Kürt-Sünni ittifakı Irak'ta yeni hükümet kabinesinin şansını azaltıyor

Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesud Barzani ile Irak Parlamentosu Başkanı Muhammed el-Halbusi bir araya geldi
Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesud Barzani ile Irak Parlamentosu Başkanı Muhammed el-Halbusi bir araya geldi
TT

Kürt-Sünni ittifakı Irak'ta yeni hükümet kabinesinin şansını azaltıyor

Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesud Barzani ile Irak Parlamentosu Başkanı Muhammed el-Halbusi bir araya geldi
Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesud Barzani ile Irak Parlamentosu Başkanı Muhammed el-Halbusi bir araya geldi

Irak’ta yeni hükümet kurma çabalarında son günlerde uzlaşma ihtimaline giderek yaklaşılmasına rağmen Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani ile Irak Parlamentosu Başkanı Muhammed el-Halbusi arasında yapılan ittifak, Muhammed Tevfik Allavi’nin kabinesini parlamentonun onayından geçirme şansını zayıflatıyor.
Irak’ta yeni hükümet kurma görevi verilen Allavi’nin kabinenin parlamentoda oylanması için yaptığı çağrının ardından dün Irak devlet televizyonunda, 76 milletvekilinin talebi ve anayasanın 58. maddesi uyarınca, Allavi’nin kabinesine güvenoyu vermek için 24 Şubat Pazartesi günü parlamentoda olağanüstü oturum düzenleneceği duyuruldu. Allavi'ye yakın bazı kaynaklar, Allavi'nin hükümet programı ve bakan adaylarının geçmişlerini incelemek için bazı milletvekilleriyle bir araya geldiğini aktardı.
Allavi’nin çalışma ekibi içerisinde yer alan Beyarık El-Hayr Partisi Başkanı Muhammed el-Halidi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Allavi kabinesinin parlamentoda çoğunluk oylarıyla geçeceği hususunda iyimser olduğunu belirtti. Ancak diğer bazı siyasetçi ve milletvekilleri ise son iki günde ortaya çıkan değişkenlerden ötürü kabinenin geçmesine iyimser yaklaşmadıklarını dile getiriyor.
Iraklı siyasi gözlemciler, KDP lideri Mesud Barzani ile Irak Parlamentosu Başkanı Muhammed el-Halbusi’nin kabineye yönelik pozisyonlarının Allavi ve kendisine destek verenlerin lehine olmayan değişkenleri ortaya çıkardığını belirtiyor. Allavi cephesinin, Kürt ve Sünni partiler içerisinde bir bölünmenin yaşanması beklentisi karşılık bulmadı. Kabinenin sadece birtakım Sünni ve Kürt isimlerin desteğiyle parlamentodan geçmeyeceğini gören Şii partiler, Barzani ve Halbusi ile uzlaşma seçeneğine döndü.
Şarku’l Avsat’a konuşan eski milletvekili ve bağımsız siyasetçi Haydar el-Molla, Allavi kabinesinin güvenoyu almasının ‘bundan sonra çok zor’ olduğunu söyledi.
Molla, “Barzani ve Halbusi, Fetih Koalisyonu lideri Hadi el-Amiri’ye açık bir şekilde Allavi’yi reddettiklerini bildirdi. Mesele artık kabine veya hükümet programı değil, bizzat Allavi’nin kendisi. Allavi, Barzani ve Halbusi’ye üstten baktı ve bireysel girişimlerde bulundu. Allavi yönetim dairesine girmiş değil ayrıca tatmin edici mesajlar vermedi” dedi.
İrade Hareketi Milletvekili Hüseyin Arab, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Durum artık daha da çok karıştı. Zira üç gün öncesine kadar olumlu bir atmosfer hakimken anlaşmazlıklar yeniden gün yüzüne çıktı” dedi.
Arab, durumun neden daha çok karıştığı sorusuna, “Temel sebeplerin başında Barzani’nin Allavi’ye yönelik katı tavrı ve Allavi’nin bu durumu aşamaması geliyor. Aynı şekilde Halbusi’nin sahip olduğu güç bu sebepler arasında yer alıyor. Kürt-Sünni ittifakının olduğu yerde kabine kolayca geçemeyecek” diye cevap verdi.
Sünni Güçler Birliği Koalisyonu Milletvekili Muhammed el-Kerbuli, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Bizim şimdiye kadar pozisyonumuz açık; Muhammed Allavi kabinesine güvenoyu vermeyeceğiz. Koalisyonumuz, göstericilerin taleplerinin tarafında yer alıyor. Allavi’nin kabinesini, kendi şahsi kriterleri doğrultusunda dizayn etmesi ve kabinenin göstericilerin şartlarını karşılamaması nedeniyle reddediyoruz” diye konuştu.
Sairun Koalisyonu Milletvekili Gayib el-Umeyri ise bu kabinenin geçeceği görüşünü savunuyor. Umeyri, açıklamasında, “Kabine hükümet programıyla birlikte pazartesi günkü oturumda çoğunluğun oylarıyla geçecek. Kürt ve Sünni partilerin çekincelerine rağmen elimizdeki veriler bu kabinenin geçeceğini gösteriyor. Ayrıca bu krizin çözümüne dair işaretler var” ifadelerini kullandı.



Mısır ve 20 diğer ülkeden açıklama: İsrail'in Somaliland’ı tanıması kararını reddederken kararı Filistinlileri yerinden etme planlarıyla ilişkilendirdiler

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Mısır ve 20 diğer ülkeden açıklama: İsrail'in Somaliland’ı tanıması kararını reddederken kararı Filistinlileri yerinden etme planlarıyla ilişkilendirdiler

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısır, 20 diğer ülke ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) tarafından dün yapılan açıklamalarda İsrail'in Somaliland'ın bağımsızlığını tanıma kararı kategorik olarak reddedilirken, Filistinlileri yerinden etme planlarıyla ilişkilendirdikleri kararı ‘biçim ve içerik olarak kabul edilemez’ olarak nitelendirdiler.

Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İsrail'in Somali Federal Cumhuriyeti'nden ayrılmak isteyen ayrılıkçı bölgeyi tanıma kararının uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletler (BM) Şartı'nı açıkça ihlal ettiği belirtildi.

Açıklamada, Mısır ve diğer imzacı tarafların Somali Federal Cumhuriyeti'nin egemenliğini destekledikleri ve ülkenin birliğini, toprakları üzerindeki egemenliğini ve toprak bütünlüğünü zedeleyen her türlü eylemin reddedildiği belirtildi.

Bildiriyi imzalayanlar taraflar arasında Mısır, Suudi Arabistan, Cezayir, Komorlar, Cibuti, Gambiya, İran, Irak, Ürdün, Kuveyt, Libya, Maldivler, Nijerya, Umman, Pakistan, Filistin, Katar, Somali, Sudan, Türkiye, Yemen ve İİT yer aldı.

Bakanlık açıklamasında, ‘diğer ülkelerin topraklarının bir kısmının bağımsızlığını tanımak tehlikeli bir emsal teşkil eder ve uluslararası barış ve güvenliği tehdit eder’ diyerek uyardı.

İsrail, geçtiğimiz cuma günü Somaliland'ın bağımsızlığını tanıdığını duyurdu.

Karar, Somali Cumhuriyeti’nin Arap Birliği (AL) üyesi olmasından dolayı Arap dünyasında yaygın bir tepkiyle karşılandı.


İsrail, son saldırıların akabinde Batı Şeria'daki bazı bölgeleri kuşattı

Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde gerçekleştirilen bir operasyon sırasında iki İsrail asker (AP)
Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde gerçekleştirilen bir operasyon sırasında iki İsrail asker (AP)
TT

İsrail, son saldırıların akabinde Batı Şeria'daki bazı bölgeleri kuşattı

Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde gerçekleştirilen bir operasyon sırasında iki İsrail asker (AP)
Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde gerçekleştirilen bir operasyon sırasında iki İsrail asker (AP)

İşgalci İsrail askerleri, Filistinliler tarafından İsrail'in kuzeyinde ve Ramallah yakınlarında gerçekleştirilen saldırıların ardından, Batı Şeria'daki birçok şehirde yer alan köy ve beldeye boğucu bir kuşatma uyguladı. Bu saldırılar, çeşitli bölgelerde yerleşimciler tarafından Filistinlilere karşı her gün düzenlediği saldırılar ve işgalci İsrail güçleri tarafından gerçekleştirilen tutuklamaların devam ettiği bir dönemde gerçekleşti.

