Suriyeli muhalifler M5 karayolunun açılmasını nasıl görüyor?

Suriye rejim güçlerine bağlı bir unsur Halep-Şam yolunun üzerinde (AFP)
Suriye rejim güçlerine bağlı bir unsur Halep-Şam yolunun üzerinde (AFP)
TT

Suriyeli muhalifler M5 karayolunun açılmasını nasıl görüyor?

Suriye rejim güçlerine bağlı bir unsur Halep-Şam yolunun üzerinde (AFP)
Suriye rejim güçlerine bağlı bir unsur Halep-Şam yolunun üzerinde (AFP)

Suriye’nin kuzeyindeki şehirleri, güney ve batıdaki şehirlere bağlayan M4 ve M5 karayolu ülkede çatışan bölgesel ve uluslararası taraflar için kilit rol oynuyor. Suriye ordusu geçtiğimiz günlerde başkent Şam ve Halep arasındaki M5 karayolunun açıldığını duyurdu. Halep-Lazkiye yolunun ise halen kapalı olduğu biliniyor.
Peki, Suriyeli muhalifler M5 karayolunun açılmasını nasıl görüyor?
Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) yönetici kadrolarından Albay Mustafa Bakur, “Rusya, M5’in doğusunda 20 kilometre derinlikte ve 6 Türk gözlem noktasının içinde bulunduğu bölgelerde ve İdlib kırsalındaki 3 ana şehirde, Han Şeyhun, Maarrat En-Numan ve Serakib ile Morek kasabasında kontrolü ele geçirdikten sonra mümkün olan her türlü yol ve askeri operasyonlarla muhalif grupları halihazırda uluslararası iki yoldan (M4 ve M5) uzak tutmaya çalışıyor” dedi.
Bakur, “Suriye’ye askeri müdahalesinden bu yana Rusya M5’e ayrı bir önem verdiği görülebiliyor. Ayrıca muhalifler veya garantör ülkelerle yaptığı her türlü anlaşmada yollarla ilgili konuya yer vermeye çalıştı. Anlayacağımız şu; bu yollarda kontrolü ele geçirmek istiyor. Rusya’nın bu yöndeki eğilimi, iki yıl önce Humus’ta rejim ve muhalifler arasında yapılan uzlaşı anlaşmasında ve askeri operasyonlar sırasında açıkça görülüyor. Nitekim Rusya Şam-Humus uluslararası kara yolu, Humus-Hama uluslararası kara yolunda kontrolü ele geçirdi. Son günlerde de rejim Rusya’nın desteğiyle İdlib kırsalı içinde kalan M5 karayolunun tamamında kontrolü ele geçirmek istiyor” diye konuştu.
Bakur, M5 karayolunu ele geçirmenin ekonomik hedefiyle ilgili bir soruya, “Bununla uluslararası toplumun Suriye savaşında rejimi zafer sahibi ilan ederek onunla normalleşmeye başlanması hedefleniyor. Ekonomik yönden ise uluslararası ticaretin canlandırılması, ihracat-ithalatın yapılması, gümrük vergilerini alma, Suriye içinden geçen ve yıllık geliri 5 milyar doların üzerinde olan transit ticareti kontrol etme gibi hedefleri söz konusu. Rejim yaklaşık bir yıl önce Lazkiye ve Tartus limanlarında kontrolü ele geçirmişti” diye yanıt verdi.
Hukukçu ve aktivist Edhem Kassum, “Rejim uluslararası yolların açılmasının ekonomik hareketliliğe katkı sağlayacağı ve kontrolünde tuttuğu bölgelerdeki giderleri azaltmaya yardımcı olacağı görüşünde. Özellikle Şam ve Halep gibi Suriye’nin büyük kentleri arasındaki ulaşımın kolaylaşması, ticari ürün fiyatlarının ve sivillerin şehirler arası ulaşım maliyetlerinin düşürülmesinde etkili olacaktır” dedi.
Suriyeli aktivist Samir el-Hasan, “2018’in sonlarında garantör ülkeler (Rusya-Türkiye-İran) Astana görüşmeleri kapsamında bazı maddeler üzerinde uzlaştı. Bu maddelerin başında muhalif grupların kontrolündeki bölgelerde, (Lazkiye'nin doğu kırsalından, Hama'nın kuzey kırsalına ve İdlib'in güney ve doğu kırsalına uzanan yaklaşık 20 kilometre derinlikte bir alanda) muhalif gruplar ile rejim arasındaki gerginliğin azaltılması, silahlardan arındırılmış bölgenin oluşturulması, rejimin ihlallerini engellemek amacıyla Türk-Rus devriyelerin gerçekleştirilmesi yer alıyordu. Muhalif gruplar da buna binaen ağır silahları rejim güçleriyle temas hattının yaklaşık 20 kilometre gerisine çekti ayrıca 6 Türk gözlem noktası kuruldu. Buna karşılık İran ve Rusya’ya ait 11 gözlem noktası kuruldu” diye konuştu.
Hasan, “Garantör ülkeler tarafından gerilimi azaltma bölgelerinin ilan edilmesine rağmen rejimin ihlalleri durmadı. Hama’nın kuzey ve batı kırsalını ve Türk gözlem noktalarının varlığına rağmen İdlib’in doğu ve güney kırsalını bombalamaya devam etti. Son yapılan askeri saldırılar, tüm bu ihlallerin Rusya’nın onayı doğrultusunda gerçekleştirildiğini gösterdi. Özellikle 2019’un Nisan ayı başlarında düzenlenen saldırılarla rejim Hama’nın kuzeyini tamamen ele geçirdi” ifadelerini kullandı.
Rusya ve rejim güçleri 2019’un sonlarında başlattığı operasyonlar kapsamında M5 üzerinde bulunan Han Şeyhun kentini ele geçirmesinin ardından ilerleyişini Maarrat En-Numan’a doğru sürdürdü. Daha sonra Serakib’de kontrolü ele geçirerek İdlib’in güneydoğusunda Türkiye’ye ait 7 gözlem noktasını kuşattı. Bu duruma tepki gösteren Türkiye, Tahran-Moskova-Şam eksenine karşı harekete geçti. Türk resmi makamları, rejime Türk gözlem noktalarının gerisine çekilmesi konusunda uyararak, İdlib bölgesine mühimmat, askeri araç, sinyal kesici ve zırhlı askeri ambulansların da yer aldığı konvoyları sevk etti. Suriye’deki mevcut manzara Türkiye ve Rusya’nın uluslararası yollar üzerindeki anlaşmazlığı sonrasında meydana geldi.



