11 milyon Brezilyalı Dünya'nın düz olduğuna inanıyor

Düz Dünya teorisi savuncularından Brezilyalı Anderson Neves AFP ile yaptığı röportajda elinde bir Düz Dünya maketiyle görülüyor (AFP)
Düz Dünya teorisi savuncularından Brezilyalı Anderson Neves AFP ile yaptığı röportajda elinde bir Düz Dünya maketiyle görülüyor (AFP)
TT

11 milyon Brezilyalı Dünya'nın düz olduğuna inanıyor

Düz Dünya teorisi savuncularından Brezilyalı Anderson Neves AFP ile yaptığı röportajda elinde bir Düz Dünya maketiyle görülüyor (AFP)
Düz Dünya teorisi savuncularından Brezilyalı Anderson Neves AFP ile yaptığı röportajda elinde bir Düz Dünya maketiyle görülüyor (AFP)

Brezilyalı anket şirketi Datafolha’nın verilerine göre ülkede yaşayan 11 milyondan fazla kişi Dünya’nın düz olduğuna inanıyor. 
Anket şirketinin rakamları ülke nüfusunun yüzde 7’sinin Dünya’nın düz olduğuna inandığı anlamına geliyor. 
AFP’nin haberine göre, ülkenin aşırı sağcı yeni Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’nun kişiliğinde somutlaşan entelektüalizm karşıtlığı ve iklim krizi şüpheciliği Brezilya’da yükselişte.
Bolsonaro’nın en önde gelen ideologlarından, yazar ve eski astrolog Olavo de Carvalho da daha önce “Düz Dünya teorisini çürütemeyeceğini” söylemişti.
Datafolha’nın verilerine göre Dünya’nın düz olduğuna inanan Brezilyalıların çoğu erkek. Ayrıca çoğu Katolik ya da Evanjelik Hıristiyan. Ayrıca bu görüştekilerin çoğunun eğitim seviyesi göreceli olarak düşük. 
AFP’nin haberine göre, ülkedeki Düz Dünya savunucularının çoğu yine de gizlilik içinde faaliyet gösteriyor. WhatsApp ve davetiye gerektiren Facebook gruplarında iletişim kuruyorlar. Sahip oldukları YouTube kanallarınısa on binlerce takipçisi bulunuyor. 
Brezilyalı Düz Dünya savunucularının en önde gelenlerinden biri Sao Paulo Üniversitesi’nde yüksek lisans yapmış bir jeofizikçi olan Afonso De Vasconcelos. Büyük bir Düz Dünya savunucusu topluluğuna sahip olan ABD’de ikamet eden Vasconcelos’un “Gerçek Bilim” (Ciencia de Verdade) adlı YouTube kanalını 345 bin kişi takip ediyor. 
Bir diğer çok takipçili Düz Dünya savunucusu Siddharta Chaibub’un “Profesör Düz Dünya” adlı kanalınıysa yaklaşık 300 bin kişi takip ediyor. Geçen sene kasım ayında Sao Paulo’da ülkenin ilk Düz Dünya toplantısını organize eden Chaibub’un etkinliğine yüzlerce kişi katılmıştı. 
Ajansa konuşan ve Sao Paulo'da Düz Dünya savunucularının toplanma yeri haline gelen bir restoranın sahibi olan Ricardo adlı Brezilyalı da müdavimleri gibi Dünya'nın küre olmadığını savunuyor. 
"Kesin olarak bildiğim iki şey var: Biri bir gün öleceğim diğeri de Dünya'nın düz olduğu" diyen Ricardo'ya göre ABD Uzay ve Havacılık Dairesi NASA insanları kandırıyor. Ricardo "İnsanlık Ay'a hiç inmedi. O bir film stüdyosuydu" ifadelerini kullanıyor. 
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, restoranın Düz Dünya savuncusu müşterilerinden Anderson Neves adlı 50 yaşındaki girişimciyse "Düz Dünyacılar en akıllıları. Sadece ufka bakın. Bir dağa çıkın ve fotoğraf çekin. Dünya'nın eğimli olmadığını göreceksiniz" diyor ancak iddialarını ayrıntılandıracak kanıtlar sunamıyor.

"Dünya'nın şekli bilimsel bir sorun değil"
Sao Paulo Üniversitesi'nden astronom Roberto Costa ise AFP'ye yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: 
"Galile'den beri, yani 17. yüzyılın başlarından beri Dünya'nın düz olmadığını kesin olarak biliyoruz. Antik Yunanlılar da  2 bin yıldan uzun süre önce parçaları birleştirmişti. Bilim insanalrı göre Düz Dünya teorisi daha çok psikolog ve sosyologların tartışması gereken bir konu. Dünya'nın şekli astronomlar açısından bilimsel bir sorun değil."

 


Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe