İstatistiklerle kadın verileri açıklandı

İstatistiklerle kadın verileri açıklandı
TT

İstatistiklerle kadın verileri açıklandı

İstatistiklerle kadın verileri açıklandı

Türkiye nüfusunun yüzde 49,8'ini kadınlar, yüzde 50,2'sini erkekler oluşturdu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2019 yılı istatistiklerle kadın verilerini açıkladı. Buna göre; Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre; 2019 yılında, kadın nüfus 41 milyon 433 bin 861 kişi, erkek nüfus 41 milyon 721 bin 136 kişi oldu. Diğer bir ifadeyle; toplam nüfusun yüzde 49,8'ini kadınlar, yüzde 50,2'sini ise erkekler oluşturdu. Kadınlar ile erkekler arasındaki bu oransal denge, kadınların daha uzun yaşaması nedeniyle, 60 ve daha yukarı yaş grubundan itibaren kadınların lehine değişti. Kadın nüfusun oranı, 60-74 yaş grubunda yüzde 52,2 iken 90 ve üzeri yaş grubunda yüzde 73,0 oldu.

Doğuşta beklenen yaşam süresi kadınlarda 81,0 yıl, erkeklerde 75,6 yıl oldu
Hayat tabloları, 2016-2018 sonuçlarına göre; doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için toplamda 78,3 yıl, kadınlarda 81,0 yıl, erkeklerde 75,6 yıl oldu. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşamakta olup doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,4 yıl oldu.

Doğuşta sağlıklı yaşam süresi kadınlarda 56,8 yıl, erkeklerde 59,9 yıl oldu
Sağlıklı yaşam süresi, belirli bir yaştaki kişinin günlük hayattaki faaliyetlerini sınırlandıracak bir sağlık sorunu olmadan yaşaması beklenen yıl sayısı olarak tanımlanır. Hayat tabloları, 2016-2018 sonuçlarına göre; sıfır yaşında bulunan bir kişi için sağlıklı yaşam süresi, Türkiye'de toplamda 58,3 yıl, kadınlarda 56,8 yıl ve erkeklerde 59,9 yıl olarak hesaplandı. Buna göre, erkeklerin sağlıklı yaşam süresinin kadınlardan 3,1 yıl daha uzun olduğu görüldü.

En az bir eğitim düzeyini tamamlayan kadınların oranı yüzde 84,5 oldu
Ulusal Eğitim İstatistikleri Veri Tabanı sonuçlarına göre; 2008-2018 yılları arasında, 25 ve daha yukarı yaşta olan ve en az bir eğitim düzeyini tamamlayanların toplam nüfus içindeki oranının yıllar itibarıyla arttığı görüldü. En az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki bireylerin toplam nüfus içindeki oranı, 2008 yılında yüzde 81,1 iken 2018 yılında yüzde 90,1 oldu. En az bir eğitim düzeyini tamamlayanların oranı cinsiyete göre incelendiğinde; 2008 yılında, kadınlarda yüzde 72,6, erkeklerde yüzde 89,8 olan bu oran, 2018 yılında sırasıyla yüzde 84,5 ve yüzde 95,9 oldu.
En az üniversite mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştaki nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2008 yılında yüzde 9,8 iken 2018 yılında yüzde 19,9 oldu. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde; 2008 yılında 25 ve daha yukarı yaşta olup en az üniversite mezunu olan kadınların oranı yüzde 7,6, erkeklerin oranı yüzde 12,1 iken bu oran 2018 yılında kadınlarda yüzde 17,5, erkeklerde ise yüzde 22,4 oldu.

En yüksek kadın istihdam oranı TR82 (Kastamonu, Çankırı, Sinop) bölgesinde görüldü
Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; 2018 yılında, Türkiye'de 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam edilenlerin oranı yüzde 47,4 olup bu oran kadınlarda yüzde 29,4, erkeklerde ise yüzde 65,7 oldu. En yüksek istihdam oranı, 2018 yılında yüzde 55,3 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) bölgesinde gerçekleşti. En düşük istihdam oranı ise yüzde 30,5 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) bölgesinde oldu. En yüksek kadın istihdam oranı, yüzde 40,4 ile TR82 (Kastamonu, Çankırı, Sinop) bölgesinde iken en yüksek erkek istihdam oranı, yüzde 75,0 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) bölgesinde gerçekleşti. En düşük istihdam oranı ise kadınlarda yüzde 11,9, erkeklerde yüzde 50,8 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) bölgesinde oldu.

Hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadın istihdam oranı yüzde 26,5 oldu
Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki bireylerin istihdam oranı, 2014 yılında yüzde 59,8 iken 2018 yılında yüzde 60,5 oldu. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde; 2018 yılında hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadınların istihdam oranının yüzde 26,5, erkeklerin istihdam oranının ise yüzde 90,4 olduğu görüldü.

Kadınların çalışma hayatında kalma süresi 6 yılda 2,3 yıl arttı
Çalışma hayatında kalma süresi, bir kişinin hayatı boyunca işgücü piyasasında aktif olması beklenen yıl sayısı olarak tanımlanır. Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; çalışma hayatında kalma süresi, 2013 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki kadınlarda 16,7 yıl, erkeklerde 37,7 yıl iken 2018 yılında çalışma hayatında kalma süresi kadınlarda 19,0 yıl, erkeklerde 39,3 yıl oldu.

Erkeklerin yıllık ortalama brüt kazancı daha fazla oldu
Kazanç Yapısı Araştırması, 2018 sonuçlarına göre; 2018 yılında yıllık ortalama brüt kazanç 49 bin 001 TL oldu. Bu değer, kadınlar için 46 bin 208 TL, erkekler için 50 bin 297 TL olarak tahmin edildi.

Kadınların en yüksek kazanç elde ettiği sektör, finans ve sigorta faaliyetleri oldu
Ücretli çalışanların brüt kazançları, ekonomik faaliyet kolu ayrımında incelendiğinde; en yüksek aylık ortalama brüt ücretin 7 bin 492 TL ile "bilgi ve iletişim" ekonomik faaliyet kolunda olduğu görüldü. Bu sektörü, 6 bin 559 TL ile "finans ve sigorta faaliyetleri" sektörü izledi. En düşük aylık ortalama brüt kazanç ise 2 bin 872 TL ile "konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri" sektöründe elde edildi. Bunu 2 bin 999 TL aylık ortalama brüt kazanç ile "idari ve destek hizmet faaliyetleri" sektörü izledi.

Ekonomik faaliyet koluna göre elde edilen brüt kazanç cinsiyet ayırımında incelendiğinde; en yüksek aylık ortalama brüt ücretini, kadınların 6 bin 428 TL ile "finans ve sigorta faaliyetleri" sektöründen, erkeklerin 7 bin 974 TL ile "bilgi ve iletişim" sektöründen elde ettiği görülürken en düşük aylık ortalama brüt ücretini, kadınların 2 bin 663 TL ile erkeklerin ise 2 bin 974 TL ile "konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri" sektöründen elde ettiği görüldü.

Kadınlar tüm eğitim düzeylerinde erkeklerden daha düşük ücret aldı
Cinsiyete dayalı ücret farkı, erkek ve kadın arasındaki ücret farkının erkek ücreti içindeki yüzdesi olarak tanımlanır. Bu gösterge, yıllık ortalama düzenli brüt ücret kullanılarak hesaplandı. Kazanç Yapısı Araştırması, 2018 sonuçlarına göre; cinsiyete dayalı ücret farkı toplamda ve tüm eğitim düzeylerinde erkek ücretinin lehine gerçekleşti. Cinsiyete dayalı ücret farkı toplamda yüzde 7,7 oldu. Bu fark, en fazla yüzde 28,8 ile meslek lisesi mezunu erkekler ve kadınlar arasında görülürken en az fark yüzde 14,3 ile lise mezunu erkekler ve kadınlar arasında oldu.

