El Kaide, orta ve batı Afrika’da büyük yara aldı

Ensar eş-Şeria lideri Ebu İyad et-Tunusi (Şarku’l Avsat)
Ensar eş-Şeria lideri Ebu İyad et-Tunusi (Şarku’l Avsat)
TT

El Kaide, orta ve batı Afrika’da büyük yara aldı

Ensar eş-Şeria lideri Ebu İyad et-Tunusi (Şarku’l Avsat)
Ensar eş-Şeria lideri Ebu İyad et-Tunusi (Şarku’l Avsat)

İslami Mağrip El Kaidesi (AQIM) örgütü, Fransız Barkan kuvvetlerinin Mali'deki askeri çatışmalar ve hava saldırıları sırasında örgütün önde gelen liderlerini öldürmeyi başarmasıyla ciddi bir darbe aldı. Zirâ 2012’den beri Mali’nin kuzeydeki geniş alanlarını kontrol eden örgütün bu ülkede güçlü bir etkisi mevcut.
İslami Mağrip El Kaidesi (AQIM) terör örgütü, liderlerinden Ebu Musab Abdulvedud lakaplı Cezayirli Abdulmalik Dorukdal’a ait bir ses kaydında, öldürülen liderlerin isimleri verildi: Ensar eş-Şeria örgütü lideri Ebu İyad et-Tunusi, Cezayirli Yahya Ebu el-Hemmam, Libyalı Muhammed ez-Zehavi, Libyalı Ebu Talha, el-Hasan el-Ensari, Nuh Ebu Mesruk, Ebu Dücane el-Kasemi, Habib el-Ensari, Mansur Ağ el-Kasım el-Ensari.
El Kaide bağlantılı sosyal medya hesaplarında paylaşılan ses kaydında, birçok terör saldırısı düzenlemiş olan ve Mağrip El Kaidesi ile bağlantıları bilinen, aynı zamanda Tunus’da aktif Ensar eş-Şeria örgütünün lideri Tunusi’ye geniş bir yer ayrıldı. Fransa’nın Kuzey Mali’deki Timbuktu’da düzenlediği hava saldırısında öldürülen ve asıl adı Seyfullah bin Hüseyin olan Tunusi, Tunus’ta aranan en azılı teröristlerden biriydi. Geçtiğimiz yıllarda Libya ya da Afrika kıyıları gibi farklı bölgelerde öldürüldüğüne dair birçok söylenti yayılmış olsa da Fransızlar’ın söz konusu ilanı ile Tunusi’nin ölümü doğrulanmış oldu.
“Ebu İyad et-Tunusi” adı, Hüseyin’in 1990’larda Tunus’tan Londra’ya kaçarak eski Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin bin Ali rejimi muhalifi sıfatıyla siyasi sığınma talebinde bulunduğu sırada ortaya çıktı. Tunusi, bundan çok kısa bir süre sonra Afganistan’a giderek burada El Kaide örgütü kurucusu Üsame bin Ladin ile bir araya geldi. Böylece ikilinin arasındaki kuvvetli temas başlamış oldu.
2003’de Türkiye’de tutuklanıp Tunus makamlarına teslim edilen Ebu İyad et-Tunusi, 43 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak 2011’deki Arap Baharı gösteri ve protesto dalgası ve Zeynel Abidin bin Ali’nin devrilmesini fırsat bilerek hapishaneden çıktı.
Tunus'taki hapishaneden serbest bırakılmasından hemen sonra Libya'ya giderek burada aktif örgütlere katıldı. 2014’te, DEAŞ ve El Kaide’nin faaliyet gösterdiği Bingazi’de çekilen bir video klipte yer aldı. İtalyan istihbaratı, geçen yıl, Tunus istihbaratına Ebu İyad’ın Tunus topraklarına yönelik terörist saldırıları planlamak amacıyla Libya'dan Tunus'a sızdığı konusunda kesin bilgi aktardı.
Bu konudaki raporlar, Ebu İyad’ın yaklaşık bir ay önce bir geçit aracılığıyla Libya topraklarından Tunus'a girdiğini, ardından ise Bingazi’ye gitmek için aynı geçit aracılığıyla yeniden Libya'ya döndüğüne sonra ise Sahra Çölü’nden Mali’ye gittiğine işaret ediyor. El Kaide'nin Somali kolu Eş-Şebab örgütünün önde gelen liderlerinin de İyad’a eşlik ettiği biliniyor.
Fransa Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan resmi bir açıklamada, Barkhan kuvvetleri tarafından düzenlenen bir hava saldırısıyla Mali'nin merkezindeki “Massena Kurtuluş Cephesi”nden yaklaşık 15 teröristin hareketinin felç edildiği bildirildi. Aynı zamanda El Kaide bağlantılı “Nusret'ul İslam” örgütünün 2 numarası olan ve Yahya Ebu el-Hemmam olarak bilinen Cemal Okkaşa’nın da tasfiye edildiği duyuruldu.
“Nusret'ul İslam” örgütü, dört terörist örgütün yürüttüğü ittifakın ardından 2015 yılında çatı yapılanma olarak kuruldu. Bu örgütler ise şu şekilde: İyad Gali liderliğindeki “Ensarüddin” örgütü, Hemmam liderliğindeki “Sahra Taburları” örgütü, Muhtar Belmuhtar liderliğindeki “El Murabitun” örgütü ve Amadu Kufa liderliğindeki “Massena Kurtuluş Cephesi”.
Bir Fransız askeri kaynağı, bu liderlerinin tasfiyesinin yıllar süren araştırma ve çalışmaların sonucunda gerçekleşen “harika bir iş” olduğunu açıkladı. Söz konusu operasyon hakkında ayrıntılı bilgi verilmese de konuyla ilgili bazı raporlar bunların ayrı ayrı operasyonlarda gerçekleştirildiğini, hatta bazılarının bir yıldan uzun bir süre önce yapıldığını ancak resmi bildirinin şuan yayınlandığını öngörüyor.