Filistinliler tarafından gerçekleştirilen son saldırılardan önce, İsrail'in Batı Şeria'daki saldırıları devam etti. Bu saldırılar sırasında çeşitli koşullarda birçok Filistinli öldü. İsrail, Filistinlilere yönelik baskınlarını, tutuklamalarını ve diğer saldırgan eylemlerini sürdürüyor.

Cuma günü İsrail'in kuzeyindeki Afula yakınlarındaki Beysan kentinde iki İsraillinin öldürüldüğü saldırının ardından, İsrail güçleri saldırının failinin geldiği Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesine boğucu bir kuşatma uyguladı.

fv
İsrail ordusunun dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde düzenlediği operasyon sırasında barikatlarla katılan bir yol (AP)

İşgalci İsrail güçleri, Kabatiya ve çevresindeki onlarca eve baskın düzenlerken birçok Filistinliyi gözaltına alarak sahada sorguya çekti. Gözaltına alınanların bir kısmı yakınlardaki gözaltı merkezlerine nakledildi. Gözaltına alınanlar arasında saldırılara karışanlardan Ahmed Ebu er-Rub'un ailesi, arkadaşları ve saldırıyla bağlantılı olduğundan şüphelenilen kişiler de vardı.

Baskın düzenlenen evlerin bazı odaları, ev sakinlerinin gözaltına alınmasının ardından askeri karargaha dönüştürüldü. Diğer evlerin sakinleri ise sokakların ve altyapının geniş çapta tahrip edilmesi ve beldenin yan girişlerinin çoğunun toprak setlerle kapatılması nedeniyle tamamen terk etmek ve bölgenin dışına kaçmak zorunda kaldı.

Öte yandan İsrail, Batı Şeria'nın merkezindeki Ramallah'ın kuzeybatısındaki yaklaşık 10 köye ve beldeye, Modi'in Illit Yahudi yerleşim biriminden 700 metre uzaklıktaki Hashmonaim kontrol noktası yakınlarındaki güvenlik çitine Filistinli silahlı bir kişinin ateş açtığı gerekçesiyle, herhangi bir can kaybı olmamasına rağmen, bir başka boğucu kuşatma uyguladı.

İsrail güçleri, Ni'lin köyünün ana girişini kapatarak insan ve araç giriş ve çıkışlarını engelledi. Kharbatha Bani Harith köyüne giden yol da kapatılırken bölge sakinlerinin giriş-çıkışları sırasında sıkı önlemler alındı. Atara askeri kontrol noktası da kapatıldı. Bunun sonucunda Filistinliler, Ramallah'ın kuzeybatısı ve batısındaki birkaç köye ve beldeye ulaşmalarını engelleyen ciddi bir trafik kriziyle karşı karşıya kaldı.

Filistin hükümetinin bir organı olan Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu, geçtiğimiz ekim ayında yayınladığı bir raporda Filistin topraklarını bölen kalıcı ve geçici bariyerlerin toplam sayısının, askeri kontrol noktaları ve kapılar dahil olmak üzere 916'ya ulaştığını bildirdi. Rapora göre bunların 243'ü 7 Ekim 2023'ten sonra inşa edilen demir kapılardı.

gbh
Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde düzenlenen operasyona katılan İsrail güçleri (AP)

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'un bildirdiğine göre Ramallah yakınlarında meydana gelen olayın milliyetçi bir saldırı değil, bir Filistinlinin kuş avına çıktığı bir olay olduğu sonradan ortaya çıktı. İsrail ordusu tarafından daha sonra yapılan açıklamada, kuş avı için kullanılan silaha el koymak ve soruşturma yapmak amacıyla avcıyı aramak için bölgeye uygulanan kuşatmanın devam ettiği belirtildi.