Çalışan kadınların yüzde 61,0'ı, erkeklerin ise yüzde 57,3'ü zaman baskısı olmadan çalıştı
Yeterli olmadığı düşünülen zaman aralığında görevi bitirmek zorunda olmak zaman baskısı altında çalışmayı ifade etmektedir. İş Organizasyonu ve Çalışma Zamanı Düzenlemeleri Araştırması, 2019 sonuçlarına göre; istihdamda olanların yüzde 41,5'i zaman baskısı altında çalıştığını belirtirken yüzde 58,5'i zaman baskısı olmadan çalıştığını ifade etti. Zaman baskısı altında çalıştığını belirten kadınların oranı yüzde 39,0 iken bu oran erkeklerde yüzde 42,7 oldu.

Kadınların ev ile iş arası ortalama ulaşım sürelerinin erkeklere göre daha az olduğu görüldü
İş Organizasyonu ve Çalışma Zamanı Düzenlemeleri Araştırması, 2019 sonuçlarına göre; çalışanların yüzde 30,3'ü ev ile iş arası ortalama ulaşım süresinin 15 dakikanın altında olduğunu belirtirken yüzde 30,3'ü 15-29 dakika arasında, yüzde 26,6'sı 30-59 dakika, yüzde 6,2'si ise 60-89 dakika arasında işyerine ulaştığını belirtti. Ev ile iş arasındaki ulaşım süresini 90 dakika ve üstü olarak belirtenlerin oranı ise yüzde 1,3 olarak gerçekleşti. Çalışanların yüzde 5,4'ü işlerini kendi evinden yürüttüğünü belirtti.
Kadın çalışanların yüzde 32,0'ı, erkek çalışanların ise yüzde 29,5'i ev ile iş arası ortalama ulaşım süresinin 15 dakikanın altında olduğunu belirtirken işlerini kendi evinden yürüttüğünü belirten kadınların oranı yüzde 11,4, erkeklerin oranı yüzde 2,5 oldu. Kadınların ev ile iş arası ortalama ulaşım sürelerinin erkeklere göre daha az olduğu ve daha fazla kendi evinden işlerini yürüttükleri görüldü.

Çalışan kadınların yüzde 68,6'sı işe geliş gidiş için harcanan zamandan memnun oldu
Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre; 2019 yılında çalışanların yüzde 69,0'ı işe geliş gidiş için harcanan zamandan memnun olduğunu belirtirken kadın çalışanlarda bu oran yüzde 68,6, erkek çalışanlarda ise yüzde 69,1 olarak gözlendi.

Kadın milletvekili oranı yüzde 17,3 oldu
Türkiye Büyük Millet Meclisi verilerine göre; 2019 yılında 589 milletvekili içerisinde kadın milletvekili sayısının 102, erkek milletvekili sayısının ise 487 olduğu görüldü. Meclise giren kadın milletvekili oranı, 2007 yılında yüzde 9,1 iken bu oran 2019 yılında yüzde 17,3 oldu.

Ortalama ilk evlenme yaşı kadınlarda 25,0, erkeklerde 27,9 oldu
Evlenme istatistiklerine göre; resmi olarak ilk evliliğini 2019 yılında yapmış olan kadınların ortalama evlenme yaşı 25,0 iken erkeklerin 27,9 oldu. Ortalama ilk evlenme yaşının en yüksek olduğu il, kadınlarda 28,4 yaş, erkeklerde 31,1 yaş ile Tunceli oldu. Ortalama ilk evlenme yaşının en düşük olduğu iller ise kadınlarda 21,9 yaş ile Ağrı, erkeklerde 26,0 yaş ile Şanlıurfa oldu.