Rapor: İran, 12 günlük savaş sırasında 5 İsrail askeri üssünü doğrudan vurdu

 İsrail'in orta kesiminde İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazını inceleyen İsrail askerleri (AP)
İsrail'in orta kesiminde İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazını inceleyen İsrail askerleri (AP)
TT

Rapor: İran, 12 günlük savaş sırasında 5 İsrail askeri üssünü doğrudan vurdu

 İsrail'in orta kesiminde İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazını inceleyen İsrail askerleri (AP)
İsrail'in orta kesiminde İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazını inceleyen İsrail askerleri (AP)

The Telegraph’ın ulaştığı radar verilerine göre, İran füzeleri 12 günlük savaş sırasında beş İsrail askeri tesisini doğrudan vurmuş görünüyor.

Söz konusu saldırılar İsrailli yetkililer tarafından duyurulmadı. Katı askeri sansür yasaları nedeniyle ülke içinden rapor edilemiyor.

Bu saldırılar, her iki tarafın da mutlak zafer iddiasında bulunmaya çalıştığı iki düşman arasındaki sözlü savaşı daha da karmaşık hale getirecek.

İran'ın dini lideri Ali Hamaney (AFP)İran'ın dini lideri Ali Hamaney (AFP)

Savaş bölgelerindeki bomba hasarını tespit etmek için uydu radar verilerini kullanma konusunda uzman olan ABD merkezli Oregon Eyalet Üniversitesi akademisyenleri yeni verileri The Telegraph ile paylaştı.

Raporlara göre İsrail'in kuzey, güney ve orta kesimlerinde, aralarında büyük bir hava üssü, bir istihbarat toplama merkezi ve bir lojistik üssünün de bulunduğu, daha önce rapor edilmemiş beş askeri tesis İran füzeleriyle vuruldu.

The Telegraph'ın dün temas kurduğu İsrail ordusu yetkilileri, füze önleme oranları ya da üslerine verilen hasar konusunda yorum yapmayacaklarını ifade etti.