Tüm bunlar olurken Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde günlük olarak tutuklama kampanyaları da devam ediyor. Bu tutuklama kampanyalarında, çoğu El Halil’den olmak üzere en az 14 Filistinli tutuklandı. Bunların arasında bir kadın ve bir çocuk da vardı. Cuma akşamı İsrail'in kuzeyinde bir bölge sakini tarafından düzenlenen saldırının ardından operasyonun sürdürüldüğü Kabatiya beldesinde tutuklananlar bu sayıya dahil değil.

Öte yandan Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde yerleşimcilerin saldırıları devam ederken, yerleşimciler Ramallah'ın batısındaki Bil'in beldesi girişinde Filistinlilere ait araçlara saldırarak maddi hasara yol açtı. Nablus'un güneyindeki Akraba bölgesine bağlı Khirbet Yanoun yerleşim biriminde yerleşimcilerin düzenlediği başka bir saldırıda bir Filistinli yaralandı.

Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’na göre işgalci İsrail güçleri ve yerleşimciler kasım ayı boyunca 2 bin 144 saldırı gerçekleştirdi. Bu saldırılardan 360’ı Ramallah ve el-Bireh illerinde, 348’i El Halil’de, 342’si Beytlahim’de ve 334’ü Nablus’ta meydana geldi.


Arap dünyasından İsrail'in Somaliland'ı tanıma kararına tepki

Cuma günü Somaliland'ın başkenti Hargeisa'da İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararını kutlayanlar (AFP)
Cuma günü Somaliland'ın başkenti Hargeisa'da İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararını kutlayanlar (AFP)
TT

Arap dünyasından İsrail'in Somaliland'ı tanıma kararına tepki

Cuma günü Somaliland'ın başkenti Hargeisa'da İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararını kutlayanlar (AFP)
Cuma günü Somaliland'ın başkenti Hargeisa'da İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararını kutlayanlar (AFP)

Somali, İsrail'in Somaliland'ı bağımsız bir devlet olarak tanıma kararına karşı Arap ve İslam dünyasının desteğine güveniyor. Arap Birliği (AL), Somali’nin bu konudaki talebine dün acil bir delegeler toplantısı düzenleyerek yanıt verdi.

Somali'nin Kahire Büyükelçisi ve AL Daimi Temsilcisi Ali Abdi Avari, Şarku’l Avsat gazetesine verdiği demeçte, ülkesinin Tel Aviv'in açıklamasını reddetmek ve Somali'nin egemenliğini savunmak için Arap ve İslam düzeyinde harekete geçtiğini doğruladı. Bu adımlar arasında AL tarafından acil bir toplantı düzenlenmesi talebinin de olduğunu söyleyen Avari, ülkesinin diplomatik çabaları çerçevesinde yakında bir AL-İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) zirvesi toplantısı yapılması çağrısında bulunduğunu belirtti.

İsrail'in ayrılıkçı Somaliland bölgesini tanıma kararı, Filistin Yönetimi, Hamas ve Mogadişu’nun, bu kararla Somaliland’ın İsrail'in yaklaşık iki yıl önce Gazze Şeridi’ndeki savaşın başlamasından bu yana sürdürdüğü Filistinlileri yerinden etme planı çerçevesinde Filistinliler için yeni bir sürgün yeri haline gelebileceği uyarısında bulunmalarına yol açtı.

Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, İsrail'in bu hamlesinin yerinden edilme meselesini yeniden gündeme getireceğinden ve Tel Aviv'in, yeniden inşa ve istikrar için somut planlar bulunmamasına rağmen, Batı Şeria ve Gazze'ye baskı uygulayarak bunu yapmaya zorlayacağından endişe duyduklarını ifade ettiler.

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail'in bu adımı karşısında alaycı bir tavırla dikkati çeken bir tutum sergiledi. Somaliland'ın bağımsızlığını tanımayacağını açıklayan Trump, “Somaliland'ın ne olduğunu gerçekten bilen var mı?” diye sordu.