Kadınların yüzde 14,3'ünün eğitim seviyelerinin eşlerinden daha yüksek olduğu görüldü
ADNKS sonuçlarına göre; resmi evliliklerde eşler arasındaki eğitim farkı incelendiğinde, 2018 yılında kadınların yüzde 41,2'sinin kendilerinden daha yüksek eğitimli erkeklerle evli olduğu, eşlerinden daha yüksek eğitimli olan kadınların oranının ise yüzde 14,3 olduğu görüldü. Eğitim seviyeleri aynı olan eşlerin oranı yüzde 43,1, eğitim seviyeleri farkı bilinmeyen eşlerin oranı ise yüzde 1,5 oldu.

Kaba boşanma hızı binde 1,88 oldu
Boşanma istatistiklerine göre; 2019 yılında kaba boşanma hızı binde 1,88 oldu. İllere göre incelendiğinde; kaba boşanma hızının en yüksek olduğu il, binde 2,95 ile İzmir oldu. Bu ili binde 2,88 ile Antalya, binde 2,71 ile Muğla izledi. Kaba boşanma hızının en düşük olduğu il ise binde 0,25 ile Hakkari oldu. Bu ili binde 0,33 ile Siirt ve Muş izledi.

Cep telefonu kullanan kadınların oranı yüzde 90,2 oldu
Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre; 2019 yılı Ocak-Mart aylarını kapsayan üç aylık dönemde, 16-74 yaş grubundaki bireylerin cep telefonu kullanım oranı yüzde 93,5 oldu. Bu oran, kadınlarda yüzde 90,2, erkeklerde ise yüzde 96,9 olarak gerçekleşti.

Kadınlar en fazla dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdi
Ölüm nedeni istatistikleri sonuçlarına göre; 2018 yılında Türkiye genelinde ölüm nedenleri incelendiğinde ilk sırada yüzde 38,4 ile dolaşım sistemi hastalıkları yer alırken, ikinci sırada yüzde 19,7 ile iyi ve kötü huylu tümörler, üçüncü sırada ise yüzde 12,5 ile solunum sistemi hastalıkları yer aldı. Cinsiyete göre ölüm nedeni istatistikleri incelendiğinde; sıralamada kadın erkek arasında önemli bir fark gözlenmezken, dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle yaşamını yitiren kadınların erkeklerden daha fazla olduğu görüldü. Buna göre; ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alan dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle hayatını kaybeden kadınların oranı yüzde 42,2 iken erkeklerin oranı yüzde 35,3 oldu.

Kadınlar erkeklerden daha mutlu oldu
Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre; 2019 yılında mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı yüzde 52,4 oldu. Kadınlarda mutluluk oranı yüzde 57,0 iken erkeklerde bu oran yüzde 47,6 oldu. Evli bireylerin yüzde 55,6'sının, evli olmayan bireylerin ise yüzde 45,1'inin mutlu olduğu görüldü. Evli kadınların yüzde 60,2'si, evli erkeklerin yüzde 50,6'sı mutlu olduklarını beyan ederken evli olmayan kadınların ise yüzde 49,1'i, evli olmayan erkeklerin yüzde 41,3'ü mutlu olduğunu ifade etti.

 


Rus istihbaratı Telegram operasyonunu hızlandırdı: Çocukları devşiriyorlar

Avrupa istihbaratı da Ukrayna savaşında Rusya'nın Telegram üzerinden savaşçı devşirdiğini bildirmişti (Reuters)
Avrupa istihbaratı da Ukrayna savaşında Rusya'nın Telegram üzerinden savaşçı devşirdiğini bildirmişti (Reuters)
TT

Rus istihbaratı Telegram operasyonunu hızlandırdı: Çocukları devşiriyorlar

Avrupa istihbaratı da Ukrayna savaşında Rusya'nın Telegram üzerinden savaşçı devşirdiğini bildirmişti (Reuters)
Avrupa istihbaratı da Ukrayna savaşında Rusya'nın Telegram üzerinden savaşçı devşirdiğini bildirmişti (Reuters)

Rusya, sabotaj ve saldırı eylemleri için Telegram üzerinden Ukraynalı gençleri devşirme faaliyetlerini hızlandırdı. 

