı, askerin durumunun Gazze Şeridi'ne girmesine izin vermediğine karar vererek onu birlik dışında tedavi görmesi için göndermiş; psikolojik durumunun ciddi olduğu teşhis edilmiş ve askerin ordudan tamamen terhis edilerek tedavi altına alınmasına karar verilmiş.

Muhabir, “Askerin durumu benzersiz değil; savaş binlerce askeri travmatize ediyor. Zamanında gerekli tedaviyi görmeyenler kendilerini ciddi bir depresyon içinde buluyor ve bu da aşırı durumlarda intihara yol açabiliyor” dedi.

4 asker intihar etti

Tel Aviv medyası sadece geçen hafta dört askerin intihar ettiğini ve savaşın başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana intihar eden asker sayısının 44'e yükseldiğini duyurdu.

İntihar eden askerlerin çoğunluğunun aktif görevdeki yedek askerler olduğunu belirten Haaretz gazetesi, İsrailli askeri kaynaklara dayandırdığı haberinde intihar eden askerlerin büyük bir kısmının savaş sırasında psikolojik durumlarını önemli ölçüde etkileyen durumlara maruz kaldıklarını aktardı.

xcvfgbh
Temmuz 2025'te Gazze Şeridi'nde öldürülen meslektaşlarının cenaze töreninde ağlayan İsrailli askerler (AFP)

Gazete, orduda aktif görevde olan İsrailli askerlerin intihar oranlarının önceki yıllara göre artış gösterdiğini doğruladı.

Kaynaklar, intiharların bazen iç raporlarda ‘çatışma dışı ölüm’ veya ‘soruşturma altındaki durumlar’ gibi muğlak etiketler altında kategorize edilmesi nedeniyle gerçek sayının daha yüksek olabileceğini tahmin ediyor.

Şarku’l Avsat’ın Haaretz'den aktardığına göre İsrail ordusu, 2024 yılının başından bu yana yaklaşık bin 600 askerin travma sonrası stres semptomlarından mustarip olduğunu kabul ediyor ve bu da yaklaşık 250 askeri ruh sağlığı nedenleriyle terhis etmesine neden oldu.

Veriler intihar eden askerlerin çoğunun geçtiğimiz mart ayında yeniden başlayan savaştan bu yana çatışmaların devam ettiği Gazze'deki çatışmalara katıldığını gösteriyor.

cdfgthy
Temmuz ayında Gazze'de öldürülen bir İsrail askerinin cenaze töreninden (EPA)

Cepheden dönen askerlerin psikolojik olarak yalnızlaştığı ve özellikle muharebe tugaylarına yeni katılanlar ile dışlanmış sosyal sınıflara mensup askerlere yeterli psikolojik bakım sağlanmadığı belirtiliyor.

Ordu, sahadan dönen askerlerle ilgili sessiz bir iç krizle karşı karşıya; bu askerler fiziksel yaralanmaların ötesinde derin psikolojik yaralar da taşıyor ve bu da bazılarının son bir kaçış olarak intiharı seçmesine neden oluyor.

Gözlemciler Gazze savaşının sadece Filistinlileri tüketmekle kalmadığını, aynı zamanda İsrail'in iç cephesinde de giderek artan bir çatlağa neden olduğunu, askerlerin karada savaşırken psikolojik kaderlerinin havada asılı kaldığını düşünüyor.