İsrailli aktivistler, Ürdün Vadisi'nin Filistinlilerde kalması için mücadele ediyor

Haham Arik Ascherman ve aktivist Guy Hirschfeld, Ürdün Vadisi’ndeki yerleşimcilerle tartışırken. (AFP)
Haham Arik Ascherman ve aktivist Guy Hirschfeld, Ürdün Vadisi’ndeki yerleşimcilerle tartışırken. (AFP)
TT

İsrailli aktivistler, Ürdün Vadisi'nin Filistinlilerde kalması için mücadele ediyor

Haham Arik Ascherman ve aktivist Guy Hirschfeld, Ürdün Vadisi’ndeki yerleşimcilerle tartışırken. (AFP)
Haham Arik Ascherman ve aktivist Guy Hirschfeld, Ürdün Vadisi’ndeki yerleşimcilerle tartışırken. (AFP)

İsrail ordusuna ait bir drone Ürdün Vadisi’ne yaklaşırken Filistinli bir çobanın koyunlarının da kısa bir süre içinde de olsa dağılmasına neden oldu. İsrailli aktivist Guy Hirschfeld durumun bundan çok daha ileri gideceği görüşünde.
Hirschfeld, işgal altındaki Batı Şeria'daki Ürdün Vadisi’nde yerleşimciliğin önüne geçmeye çalışan küçük bir grup İsrailli eylemciyle birlikte çalışıyor. Söz konusu drone yaklaşmadan hemen önce de bölgedeki askeri üslerin ve İsrail yerleşimlerinin yakınında koyunlarını otlatan Filistinli çobanlara eşlik ediyordu.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, önümüzdeki hafta yapılacak seçimlerde yeniden kazanması durumunda Batı Şeria'nın yaklaşık yüzde 30'unu oluşturan stratejik Ürdün Vadisi'ni ilhak etme sözü vermişti.
İşgal Altındaki Bölgelerde İnsan Hakları İçin İsrail Bilgi Merkezi’ne (B’Tselem) göre söz konusu vaat gerçekleştiği taktirde durum bölgede yaşayan 65 bin Filistinliyi etkileyecek. ABD Başkanı Donald Trump'ın sunduğu Barış Planı da Yahudi devletine burayı ilhak etmesi için yeşil ışık yakmıştı.
Filistinliler, Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumun önemli bir kesimi ise bu vaadi gerçekleştirmenin iki devletli çözüme dayanan barış umutları kırıntılarını yok edeceği konusunda uyarmıştı.
Hirschfeld ise 1967’deki Altı Gün Savaşı'nda ele geçirilen bölgenin asla terk edilmemesi gerektiğine dair Yahudi devletinde artan fikir birliğiyle karşı karşıya kalmanın Ürdün Vadisi'nin ilhakına karşı çıkan İsraillilerin görevi olduğunu vurguladı. “Sessizliğin savaş suçu olduğunu düşünüyorum” dedi.
Torat Tzedek adlı küçük bir sivil toplum kuruluşuna liderlik eden Hirschfeld ve diğer bir haham aktivist Arik Ascherman, Ürdün Vadisi'nin kuzeyindeki Um Zuka bölgesinde hayvanlarını otlatan Daragme kardeşler gibi Filistinli bedevi çobanlarına düzenli olarak eşlik ediyor. Daragme kardeşler, çocukluklarından beri burada çobanlık ve çiftçilik yaptıklarını, atalarının da 1967'den önce de burada aynı mesleği yürüttüğünü söylüyor.
Burası, onlarca yıl önce bir İsrail askeri bölgesi olarak belirlendi. Tepenin diğer tarafında ise bir İsrail askeri üssü bulunuyor. Burada aynı zamanda yıllar önce bir yerleşim yeri ortaya çıktı. Burada bir aile ile birkaç gencin yaşadığı ve İsrail ordusu tarafından desteklendikleri düşünülüyor. Diğer yandan tüm İsrail yerleşimleri, işgal altındaki Filistin topraklarına inşa edildikleri için uluslararası yasaları ihlal ederek barışa engel teşkil ediyor. İsrail ise hükümet kararı ile inşa edilen yerleşimler ile bir grup İsrailli tarafından inşa edilen yerleşimler arasında ayrım yapıyor.
Daragme kardeşlerden 45 yaşındaki Diyab duruma dair şu açıklamalarda bulundu:
“Vaziyet her yıl daha da kötüye gidiyor. Yerleşimcileri kullanarak göç etmemizi sağlamaya çalışıyorlar. Nerede bir Bedevi topluluğu varsa oraya bir yerleşimci getiriyorlar. Peki neden? Çünkü yerel halktan bazıları bundan korkup kaçıyor.”
Diyab, koyun otlattıkları sırada İsrailli aktivistlerin yanlarında olmasının ise korkularını azalttığını kaydetti.
Sürülerini dağıtan drone ufukta görünmeden önce demledikleri çay ile sürülerini izlediklerini belirten Daragme kardeşler, söz konusu hadiseden kısa bir süre sonra ise koyun otlatmalarını önlemek için gelen İsrail askerlerin kendilerinden vadideki derme çatma evlerine dönmelerini istediklerini belirtti.
İsrailli-ABD vatandaşı olan Haham Ascherman, başında geleneksel Yahudi şapkası kipa ile olaya müdahale etmeye çalıştığında dört yerleşimci genç İsrailli askerlerin yanında duruyordu. Yerleşimcilerle aynı muameleye maruz kalmadığına değinen Ascherman, “İşte buna çifte standart diyoruz. Bu adil değil” dedi.
Ancak askerler de yerleşimciler de AFP’ye açıklamalarda bulunmayı kabul etmedi. Ordu tarafından daha sonra yapılan açıklamada ise “tüm bölge sakinlerinin eşit bir şekilde korunduğu, yalnızca Filistinlilerin askeri ateş bölgesine girmesinin engellendiği, zirâ buraya ön koordinasyon olmadan girişin kanunen yasak olduğu” bildirildi.
Daragme kardeşler AFP’ye yaptıkları açıklamada atalarının topraklarını terk etmeleri için yapılan baskının günden güne arttığını belirtti. “Ne tepenin üstünde ne de altında hayvanlarımızı otlatmamıza izin verilmiyor. Nerede yaşamamızı istiyorlar? Gökyüzünde mi?” diye sordu.
Hirschfeld, keskin bir şekilde sağa doğru hareket eden İsrail toplumunda Filistin’in haklarını savunurken kendisini tükenmiş ve yalnız hissettiğini söyledi. Zirâ ailesi ve arkadaşları, siyasi aktivizmi nedeniyle Hirschfeld’ı boykot ediyor. Yerleşimci bölgelerinde yaşayan kardeşleri de onu “terörist” olarak tanımlıyor. “Bence artık İsrail’de sol kesim diye bir şey yok” diyen Hirschfeld pes etmeyi düşündüğünü ancak ülkesinin geleceği için doğru olanı yaptığını hissederek devam ettiğini kaydetti. “Ne yapıyorsam ülkeme olan sevgimden yapıyorum. Kızlarıma bir gün babalarının ne yaptığını anlayacaklarını söylüyorum” ifadelerini kullandı.
İsrail’de önümüzdeki hafta yapılacak seçimlerin Netanyahu'nun sağcı Likud partisi ile merkezdeki Mavi-Beyaz İttifakı arasında başa baş yarış şeklinde gerçekleşmesi, sol kanadın bir kez daha kötü performans göstermesi bekleniyor.



Gazze Şeridi'nde yerinden edilmiş insanları ve yardım dağıtım merkezinin yakınlarını hedef alan İsrail saldırısında 34 kişi hayatını kaybetti

İsrail'in Gazze'nin Şeyh Rıdvan mahallesindeki bir eve düzenlediği saldırının ardından yükselen dumanlar (DPA)
İsrail'in Gazze'nin Şeyh Rıdvan mahallesindeki bir eve düzenlediği saldırının ardından yükselen dumanlar (DPA)
TT

Gazze Şeridi'nde yerinden edilmiş insanları ve yardım dağıtım merkezinin yakınlarını hedef alan İsrail saldırısında 34 kişi hayatını kaybetti

İsrail'in Gazze'nin Şeyh Rıdvan mahallesindeki bir eve düzenlediği saldırının ardından yükselen dumanlar (DPA)
İsrail'in Gazze'nin Şeyh Rıdvan mahallesindeki bir eve düzenlediği saldırının ardından yükselen dumanlar (DPA)

Filistin medyası, İsrail'in bugün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 34 Filistinlinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Filistin Enformasyon Merkezi'nden aktardığına göre, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın batısında bir yardım dağıtım merkezi yakınlarında işgal ordusu tarafından 5 vatandaş şehit edildi ve çok sayıda kişi de yaralandı.

Merkez, ‘İsrail savaş uçaklarının Han Yunus şehrinin batısında yerlerinden edilmiş insanların barındığı bir çadırı bombalaması sonucu yerlerinden edilmiş 5 Filistinlinin şehit olduğunu ve 10 kişinin de yaralandığını’ belirtti.

Merkeze göre, İsrail topçu bombardımanı Han Yunus kentindeki el-Emel mahallesinin doğu bölgelerini hedef alırken, bir insansız hava aracı (İHA) da kentin batısındaki Kızılay noktasının arkasında yerlerinden edilmiş insanların barındığı bir çadırı bombaladı.

İsrail savaş uçakları Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın kuzeybatı bölgelerine saldırı düzenlerken, Han Yunus'un bir caddesini bombaladı ve şehir merkezine de şiddetli bir saldırı düzenledi.

Bu arada Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Nasır Tıp Kompleksi'nin hizmet dışı bırakılması halinde, sonuçları öngörülemeyen insani bir felakete neden olacağı uyarısında bulundu.

Bakanlık tarafından bugün Facebook hesabı üzerinden yapılan paylaşımda, “Hastaneleri çevreleyen yerleşim alanlarına yönelik doğrudan tehditler, işgalin sağlık sistemine karşı sistematik planının bir parçası olarak aldığı açık önlemlerdir. Nasır Tıp Kompleksi, Avrupa Hastanesi'nin hizmet dışı kalmasının ardından Han Yunus vilayetindeki tek hastane konumunda. Tahliye bölgesinde olduğu için el-Emel Hastanesi'ne ulaşmak zor” denildi.

Bakanlık, Gazze Şeridi'nin güneyindeki sağlık sisteminin tamamen çökmesi olasılığı konusunda uyarıda bulunarak, ilgili taraflara sağlık kurumlarını korumak için müdahale etmeleri ve işgalcileri acil tıbbi bakım sağlamak için gerekli ilaç ve ihtiyaç malzemelerinin bölgeye sokulmasına mecbur bırakmaları çağrısını yineledi.