Ukrayna'nın iç güvenlik teşkilatı Ukrayna Güvenlik Servisi'nin (SBU) verilerine göre Rusya, son iki yılda en az 800 Ukraynalı genci Telegram üzerinden işe aldı. Bunlardan yaklaşık 200'ünün 18 yaş altı olduğu iddia ediliyor. 

Ukraynalı siber güvenlik uzmanı Anastasya Apetik, Rus istihbaratının 9 ya da 10 yaşlarında çocukları bile kendi tarafına çektiğini savunuyor. 

Ukrayna Ulusal Polisi Yardımcı Direktörü Andriy Nebitov, Kremlin'in özellikle savunmasız çocukları manipüle etmeye çalıştığını ileri sürerek şunları söylüyor.

Çocuklar eylemlerinin sonuçlarını her zaman tam olarak anlayamayabilir. Düşman, ev kimyasallarından patlayıcılar yapıp bunları askerlik şubeleri veya polis karakolları gibi noktalara yerleştirmeleri için çocukları kullanmaktan utanmıyor.

SBU devşirme çalışmalarının çoğunlukla Rus girişimci Pavel Durov'un CEO'su olduğu Telegram üzerinden gerçekleştirildiğini bildiriyor. Buna ek olarak TikTok ve çeşitli oyun platformlarında da benzer faaliyetler yürütüldüğü belirtiliyor.

BBC'nin incelediği Telegram kanallarında açıkça Rusya yanlısı mesajlar paylaşılmadığına dikkat çekiliyor. Bunun yerine Ukrayna'daki yolsuzluk iddialarına veya askere alım sürecine dair olumsuz gönderiler paylaşıldığı aktarılıyor. 

Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı, sözkonusu hesaplardan bazılarıyla iletişime geçti. Haberde, çeşitli kundaklama ve saldırı eylemleri için banka havalesi ya da kripto parayla ödeme teklif edildiği yazılıyor. 

Bir postane kundaklama eylemi için 1500 dolar, bankaya saldırı içinse 3 bin dolar teklif edildiği aktarılıyor. Hesaplardan gönderilen mesajlarda kullanıcılara molotofkokteyliyle saldırı düzenleme talimatı verildiği belirtiliyor. 

Bunlara ek olarak iş arayan Ukraynalı vatandaşlara bile sabotaj için para teklif ediliyor. 

SBU, mevzubahis hesapların Rus istihbaratı tarafından kontrol edildiğini savunurken, BBC bunun bağımsız olarak doğrulanamadığını yazıyor. 

Londra'daki Rus Büyükelçiliği'nden kamu yayımcısına gönderilen açıklamada, bu faaliyetleri yürüten tarafın Ukrayna istihbaratı olduğu öne sürüldü: 

Bahsettiğiniz uygulamalar Ukrayna istihbaratının bilindik eylemleri haline geldi. Özellikle çocuklar dahil sivilleri; belirli kişileri, binaları veya araçları kundaklayıp bombalamaları ya da sabotaj eylemleri düzenlemeleri için işe alıyorlar.

Ukrayna, başta kritik altyapı ve savunma birimlerindekiler olmak üzere kamu çalışanlarının resmi cihazlarda Telegram kullanmasını geçen yıl yasaklamıştı. 

Independent Türkçe, BBC, Reuters


Malezya'da tartışma yeniden alevlendi: Doğru zaman diliminde miyiz?

Maha Kulesi ve Kuah kasabasının 1 Mart 2024'te Malezya'nın tatil adası Langkawi'de gün doğumundaki görüntüsü (AFP)
Maha Kulesi ve Kuah kasabasının 1 Mart 2024'te Malezya'nın tatil adası Langkawi'de gün doğumundaki görüntüsü (AFP)
TT

Malezya'da tartışma yeniden alevlendi: Doğru zaman diliminde miyiz?

