Japon savaş gemisi Ortadoğu

Japon savaş gemisi Ortadoğu
TT

Japon savaş gemisi Ortadoğu

Japon savaş gemisi Ortadoğu

Japonya'nın denizlerde seyir güvenliğini sağlamak üzere Ortadoğu'ya gönderdiği savaş gemisi görevine başladı.
Japonya'nın denizlerde seyir güvenliğini sağlamak üzere Ortadoğu'ya askeri güç gönderme kararı doğrultusunda 2 Şubat'ta Japonya'dan ayrılan Takanami tipi savaş gemisi bölgedeki görevine başladı. Umman Körfezi ve körfezin kuzey kesiminde Japonya ile ilgili ticari gemilerin güvenliğini sağlamak üzere bilgi toplama faaliyetleri yürütecek olan gemiye, daha önce Aden Körfezi'ne giden P3 devriye uçağının da korsanlıkla mücadele faaliyetlerinde eşlik edeceği belirtildi.

Amaç istihbari faaliyet
Normal şartlarda yalnızca istihbarat faaliyetleri için bölgeye gönderilen Japonya Öz Savunma Kuvvetleri (SDF) güçlerinin, Japonya ile bağlantısı bulunan gemilere saldırı gibi beklenmedik gelişmelerde deniz polisliği için seferber edilmesi bekleniyor.

Törenle yollanmıştı
Japonya'nın denizlerde seyir güvenliğini sağlamak üzere Ortadoğu'ya gönderme kararı aldığı savaş gemisi, 2 Şubat'ta Tokyo yakınlarındaki Yokosuka Üssü'nde düzenlenen törenle yola çıkmış, törende konuşan Japonya Başbakanı Shinzo Abe, Japonya'nın kullandığı ham petrolün yaklaşık yüzde 90'ının Umman Körfezi üzerinden taşınması nedeniyle misyonunun Japonya için kritik öneme sahip olduğunu belirtmişti.

Japonya’dan 'bağımsız güç'
Ortadoğu sularında seyir güvenliği konusu, İran ve ABD arasında artan gerginliğin gölgesinde geçtiğimiz Mayıs ve Haziran aylarında Körfez sularındaki tankerlere yönelik saldırı haberleri ile gündeme gelmiş, dönemin ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford 9 temmuzda yaptığı açıklamada, “Birkaç ülke ile Hürmüz Boğazı ve Bab’ül Mendep Boğazı’nda deniz güvenliğini sağlayacak bir ittifak için temas halindeyiz" ifadelerini kullanmıştı. Dönemin Japonya Savunma Bakanı Takeshi Iwaya ise, Japonya’nın ittifaka asker gönderme planının olmadığını belirterek, farklı çözüm yollarının masada olduğu sinyalini vermişti. Japonya daha sonra, ABD öncülüğünde kurulan uluslararası koalisyona katılmayarak, bölgeye kendi SDF güçlerini göndereceğini açıklamıştı.

 


Netanyahu’nun Trump ikilemi: Koalisyon mu ABD desteği mi?

Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)
Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)
TT

Netanyahu’nun Trump ikilemi: Koalisyon mu ABD desteği mi?

Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)
Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)

Gazze savaşı sürerken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yla ABD Başkanı Donald Trump'ın arası iyice gerildi. 

Hamas'la ABD arasında yapılan doğrudan görüşmeler sonucunda ABD-İsrail vatandaşı esir asker Idan Alexander, dün serbest bırakıldı. Filistinli örgüt, bu hamlenin "ateşkesin sağlanması ve insani yardım girişlerinin gerçekleştirilmesine yönelik ilk adım" olduğunu ifade etti. 

Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da Alexander'in serbest bırakılmasının "umut ışığı" olduğunu belirtirken, Netanyahu'ya yüklendi: 

Esirleri geri getirmek istiyoruz ama İsrail savaşı bitirmeye hazır değil. İleriye dönük net bir yol göremiyoruz, bir anlaşmaya varılması gerekiyor ama Netanyahu yönetimi savaşı uzatıyor.

Guardian, Witkoff'un açıklamalarının ABD-İsrail arasındaki gerginliğin ne kadar arttığını gösterdiğini yazıyor. Eski İsrailli diplomat Alon Pinkas, şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

Trump, İsrail'e karşı değil ama onu umursamıyor. Trump'a göre Netanyahu sinir bozucu birine dönüştü, bu da banka hesabına katkı yapmadığı anlamına geliyor.

Trump, son dönemde Netanyahu'yu köşeye sıkıştıracak hamleler yaptı. Husilerle barış ilan etti, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine saldırı planını desteklemek yerine Tahran'la müzakere başlattı ve Suudi Arabistan'la nükleer görüşmelerin ilerlemesi için Riyad-Tel Aviv hattında normalleşme şartını askıya aldı.

Ayrıca Ortadoğu turunda da İsrail'i ziyaret etmeyecek. 

Analizde, Trump'ın bu hamlelerle ABD-İsrail ilişkilerinde oturmuş diplomatik yapıyı değiştirdiğine dikkat çekiliyor. İki devletli çözümü savunan düşünce kuruluşu İsrail Politika Çalışma Grubu'nun yöneticisi Ilan Baruch, şunları söylüyor: 

Trump açıkça yeni bir yörüngeye girdi. İsrail, Trump yönetiminin 'ortak inançlar ve karşılıklı stratejik çıkarlar' paradigması çerçevesinde yoluna devam etmesini bekliyordu. Trump bir kuşaktır bu denklemden şüphe duyulmasını sağlayan ilk başkan oldu.

Trump, 5 Ocak'ta göreve başladığında Netanyahu, Beyaz Saray'a davet edilen ilk yabancı liderdi. İsrail Başbakanı, Cumhuriyetçi liderin zaferini de ilk tebrik edenler arasındaydı. Diğer yandan analizde, Gazze savaşındaki tavrı nedeniyle Netanyahu'nun Trump'tan aldığı desteği kaybedebileceği belirtiliyor. 

Radikal sağcı kabinedeki liderlerin savaşın sürmesini istediği, Trump'ınsa tüm rehinelerin serbest bırakılması ve ateşkes için baskı yaptığına dikkat çekiliyor. Netanyahu'nun bu noktada ikileme düştüğü belirtiliyor: 

Netanyahu, tekrar Trump'ın desteğini istiyorsa koalisyonunun dağılmasına neden olacak adımlar atması lazım. Geçmişine ve deneyimine bakarsanız her şeyin farkında olması gerektiğini düşünürsünüz. Ama davranışlarına baktığınızda sanki neler olup bittiğinden haberi yok.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel