Virgin Hyperloop One, Suudi Arabistan’da çalışacak

Suudi Arabistan Ticaret Bakanı Dr. Macid el-Kasabî, Virgin Hyperlook One’ın CEO’su Tim Wilkinson’a ruhsatı sunuyor (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Ticaret Bakanı Dr. Macid el-Kasabî, Virgin Hyperlook One’ın CEO’su Tim Wilkinson’a ruhsatı sunuyor (Şarku’l Avsat)
TT

Virgin Hyperloop One, Suudi Arabistan’da çalışacak

Suudi Arabistan Ticaret Bakanı Dr. Macid el-Kasabî, Virgin Hyperlook One’ın CEO’su Tim Wilkinson’a ruhsatı sunuyor (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Ticaret Bakanı Dr. Macid el-Kasabî, Virgin Hyperlook One’ın CEO’su Tim Wilkinson’a ruhsatı sunuyor (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Yatırım Bakanlığı, Amerika menşeli Virgin Hyperloop One Şirketi’ne Krallık’ta iş yapabilmesi için dün (Salı) ticari ruhsat verdi.
Son zamanlarda geliştirildiği ilan edilen şirkete ruhsat verilmesi, Suudi Arabistan Yatırım Bakanlığı, “Suudi Arabistan’a Yatırım Yap” Girişimi, Amerikan Ticaret Odası ve Ticari Hizmetler Departmanı tarafından ABD'nin başkenti Washington’da düzenlenen Suudi-Amerikan İş Forumu sırasında geldi.
Tim Wilkinson, “Suudi Arabistan Yatırım Bakanlığı’ndan ticari ruhsat almalarının hızlı ve kolay olduğunu, ruhsatı Suudi Arabistan’la olan ilişkileri bağlamında önemli bir adım” olarak gördüğünü ifade etti.
Wilkinson, “Kaynaklara yatırım yapmamıza ve Krallık’taki faaliyetlerimizi yönetmemize imkân tanıyacak kalıcı bir varlık oluşturmayı amaçlıyoruz” şeklinde ekleme bulundu.
Atılan bu adımı, “Hyperloop teknolojisini ticari düzeyde benimsemeye yönelik önemli bir gelişme olarak” değerlendiren Wilkinson, “Suudi Arabistan’ın Hyperloop teknolojisini geliştirmede küresel seviyede ön saflarda yer almasına katkıda bulunacağına” dikkati çekti.
Suudi Arabistan Ulaştırma Bakanlığı geçtiğimiz günlerde ABD şirketi ile bir sözleşme imzalandığını duyurdu. Anlaşmanın, ülkedeki yolcu ve yük taşımacılığı alanında potansiyel yollar, talep, öngörülen maliyetler, sosyal ve ekonomik faydaları inceleyerek Hyperloop teknolojisi kullanımı üzerine çalışmalar yürütmeyi öngördüğü belirtildi. Bu teknolojinin, Krallığın tüm bölgelerini birbirine bağlayan bir altyapı oluşturmasının yanı sıra, yeni iş fırsatları sağlaması, gayri safi yurtiçi hasılayı desteklemesi ve uzmanlık gerektiren bilgi transferini sağlaması bekleniyor.
Geçen yıl, Kral Abdullah Ekonomik Şehri ve ABD menşeli Virgin Hyperlook One, entegre bir test yolunun yanı sıra üretim ve işletme tesisi içeren Virgin Hyperlook One Mükemmellik Merkezi’ni kurmanın fizibilitesi üzerine yapılan ekonomik çalışmanın sonuçları duyurdu.
Bu çalışmanın yerelde 124 bin kişiye, teknolojiye dayalı istihdam sağlayarak yerel ekonomiye katkıda bulunacağı, robot ve yapay zekâ alanındaki gelişmeleri birleştirerek sektörü destekleyeceği ve 2030 yılına kadar Suudi Arabistan’ın gayri safi yurtiçi hasılatında 4 milyar dolarlık bir artış sağlayacağı öngörülüyor.
Yine geçen yıl Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve Virgin Hyperlook One Şirketi ortaklık anlaşması imzalandı. Teknoloji ve ulaşım sektörlerinin gelişimini desteklemeyi amaçlayan bu anlaşma, “2019 Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı’nın” oturum aralarında imzalandı ve bilgi alışverişini artırmanın yanı sıra ortak işbirliğini artırmayı taahhüt ediyor.
Virgin Hyperloop One, 2018 yılında Misk Foundation ile kurduğu teknolojik ortaklık gereği şirketin Los Angeles’teki inovasyon tesisine 20 Suudi öğrenci kabul etti.
Suudi Arabistan’ın inovasyon çalışma ve girişimlerine liderlik edecek bu Suudi öğrencilerin, Virgin Hyperloop One ile kurulan ortaklıkta köprü vazifesi görmeleri bekleniyor.



