İdlib'de Erdoğan ve Putin arasında 'gerilimi tırmandırma' politikası

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
TT

İdlib'de Erdoğan ve Putin arasında 'gerilimi tırmandırma' politikası

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İdlib'de ‘brinkmanship’ (gerilimi tırmandırma) politikası oynuyor.
İdlib sahnesinde ikisi de kartlarını ortaya koyuyor ancak bu gerilimin sonuçları stratejik meselelerle bağlantılı görülüyor.
Bu gerilimin sonuçlarından biri Soçi Mutabakatı ile Adana Mutabakatı arasındaki birleşme olabilir.
Putin’in İdlib’e bakışı
Putin, Suriye rejim güçlerinin, M5 olarak bilinen Halep ve Şam arasındaki karayolunun kontrolünü yeniden kazanmak ve Suriye'nin ekonomik başkenti Halep'in kontrol çemberini genişletmek amacıyla yürüttüğü saldırılara liderlik etti.
Rus savaş uçaklarının, ülkenin kuzeybatısındaki hastaneler ve okullar gibi muhalefetin alt yapısını dağıtmasına ve askeri operasyonların, yaklaşık bir milyon sivili Türkiye sınırlarına doğru savurmasına izin verdi.
Putin’in hedefi, M4 olarak bilinen Halep-Lazkiye yolunu açmak. Bu da, NATO ile Suriye sınırına daha fazla sivil yığılması anlamına geliyor.
Rus düşüncesine aşina bir Batılı yetkiliye göre Putin, öncelikle rejim bölgelerinin ekonomik arterlerini açmayı düşünüyor.
Bu, Şam’a yönelik ‘maksimum baskıya’ dayalı ABD planına karşı Moskova'nın desteğiyle ekonomik hareketi yeniden canlandırma amaçlanıyor. Pratikte, önümüzdeki Haziran ayında ‘Sezar Yasası’  (Suriye Sivil Koruma Yasası ç.n.) uygulanmaya başlamadan önce ‘oldubitti’ şeklinde bir adım olacak.
Bu durum ayrıca Putin için 2021’deki Suriye devlet başkanlık seçimleri yaklaşırken gerçekleri dayatmak, Rusya'nın ‘rejimi meşrulaştırmak’ ve Şam'ı ‘Arap ailesine’ döndürmek için bir halkla ilişkiler kampanyası yürütmesine izin verilmesi anlamına da geliyor.
Rusya Savunma Bakanlığı, ‘kuşat, yok et ve yönet’ olarak bilinen, insanların tahliye edilmesi, bölgenin yıkılıp yeniden imar edilmesi ve ardından iskân edilmesini öngören ‘Grozni modeli’ni Suriye’de uygulamak istiyor.
Bu nedenle, Suriye’nin kuzeybatısı ile ilgili Soçi Mutabakatı, Rusya'nın ‘Suriye egemenliğinin kademeli olarak kazanılması’ algısının bir parçasıdır.
Silah ya da diplomasi yoluyla bu hedefe ulaşmak için müzakere ve çatışmalar arasında bir ‘tamamlayıcılık’ var.
Peki Putin neye güveniyor?
Askeri gücü, Suriye’deki anahtarın sahibi olması ve ülkedeki en önemli aktör olma gerçeğinin yanı sıra Türkiye’nin Suriye’deki varlığını ‘yasa dışı’ görerek onu zayıflatan ülkelerden kabul görmesi. Ayrıca Tahran'ın şu anki pozisyonuyla İdlib'de Moskova ve Şam ile yakınlaşmasına da güveniyor.
Erdoğan için İdlib konusu ne anlam taşıyor?
Erdoğan, İdlib konusunu ‘ulusal güvenlikle ilgili bir iç mesele’ olarak görüyor.
İdlib ve kırsalına askeri ve ekipman açısından benzeri görülmemiş takviyeler gönderdi.
Savunma mevzilerini hala korumakla birlikte Şam ve Moskova'ya karşı siyasi söyleminin tonunu artırdı.
Türk müzakere heyeti aracılığıyla, rejim güçlerinin Şubat sonuna kadar Soçi Mutabakatı’na ilişkin haritada yer alan temas hatlarına dönmesi gerektiğini bildirdi.
Türk askerlerini hedef alan bazı saldırılardan Moskova’yı sorumlu tuttu. Herhangi bir yeni saldırıya ise ‘kapsamlı bir misilleme’ ile karşılık sözü verdi.
Peki Erdoğan neye güveniyor?
Putin’in ekonomik ve askeri olarak ikili ilişkilerin gelişmesi ya da Rus S-400 hava savunma sisteminin ABD menşeili Patriot’ların yakınlarına konuşlandırılması gibi NATO üyesi bir devletle elde ettiklerini kaybetme riskine girmeyeceğini düşünüyor.
Erdoğan ayrıca Batı ülkelerinden, özellikle de ABD’den aldığı desteğe güveniyor.
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Türkiye ziyaretinde yaptığı açıklamada, ülkesinin NATO müttefiki Türkiye’nin yanında olduğunu ve Ankara'nın Soçi kapsamında ateşkes bölgesinin temas hatlarını eski haline getirme konusundaki taleplerini desteklediğini dile getirdi. Diplomatik ve istihbarat desteği sözü de verdi.
ABD Başkanı Donald Trump ise Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinde, İdlib'deki şiddet konusunda endişelerini ifade etti.
Pratikte, Erdoğan, ABD ve Batı ülkelerinin, Rusya ve Türkiye arasındaki boşluğa yatırım yapma konusundaki isteğine güveniyor.
Putin ve Erdoğan’ın müzakere heyeti, görüşmelerde taleplerini masaya koydu.
Erdoğan, ABD desteğinin sınırlarını ve askeri boyuta ulaşmayacağını biliyor.
Putin ise ‘Atlantik oyuncusunun’ önemi ile ‘Yeni Sovyet’in bölgesel müttefiklerinden aldığı desteğin sınırının farkında.
Bu nedenle, kapı hala bir anlaşmaya açık.
‘Gerilimi tırmandırma’ politikası, ‘Sultan’ ve ‘Çar’ arasındaki bir zirveyle kutsanacak yeni bir anlaşmayla sonuçlanabilir. Olasılıklardan biri, Türkiye’nin Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde yeniden konuşlanması karşılığında Rusya’nın M4 ve M5 yollarının kuzeyinde yeni temas hatlarına erişmesi olabilir.
Türkiye'nin mevcudiyetine ‘yasal’ bir boyut kazandırmak ve Şam ile Ankara arasında, Moskova ve Ankara’nın dün yeniden devriyelere başladığı Fırat’ın doğusuna uzanan siyasi pencereler açılması için Soçi Mutabakatı ve Adana Mutabakatı birleştirilebilir.



Kuzey Kore'ye sızan ABD askeri suçunu itiraf ettikten sonra serbest bırakıldı

Er Travis King, sınırdan kaçışıyla ilgili 14 suçlamayla karşı karşıya kaldı (Reuters)
Er Travis King, sınırdan kaçışıyla ilgili 14 suçlamayla karşı karşıya kaldı (Reuters)
TT

Kuzey Kore'ye sızan ABD askeri suçunu itiraf ettikten sonra serbest bırakıldı

Er Travis King, sınırdan kaçışıyla ilgili 14 suçlamayla karşı karşıya kaldı (Reuters)
Er Travis King, sınırdan kaçışıyla ilgili 14 suçlamayla karşı karşıya kaldı (Reuters)

Avukatı, geçen yıl Kuzey Kore'ye yasadışı yollardan sızan bir ABD askerinin, kendisini 12 ay hapis cezasına çarptıran mahkemeyle yaptığı anlaşmanın bir parçası olarak firar suçunu kabul ettiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre avukatı, Travis King'in iyi hali ve cezaevinde geçirdiği süre nedeniyle mahkeme tarafından serbest bırakıldığını söyledi.

King, Temmuz 2023'te Kore yarımadasını ikiye bölen askerden arındırılmış bölgeden geçerek Güney Kore'den Kuzey'e kaçmasıyla ilgili 14 suçlamayla karşı karşıya idi.

Ancak dün (Cuma) askeri yargıç tarafından kabul edilen anlaşmanın bir parçası olarak sadece beş firar, bir astsubaya saldırı ve bir subayın emirlerine itaatsizlik suçlarını kabul etti.

Avukat Franklin Rosenblatt tarafından yapılan açıklamada, “Yargıç, savunma anlaşmasının şartları uyarınca Travis'i bir yıl hapis cezasına, E-1 rütbesine indirilmeye, tüm maaş ve sosyal haklardan mahrum bırakılmaya ve onursuz bir şekilde terhis edilmeye mahkûm ettiği” belirtildi.

Rosenblatt, “Cezasını çeken ve iyi halden dolayı Travis artık özgür ve evine dönecek” dedi.

Avukat Rosenblatt, “Travis King’in hayatı boyunca zor bir yetiştirilme tarzı, suç ortamlarına maruz kalma ve akıl sağlığıyla ilgili mücadeleler de dahil olmak üzere önemli zorluklarla karşılaştığını” söyledi.

Savcı Binbaşı Alison Montgomery askeri mahkemenin kararını “adil ve Er King tarafından işlenen suçların ciddiyetini yansıtan” bir karar olarak nitelendirdi.