​İran’da tutuklu bulunan Fransız akademisyen Adelkhah hastanede

İran asıllı Fransız vatandaşı Fariba Adelakhah (Arşiv-AFP)
İran asıllı Fransız vatandaşı Fariba Adelakhah (Arşiv-AFP)
TT

​İran’da tutuklu bulunan Fransız akademisyen Adelkhah hastanede

İran asıllı Fransız vatandaşı Fariba Adelakhah (Arşiv-AFP)
İran asıllı Fransız vatandaşı Fariba Adelakhah (Arşiv-AFP)

Haziran ayından beri İran’da tutuklu bulunan İran asıllı Fransız vatandaşı Antropolog Fariba Adelkhah’ın geçtiğimiz Pazar günü (24 Şubat'ta), Tahran’daki Evin Cezaevi Hastanesi’ne nakledildiği bildirildi.
Şarku'l Avsat'ın Fransız Haber Ajansı’ndan (AFP) aktardığı habere göre Adelkhah’ın avukatı Said Dihkan’dan aktardığına göre, Dihkan, müvekkilinin hastaneye nakledilmesinin, Aralık sonunda başladığı ve Şubat ortalarına kadar devam ettiği açlık grevinde sağlığında ciddi bir bozulmalar meydana gelmesi nedeniyle olduğunu belirtti.
Avukat, “Ne yazık ki, böbrekleri hasar gördü ve sağlık durumu endişe verici” ifadelerini kullandı. Ayrıca müvekkilinin İran’da hızla yayılan yeni koronavirüs salgınından etkilenebileceği endişesini dile getirdi.  
Adelkhah, “İran rejimine karşı propaganda” ve “ulusal güvenliği ihlal etme” iddialarıyla suçlanıyor. Bu son suçlama yani “ulusal güvenliği ihlal etme” iddiası, İran İslam Cumhuriyeti tarafından Haziran ayından beri hapis tutulan, Adelkhah’ın arkadaşı Fransız akademisyen Prof. Roland Marshall’a yöneltilen tek suçlama. Akademisyenlerin davalarının ilk oturumunun, 3 Mart’ta Tahran’daki Devrim Mahkemesi’nin 15. salonunda yapılması planlandı.
Bilim insanı Adelkhah, Şiilik ve İran toplumu konusunda uzmanlaşmış bir sosyal antropolog. Araştırmacı'nın Türkçe'de de "İran'da Modern Olmak" adlı bir kitabı bulunuyor.
Marshall ise Sahra Altı Afrika uzmanı. Fransa yönetimi, Paris’teki Science Po Üniversitesi Uluslararası Araştırma Merkezi’nin üyeleri olan akademisyenlerin serbest bırakılmasını istiyor.



İsrail ordusu Gazze'de sağlık görevlilerinin öldürülmesinde ‘mesleki hatalar ve emir ihlalleri’ olduğunu kabul etti

İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze'de sağlık görevlilerinin öldürülmesinde ‘mesleki hatalar ve emir ihlalleri’ olduğunu kabul etti

İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde 15 sağlık görevlisi ve kurtarma görevlisinin öldürüldüğü olayı “tam olarak rapor etmediğini” kabul etti ve olaydan sorumlu subayın görevden alındığını duyurdu.

Ordu tarafından yayınlanan soruşturma özetinde şöyle denildi: “Yapılan incelemede çeşitli mesleki hatalar, emir ihlalleri ve olayın tam olarak rapor edilmediği tespit edilmiştir.” “Golani Keşif Taburu komutan yardımcısı, saha komutanı olarak sorumluluğu ve olay sonrası değerlendirme oturumu sırasında eksik ve yanlış bir rapor sunması nedeniyle görevinden alınacaktır.”

On beş Filistinli öldürüldü, bunlardan altısının daha sonra Hamas ‘teröristleri’ olduğu tespit edildi” dedi ve ekledi: “İsrail ordusu olaya karışmayan sivillere verilen zarardan dolayı üzüntü duymaktadır.

İsrail başlangıçta sağlık görevlilerinin araçlarının askerler tarafından ateş altına alındıklarında acil durum işaretleri taşımadıklarını iddia etmiş, ancak daha sonra bu iddiasını geri çekmiştir. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bir sağlık görevlisinin cep telefonundan elde edilen video, İsrail'in ateş açılmasına ilişkin ilk açıklamasıyla çelişti.

Askeri soruşturma, tabur komutan yardımcısının “gece görüş mesafesinin düşük olması nedeniyle” ambulansların Hamas militanlarına ait olduğunu düşündüğü sonucuna vardı. Olaydan elde edilen görüntülerde ambulansların ışıklarının yanıp söndüğü görülüyor.

15 sağlık görevlisi ve yardım çalışanı 23 Mart'ta vurularak öldürüldü ve BM ve Filistin Kızılayı yetkililerinin bir hafta sonra cesetlerini bulduğu sığ bir mezara gömüldü.