Bir ordu sözcüsü, “Söyleyebileceğimiz tek şey, ilgili tüm birimlerin operasyon boyunca operasyonel sürekliliği koruduğudur” dedi.

Askeri tesislere yönelik bu saldırılar, İsrail'in hava savunma sistemlerini deldiği bilinen, konut ve sanayi altyapısında büyük hasara yol açan 36 diğer saldırıya ilave olarak yapıldı.

Ülke genelinde konutlarda meydana gelen ciddi hasara rağmen sadece 28 İsraillinin hayatını kaybetmesi, ülkenin sofistike uyarı sisteminin ve halkın sığınakları disiplinli bir şekilde kullanmasının göstergesi.

İran'dan İsrail'e fırlatılan balistik füzeler Kudüs semalarında görülüyor. (EPA)

İran'dan İsrail'e fırlatılan balistik füzeler Kudüs semalarında görülüyor. (EPA)

Şarku’l Avsat’ın The Telegraph’tan aktardığına göre İran füzelerinin büyük çoğunluğu önlenirken, sınırı geçmeyi başaran füzelerin oranı 12 günlük savaşın ilk sekiz gününde günden güne arttı.

Bunun nedenleri net olmamakla birlikte, gelişmiş ateşleme teknikleri ve İran'ın gelişmiş füzeler kullanıyor olma ihtimali olabilir.

Demir Kubbe, İsrail'in en ünlü hava savunma sistemi olsa da aslında havan topları gibi kısa menzilli mermilere karşı koruma sağlamak üzere tasarlanmıştır ve ülkenin kullandığı ‘katmanlı’ hava savunma sisteminin sadece bir parçasıdır.

Orta katmanda, 300 kilometreye kadar menzile sahip insansız hava araçları (İHA) ve füzeleri engellemek için optimize edilmiş Davut Sapanı hava savunma sistemi yer alıyor. En üstte ise uzun menzilli balistik füzeleri atmosfere girmeden önce etkisiz hale getiren Arrow (HITS) sistemi yer alıyor.

Sadece 9,7 milyon nüfuslu küçük bir ülke olan İsrail'de, ülkenin ünlü füze savunma sistemlerinin ihlal edilmesi şok etkisi yarattı.

Ülke içinde askeri hedeflerin vurulduğuna dair şüpheler arttı.

Ülkenin en tanınmış gazetecilerinden biri olan Kanal 13 televizyonundan Raviv Drucker geçen hafta şunları söyledi: “İran'ın füze saldırılarının birçoğu İsrail askeri üslerinde, bugüne kadar halen haber yapmadığımız stratejik yerlerde gerçekleşti... Bu durum insanların İranlıların ne kadar isabetli olduklarını ve pek çok yerde ne kadar büyük bir yıkıma yol açtıklarını anlamamalarına neden oldu.”

Oregon Eyalet Üniversitesi'nde araştırmacı olan Corey Sher, biriminin hem İsrail hem de İran'daki füze hasarının daha kapsamlı bir değerlendirmesi üzerinde çalıştığını ve sonuçları yaklaşık iki hafta içinde yayınlayacağını açıkladı.

Sher, hasarı değerlendirmek için kullandıkları radar sistemi verilerinin patlamaları tespit etmek için yapılı çevredeki değişiklikleri ölçtüğünü ve saldırıların kesin olarak doğrulanması için ya söz konusu askeri alanlardaki saha raporlarının ya da uydu görüntülerinin gerektiğini ifade etti.

The Telegraph tarafından yapılan veri analizi, ABD ve İsrail savunma sistemlerinin genel olarak iyi bir performans sergilediğini, ancak savaşın yedinci gününde füzelerin yaklaşık yüzde 16'sının geçmesine izin verdiğini gösteriyor.

Bu, İsrail ordusunun daha önce yaptığı ve başarı oranını ‘yüzde 87’ olarak veren tahminle büyük ölçüde uyumlu.