Japonya Sağlık Bakanı Kato'dan özür

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)
TT

Japonya Sağlık Bakanı Kato'dan özür

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)

Japonya'da korona virüsü nedeniyle karantina altına alınan gemideki 23 kişinin son test prosedürleri tamamlanmadan gemiyi terk etmelerine izin verildiğinin anlaşıldığını açıklayan ve eleştirilerin hedefi olan Japonya Sağlık Bakanı Katsunobu Kato özür diledi.
Japonya'daki Diamond Princess adlı gemiye korona virüsü riski nedeniyle uygulanan karantina süreci, Japonya Sağlık Bakanı Katsunobu Kato'yu eleştirilerin hedefi yaptı. Dün 23 kişinin son test prosedürleri tamamlanmadan gemiyi terk etmelerine izin verildiğinin anlaşıldığını açıklayan Kato, durumdan derin üzüntü duyduklarını belirterek, "Hatamızdan kaynaklanan durumdan ötürü özür dileriz" dedi. Hatanın tekrarlanmaması için çalışma sözü veren Kato, virüsün yayılmasını önlemek için çift test uygulaması da dahil tüm önlemleri alacaklarını dile getirdi. Açıklamada, söz konusu yolcuların tekrar testten geçirileceği vurgulandı.

Gemiyi terk eden yolcuda virüs tespit edilmişti
Öte yandan karantina süreci sona ermeden önce 15 Şubat'ta negatif sonuç verdikten sonra Çarşamba günü gemiyi terk eden bir kadın yolcunun da eve döndükten sonra virüs taşıdığı anlaşıldı. Söz konusu yolcunun eve toplu taşıma ile döndüğünün açıklanması da karantina prosedürlerinin güvenilirliğini tartışma konusu haline getirdi. Yolcunun tahliye edildikten sonra enfekte olduğunun anlaşılması ayrıca 2 haftalık karantina sürecinin yeterli olup olmadığı sorusunu da akıllara getirdi. Korona virüsü nedeniyle 5 Şubat'ta karantinaya alınan Diamond Princess adlı gemideki karantinanın 19 Şubat'ta sona ereceği açıklanmış, bu doğrultuda son testlerde negatif sonuç veren ve virüs belirtisi göstermeyen yolcular Çarşamba gününden itibaren kademeli olarak tahliye edilmişti.



Washington, Tahran ile müzakereleri yeniden başlatarak ateşkesi koruyor

İran’ın Beerşeba'daki bir yerleşim alanına düzenlediği füzeli saldırının gerçekleştiği yerin yakınlarında duran bir İsrailli (EPA)
İran’ın Beerşeba'daki bir yerleşim alanına düzenlediği füzeli saldırının gerçekleştiği yerin yakınlarında duran bir İsrailli (EPA)
TT

Washington, Tahran ile müzakereleri yeniden başlatarak ateşkesi koruyor

İran’ın Beerşeba'daki bir yerleşim alanına düzenlediği füzeli saldırının gerçekleştiği yerin yakınlarında duran bir İsrailli (EPA)
İran’ın Beerşeba'daki bir yerleşim alanına düzenlediği füzeli saldırının gerçekleştiği yerin yakınlarında duran bir İsrailli (EPA)

ABD Başkanı Donald Trump’ın İran ile müzakerelerin önümüzdeki hafta yeniden başlayacağını duyurması, İran ile İsrail arasında 12 gün süren savaşı sona erdiren ateşkesin ‘korunması’ için yapılan bir girişim olarak görüldü.

Trump, dün Lahey'de düzenlenen NATO Zirvesi’nin oturum aralarında yaptığı açıklamada, "Önümüzdeki hafta İranlılarla görüşeceğiz. (İran'ın nükleer programı konusunda) bir anlaşma imzalayabiliriz. Bilmiyorum" dedi. Müzakerelerin niteliği veya yeri hakkında ayrıntılı bilgi vermeyen Trump, ABD’nin son saldırılarının İran'ın nükleer programına darbe indirdiğini belirterek “Bana göre savaştılar ve savaş bitti” ifadelerini kullandı.

Amerikan basınında çıkan ve ABD’nin saldırıları sonrasında İran’daki nükleer tesislerde meydana gelen hasarın sınırlı olduğu yönündeki haberleri yalanlayan Trump, İran'ın nükleer programının ‘onlarca yıl’ geriye gittiğini vurguladı.

Öte yandan Tahran, Trump'ın müzakerelerin yeniden başlamasıyla ilgili açıklamasına hemen tepki göstermezken, İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, ülkesinin nükleer tesislerinin ‘ağır hasar gördüğünü’ kabul etti. Diğer taraftan İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, saldırıların Tahran'ın nükleer programını ‘yıllarca’ geriye götürdüğünü söyledi.

Bu arada İran'ın nükleer tesislerinde meydana gelen hasarın değerlendirilmesi konusunda uluslararası bir bekleyiş hakim. Dün Fransa, Rusya ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) bu değerlendirmenin yapılmasını beklediklerini açıkladılar. UAEA, Tahran'a müfettişler gönderilmesi gerektiğini vurgularken, İran Şura Meclisi Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı olan UAEA ile iş birliğini askıya alan bir yasayı kabul etti.