Rusya Dışişleri Bakanlığı: Rusya-Türkiye görüşmesinde İdlib anlaşmasına bağlılık teyit edildi

Yerlerinden edilmiş insanlar İdlib’in kuzeybatısındaki bir kampta (AFP)
Yerlerinden edilmiş insanlar İdlib’in kuzeybatısındaki bir kampta (AFP)
TT

Rusya Dışişleri Bakanlığı: Rusya-Türkiye görüşmesinde İdlib anlaşmasına bağlılık teyit edildi

Yerlerinden edilmiş insanlar İdlib’in kuzeybatısındaki bir kampta (AFP)
Yerlerinden edilmiş insanlar İdlib’in kuzeybatısındaki bir kampta (AFP)

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Rusya ve Türkiye’nin İdlib ile ilgili mevcut anlaşmalara bağlı kaldığının teyit edildiğini açıkladı.
Reuters’ın aktardığına göre Bakanlığın, Türk ve Rus heyetlerin İdlib konusunda yaptığı görüşmeler hakkındaki açıklamasında, Türkiye'nin Suriye rejim güçlerinin bölgeden çekilmesi talebine değinilmedi.
Söz konusu açıklamada, "Görüşmede, İdlib ve Suriye'nin diğer bölgelerinde uzun vadeli güvenlik ve istikrarın sağlanmasının, ülkenin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğüne bağlılık temelinde mümkün olduğu vurgulandı” denildi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise Ankara’da düzenlediği basın toplantısında, İdlib’in korunması ve sivillerin güvenliğini sağlamak için bölgeye askeri tahkimat ve sevkiyatın devam edeceğini söyledi.
Kalın, Moskova ile devam eden müzakerelere rağmen rejim güçlerinin saldırılarına karşılık verileceğini vurguladı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de Rus ve Türk heyetin iki gün üst üste yaptığı görüşmeler hakkında, “Rejim önceki sınırlarına çekilmezse askeri hazırlıkları yaptığımız karşı tarafa iletildi. İnsani felaketin önlenmesi için zorunlu bir yaklaşım. Bu durum iletildi” dedi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Rus savaş uçaklarının Türkiye’nin desteklediği muhalif grupların Ebu Hazra ve Ayn İsa’nın kuzeyindeki Serkirak silolarındaki mevzilerini vurduğunu açıkladı.
SOHR ayrıca Türkiye desteklediği grupların Rakka’nın kuzeyindeki Ayn İsa beldesine bağlı Mişerfa köyünü hedef aldığını iddia etti. Herhangi bir can veya mal kaybı olduğuna ilişkin ise herhangi bir bilgi verilmedi.
Birleşmiş Milletler (BM), rejim güçlerinin hava saldırılarının ülkenin kuzeydoğusunda yerlerinden edilmiş insanların barındığı kamplar ve hastaneleri hedef aldığına dikkat çekerek, rejim güçlerinin son saldırısında 300 sivilin hayatını kaybettiğini duyurdu.
BM yetkilileri, çoğu çocuk ve kadınlar olmak üzere yaklaşık bir milyon sivilin sert kış koşullarında Türkiye sınırına doğru kaçmasının yardım kuruluşlarının gücünü aştığını ve insani krizin büyüdüğünü ifade etti.
BM ayrıca rejimin saldırılarının başlamasından bu yana kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık 900 bin kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını da duyurdu.



Amerikan istihbaratı: İsrail çağrı cihazı operasyonunu 15 yıldır planlıyordu

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)
TT

Amerikan istihbaratı: İsrail çağrı cihazı operasyonunu 15 yıldır planlıyordu

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)

Amerikan istihbarat yetkilileri, İsrail'in Lübnan Hizbullahı'na yönelik düzenlediği çağrı cihazı operasyonunu 15 yıldır planladığını bildiriyor. 

Amerikan medya kuruluşu ABC News'ün görüştüğü ve kimlikleri gizli tutulan istihbarat yetkilileri, İsrail'in çağrı cihazlarını paravan şirketler aracılığıyla Lübnan'a soktuğunu belirterek, bunun riskli bir operasyon olduğuna dikkat çekiyor.

İstihbarat kaynakları, CIA'in de bir dönem bu taktiği kullanmayı düşündüğünü fakat sivillere yönelik risk nedeniyle böyle bir adım atılmadığını belirtiyor.

Yetkililer, İsrail istihbaratının saldırıyı paravan şirketler kullanarak planladığını ve bu firmalardaki görevlilerin bir kısmının "kime bağlı çalıştığından habersiz olduğunu" öne sürüyor. 

Mossad'ın paravan firmalar kullanarak çağrı cihazlarına patlayıcı yerleştirip Lübnan'a soktuğuna dair ilk iddia, Amerikan gazetesi New York Times'ın (NYT) 18 Eylül'deki haberinde paylaşılmıştı. 

NYT'ye konuşan kaynaklar, Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket aracılığıyla çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğunu iddia etmişti. Macaristan merkezli bu paravan şirketin, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı ürettiği savunulmuştu. 

İsrailli istihbarat yetkilileri, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini belirtmişti. 

ABC News, konuştuğu istihbarat kaynaklarının bu bilgileri doğruladığını aktarırken, BAC ve Gold Apollo'yla iletişime geçildiğini fakat firmalardan yanıt alınamadığını bildiriyor.
İsrail Başbakanlık Ofisi'ne bağlı Ulusal Siber Direktörlük'ün eski genel müdür yardımcısı Refael Franco, Times of Israel'e verdiği söyleşide, saldırıların ardından Hizbullah'ın yeniden bir iletişim sistemi kurmasının zor olacağını savunuyor ve ekliyor: 

İletişim kurmanın bir yolu olmadığında binlerce savaşçıyı ve birimi kontrol etmek zor, bu onları birkaç yıl geri götürecek.

Franco da İsrail'in çağrı cihazlarını "paravan şirketler aracılığıyla almış olabileceğine" dikkat çekiyor. Eski istihbarat yetkilisi, Hizbullah'ın yıllarca bu patlayıcı dolu çağrı cihazlarından şüphelenmediğini belirtirken, Tel Aviv'in yeni hedefinin Hizbullah'ın bütün tedarik zincirinin akışını çözmek olduğunu söylüyor.

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmıştı. Ertesi gün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşmişti. Olaylarda en az 37 kişi yaşamını yitirirken, 2 bin 931 kişi de yaralanmıştı. Tel Aviv saldırıyı resmi olarak üstlenmedi. Reuters'ın Lübnanlı güvenlik yetkililerine dayanarak aktardığına göre, saldırıdan birkaç saat önce bile Hizbullah çağrı cihazı dağıtıyordu. 

İsrail'in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Danny Danon, dünkü açıklamasında Hizbullah'a yönelik saldırıların devam edebileceği sinyalini vererek şunları söyledi: 

Hizbullah'ın provokasyonlarına devam etmesine izin vermeyeceğiz. Bu eylemler uluslararası hukuku ihlal etmektedir ve İsrail kendini savunacaktır.

Independent Türkçe, Times of Israel, ABC News, Haaretz