İsrail, İslami Cihad'a bağlı bir grubu hedef aldı

Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda satış yapan bir balıkçı (AFP)
Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda satış yapan bir balıkçı (AFP)
TT

İsrail, İslami Cihad'a bağlı bir grubu hedef aldı

Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda satış yapan bir balıkçı (AFP)
Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda satış yapan bir balıkçı (AFP)

İsrail ordusu dün Han Yunus yakınlarında gerçekleştirdiği saldırıyla İslami Cihad hareketinden bir grubu hedef aldı.
İsrail ordusu saldırıya dair yaptığı açıklamada, Han Yunus’ta askerlerine ateş açan İslami Cihad hareketine bağlı bir keskin nişancı hücresi tespit ettiklerini belirtti. Söz konusu saldırıda herhangi bir yaralanma meydana gelmediği ifade edildi. Açıklamada ordu güçlerinin tehdidi ortadan kaldırmak için keskin nişancı hücresini bombaladığı bilgisi verildi.
Ordu Sözcüsü tarafından yapılan açıklamada daha fazla ayrıntıya yer verilmezken sağlık kaynakları, bombardımanda bir Filistinlininyaralandığını bildirdi.
İsrail ve İslami Cihad arasındaki gerilim geçen kasım ayında, hareketin üst düzey liderlerinden Baha Ebu'l Ata'ya düzenlenen suikastın ardından arttı.
İsrail'den Gazze'de yeni adım
İsrail, abluka altındaki Gazze Şeridi'nde balıkçıların avlanma mesafesini tekrar 15 deniz miline çıkarma kararı aldı.
İsrailli bir subay tarafından yapılan ayrıca 2 bin kişiye seyahat izni verileceği bildirildi.
Kıyı şeridinde 3 gündür kısmi bir sükûnet hakim.
İsrail, yangına neden olan füzeler ve yanan balonlar uçurulmasına devam edilmesi nedeniyle Gazze Şeridi’ne sağlanan kolaylıkları iptal etmişti. Söz konusu iptaller arasında balıkçılık alanlarının genişletilmesi de vardı. Ayrıca 500 kişiye verilen ticaret izni feshedilmiş ve Gazze’ye çimento ithal edilmesine de engel olunmuştu.
İsrailli General Kamil Abu Rokon yaptığı açıklamada “Daima sükuneti korumaya çalışıyoruz. İsrail, balıkçıların avlanma mesafesini tekrar 15 deniz miline çıkarma kararı aldı. Ayrıca Gazze sakinlerinden 2 bin tacire seyahat izni verildi” ifadelerini kullandı. Abu Rokon, bu izin ve kolaylıkların sükûnet devam ettiği sürece devam edeceğini vurguladı.
Karar, ordunun bu tutumunun siyasi düzeyde onaylanmasının ardından alındı. Yediot Aharonot gazetesine göre siyasi kesim, Ordu Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi ve bölgedeki hükümet koordinatörü tarafından kolaylık sağlanması için uygulanan baskıya yanıt verdi. Ordu, fabrikaların kurulmasını ve Gazze Şeridi’ndeki altyapı durumunun iyileştirilmesini destekleyen bir tutuma sahip. Ayrıca yanan balon ve füze saldırılarına yöenlik motivasyonu azaltmak için insani durumu iyileştirmeyi de destekliyor.
İsrail Savunma Bakanı Naftali Bennett, Yediot Aharonot gazetesine yaptığı açıklamada ateşkes anlaşmasına varmak için Hamas’a bir şans daha verileceğini ifade etti. Bennett açıklamasında şunları söyledi:
“Hamas’a sükuneti sağlamaya devam etmesi için fırsat sağlamak amacıyla daha fazla zaman veriyoruz. Ancak düşmanca tavırlarına devam etmesi halinde, daha önce de belirttiğim üzere bu bahar onlar için çok acı verici olacak. Ne olacağı ve nasıl olacağını söylemeyeceğim. Top şimdi onların sahasında. Hamas’ın eylemlerini takip edeceğiz. Geçen cuma günü yanan balonlar ve füzeler fırlatmayı durduracaklarını açıkladılar. O zamandan bugüne dek sözlerinde durdular. Durumu izlemeye devam edeceğiz.”
Bennett, Gazze'ye sağlanan kolaylıklar konusundaki son kararların güvenlik danışmaları tavsiyelerinin ardından geldiğini vurguladı. Bu kararların Hamas'ın ateşkes şartlarına uymaması halinde iptal edileceğini belirtti. Hamas’a güvenmediğini söyleyen Bennett ancak ülkenin güneyinde yaşayan İsraillilerin sığınaklara inmek zorunda kalmasını istemediğinin de altını çizdi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçen salı günü yaptığı açıklamada, Hamas’ın ülkenin güneyinde gerçekleştirdiği şiddet eylemlerini sonlandırmaması durumunda ordunun ‘büyük bir sürpriz’ planladığını söyledi.
Netanyahu açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Hamas ve üst düzey komutanına suikast düzenlediğimiz İslami Cihad gibi terör örgütlerinin şunu anlaması lazım; ya haydut grupları dizginleyip tam bir ateşkes sağlarlar ya da operasyon planlarımızı uygulamaya koymaktan başka seçeneğimiz kalmaz. Bu operasyonların ne olduğunu söyleyemem. Ancak büyük bir sürpriz olacağını bilin.” 