İsrail-İran çatışması küresel ekonomiyi nasıl tehdit ediyor?

Tokyo Menkul Kıymetler Borsası'nda Nikkei 225 endeksini gösteren elektronik panonun önünden geçen bir kadın (AFP)
Tokyo Menkul Kıymetler Borsası'nda Nikkei 225 endeksini gösteren elektronik panonun önünden geçen bir kadın (AFP)
TT

İsrail-İran çatışması küresel ekonomiyi nasıl tehdit ediyor?

Tokyo Menkul Kıymetler Borsası'nda Nikkei 225 endeksini gösteren elektronik panonun önünden geçen bir kadın (AFP)
Tokyo Menkul Kıymetler Borsası'nda Nikkei 225 endeksini gösteren elektronik panonun önünden geçen bir kadın (AFP)

Ortadoğu'da İsrail ile İran arasındaki çatışma şiddetlenirken, dünya bu gerilimin olası ekonomik yansımaları konusunda endişe duyuyor. Bu hayati bölgede yaşananlar sadece çatışan ülkeleri değil, aynı zamanda birkaç kilit kanal aracılığıyla tüm küresel ekonomiyi etkiliyor; finansal ve ticari istikrarı tehdit ediyor.

cshy
Tahran'da İsrail hava saldırılarının hedef aldığı bir binanın enkazında çalışan arama-kurtarma ekipleri (AFP)

İsrail-İran çatışmasının küresel ekonomi üzerindeki temel etkileri neler?

* Enerji fiyatları... Enflasyonu ateşleyecek bir kıvılcım

Ortadoğu küresel enerjinin can damarıdır ve petrol ve gaz tedarikinin büyük bir kısmı Hürmüz Boğazı gibi hayati önem taşıyan su yollarından geçmektedir. İster petrol tesislerine doğrudan saldırılar isterse seyrüsefere yönelik tehditler yoluyla olsun, bu kaynakların kesintiye uğraması kaçınılmaz olarak petrol ve gaz fiyatlarında bir artışa yol açacaktır. İran, dünya petrolünün yaklaşık yüzde 3'ünü ve gazının yüzde 7'sini üreterek küresel enerji piyasasında önemli bir oyuncu konumunda.

tyu7
Tacoma'daki American Oil and Refining Company (EPA)

Enerji fiyatlarındaki bu artış bölgeyle sınırlı kalmayacak, doğrudan küresel enflasyona dönüşerek tüm mal ve hizmetleri etkileyecek. Küresel olarak artan üretim ve nakliye maliyetleri, merkez bankalarının enflasyonu kontrol altına almak için daha uzun süre yüksek faiz oranlarını sürdürmesini zorlaştıracak ve bu küresel ekonomik büyümenin yavaşlamasına yol açacak.

* Tedarik zinciri kesintisi: Ticaret darboğazı

Küresel tedarik zincirleri büyük ölçüde Ortadoğu'daki hayati deniz yollarına dayanır ve herhangi bir aksama dalga etkisi yaratır:

Hürmüz Boğazı ve Kızıldeniz'e yönelik tehdit: Hürmüz Boğazı, dünya ham petrolünün yaklaşık yüzde 20'sinin geçtiği hayati bir tıkanma noktasıdır. Bu boğazı kapatmaya yönelik herhangi bir tehdit, hatta boğazdaki gemilere yönelik tehditler, nakliye şirketlerini gemilerini Afrika'daki Ümit Burnu çevresine yönlendirmeye zorlayacaktır. Bu yönlendirme basit bir değişiklik olmayıp, nakliye sürelerinde ve maliyetlerinde büyük bir artış anlamına gelmekte, malların varışını geciktirmekte ve son tüketiciye ulaşma fiyatlarını yükseltmektedir. Daha yüksek navlun sigortası primleri şirketler üzerindeki mali yükü artırmakta ve bu da genel maliyetlere yansımaktadır.

Bu transferler limanlar ve küresel dağıtım ağları üzerinde büyük lojistik zorluklar yaratır. Bu da belirli malların kıtlığına ve temel bileşenlerin endüstrilere tesliminde gecikmelere yol açarak küresel üretim zincirlerini sekteye uğratabilir.

u7ı8
Hürmüz Boğazı'ndan geçen bir petrol tankeri (Reuters)

Analiz firması Kpler tarafından yayınlanan verilere göre, geçen hafta İsrail'in İran'a yönelik saldırılarının ardından navlun oranları yükseldi. Arap Körfezi'nden Çin'e giden tanker navlunlarının cuma günü yüzde 24 artarak varil başına 1,67 dolara yükseldiği belirtildi. VLCC (Çok Büyük Ham Petrol Taşıyıcısı) navlunlarındaki artış yıl başından bu yana görülen en büyük günlük hareketi yansıtıyor ve bölgede algılanan risk düzeyini vurguluyor.