Maha Kulesi ve Kuah kasabasının 1 Mart 2024'te Malezya'nın tatil adası Langkawi'de gün doğumundaki görüntüsü (AFP)
Maha Kulesi ve Kuah kasabasının 1 Mart 2024'te Malezya'nın tatil adası Langkawi'de gün doğumundaki görüntüsü (AFP)

Malezyalı bakan Tengku Zafrul Aziz'in Sabah'ta erken sabah koşusunun keyfini çıkardığına dair sosyal medya paylaşımı, Güneydoğu Asya ülkesinin "yanlış" zaman diliminde olup olmadığı tartışmasını yeniden alevlendirdi.

Kuala Lumpur ve Singapur, Bangkok ve Cakarta'yla hemen hemen aynı boylamda yer alsa da doğudaki Manila şehriyle aynı hizada oldukları için bir saat ilerideler. GMT+8'e yapılan bu yapay geçiş, Malezya yarımadasında gün doğumunu sabah 7 civarına, yani Jakarta'da sabah 5.30'dan veya Manila'da sabah 6'dan çok daha sonraya kaydırıyor; zira yerel saat güneşin konumunu daha yakından takip ediyor. Eleştirmenler, bunun sabah gün ışığını sınırladığını ve sirkadiyen ritmi bozduğunu savunuyor.

Hevesli bir koşucu olan Aziz, Kota Kinabalu'daki daha erken gün doğumunun, sabah 8.30'daki randevusundan önce sabah koşusunu araya sıkıştırmasını sağladığını söyleyerek bu tezatı vurguladı.

Kota Kinabalu, Borneo'daki Sabah eyaletinin başkenti.

Malezya Yarımadası, Güneydoğu Asya anakarasında; Sabah ve Sarawak, Güney Çin Denizi'nin karşısındaki Borneo adasında yer alıyor.

Ticaret ve Sanayi Bakanı, X'te paylaştığı gönderide, "Bugün KK'de birçok koşucuyla karşılaştım! Enerji! Sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürmeye devam edelim" dedi.

Paylaşımı, Tayland ve Endonezya'nın batısında uygulanan saat dilimi olan GMT+7'ye dönülmesi çağrısında bulunan çok sayıda tepki aldı.

Birçok kişi, Malezya Yarımadası'nda yaşayanların erken gün ışığının tadını çıkarma şansından "mahrum bırakıldığını" ve geç gün doğumunun onları doğal vücut ritimleriyle uyumsuz kıldığını savundu.

Malezya Yarımadası, II. Dünya Savaşı'ndan sonra GMT+7.30'daydı ancak 31 Aralık 1981'de dönemin başbakanı Mahathir Mohamad, yarımadayı Sabah ve Saravak'la hizalamak için saatleri 30 dakika ileri aldı.

Singapur da yolcuları ve işletmeleri gereksiz aksaklıklardan korumak istediğini söyleyerek aynı şeyi yapmıştı.

dfyh
Eski lider Mahathir Mohamad, Malezya'yı GMT+8 saat dilimine geçirmişti ​​(AP)

X'te faal olan niş bir grup, Malezya'yı yıllardır saatleri geri almaya çağırıyor ve sabahları daha fazla güneş ışığının diyabet ve obezite gibi sağlık sorunlarıyla mücadeleye yardımcı olabileceğini savunuyor.

Öneri Mart 2024'te parlamentoda yeniden gündeme geldiğinde, hükümet sağlık iddialarını kabul etse de saat diliminin değiştirilmesinin önemli ekonomik sonuçlar doğuracağını savunmuştu.

Dönemin Yatırım, Ticaret ve Sanayi Bakanı Liew Chin Tong, "Hükümet 1981'de kararlaştırılandan sapmaya istekli değil" demişti.