Hamas: Akil'in öldürülmesi İsrail'in bedelini ödeyeceği bir ‘ahmaklık’

Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail saldırısına hedef olan bir binanın önünde toplanan insanlar
Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail saldırısına hedef olan bir binanın önünde toplanan insanlar
TT

Hamas: Akil'in öldürülmesi İsrail'in bedelini ödeyeceği bir ‘ahmaklık’

Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail saldırısına hedef olan bir binanın önünde toplanan insanlar
Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail saldırısına hedef olan bir binanın önünde toplanan insanlar

Hamas, İsrail'in Lübnan'ın başkenti Beyrut'a düzenlediği hava saldırısında Hizbullah'ın üst düzey liderlerinden İbrahim Akil'in öldürülmesi üzerine bir açıklama yaptı.

Hamas, Akil'in öldürülmesini ‘İsrail'in bedelini ödeyeceği bir suç ve ahmaklık’ olarak nitelendirdi.

Görsel kaldırıldı.Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail saldırısının gerçekleştiği yerde bir itfaiye aracı (AFP)

Hizbullah dün (Cuma) gece geç saatlerde yaptığı açıklamada, komutanlarından İbrahim Akil'in öldürüldüğünü duyurdu. Açıklamada, “Bugün, büyük cihat lideri İbrahim Akil (el-Hac Abdülkadir) cihat, çalışma, yaralar, fedakarlıklar, riskler, zorluklar, başarılar ve zaferlerle dolu mübarek bir hayatın ardından büyük şehit kardeşlerinin arasına katıldı. O, bu yüksek ilahi onura her zaman layık oldu” denildi.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Akil, İran'a bağlı Hizbullah'ın askeri kanadında üst düzey bir yetkiliydi.

Hizbullah'ın elit birlikleri olan Rıdvan Gücü'nün diğer üyelerinin de İsrail saldırısında öldürüldüğü bildirildi.

Akil'in Hizbullah'ın askeri komutanı olduğu ve 30 Ağustos'ta İsrail tarafından öldürülen Fuad Şükür'ün halefi olduğu ifade edildi.

Görsel kaldırıldı.İsrail saldırısının ardından Beyrut'un güney banliyösünden yükselen dumanlar (AFP)

ABD, İbrahim Akil hakkında bilgi verenlere 7 milyon dolara kadar ödül verileceğini açıklamıştı. İsrail ise 1990'lardan bu yana Akil'e suikast girişiminde bulunuyor.