Kpler'deki analistler, deniz savaşı risk primi şu ana kadar değişmemiş olsa da, aşırı istikrarsızlık devam ettikçe navlun oranlarının daha da yükselmesini bekliyor.

* Çalkantılı gökyüzü

Mevcut çatışma ortamı, hava sahasının kapanmasının ardından yolcularını ve mürettebatını korumak için acil önlemler almak zorunda kalan küresel havayolu şirketlerini uçuşlarını yeniden yönlendirmeye ya da iptal etmeye zorladı. Bu da yolcular için büyük aksaklıklara ve zorlukla toparlanan seyahat ve turizm sektörü üzerinde doğrudan bir etkiye neden oldu. Bu durum, daha fazla yakıt tüketimi gerektiren daha uzun rotalar nedeniyle operasyonel maliyetlerde artışa yol açarak bilet fiyatlarına yansıyabilir ve özellikle ekonomik zorluklarla mücadele eden şirketler üzerinde ek mali baskı yaratabilir.

tyu7
Tel Aviv yakınlarındaki Ben Gurion Havalimanı'nda boş bir giden yolcu salonu (EPA)

* Finansal piyasalar ve yatırımcı güveni: Volatilitenin dehşeti

Jeopolitik gerilimler finans piyasaları için bir kâbustur. Çatışmalar arttıkça yatırımcılar altın ve ABD doları gibi güvenli varlıklara yönelir, bu da borsalarda ve para birimlerinde keskin dalgalanmalara neden olur. ‘Güvenli limana sığınma’ aynı zamanda bölgeden sermaye kaçışına yol açarak bölgesel sermaye piyasalarını zayıflatabilir ve doğrudan yabancı yatırımları azaltabilir. Ülkelerin kredi itibarları da kötüleşerek borçlanma maliyetlerini artırabilir ve bütçelerine yük getirebilir.

* Yavaşlayan ekonomik büyüme: Resesyon hayaleti

Yüksek enflasyon, yüksek navlun maliyetleri ve düşük yatırımcı güveninin bir araya gelmesi, küresel ekonomik büyümede yavaşlama için bir reçetedir. Çatışmanın uzun sürmesi ve yayılması, özellikle de tedarik zincirlerinin tamamen kesintiye uğraması ve enerji fiyatlarının görülmemiş seviyelere ulaşması halinde, dünyayı bir durgunluğa, hatta bir depresyona itebilir. Bölgesel istikrara ve yakıt fiyatlarına büyük ölçüde bağlı olan turizm ve havacılık gibi sektörler bu durumdan ilk etkilenenler arasında yer alacaktır.

frgty
Almanya'nın DAX endeksi Frankfurt Borsası'nda düştü. (Reuters)

* Güvenlik harcamaları: Bütçeler üzerinde bir yük

Riskler arttıkça, bölgedeki ve dünyadaki hükümetler kendilerini savunma ve güvenlik harcamalarını arttırmak zorunda bulabilirler. Kaynakların üretken yatırımlardan güvenlik harcamalarına kayması, hükümet bütçeleri üzerinde ek bir baskı oluşturarak temel hizmetleri ve kalkınma planlarını etkileyebilir.

* Merkez bankaları altınla korunuyor

Jeopolitik gerilimler ve belirsizlik, dünyanın dört bir yanındaki merkez bankalarını, kriz zamanlarında rezervlerin değerini koruyan güvenli bir liman olarak altın rezervlerini önemli ölçüde artırmaya itiyor. Bu eğilim son üç yılda önemli ölçüde arttı ve Dünya Altın Konseyi önümüzdeki beş yıl içinde daha fazla merkez bankasının altın varlıklarını dolar aleyhine arttırmasını bekliyor.

Sonuç olarak, İsrail-İran anlaşmazlığı küresel ekonomik istikrar için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu sadece bölgesel bir anlaşmazlık değil, küresel ekonominin gölüne atılabilecek ve iç içe dalgalara neden olabilecek bir taştır. Bakalım uluslararası toplum bu gerilimi kontrol altına alabilecek ve dünyayı bunun yıkıcı ekonomik sonuçlarından koruyabilecek mi?