Güvenlik Konseyi'nden önce Lübnan, iletişim cihazı patlamaları nedeniyle İsrail'i 'terörizmle' suçladı

 Lübnan'daki durumu görüşmek üzere toplanan BM Güvenlik Konseyi oturumu (EPA)
Lübnan'daki durumu görüşmek üzere toplanan BM Güvenlik Konseyi oturumu (EPA)
TT

Güvenlik Konseyi'nden önce Lübnan, iletişim cihazı patlamaları nedeniyle İsrail'i 'terörizmle' suçladı

 Lübnan'daki durumu görüşmek üzere toplanan BM Güvenlik Konseyi oturumu (EPA)
Lübnan'daki durumu görüşmek üzere toplanan BM Güvenlik Konseyi oturumu (EPA)

Lübnan Dışişleri Bakanı dün (Cuma) yaptığı açıklamada, bu hafta ülkesinde binlerce iletişim aracının patlatılmasını “terörist” bir saldırı olarak nitelendirdi ve İsrail'i suçladı.

AFP'nin haberine göre Abdullah Buhabib, BM Güvenlik Konseyi'ne yaptığı açıklamada, iki gün boyunca Lübnan genelinde onlarca kişinin ölümüne neden olan patlamaların “vahşet ve terörizm açısından eşi benzeri görülmemiş bir savaş yöntemi” olduğunu söyledi.

Buhabib, “Evlerinde, sokaklarda, işlerinde, alışveriş merkezlerinde işlerine giden her yaştan binlerce insanı hedef almak tek kelimeyle terörizmdir” dedi.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, dün Güvenlik Konseyi'nde, uluslararası hukukun sivil cihazlara “bubi tuzağı” kurulmasını yasakladığını vurguladı.

Bu hafta Lübnan'da Hizbullah iletişim cihazlarının eş zamanlı olarak patlatılmasının ardından Cezayir tarafından talep edilen bir toplantı sırasında yaptığı açıklamada Türk, “Siviller arasında terör yaymayı amaçlayan şiddet eylemlerinde bulunmak bir savaş suçudur” ifadesini kullandı.

Volker Türk, “Savaşın kuralları vardır,” diyerek ‘bağımsız, kapsamlı ve şeffaf’ bir soruşturma yapılması çağrısını yineledi. Türk, “İster sivil ister silahlı grup üyesi olsun binlerce kişinin, ilgili teçhizatı kimin taşıdığı, bulundukları yer ve saldırı anındaki ortamları bilinmeden eş zamanlı olarak hedef alınması, uluslararası insancıl hukuku ve uygulanabildiği yerlerde uluslararası hukuku ihlal etmektedir” dedi.

“Bu koşullar altında, bu tür saldırıların ayrımcılık, orantılılık ve ihtiyatlılık temel ilkeleriyle nasıl tutarlı olabileceğini görmek zordur” diyen BM Komiseri sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu saldırılar savaşta iletişim araçlarının silaha dönüştüğü yeni bir gelişmeyi temsil ediyor (...) Bu yeni normal olamaz.”

Hizbullah üyeleri tarafından kullanılan binlerce iletişim cihazının salı ve çarşamba günleri patlatılması sonucu 37 kişinin öldüğü ve 2,931 kişinin yaralandığı operasyonun ardından, İsrail ordusu ile İran destekli Hizbullah arasındaki saldırılar perşembe gününden bu yana yoğunlaştı.