Japonya Sağlık Bakanı Kato'dan özür

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)
TT

Japonya Sağlık Bakanı Kato'dan özür

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)

Japonya'da korona virüsü nedeniyle karantina altına alınan gemideki 23 kişinin son test prosedürleri tamamlanmadan gemiyi terk etmelerine izin verildiğinin anlaşıldığını açıklayan ve eleştirilerin hedefi olan Japonya Sağlık Bakanı Katsunobu Kato özür diledi.
Japonya'daki Diamond Princess adlı gemiye korona virüsü riski nedeniyle uygulanan karantina süreci, Japonya Sağlık Bakanı Katsunobu Kato'yu eleştirilerin hedefi yaptı. Dün 23 kişinin son test prosedürleri tamamlanmadan gemiyi terk etmelerine izin verildiğinin anlaşıldığını açıklayan Kato, durumdan derin üzüntü duyduklarını belirterek, "Hatamızdan kaynaklanan durumdan ötürü özür dileriz" dedi. Hatanın tekrarlanmaması için çalışma sözü veren Kato, virüsün yayılmasını önlemek için çift test uygulaması da dahil tüm önlemleri alacaklarını dile getirdi. Açıklamada, söz konusu yolcuların tekrar testten geçirileceği vurgulandı.

Gemiyi terk eden yolcuda virüs tespit edilmişti
Öte yandan karantina süreci sona ermeden önce 15 Şubat'ta negatif sonuç verdikten sonra Çarşamba günü gemiyi terk eden bir kadın yolcunun da eve döndükten sonra virüs taşıdığı anlaşıldı. Söz konusu yolcunun eve toplu taşıma ile döndüğünün açıklanması da karantina prosedürlerinin güvenilirliğini tartışma konusu haline getirdi. Yolcunun tahliye edildikten sonra enfekte olduğunun anlaşılması ayrıca 2 haftalık karantina sürecinin yeterli olup olmadığı sorusunu da akıllara getirdi. Korona virüsü nedeniyle 5 Şubat'ta karantinaya alınan Diamond Princess adlı gemideki karantinanın 19 Şubat'ta sona ereceği açıklanmış, bu doğrultuda son testlerde negatif sonuç veren ve virüs belirtisi göstermeyen yolcular Çarşamba gününden itibaren kademeli olarak tahliye edilmişti.



Netanyahu'ya yakın bir milletvekili, güvenlik liderlerinin 7 Ekim'de "infaz edilmesi" çağrısında bulundu

Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)
Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)
TT

Netanyahu'ya yakın bir milletvekili, güvenlik liderlerinin 7 Ekim'de "infaz edilmesi" çağrısında bulundu

Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)
Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)

İsrail'de 7 Ekim 2023'te Hamas'ın düzenlediği saldırıya ilişkin komplo teorileri tehlikeli bir boyuta ulaştı. İktidardaki Likud partisinden Knesset üyesi Tali Gottlieb, saldırı sırasında güvenlik güçlerinin (ordu, istihbarat ve polis) başındaki kişileri, Başbakan Binyamin Netanyahu'yu devirmek için komplo kurmakla suçladı ve tutuklanıp idam edilmelerini istedi.

Netanyahu'nun yakın çevresinden biri olarak bilinen Gottlieb, güvenlik teşkilatlarının başkanlarının Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e saldırı planından haberdar olduğunu ve bu saldırıyı önleyebilecekleri halde önlemediklerini belirtti.

Güvenlik şeflerinin bunu "ülkeyi Netanyahu'ya karşı öfkeyle doldurmak ve bunun sonucunda halkın sokaklara çıkıp onu devirene kadar yürümesini sağlamak" için yaptıkları suçlamasını sürdürdü. Bu nedenle, "vatana ihanet" suçlamasıyla tutuklanmalarını ve idam edilmelerini talep etti.

Şarku’l Avsat’ın Maariv gazetesinden aktardığına göre Gottlieb, Genel İstihbarat Servisi (Şin Bet) başkanı Ronen Bar'ın "kronik ve son derece tehlikeli bir komplocu" ve "Korkutucu yalanlar yaymada usta" olduğunu söyledi.

Savaşın ikinci günü, yukarıda bahsi geçen 8 Ekim'de Netanyahu'ya "bu kurumların tüm liderlerini görevden alması gerektiğini" söylediğini açıkladı; "Herhangi bir başkan: Genelkurmay, Mossad, Şin Bet ve Ulusal Güvenlik. İhanet ettiler” ifadelerini kullandı.

Gazetecinin “Sence hainlerin cezası nedir?” sorusuna, “ölüm cezası” diye cevap verdi.

Milletvekili, suçlamalarıyla ilgili bir soruşturma komisyonu kurulmasını reddetti, çünkü “bu askeri liderler yargıçlar üzerinde çok büyük bir nüfuza sahip ve kimse onlara suçlama yöneltmeye cesaret edemez” iddiasında bulundu.

Ona göre “tek çözüm”, “hükümet kararıyla onları görevlerinden uzaklaştırmak. Hükümet herkesten üstündür.”

Komplo teorileri İsrail'de, özellikle de iktidardaki sağ kesim arasında yaygın.

Bazı sağcı destekçiler, “İsrail istihbarat ve ordu mensupları Gazze'de karıncaların bile hareketini biliyorlar, (Hamas'ın) neredeyse alenen planladığı saldırıdan haberi olmamaları mantıklı değil” diyorlar.

Bu kişiler, “gözetleme görevlileri uyarıda bulunmuş ve tatbikatlarla ilgili fotoğraf ve bilgiler sunmuş” olduğunu iddia ediyorlar. Bu nedenle, “7 Ekim'deki saldırıya şaşırmış olmaları mantıklı değil. Ancak haberleri gizlediler ve (Hamas'ı) serbest bıraktılar” iddiasını dile getiriyorlar.

Bu teoriyi savunanlar arasında Netanyahu'nun en büyük oğlu Yair ve Netanyahu'nun hizmetinde çalışan internet ordusu da bulunuyor.