Gönderiye yorum yapanlardan bazıları, Aziz'in paylaşımına değişiklik çağrısında bulunarak yanıt verdi. Biri, Malezya yarımadasına atıfta bulunarak "Semenanjung'a GMT +7'yi GERİ GETİRİN!!" diye yazdı.

Independent Türkçe 


Günde sadece iki sigara bile ölüm riskini yüzde 60 artırıyor

Araştırmacılar sigarayı tamamen bırakmak gerektiğini vurguluyor (Unsplash)
Araştırmacılar sigarayı tamamen bırakmak gerektiğini vurguluyor (Unsplash)
TT

Günde sadece iki sigara bile ölüm riskini yüzde 60 artırıyor

Araştırmacılar sigarayı tamamen bırakmak gerektiğini vurguluyor (Unsplash)
Araştırmacılar sigarayı tamamen bırakmak gerektiğini vurguluyor (Unsplash)

Bilim insanları günde sadece birkaç tane sigara içmenin bile kalp hastalığı ve ölüm riskini ciddi derecede artırdığını tespit etti.

Tütün kullanımının kalp sorunları ve kanser gibi hastalıklarla yakından ilişkili olduğu geniş çapta biliniyor. 

Bazıları alışkanlıklarını tamamen bırakmasa da sigara tüketimlerini azaltarak bu riskleri düşürmeye çalışıyor. 

Johns Hopkins Ciccarone Kardiyovasküler Hastalık Önleme Merkezi'nden bilim insanları, bu azaltmanın gerçekte ne kadar etki ettiğini araştırdı. 

Araştırmacılar uzun vadeli 22 çalışmayı analiz ederek toplamda ABD'den 320 bin yetişkinin 20 yıllık sağlık verisini inceledi.

Bu süre zarfında çalışmalarda kalp krizi, felç ve kalp yetmezliği gibi 54 bin kardiyovasküler olay ve 125 binden fazla ölüm kaydedildi.

Bulguları hakemli dergi PLOS Medicine'da 18 Kasım Salı günü yayımlanan çalışmada, günde 2-5 sigara içenlerin herhangi bir nedene bağlı ölüm riski, hiç içmemiş olanlardan yüzde 60 daha yüksek çıktı. 

Ayrıca bu grubun kalp-damar hastalığına yakalanma ihtimali de yüzde 50 daha fazlaydı.

Günde 11-15 sigara içmenin, kalp-damar hastalığı riskini yüzde 84; tüm nedenlere bağlı ölüm riskini ise yaklaşık iki kat artırdığı belirlendi.

Ayrıca sigarayı bırakmanın kalp sağlığı üzerindeki olumlu etkilerinin hızla ortaya çıktığı saptandı. Ancak risklerin, hiç içmemiş kişilerle aynı seviyeye inmesinin 30 yılı bulabildiği saptandı.

Makalenin yazarlarından Michael Blaha "Az miktarda sigara içmek (günde 2-5 sigara) çalışmada incelenen tüm risklerde artışla ilişkilendirildi" diyerek ekliyor:

Az miktarda sigaranın bile ne kadar zararlı olduğunu ve erken bırakmanın uzun vadeli kalp sağlığı üzerindeki inanılmaz önemini görünce biz bile şaşırdık.

Sigara kullanımı üzerine yapılan en kapsamlı çalışmalardan olan bu araştırma, tütün kullanımını olabildiğince erken ve tamamen bırakmanın önemini vurguluyor. 

Araştırmacılar şu ifadeleri kullanıyor:

Sigarayı mümkün olan en erken yaşta bırakmak şart çünkü bırakıldıktan sonra geçen sürenin etkisi, uzun süre düşük miktarda sigaraya maruz kalmaktan çok daha belirleyici.

Independent Türkçe, Medical News, SciTechDaily, PLOS Medicine